Çekirdek Enflasyon Nedir?
Çekirdek enflasyon nedir? Manşet enflasyon nedir? Çekirdek enflasyon genel manşet enflasyonun daha dar kapsamlıdır ve belli oynak kalemleri elemine eder. Ekonomi Terimleri Sözlüğü'nün bu maddesinde detaylı bir analizle çekirdek enflasyon ve manşet enflasyon terimlerine bakıyoruz.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, bu hafta içinde Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada Merkez Bankası’nın odağını çekirdek enflasyon göstergelerine çevirdiğini kaydetti.
Kavcıoğlu, küresel merkez bankacılığında, para politikası duruşu belirlenirken, para politikasının etkisi dışında olan kısa vadeli arızi unsurlardan arındırılmış çekirdek enflasyon göstergelerin esas alınacağını belirtti. Özellikle salgının getirdiği olağanüstü koşulların enflasyonun kısa vadeli oynaklıklardan arındırılmış ana eğilimini ölçmeye yarayan çekirdek enflasyon göstergelerinin önemini artırdığının altını çizen Şahap Kavcıoğlu, diğer merkez bankalarında olduğu gibi kendilerinin de salgının getirdiği arz ve talep şokları neticesinde ortaya çıkan fiyat hareketlerinin geçiciliğine dair analizlerinin bulunduğunu aktardı.
Kavcıoğlu’nun bu açıklamalarının ardından çekirdek ve manşet enflasyon kavramları daha çok araştırılmaya ve analiz edilmeye başladı. Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, hem bu iki kavramın ne ifade ettiğini detaylarıyla açıkladı.
Politika zeminini belirlemede ana gösterge: Enflasyon TCMB Başkanı Sn. Şahap Kavcıoğlu’nun çekirdek enflasyona vurgu yapmasından sonra, manşet ve çekirdek enflasyon arasındaki kavramsal ayrım daha fazla analiz konusu edilecek. Bu kapsamda, kapsama alanı anlamındaki farklılıklar ve bunun neden bir Merkez Bankası metot değişikliği olarak algılandığını açıklamak gerekiyor. Merkez bankaları, politika zeminini belirlemek adına enflasyonu en ana göstergelerden birisi olarak baz alırlar. Ekonomi içindeki genel geçer ve optimal dağılım ile ağırlıklandırılan bir mal ve hizmet sepeti enflasyon ölçümüne konu olur. Enflasyon ise bu sepet içerisindeki mal ve hizmetler fiyatlarının genel seviyesinin değişim oranını gösterir. Bir başka deyişle; enflasyon fiyatların artış hızını gösterir. Aylık enflasyon oranı, ilgili dönemde bir önceki aya göre değişimi gösterirken, yıllık enflasyon ise son 12 ayın fiyatlar genel seviyesi değişimidir. Üretici maliyetlerini gösteren enflasyon göstergesi ÜFE (üretici fiyat endeksi) olarak adlandırılırken, nihai tüketici fiyatlarının göstergesi TÜFE’dir (tüketici fiyat endeksi).
ÇEKİRDEK ENFLASYON NEDİR? Peki, çekirdek enflasyon nedir? Enflasyonun da farklı kalemleri kapsayan çeşitli göstergeleri vardır. ‘Çekirdek enflasyon’ kavramı burada ortaya çıkar. Gıda ve enerji gibi kontrol dışı olarak değerlendirilen ve genelde dışsallık etkisiyle volatil bir görünüm sergileyen kalemlerin dışarıda bırakıldığı göstergeye ‘çekirdek enflasyon’ adı verilir.
Merkez bankaları çekirdek enflasyonu, politika etkinliği bakımından elbette kontrol ederler ancak alım gücünü asıl gösteren ‘manşet enflasyon’ olmasından dolayı genelde çekirdek enflasyonu direkt olarak hedeflemezler.
