Son günlerde dolar/TL’deki dalgalı seyir oldukça dikkat çekiyor. Temmuz ayında pozitif ayrışarak değer kazanan ve 8,66’dan başladığı ayı 8,45’ten tamamlayan dolar/TL, dün ise 8,30’ların altını gördü. Ancak bu düşüş çok uzun süreli olmadı ve yeniden 8,45’lere çıkış yaşandı. TÜFE’nin temmuz ayında beklenenin üzerinde yıllık yüzde 18,95 artış göstererek politika faiziyle neredeyse eşitlendiğini kaydeden uzmanlar, erken faiz indirimi riski azaldığı için TL’nin dün gün içinde buna olumlu tepki verdiğini söylüyor. Yine piyasanın 12 Ağustos’ta TCMB’den bir faiz artırımı beklediği olasılığı da dillendiriliyor. Peki, analistlerin yorumları, değerlendirmeleri ne?
İşte analist görüşleri:
Ceren Oral Balaban / [email protected]
Son dönemde dolar/TL’de oldukça inişli-çıkışlı bir seyir izleniyor. Son bir aylık tabloda TL varlıkların pozitif ayrıştığı göze çarparken bundan en önemli etkenlerden birinin TCMB’nin 2021 Temmuz toplantısında fiyat oynaklıkları, kredi gelişmeleri ve cari işlemler dengesine ilişkin makro göstergelere dikkat çekmesi ve politika faizini yüzde 19’da sabit bırakması olduğu görülüyor.
Faiz kararının ardından TCMB, 2021 üçüncü enflasyon raporunda 2021 için orta nokta enflasyon tahminini yüzde 12,2’den yüzde 14,1’e, 2022 yılı için yüzde 7,50’den yüzde 7,80’e yükseltti. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu; sıkı para politikası duruşunun enflasyonda düşüş eğilimi sağlanan kadar devam ettirileceği mesajını yineledi. Başkan ayrıca ‘pozitif reel faiz’ konusu üzerinde durdu ve enflasyon artarsa faizleri de buna göre ayarlayabileceklerini ifade etti.
Dün açıklanan 2021 Temmuz ayı enflasyon verileri de enflasyonda yükselişin devam ettiğini ortaya koydu. Temmuz ayında TÜFE aylık artışı yüzde 1,8 ile beklentilerin önemli oranda üzerinde gerçekleşti. Söz konusu gerçekleşme, 2003 yılından beri temmuz aylarında gerçekleşen en yüksek aylık artışı anlamına geliyor. Aylık gerçekleşme, yıllık artışı da yüzde 18,95 seviyesine taşıyarak 26 ayın en yükseğine işaret ediyor. Böylece yüzde 19 olan politika faiziyle eşdeğer bir yere gelindiği de görülüyor.
Hem haziran ve temmuz ayı enflasyonunun beklentilerin oldukça üzerinde gelmesi hem de söz konusu açıklamalar sonrası piyasalarda ağustos ayı için faiz indirimi beklentileri ötelendi. Buna ek olarak ‘pozitif reel faiz’ vurgusu nedeniyle “Acaba 12 Ağustos’taki PPK’dan bir faiz artırımı gelebilir mi?” düşüncesi de oluştu. Bu faktörlerin etkisiyle de TL, temmuz ayında pozitif ayrışarak değer kazanırken dün de 8,30’ların altını gördü.
Temmuz ayı başında 8,66 seviyesinde olan dolar/TL, temmuz ayını 8,45’ten tamamladı. Ağustos ayının ilk haftası itibarıyla ise dolar/TL’de gün içi hareketlerde 8,2950’li seviyeler test edildi. Sonrasında tekrar yükselişe geçen dolar/TL, 4 Ağustos itibarıyla ise 8,45’li seviyelerde hareket ediyor.
