İzmir Büyükşehir Belediyesi, 25 bin sosyal konut projesinin ilk ayağı olacak Egeşehir Menemen Konutları’nın tanıtımını yaptı. Alt ve orta gelir grubundaki İzmirlilerin konut sahibi olmasının hedeflendiği proje kapsamında ilk etapta Menemen’de 3 bin 100 konut inşa edilecek. 15 bin TL’den başlayacak taksitler, 10 yıl vadeli olacak. Tanıtım töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Konut bir lüks, yatırım aracı veya rant kapısı değildir. Konut temel bir insan hakkıdır. İzmir’de bunu yaptığımız işlerle göstereceğiz. İzmirlileri ev sahibi yapmak istiyoruz” dedi. Tugay, bir ülkenin gelişmişliğinin insanlarının huzur içinde yaşayacağı yuvalarla ölçüldüğünü belirterek, “Burada sadece bina yapmayacağız. Aynı zamanda devletle halkın tekrar birbirine kavuştuğu, halkın devlete güveninin tekrar tesis edildiği bir sistem kuracağız. İzmir’den Türkiye’ye örnek olacağız” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın seçim vaatlerinden olan 25 bin sosyal konut için harekete geçildi. Türkiye’deki ekonomik krizin derinleşmesiyle konut sıkıntısı yaşayan orta ve alt gelir grubundaki vatandaşlara nefes aldıracak projenin ilk etabı olan Egeşehir Menemen Konutları projesinin tanıtımı Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Projenin sunumunu Egeşehir Yapı Planlama Müşavirlik ve Teknoloji Anonim Şirketi (Egeşehir AŞ) Genel Müdür Süleyman Ekinci gerçekleştirdi. Başkan Dr. Cemil Tugay ise İzmir’den Türkiye’ye örnek bir proje başlattıklarını anlattı..
“Konut krizini gidermek için bir adım atmaya karar verdik”
Konut hakkının önemine değinen, ulusal ve uluslararası sözleşmelerden örnekler veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün seçim öncesinde verdiğimiz 25 bin sosyal konut vaadinin ilk etabı için bir aradayız. Belediye bu işi niye yapsın, yapabilir mi sorularının aklınızda oluştuğunu biliyorum. Her şeyden önce neden yaptığımızı sizlere söylemek isterim. Biliyorsunuz barınma hakkı en temel insan hakkıdır. Konut hakkı, Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde Ekonomik Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde ifade edilmiş. Anayasamızda da Konut Hakkı başlıklı 57’nci maddede ‘Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler’ denmiştir. İşte bu sorumlulukla özellikle son zamanlarda çok daha belirgin bir şekilde yaşadığımız konut krizini gidermek için bir adım atmaya karar verdik. İştirakimiz olan Egeşehir AŞ’yi görevlendirdik” dedi.
“İnsanlar aylık gelirleriyle bile kira ödeyemiyor”
Konut kredilerinin yüksek olması ve ödeme zorlukları nedeniyle konut sahibi olmanın zorlaştığına değinen Başkan Tugay, “İnşaat maliyetlerindeki artışlar, konut satış ücretlerinin yüksekliği, üretilen konutların belli bir gelir grubuna yönelik olması konut krizini derinleştirdi. Günümüz küresel ekonomisinde konut bir birikim aracı olarak ön plana çıkarken barınma ikinci plana atılmış durumda. Konut bir finansal araca dönüştü. Uluslararası verilere göre ödenen kira, hane gelirinin yüzde 30’unu geçmemelidir. Ama insanlar aylık gelirleriyle bile kira ödeyemiyor” diye konuştu.
“Türkiye’de güvenli bir çatı altında yaşamak kimsenin lütfuna bağlı olmamalı”
2010-2022 yılları arasında ülke genelinde konut fiyatlarının yüzde 91 oranında arttığını söyleyen Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu oranla Türkiye, dünya ülkeleri arasında konut fiyatının en çok yükseldiği beşinci ülke oldu. 2022’den bugüne fiyatlar daha da arttı. Diğer yandan TÜİK verileri incelendiğinde konut inşaat ruhsatlarında özel sektörün payının yüzde 92,3, kamu sektörünün payının yüzde 6,3, kooperatiflerin payının ise yüzde 1,4 olduğu görülüyor. Bu veriler Türkiye’de konut üretiminin büyük ölçüde özel sektöre bırakıldığını gösteriyor. Biz ise tüm kamunun, yerel yönetimlerin de dahil olmak üzere sorumluluk alması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kendi arsalarımız ve kendi bütçemizin gücüyle insanlarımıza sosyal konut yapmayı bir görev edindik. Menemen’de 3 bin 100 konutu vatandaşlarımıza uygun şartlarda ödeme imkanıyla sunma kararını verdik. Türkiye’de güvenli bir çatı altında yaşamak kimsenin lütfuna bağlı olmamalıdır.”
