Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, iklim değişikliğinin büyüme ve refaha yönelik "derin bir tehdit oluşturduğunu" ifade etti.
Georgieva, İklim Hareketi için Maliye Bakanları Koalisyonunun toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
İklim krizini önlemek için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Georgieva, "İklim değişikliği, büyüme ve refaha yönelik derin bir tehdittir. Makro açıdan kritiktir" ifadesini kullandı.
Georgieva, makroekonomik politikaların iklim değişikliğine karşı mücadelenin merkezinde yer aldığını belirterek, politika araçlarının Kovid-19 krizini atlatmaya çalışırken bile 2050 yılına kadar net sıfır emisyonu sağlayabileceğini kaydetti.
Bu politikaların ekonomik büyümeyi, istihdamı ve gelir eşitliğini destekleyecek şekilde yürütülebileceğini aktaran Georgieva, benzeri görülmemiş bir politika desteği olduğunu, krizin başından bu yana yaklaşık 12 trilyon dolarlık destek sağlandığını ve ülkelerin teşvikin yeşil yatırımlara yönelik olmasını sağlamaları gerektiğini vurguladı.
Georgieva, toparlanmanın ilk 15 yılında, yeşil altyapı hamlesinin küresel ekonomiyi ortalama yüzde 0,7 artırabileceğini ve milyonlarca istihdam yaratabileceğini söyledi.
Karbon fiyatlandırmasının bu stratejinin merkezinde olması gerektiğinin altını çizen Georgieva, bu uygulamanın doğru yapılmasının kritik olduğunu aktardı.
Dünya Bankası Başkanı David Malpass da ülkelerin artık daha yeşil, akıllı ve adil bir kalkınma yolunu seçme şansı olduğunu belirtti.
Düşük karbonlu teşvik programlarının sürdürülebilir, kapsayıcı ve eşitlikçi yeni işler sağlayabileceğine dikkati çeken Malpass, Dünya Bankası Grubunun gelişmekte olan ülkelerde iklim yatırımlarının en büyük çok taraflı fon sağlayıcısı olmaya devam ettiğini ve son beş yılda iklimle ilgili yatırımlarda 83 milyar dolarlık taahhütte bulunduğunu kaydetti.
Georgieva, İklim Hareketi için Maliye Bakanları Koalisyonunun toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
İklim krizini önlemek için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Georgieva, "İklim değişikliği, büyüme ve refaha yönelik derin bir tehdittir. Makro açıdan kritiktir" ifadesini kullandı.
Georgieva, makroekonomik politikaların iklim değişikliğine karşı mücadelenin merkezinde yer aldığını belirterek, politika araçlarının Kovid-19 krizini atlatmaya çalışırken bile 2050 yılına kadar net sıfır emisyonu sağlayabileceğini kaydetti.
Bu politikaların ekonomik büyümeyi, istihdamı ve gelir eşitliğini destekleyecek şekilde yürütülebileceğini aktaran Georgieva, benzeri görülmemiş bir politika desteği olduğunu, krizin başından bu yana yaklaşık 12 trilyon dolarlık destek sağlandığını ve ülkelerin teşvikin yeşil yatırımlara yönelik olmasını sağlamaları gerektiğini vurguladı.
Georgieva, toparlanmanın ilk 15 yılında, yeşil altyapı hamlesinin küresel ekonomiyi ortalama yüzde 0,7 artırabileceğini ve milyonlarca istihdam yaratabileceğini söyledi.
Karbon fiyatlandırmasının stratejinin merkezinde olması gerekiyor
Karbon fiyatlandırmasının bu stratejinin merkezinde olması gerektiğinin altını çizen Georgieva, bu uygulamanın doğru yapılmasının kritik olduğunu aktardı.
Dünya Bankası Başkanı David Malpass da ülkelerin artık daha yeşil, akıllı ve adil bir kalkınma yolunu seçme şansı olduğunu belirtti.
Düşük karbonlu teşvik programlarının sürdürülebilir, kapsayıcı ve eşitlikçi yeni işler sağlayabileceğine dikkati çeken Malpass, Dünya Bankası Grubunun gelişmekte olan ülkelerde iklim yatırımlarının en büyük çok taraflı fon sağlayıcısı olmaya devam ettiğini ve son beş yılda iklimle ilgili yatırımlarda 83 milyar dolarlık taahhütte bulunduğunu kaydetti.