Her ne kadar dolar kurunda kısmi bir geri çekilme yaşansa da ülke risk primini ifade eden CDS’lerde benzer bir durumun olmaması ve dolardaki düşüşlerin arkasında temel bir katalizör bulunmaması nedeniyle kurda çok kısa süre içerisinde 8,29’dan yeniden 8,45’e doğru yükseliş görüldü. Yatırım Finansman analistleri; kurda zayıf görünümün bir süre daha devamını bekliyor. 8,4150 altında kalındığı sürece 8,30-8,35 bandına düşüş görülebileceğini kaydeden Yatırım Finansman analistleri; olası yükselişlerde ise 8,4150 üzerinde 8,48-8,50 bandının hedeflenebileceğini aktarıyor.
Şeker Yatırım Ekonomisti Abdulkadir Doğan; kurlarda yaşanan oynaklığın enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında yukarı yönlü riskleri arttırdığına dikkat çekiyor. “Son dönemde küresel piyasalara paralel olarak kurlarda yaşanan geri çekilme, kur geçişkenliğinin fiyatlarda yaratacağı baskıyı hafifletecek” diyen Doğan’a göre; emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketler TL’nin değer kazanımı ile desteklenirse enflasyonist baskı azalabilir. Bu kapsamda TCMB’nin enflasyonda düşüş eğilimi başlaması durumunda en erken yılın son çeyreğinin son aylarında bir faiz indirimine gidebileceği görüşü ağırlık kazanıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde TL’de bir miktar daha değer kazancı görülebileceği üzerinde de duruyor.
Garanti Yatırım Genel Müdürü Utku Ergüder, temmuz ayındaki bayram tatili nedeniyle kurda oynaklığın düşük kalacağı ve likiditenin az olacağı beklentilerinin piyasada dövize karşı TL uzun pozisyon almayı ve TL faiz elde etmeyi ön plana çıkardığı bilgisini veriyor. “Bu da kurdaki son günlerde yaşanan düşüşün nedeni” diyen Ergüder, şöyle devam ediyor: “TCMB’nin son zorunlu karşılık düzenlemesinin uygulamaya girmesiyle beraber yurtiçinde TL mevduata geçişin daha cazip hale gelmesi mümkün olabilir. Diğer yandan ABD’de bu ay enflasyon verilerindeki artış hızı yavaşlamazsa Dolar Endeksi yükselişe devam edebilir ve TL gibi gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimleri bir miktar baskı altında kalabilir.”
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, dolar/TL’de her ne kadar aşağı yönlü bir gevşeme olsa da kalıcı bir düşüş eğiliminin başladığından bahsetmenin zor olduğu görüşünde. TL’yi güçlendirebilecek temel gerekçelerin henüz oluşmadığını söyleyen Yalçınkaya Özer’e göre; geri çekilmeler alım fırsatı olarak kullanılmaya devam edebilir. Bu açıdan 8,50 seviyesinin oldukça kritik bir seviye olduğu üzerinde duran Seda Yalçınkaya Özer, “Bu seviyenin altında kapanışların olması halinde daha yumuşak bir kur hareketinden bahsetmek mümkün olabilir ancak uzun soluklu bir kalıcılıktan bahsetmek zor gibi görünüyor” diyor.
Dolar/TL’deki son hareketleri ve önümüzdeki sürece ilişkin beklentileri Stratejist Rıdvan Baştürk ve Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan ile konuştuk:
“12 Ağustos’ta faiz artışı gelmezse TL kazançlarını geri verebilir"
Rıdvan Baştürk/Stratejist: “Türkiye’de enflasyon kuvvetli bir şekilde yükselmeye devam ederken üretici fiyatları da aynı şekilde yükselmeye devam ediyor. Enflasyon yıllık bazda yüzde 19’a, ÜFE ise yüzde 43’e dayandı. ÜFE-TÜFE farkının da 25 puan gibi yüksek bir seviyede seyrettiğini görüyoruz.
