Borsaya bireysel yatırımcıların ilgisi tarihte görülmemiş şekilde artarken, uzmanlar, gerekli bilgi ve donanıma sahip olmayan yatırımcıları yaşanabilecek mağduriyetler konusunda uyarıyor. Borsa İstanbul'da yüksek getiri arayışı içindeki yatırımcılar, 2020 yılında çoğunlukla aradıklarını bulsa da sert fiyat hareketleriyle oluşan mağduriyet haberleri yıl sonuna doğru artmaya başladı. Uzmanlar, sosyal medyanın, hisse senedi fiyatlarını manipüle ederek bireysel yatırımcıların portföylerine göz diken dolandırıcılarla dolu olduğuna dikkati çekiyor.
Borsa İstanbul'da rekor seviyelerin görülmesi, pandemi nedeniyle evde kalan vatandaşların sermaye piyasalarına artan ilgisi, teknolojik gelişmeler sayesinde finansal sisteme erişim kolaylığı ve düşük faiz ortamının neden olduğu getiri arayışı özellikle gençlerin bu dönemde Borsa'ya yönelmesini sağladı.
Söz konusu gelişmelerle Borsa'daki yerli yatırımcı sayısı yılbaşından bu yana her ay ortalama 62 bin artarak 1,9 milyon kişiye ulaşırken, 25 yaş altı yatırımcıların sayısının aynı dönemde yaklaşık 4 katına çıkması dikkati çekiyor.
Borsa İstanbul'da yüksek getiri arayışı içindeki yatırımcılar, 2020 yılında çoğunlukla aradıklarını bulsa da sert fiyat hareketleriyle oluşan mağduriyet haberleri yıl sonuna doğru artmaya başladı.
Hisse senedi fiyat değişimleri incelendiğinde, yılbaşından bu yana işlem gören yaklaşık 400 hisse senedinin 370'i bir önceki yıl kapanışına göre değer kazansa da özellikle bireysel yatırımcıların tercih ettiği derinliği az olan hisse senetleri, yıl içerisinde sert dalgalanmalarla yüksek oranlı kayıplar yaşanmasına neden oldu.
Örneğin, sosyal medyada yatırımcıların en çok paylaşımda bulunduğu bir hisse senedi, geçen yılın sonuna göre yüzde 35 getiri sağlasa da yıl içinde gördüğü en yüksek seviyelere yakın maliyetle alan bir yatırımcının tasarrufları, bugün itibarıyla yüzde 60 değer kaybetti. Bu şekilde bakıldığında, BIST 100 endeksi, tarihinin en yüksek seviyesinde olmasına karşın yaklaşık 400 hisse senedinin yarısı, yıl içinde gördüğü en yüksek seviyenin yüzde 20'den fazla altında bulunuyor. Bunların 26'sının yıl içinde gördüğü en yüksek seviyeye göre değer kaybı ise yüzde 50'den fazla oldu. Bu da hisse senedi yatırımında doğru hisse senedini seçmek kadar, doğru fiyatlarla maliyetlenmenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Analistler, bireysel yatırımcıların getiri arayışının makul olduğunu ancak Borsa'da işlem yapmanın birçok riski de beraberinde getirdiğinin unutulmaması gerektiğini ifade ediyor.
Özellikle sosyal medyanın, hisse senedi fiyatlarını manipüle ederek bireysel yatırımcıların portföylerine göz diken dolandırıcılarla dolu olduğuna dikkati çeken analistler, yatırımcıların bu tuzaklara düşerek tasarruflarını kaybetmeden önce mutlaka yetkili aracı kurum ve uzmanların uyarılarını dikkate alması gerektiğini vurguluyor.
A1 Capital Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, sermaye piyasalarına gelen yaklaşık 700 bin yeni yatırımcı ile birlikte sosyal medya üzerinde hisse, emtia önerisi verenlerin sayısında ciddi artış olduğunu belirterek, "Hiçbir sorumluluğu olmayan sözde küçük yatırımcı dostu olan bu hesapları, Twitter, Facebook, Telegram ve hatta Tiktok'ta bile görmekteyiz." dedi.