Talep ve maliyet etkisi: Enflasyonu iki ana olgu oluşturur: Talep ve maliyet etkisi. Devlet politikaları kısmında yönetilen, yönlendirilen fiyatlar öğesi de başta vergi kalemleri olmak üzere fiyatlara etki ettiğinden enflasyonu konu olabilir. Ancak enflasyonun organik bileşenleri olarak talep ve maliyet olgularını öne çıkarmak daha doğrudur. Maliyet bileşenini döviz kurları, ithalat fiyatları, emtia fiyatları, arz-talep dengesi, iklim koşulları gibi unsurlar oluştururken; talep bileşeninde ise ekonomik büyüme, işgücü piyasası, krediye erişim gibi unsurlar etkilidir. Merkez bankalarının politika sıkılaşması veya gevşemesi yapması da bu enflasyon unsurlarındaki denge gözetilerek yapılır. Enflasyonun düşürülmesi için sıkı para politikasının, yükselmesi için ise gevşek para politikasının uygulanması esastır.
6 FARKLI GÖSTERGE: Çekirdek enflasyon, kavramsal olarak da anlaşılabileceği üzere, genel manşet enflasyonun daha dar kapsamlıdır ve belli oynak kalemleri elemine eder. TÜİK’in açıkladığı 6 farklı dar kapsamlı enflasyon göstergesi bulunur. Bunlar kapsama alanlarına göre A’dan F’ye doğru devam eder.
Bunlara bakacak olursak;
A göstergesi: Mevsimlik ürünler hariç TÜFE
B göstergesi: İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içecekler ve tütün ile altın hariç TÜFE
C göstergesi: Enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE
D göstergesi: İşlenmemiş gıda, alkollü içecekler ve tütün ürünleri hariç TÜFE
E göstergesi: Alkollü içecekler ve tütün hariç TÜFE
F göstergesi: Yönetilen-yönlendirilen fiyatlar hariç TÜFE
TCMB’den yöntem değişikliği mi? Çekirdek enflasyon hesabında esas alınan enerji ve gıdanın, buna ek olarak dışsallık ve merkezi yönetim etkisi yüksek kalemler olan alkol, tütün ve altının dışarıda bırakıldığı C göstergesidir. Ağustos ayında manşet enflasyonun yüzde 19,25’e yükselirken, C göstergesinin yüzde 16,76’ya düşmüş olması enflasyonun genelinde gıda ve bununla ilgili kalemlerin etkisinin yüksek olduğunu gösterir. Bu nedenle, TCMB genel enflasyon varsayımlarından sapma gösteren ve geçici oynaklık unsuru olduğunu düşündüğü gıdanın etkisini dışlayarak çekirdek enflasyon vurgusunu öne çıkardı ve politika etkinliği bakımından buna referans verdi. Dolayısıyla, normalde ‘enflasyon üzerinde faiz’ ve ‘dezenflasyonist etkiyi sağlayacak sıkılıkta politika’ yönlendirmesi yapmış olan TCMB; enflasyonun faiz üzerine çıkmasıyla beraber ya politika sıkılaştırması yapacaktı ya da yöntem değiştirecekti.
Çekirdek enflasyon vurgusunun manşet enflasyonun önüne çıkarılmasında da, bundan sonra bu kavramın daha belirleyici olacağı sonucu çıkarılabilir. Kurun stabilitesi bozulabilir!
TCMB’nin artan enflasyona hızlı cevap verecek bir faiz artırımından ziyade, faiz indirimi fırsatı gözleyeceği anlaşılıyor. Bunun politika pratiğinin sonuçları açısından bazı riskleri söz konusu olabilir. Çünkü genel enflasyon standardizasyonuna göre ayarlanan reel faiz pozisyonunun rekabetçi olmaması kur istikrarını ve dolayısıyla enflasyon görünümünü riske atabilir. Genel nüfus ve gelir grupları açısından gıda, kira gibi harcamaların ağırlığı hissedilen enflasyon etkisini artırdığı gibi, faiz pozisyonunun manşet enflasyondan çok, daha düşük olan çekirdek enflasyonu odak noktasına alması politika etkinliğinin azalmasına neden olur. TL cinsi tasarruflara olan talep, negatif reel getiriden dolayı düşük kalacağından ve döviz talebi yüksek olacağından dolayı kurun stabilitesinin bozulması ek maliyet unsuru olarak enflasyonu besleyebilir. Piyasanın zorlayıcı olduğu durumlar, ileri dönemde zorunlu bir şekilde yeniden sıkılaşma olmasına neden olabilir. Bu da ekonomideki faiz yükü azaltılmak istenirken, daha yüksek kur, yüksek enflasyon ve yine yüksek faiz etkisinin görülmesine neden olur.