Geçen haftadan bu yana aşağı yönde bir ivme gösteren dolar kuru, enflasyon verileri açıldıktan sonra hızlı bir düşüş yaşadı ardından yine hızlı bir şekilde yükseldi. Bu oynaklık, piyasanın TCMB’den beklediği faiz aksiyonu konusundaki ayrışmadan kaynaklanıyor. TCMB Başkanı, geçen günlerde yaptığı konuşmada ‘pozitif reel faiz’ konusu üzerinde durmuş ve enflasyon artarsa faizleri de buna göre ayarlayabileceklerini ifade etmişti. Bu nedenle piyasa; 12 Ağustos’ta TCMB’den bir faiz artırımı bekliyor olabilir. Benim beklentim, faiz artırımı gelmeyeceği ve politika faizinin yüzde 19 seviyesinde kalacağı yönünde. Böyle bir durumda TL; son dönemde kazandıklarının önemli bir kısmını geri verebilir. Aynı zamanda enflasyonun birkaç ay daha yükselmesini ve TCMB’nin yıl sonu hedefi olan yüzde 14,1’in üzerinde yılı kapatmasını bekliyorum.
Son dönemde dolar kurunda yaşanan geri çekilme esnasında ülke risk priminin buna eşlik etmediğini gördük. Düşüşlerin arkasında temel bir katalizör eksiği bulunuyor. Bu nedenle çok kısa süre içerisinde 8,29’dan 8,45’e doğru yükseliş yaşanabiliyor. Bu tarz oynaklık TCMB toplantısına kadar sürecektir. Dolar kurunda toplantıya kadar bir baskılanma sürpriz olmaz. Fakat faiz artırımı gelmediği sürece bu enflasyon ve faiz ortamında TL’nin reel getirisi cazip olmayacağı için döviz tarafına kaymalar başlayabilir. Teknik olarak 8,30-8,20 bölgesi kur için önemli destek olarak izlenebilir ve bu bölge üzerinde toparlanmalar görebiliriz. Yukarıda 8,60 belirleyici eşik olacak. Kurda ilerleyen süreçte 8,60 direncinde bir kırılma gelirse alım tarafı kuvvetli bir ivme kazanabilir.”
“TL’nin getirisinin artan enflasyonla nötrlenmesi döviz talebini artırabilir”
Enver Erkan/Tera Yatırım Başekonomisti: “Enflasyonun beklenenden fazla artmasının akabinde erken faiz indirimi riski azaldığı için TL buna olumlu olumlu tepki verdi. Tüketici fiyatlarının temmuzda yıllık yüzde 18,95 artış göstermesi ve haziran ayındaki yüzde 17,5’ten hızlanmaya işaret etmesi, aynı zamanda enflasyonun da politika faizi ile neredeyse eşitlendiğini gösteriyor. Dolayısıyla; sıfırlanmış reel faiz, TCMB’ye erken dönem gevşemesi anlamında hareket alanı bırakmadığından dolayı, sıkı kalacak para politikası beklentisi değerlendirmesi yapılıyor. TCMB, bilindiği gibi politika faizini beklenen ve gerçek enflasyonun üzerinde tutma taahhüdü sürdürüyor. TÜFE ve ÜFE’nin genel eğilimi ve göstergeleri yüksek enflasyon baskısının 2021’in üçüncü çeyreği boyunca devam edebileceğini ve enflasyonda düşüş beklenen 2021 son çeyrek döneminden önce TCMB’nin faiz indirme pozisyonunda olmayacağını gösteriyor.
TCMB’nin politika gevşetmesi için 2021’in son çeyrek zaman dilimini beklemesi olası. Bir sonraki faiz toplantısı 12 Ağustos’ta yapılacak. TCMB’nin artan enflasyonu ve gerileyen reel faiz oranını ele alarak çift taraflı bir risk değerlendirmesi yapması gerekebilir. TL’nin hareket düzlemi açısından pozitif reel getiri garantisinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda para birimindeki hareketin teyidinin CDS’de düşüş sağlanmasıyla güvenilir bir şekilde sağlanması gerekir. Ancak halen bu alandaki ayrışma düzlemi devam ediyor.
Cari dengede seyahat kalemi kaynaklı olumlu seyir, kur için düşüş etkisi yaratabilecek olsa da bu alanda gerek artan vaka sayıları, gerekse de turizm bölgelerinde yaşanan orman yangınları felaketi durumu sınırlayabilir. Fed’in eylül ayı toplantısına kadar da piyasalar, çekinceler eşliğinde oyalanacak. Potansiyel bir tapering açıklamasına karşı, reel getiri rekabetinin artacağı bir ortamda bu pozisyonumuzun gerilemiş olması risk teşkil ediyor. TL’nin hissedilen getirisinin artan enflasyonla nötrlenmiş olması, aynı zamanda döviz talebini de artırıcı etkide bulunabilir.”