Atılal, sosyal medya üzerinden küçük yatırımcıya bilinçli bir operasyon yapıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Öncelikle yapay hesaplarla takipçi sayılarını 10 binlerin üzerine çıkarıyorlar. Genellikle derinliği pek olmayan hisselerdeki grup hareketine paralel önerilerde bulunup bireysel yatırımcıda 'adam ne derse çıkıyor' algısı oluşturuluyor ve böylece takipçi sayılarını hızlıca artırıyorlar. Sonra yatırımcılara bu işlemleri açık hesaplardan paylaşmaları durumunda sıkıntıya düşeceklerini belirterek, kapalı, aynı zamanda ücretli hesaplar üzerinden bilgilendirmeye devam edeceklerini bildiriyorlar. Belli dönemlerde derinliği olmayan hisselerde çok iyi getiri elde edilmiş olsa da sermaye akışının BIST 100, hatta BIST 30 hisselerine kaymasından dolayı bu tuzaklara düşen yatırımcıların şikayetleri her geçen gün artmaya başladı. Hatta sermayesinin yarısının eridiğini ifade eden yatırımcılar dahi bize ulaşıyor."
"Sosyal medyada kendilerini, yine kendi oluşturdukları sahte hesaplarla 'üstad' olarak konumlandıran birçok sözüm ona uzman ve dolandırıcı bulunuyor" diyen Atılal, bunların "bilançoları inceledik, hem temel hem teknik analizine baktık, çok sağlam ve çok ucuz, uçacak, kaçacak" söylemlerinin altının boş olduğunu söyledi.
Kendi şahit olduğu bir örneğe değinerek, bir şirketin fiyat/kazanç oranının, sektör ortalaması 10'lardayken 200 seviyelerinde bulunmasının dahi yatırım için uygun bir kıstas olduğu konusunda yatırımcıların yanlış bir şekilde yönlendirildiğini aktaran Atılal, finansal okuryazarlığı düşük, Borsa'yla yeni tanışan yüz binlerce kişinin bu yönlendirmelere gözü kapalı inandığını ifade etti.
Baki Atılal, mağduriyetlere engel olunması açısından yetkili kurumların eğitimlere ağırlık vermesi, aracı kurumların da kadrolarını güçlendirmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"En büyük sorunlardan biri, yatırımcıların hesap açıldıktan sonra karşılarında muhatap bir temsilci bulamamaları. Ama sosyal medya hesabından iletişime geçtiğinde birinden olmasa başka birinden mutlaka hemen cevap geliyor. Sosyal medyada küçük yatırımcıyı tuzaklarına çekmeye çalışan bu kötü niyetli hesaplar tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bunulmalı. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Borsa İstanbul, yatırımcıları sosyal medya üzerinden açıkça ve sıkça bilgilendirmelidir. Çünkü yatırımcıların SPK bülteni, tebliğ vesaire okumak gibi bir alışkanlıkları bulunmuyor."
Atılal, medya ile ilgili eleştirilerde de bulunarak, "Medyada sermaye piyasaları ile ilgili soru sorulacak kişilerin; regülasyonlara bağlı, yatırımcılarla sürekli temas halinde olan, yanlış ve yanıltıcı bilgi verdiğinde bunun cezai sonucunu bilen, sermaye piyasalarında bir kuruma bağlı çalışan olması gerekiyor. Tüm sektör paydaşlarının sermaye piyasalarında yeni mağdurların oluşmaması için sorumluluğu bulunuyor." diye konuştu.
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz da 2020 yılıyla birlikte özellikle faizlerin düşük seyrettiği pandeminin ilk günlerinde hisse senetleri piyasasına ilginin arttığını, yine aynı dönemde bugüne göre çok daha ucuz olan BIST 100 endeksi kapsamındaki hisse senetlerine değil de, borsacıların "yan kağıt" diye isimlendirdiği derinliği az hisse senetlerine yönelim olduğunu anlattı.