“Kaynaklar barınma hakkı için değil rant için kullanıldı”
Kamunun kaynaklarının belirli bir azınlığın servetini büyütmek için kullanılmasını eleştiren Başkan Tugay, bunun en somut örneğinin de Kur Korumalı Mevduat (KKM) olduğunu belirtti. Sadece iki yılda bu sistem için Hazine ve Merkez Bankası’ndan tam 48 milyar dolar ödendiğini vurgulayan Tugay, “Bu paranın büyük kısmı, zaten zengin olan küçük bir azınlığın cebine aktarıldı. Oysa bu 48 milyar dolarla 972 bin sosyal konut inşa edebilirdik. 3 milyondan fazla vatandaşımızı güvenli ve nitelikli konut sahibi yapabilirdik. Ama bu tercih edilmedi. Konuta bir insan hakkı olarak değil, bir yatırım ve rant aracı olarak bakılıyor” şeklinde konuştu.
“Türkiye’ye örnek olacak bir proje olacaktır”
Konutun bir lüks, yatırım aracı ve rant kapısı olmadığını bir kez daha vurgulayan Başkan Tugay, “Konut temel bir insan hakkıdır. İzmir’de bunu yaptığımız işlerle göstereceğiz. İzmirlileri ev sahibi yapmak istiyoruz. Uygun bir finansman modeli geliştirdiğimize inanıyoruz. Asgari ücrete endeksli bir planlama yapıldı. Olağanüstü enflasyona karşı taksit artış oranında üst limiti yüzde 30 olarak belirledik” dedi.
Amaçlarının sadece konut değil insanlara yaşam alanı oluşturmak olduğunu belirten Tugay, “İnsanlarımızın nitelikli bir ortamda yaşamalarını sağlamak istiyoruz. Hem çevreci hem sosyal olanaklar açısından yeterli hem de güvenlik açısından sorunu olmayan atmosferler oluşturacağız. Bir ülkenin gelişmişliği gökdelenleriyle değil insanlarının huzur içinde yaşayacağı yuvalarıyla ölçülür. İzmirlilere, bu konutlarda oturacak vatandaşlarımıza şimdiden hayırlı olsun. Burada sadece bir bina yapmayacağız. Aynı zamanda devletle halkın tekrar birbirine kavuştuğu, halkın devlete güveninin tekrar tesis edildiği bir sistem kuracağız. Bir tür dayanışma geliştirdiğimize inanıyorum. Türkiye’ye örnek olacak bir proje olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Somut ve tarihi adımlar atacağımıza inanıyorum”
Başkan Tugay, toplantının soru cevap bölümünde de konuştu. Büyükşehir Belediyesi’ne ait arsayı satmak yerine halkın yararına kullanmayı seçtiklerini belirten Tugay, konutta sürdürülebilir finansman modelinin yeni konutların yapımı için kaynak oluşturabileceğini söyledi. Alanda deprem riski açısından her türlü çalışmanın yapıldığını da belirten Tugay, projenin devamı için “30 ilçemizde buna benzer projeler yapacağımızı söylemek isterim. En az 10 ilçemizde benzer rezerv alan üzerinden çalışmalar devam ediyor. Sadece metropol değil. Şehrin her alanında sağlıklı ve dengeli, çevreyle uyumlu yaşam alanları oluşturmayı planlıyoruz. Hiçbir bölgemizi dışarda bırakmayacağız. Altyapı, trafik, ulaşım ve kentsel dönüşümü çok önemsiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu hedeflerle ilgili somut ve tarihi adımlar atacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Önkoşul yok öncelik kriterleri var
Projeden ev sahibi olma başvurusu için herhangi bir önkoşul bulunmuyor. Ancak konut sahibi olup olmama durumu, İzmir’de ikamet süresi ve yeri, hane halkında engelli olup olmaması, şehit yakını veya gazi olması, çocuk bulunması gibi özel durumlar, medeni durum, hane nüfusu ve gelir durumu üzerinden puanlama sistemi var. Bu öncelik kriterleri ve puanlama sistemi sıralamada öne çıkarılacak grupları belirlemek için kullanılacak.
Birinci etabın temeli Mayıs ayında atılacak
25 bin sosyal konut vaadi kapsamında ilk etapta 3 bin 100 konut yapılacak. Bu rakamın 25 bine çıkartılması hedefleniyor. 3 bin 100 konut için satış ofisi kurulumu ve ilk satışlar ise Nisan ayı itibari ile başlıyor. Tüm etaplar için yapım ihalesinin ardından 2 yıl içinde inşaatların tamamlanması ve dairelerin teslim edilmesi planlanıyor. 400 dairenin bulunduğu 1. Etap için Mayıs 2025’te temelin atılması, Mayıs 2027’de ise anahtar teslimi hedefleniyor. 2. Etabın yapımı Temmuz 2025’te, 3. Etap Eylül 2025’te, 4. Etap ise Kasım 2025’te başlayacak.