İşte analist görüşleri:
Son dönemde dolar/TL’de oldukça inişli-çıkışlı bir seyir izleniyor. Son bir aylık tabloda TL varlıkların pozitif ayrıştığı göze çarparken bundan en önemli etkenlerden birinin TCMB’nin 2021 Temmuz toplantısında fiyat oynaklıkları, kredi gelişmeleri ve cari işlemler dengesine ilişkin makro göstergelere dikkat çekmesi ve politika faizini yüzde 19’da sabit bırakması olduğu görülüyor.
Faiz kararının ardından TCMB, 2021 üçüncü enflasyon raporunda 2021 için orta nokta enflasyon tahminini yüzde 12,2’den yüzde 14,1’e, 2022 yılı için yüzde 7,50’den yüzde 7,80’e yükseltti. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu; sıkı para politikası duruşunun enflasyonda düşüş eğilimi sağlanan kadar devam ettirileceği mesajını yineledi. Başkan ayrıca ‘pozitif reel faiz’ konusu üzerinde durdu ve enflasyon artarsa faizleri de buna göre ayarlayabileceklerini ifade etti.
ENFLASYONDA YÜKSELİŞ TAM GAZ
Dün açıklanan 2021 Temmuz ayı enflasyon verileri de enflasyonda yükselişin devam ettiğini ortaya koydu. Temmuz ayında TÜFE aylık artışı yüzde 1,8 ile beklentilerin önemli oranda üzerinde gerçekleşti. Söz konusu gerçekleşme, 2003 yılından beri temmuz aylarında gerçekleşen en yüksek aylık artışı anlamına geliyor. Aylık gerçekleşme, yıllık artışı da yüzde 18,95 seviyesine taşıyarak 26 ayın en yükseğine işaret ediyor. Böylece yüzde 19 olan politika faiziyle eşdeğer bir yere gelindiği de görülüyor.
Hem haziran ve temmuz ayı enflasyonunun beklentilerin oldukça üzerinde gelmesi hem de söz konusu açıklamalar sonrası piyasalarda ağustos ayı için faiz indirimi beklentileri ötelendi. Buna ek olarak ‘pozitif reel faiz’ vurgusu nedeniyle “Acaba 12 Ağustos’taki PPK’dan bir faiz artırımı gelebilir mi?” düşüncesi de oluştu. Bu faktörlerin etkisiyle de TL, temmuz ayında pozitif ayrışarak değer kazanırken dün de 8,30’ların altını gördü.
ZAYIF GÖRÜNÜM DEVAM EDER Mİ?
Temmuz ayı başında 8,66 seviyesinde olan dolar/TL, temmuz ayını 8,45’ten tamamladı. Ağustos ayının ilk haftası itibarıyla ise dolar/TL’de gün içi hareketlerde 8,2950’li seviyeler test edildi. Sonrasında tekrar yükselişe geçen dolar/TL, 4 Ağustos itibarıyla ise 8,45’li seviyelerde hareket ediyor.
Her ne kadar dolar kurunda kısmi bir geri çekilme yaşansa da ülke risk primini ifade eden CDS’lerde benzer bir durumun olmaması ve dolardaki düşüşlerin arkasında temel bir katalizör bulunmaması nedeniyle kurda çok kısa süre içerisinde 8,29’dan yeniden 8,45’e doğru yükseliş görüldü. Yatırım Finansman analistleri; kurda zayıf görünümün bir süre daha devamını bekliyor. 8,4150 altında kalındığı sürece 8,30-8,35 bandına düşüş görülebileceğini kaydeden Yatırım Finansman analistleri; olası yükselişlerde ise 8,4150 üzerinde 8,48-8,50 bandının hedeflenebileceğini aktarıyor.