Aracı kurumlar bünyesinde görev yapan araştırma bölümlerinin, yatırımcılara destek olmak üzere kurulmuş birimler olduğunu aktaran Yılmaz, "Yatırımcılar, araştırma bölümlerinden bu hizmetleri ücretsiz olarak alabilirler. İnternetin bu kadar yaygınlaştığı dönemde neredeyse herkes, herkesin yazdığı rapora ulaşabilir noktaya geldi. Ancak gözlemlediğim kadarıyla kısa yoldan zengin olma hayali, özellikle yeni ve küçük yatırımcıları hayatları boyu yüzünü görmedikleri insanların kurdukları WhatsApp ya da sosyal medya gruplarına üstelik para ödeyerek abone olma noktasına sürüklüyor." dedi.
Yatırımcıların aracı kurumların analistlerine güvenmesi gerektiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Sosyal medyada kim olduğu, bu işi yapma konusunda tecrübesi olup olmadığı, lisansı var mı yok mu bilinmeyen insanlar yatırımcılara hisse senedi öneriyorlar, daha doğrusu hisse senedi pazarlıyorlar. İnfo Yatırım olarak yatırımcımıza araştırma birimimiz ile her türlü bilgi desteğini sağlıyoruz. Daha iyisini yapabilmek adına da çabalıyoruz. Yatırımcılardan da aracı kurumlarına, araştırma ekiplerine ve o bölümlerde görev yapan analistlere inanmalarını, güvenmelerini bekliyor ve istiyoruz. Bizim önceliğimiz, yatırımcının önce para kaybetmemesidir. Bizler yatırımcıların paralarına bu kadar özen gösterirken, yatırımcıların da kendi paralarına en az bizler kadar özen göstermelerini bekliyoruz."
SPK ve Borsa İstanbul başta olmak üzere paydaşların tamamının bu konuda yeni bir mağdur yatırımcı grubu oluşmaması için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini ifade eden Yılmaz, Borsa'ya yeni katılan yatırımcıların da olası riskler karşısında yapılan uyarıları dikkate alması gerektiğini söyledi.
Borsa İstanbul'da rekor seviyelerin görülmesi, pandemi nedeniyle evde kalan vatandaşların sermaye piyasalarına artan ilgisi, teknolojik gelişmeler sayesinde finansal sisteme erişim kolaylığı ve düşük faiz ortamının neden olduğu getiri arayışı özellikle gençlerin bu dönemde Borsa'ya yönelmesini sağladı.
Söz konusu gelişmelerle Borsa'daki yerli yatırımcı sayısı yılbaşından bu yana her ay ortalama 62 bin artarak 1,9 milyon kişiye ulaşırken, 25 yaş altı yatırımcıların sayısının aynı dönemde yaklaşık 4 katına çıkması dikkati çekiyor.
Borsa İstanbul'da yüksek getiri arayışı içindeki yatırımcılar, 2020 yılında çoğunlukla aradıklarını bulsa da sert fiyat hareketleriyle oluşan mağduriyet haberleri yıl sonuna doğru artmaya başladı.
Hisse senedi fiyat değişimleri incelendiğinde, yılbaşından bu yana işlem gören yaklaşık 400 hisse senedinin 370'i bir önceki yıl kapanışına göre değer kazansa da özellikle bireysel yatırımcıların tercih ettiği derinliği az olan hisse senetleri, yıl içerisinde sert dalgalanmalarla yüksek oranlı kayıplar yaşanmasına neden oldu.
Örneğin, sosyal medyada yatırımcıların en çok paylaşımda bulunduğu bir hisse senedi, geçen yılın sonuna göre yüzde 35 getiri sağlasa da yıl içinde gördüğü en yüksek seviyelere yakın maliyetle alan bir yatırımcının tasarrufları, bugün itibarıyla yüzde 60 değer kaybetti. Bu şekilde bakıldığında, BIST 100 endeksi, tarihinin en yüksek seviyesinde olmasına karşın yaklaşık 400 hisse senedinin yarısı, yıl içinde gördüğü en yüksek seviyenin yüzde 20'den fazla altında bulunuyor. Bunların 26'sının yıl içinde gördüğü en yüksek seviyeye göre değer kaybı ise yüzde 50'den fazla oldu. Bu da hisse senedi yatırımında doğru hisse senedini seçmek kadar, doğru fiyatlarla maliyetlenmenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Analistler, bireysel yatırımcıların getiri arayışının makul olduğunu ancak Borsa'da işlem yapmanın birçok riski de beraberinde getirdiğinin unutulmaması gerektiğini ifade ediyor.
Özellikle sosyal medyanın, hisse senedi fiyatlarını manipüle ederek bireysel yatırımcıların portföylerine göz diken dolandırıcılarla dolu olduğuna dikkati çeken analistler, yatırımcıların bu tuzaklara düşerek tasarruflarını kaybetmeden önce mutlaka yetkili aracı kurum ve uzmanların uyarılarını dikkate alması gerektiğini vurguluyor.
A1 Capital Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, sermaye piyasalarına gelen yaklaşık 700 bin yeni yatırımcı ile birlikte sosyal medya üzerinde hisse, emtia önerisi verenlerin sayısında ciddi artış olduğunu belirterek, "Hiçbir sorumluluğu olmayan sözde küçük yatırımcı dostu olan bu hesapları, Twitter, Facebook, Telegram ve hatta Tiktok'ta bile görmekteyiz." dedi.
"Yatırımcılar paralı yatırım tavsiye gruplarına yönlendiriliyor"
Atılal, sosyal medya üzerinden küçük yatırımcıya bilinçli bir operasyon yapıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Öncelikle yapay hesaplarla takipçi sayılarını 10 binlerin üzerine çıkarıyorlar. Genellikle derinliği pek olmayan hisselerdeki grup hareketine paralel önerilerde bulunup bireysel yatırımcıda 'adam ne derse çıkıyor' algısı oluşturuluyor ve böylece takipçi sayılarını hızlıca artırıyorlar. Sonra yatırımcılara bu işlemleri açık hesaplardan paylaşmaları durumunda sıkıntıya düşeceklerini belirterek, kapalı, aynı zamanda ücretli hesaplar üzerinden bilgilendirmeye devam edeceklerini bildiriyorlar. Belli dönemlerde derinliği olmayan hisselerde çok iyi getiri elde edilmiş olsa da sermaye akışının BIST 100, hatta BIST 30 hisselerine kaymasından dolayı bu tuzaklara düşen yatırımcıların şikayetleri her geçen gün artmaya başladı. Hatta sermayesinin yarısının eridiğini ifade eden yatırımcılar dahi bize ulaşıyor."
"Sosyal medyada kendilerini, yine kendi oluşturdukları sahte hesaplarla 'üstad' olarak konumlandıran birçok sözüm ona uzman ve dolandırıcı bulunuyor" diyen Atılal, bunların "bilançoları inceledik, hem temel hem teknik analizine baktık, çok sağlam ve çok ucuz, uçacak, kaçacak" söylemlerinin altının boş olduğunu söyledi.
Kendi şahit olduğu bir örneğe değinerek, bir şirketin fiyat/kazanç oranının, sektör ortalaması 10'lardayken 200 seviyelerinde bulunmasının dahi yatırım için uygun bir kıstas olduğu konusunda yatırımcıların yanlış bir şekilde yönlendirildiğini aktaran Atılal, finansal okuryazarlığı düşük, Borsa'yla yeni tanışan yüz binlerce kişinin bu yönlendirmelere gözü kapalı inandığını ifade etti.