Şeker Yatırım Ekonomisti Abdulkadir Doğan; kurlarda yaşanan oynaklığın enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında yukarı yönlü riskleri arttırdığına dikkat çekiyor. “Son dönemde küresel piyasalara paralel olarak kurlarda yaşanan geri çekilme, kur geçişkenliğinin fiyatlarda yaratacağı baskıyı hafifletecek” diyen Doğan’a göre; emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketler TL’nin değer kazanımı ile desteklenirse enflasyonist baskı azalabilir. Bu kapsamda TCMB’nin enflasyonda düşüş eğilimi başlaması durumunda en erken yılın son çeyreğinin son aylarında bir faiz indirimine gidebileceği görüşü ağırlık kazanıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde TL’de bir miktar daha değer kazancı görülebileceği üzerinde de duruyor.
KURDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDENİ NEYDİ?
Garanti Yatırım Genel Müdürü Utku Ergüder, temmuz ayındaki bayram tatili nedeniyle kurda oynaklığın düşük kalacağı ve likiditenin az olacağı beklentilerinin piyasada dövize karşı TL uzun pozisyon almayı ve TL faiz elde etmeyi ön plana çıkardığı bilgisini veriyor. “Bu da kurdaki son günlerde yaşanan düşüşün nedeni” diyen Ergüder, şöyle devam ediyor: “TCMB’nin son zorunlu karşılık düzenlemesinin uygulamaya girmesiyle beraber yurtiçinde TL mevduata geçişin daha cazip hale gelmesi mümkün olabilir. Diğer yandan ABD’de bu ay enflasyon verilerindeki artış hızı yavaşlamazsa Dolar Endeksi yükselişe devam edebilir ve TL gibi gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimleri bir miktar baskı altında kalabilir.”
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, dolar/TL’de her ne kadar aşağı yönlü bir gevşeme olsa da kalıcı bir düşüş eğiliminin başladığından bahsetmenin zor olduğu görüşünde. TL’yi güçlendirebilecek temel gerekçelerin henüz oluşmadığını söyleyen Yalçınkaya Özer’e göre; geri çekilmeler alım fırsatı olarak kullanılmaya devam edebilir. Bu açıdan 8,50 seviyesinin oldukça kritik bir seviye olduğu üzerinde duran Seda Yalçınkaya Özer, “Bu seviyenin altında kapanışların olması halinde daha yumuşak bir kur hareketinden bahsetmek mümkün olabilir ancak uzun soluklu bir kalıcılıktan bahsetmek zor gibi görünüyor” diyor.
ANALİST YORUMLARI VE TAHMİNLER NE?
Dolar/TL’deki son hareketleri ve önümüzdeki sürece ilişkin beklentileri Stratejist Rıdvan Baştürk ve Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan ile konuştuk:
“12 Ağustos’ta faiz artışı gelmezse TL kazançlarını geri verebilir"
Rıdvan Baştürk/Stratejist: “Türkiye’de enflasyon kuvvetli bir şekilde yükselmeye devam ederken üretici fiyatları da aynı şekilde yükselmeye devam ediyor. Enflasyon yıllık bazda yüzde 19’a, ÜFE ise yüzde 43’e dayandı. ÜFE-TÜFE farkının da 25 puan gibi yüksek bir seviyede seyrettiğini görüyoruz.
Geçen haftadan bu yana aşağı yönde bir ivme gösteren dolar kuru, enflasyon verileri açıldıktan sonra hızlı bir düşüş yaşadı ardından yine hızlı bir şekilde yükseldi. Bu oynaklık, piyasanın TCMB’den beklediği faiz aksiyonu konusundaki ayrışmadan kaynaklanıyor. TCMB Başkanı, geçen günlerde yaptığı konuşmada ‘pozitif reel faiz’ konusu üzerinde durmuş ve enflasyon artarsa faizleri de buna göre ayarlayabileceklerini ifade etmişti. Bu nedenle piyasa; 12 Ağustos’ta TCMB’den bir faiz artırımı bekliyor olabilir. Benim beklentim, faiz artırımı gelmeyeceği ve politika faizinin yüzde 19 seviyesinde kalacağı yönünde. Böyle bir durumda TL; son dönemde kazandıklarının önemli bir kısmını geri verebilir. Aynı zamanda enflasyonun birkaç ay daha yükselmesini ve TCMB’nin yıl sonu hedefi olan yüzde 14,1’in üzerinde yılı kapatmasını bekliyorum.