"Eğitimler artırılmalı, kadrolar güçlendirilmeli"
Baki Atılal, mağduriyetlere engel olunması açısından yetkili kurumların eğitimlere ağırlık vermesi, aracı kurumların da kadrolarını güçlendirmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"En büyük sorunlardan biri, yatırımcıların hesap açıldıktan sonra karşılarında muhatap bir temsilci bulamamaları. Ama sosyal medya hesabından iletişime geçtiğinde birinden olmasa başka birinden mutlaka hemen cevap geliyor. Sosyal medyada küçük yatırımcıyı tuzaklarına çekmeye çalışan bu kötü niyetli hesaplar tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bunulmalı. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Borsa İstanbul, yatırımcıları sosyal medya üzerinden açıkça ve sıkça bilgilendirmelidir. Çünkü yatırımcıların SPK bülteni, tebliğ vesaire okumak gibi bir alışkanlıkları bulunmuyor."
Atılal, medya ile ilgili eleştirilerde de bulunarak, "Medyada sermaye piyasaları ile ilgili soru sorulacak kişilerin; regülasyonlara bağlı, yatırımcılarla sürekli temas halinde olan, yanlış ve yanıltıcı bilgi verdiğinde bunun cezai sonucunu bilen, sermaye piyasalarında bir kuruma bağlı çalışan olması gerekiyor. Tüm sektör paydaşlarının sermaye piyasalarında yeni mağdurların oluşmaması için sorumluluğu bulunuyor." diye konuştu.
"Kısa yoldan zengin olma hayali yatırımcıları mağdur ediyor"
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz da 2020 yılıyla birlikte özellikle faizlerin düşük seyrettiği pandeminin ilk günlerinde hisse senetleri piyasasına ilginin arttığını, yine aynı dönemde bugüne göre çok daha ucuz olan BIST 100 endeksi kapsamındaki hisse senetlerine değil de, borsacıların "yan kağıt" diye isimlendirdiği derinliği az hisse senetlerine yönelim olduğunu anlattı.
Aracı kurumlar bünyesinde görev yapan araştırma bölümlerinin, yatırımcılara destek olmak üzere kurulmuş birimler olduğunu aktaran Yılmaz, "Yatırımcılar, araştırma bölümlerinden bu hizmetleri ücretsiz olarak alabilirler. İnternetin bu kadar yaygınlaştığı dönemde neredeyse herkes, herkesin yazdığı rapora ulaşabilir noktaya geldi. Ancak gözlemlediğim kadarıyla kısa yoldan zengin olma hayali, özellikle yeni ve küçük yatırımcıları hayatları boyu yüzünü görmedikleri insanların kurdukları WhatsApp ya da sosyal medya gruplarına üstelik para ödeyerek abone olma noktasına sürüklüyor." dedi.
Yatırımcıların aracı kurumların analistlerine güvenmesi gerektiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Sosyal medyada kim olduğu, bu işi yapma konusunda tecrübesi olup olmadığı, lisansı var mı yok mu bilinmeyen insanlar yatırımcılara hisse senedi öneriyorlar, daha doğrusu hisse senedi pazarlıyorlar. İnfo Yatırım olarak yatırımcımıza araştırma birimimiz ile her türlü bilgi desteğini sağlıyoruz. Daha iyisini yapabilmek adına da çabalıyoruz. Yatırımcılardan da aracı kurumlarına, araştırma ekiplerine ve o bölümlerde görev yapan analistlere inanmalarını, güvenmelerini bekliyor ve istiyoruz. Bizim önceliğimiz, yatırımcının önce para kaybetmemesidir. Bizler yatırımcıların paralarına bu kadar özen gösterirken, yatırımcıların da kendi paralarına en az bizler kadar özen göstermelerini bekliyoruz."
SPK ve Borsa İstanbul başta olmak üzere paydaşların tamamının bu konuda yeni bir mağdur yatırımcı grubu oluşmaması için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini ifade eden Yılmaz, Borsa'ya yeni katılan yatırımcıların da olası riskler karşısında yapılan uyarıları dikkate alması gerektiğini söyledi.