Son dönemde dolar kurunda yaşanan geri çekilme esnasında ülke risk priminin buna eşlik etmediğini gördük. Düşüşlerin arkasında temel bir katalizör eksiği bulunuyor. Bu nedenle çok kısa süre içerisinde 8,29’dan 8,45’e doğru yükseliş yaşanabiliyor. Bu tarz oynaklık TCMB toplantısına kadar sürecektir. Dolar kurunda toplantıya kadar bir baskılanma sürpriz olmaz. Fakat faiz artırımı gelmediği sürece bu enflasyon ve faiz ortamında TL’nin reel getirisi cazip olmayacağı için döviz tarafına kaymalar başlayabilir. Teknik olarak 8,30-8,20 bölgesi kur için önemli destek olarak izlenebilir ve bu bölge üzerinde toparlanmalar görebiliriz. Yukarıda 8,60 belirleyici eşik olacak. Kurda ilerleyen süreçte 8,60 direncinde bir kırılma gelirse alım tarafı kuvvetli bir ivme kazanabilir.”
“TL’nin getirisinin artan enflasyonla nötrlenmesi döviz talebini artırabilir”
Enver Erkan/Tera Yatırım Başekonomisti: “Enflasyonun beklenenden fazla artmasının akabinde erken faiz indirimi riski azaldığı için TL buna olumlu olumlu tepki verdi. Tüketici fiyatlarının temmuzda yıllık yüzde 18,95 artış göstermesi ve haziran ayındaki yüzde 17,5’ten hızlanmaya işaret etmesi, aynı zamanda enflasyonun da politika faizi ile neredeyse eşitlendiğini gösteriyor. Dolayısıyla; sıfırlanmış reel faiz, TCMB’ye erken dönem gevşemesi anlamında hareket alanı bırakmadığından dolayı, sıkı kalacak para politikası beklentisi değerlendirmesi yapılıyor. TCMB, bilindiği gibi politika faizini beklenen ve gerçek enflasyonun üzerinde tutma taahhüdü sürdürüyor. TÜFE ve ÜFE’nin genel eğilimi ve göstergeleri yüksek enflasyon baskısının 2021’in üçüncü çeyreği boyunca devam edebileceğini ve enflasyonda düşüş beklenen 2021 son çeyrek döneminden önce TCMB’nin faiz indirme pozisyonunda olmayacağını gösteriyor.
TCMB’nin politika gevşetmesi için 2021’in son çeyrek zaman dilimini beklemesi olası. Bir sonraki faiz toplantısı 12 Ağustos’ta yapılacak. TCMB’nin artan enflasyonu ve gerileyen reel faiz oranını ele alarak çift taraflı bir risk değerlendirmesi yapması gerekebilir. TL’nin hareket düzlemi açısından pozitif reel getiri garantisinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda para birimindeki hareketin teyidinin CDS’de düşüş sağlanmasıyla güvenilir bir şekilde sağlanması gerekir. Ancak halen bu alandaki ayrışma düzlemi devam ediyor.
Cari dengede seyahat kalemi kaynaklı olumlu seyir, kur için düşüş etkisi yaratabilecek olsa da bu alanda gerek artan vaka sayıları, gerekse de turizm bölgelerinde yaşanan orman yangınları felaketi durumu sınırlayabilir. Fed’in eylül ayı toplantısına kadar da piyasalar, çekinceler eşliğinde oyalanacak. Potansiyel bir tapering açıklamasına karşı, reel getiri rekabetinin artacağı bir ortamda bu pozisyonumuzun gerilemiş olması risk teşkil ediyor. TL’nin hissedilen getirisinin artan enflasyonla nötrlenmiş olması, aynı zamanda döviz talebini de artırıcı etkide bulunabilir.”