Gülermak Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şirketlerinin kurucuları Vildan Güleryüz'ün 1958'de kendi adını taşıyan bir firmayla inşaat sektörüne giriş yaptığını, 1976'da firmalarının isim değiştirerek Gülermak Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt AŞ adını aldığını ifade etmişti. Tuncer'in paylaştığı bilgiler şöyle:
Tuncer, o yıllarda Türkiye'de bir sanayi hamlesi gerçekleştiğine değinerek, "O yüzden Vildan Bey daha çok sanayi tesislerine, endüstri müteahhitlerine odaklandı. Fakat son 20 yılda, biz o sektörden bir miktar uzaklaştık. Demir yolu, özellikle şehir içi demir yolu sektörüne odaklandık. Şu anda 7 ülkede şehir içi demir yolu, şehirler arası demir yolu ve otoyollar yapıyoruz. Niş bir sektörde hizmet veriyoruz." şeklinde konuştu.
"Rekabet avantajımız olduğunu düşünüyorum"
Gülermak olarak çok odaklı bir iş yaptıklarına işaret eden Tuncer, sektörlerinde tasarımdan başlayarak anahtar teslim projeler yaptıklarını vurguladı.
Ele aldıkları projelerin her yönüyle ilgilendiklerine değinen Tuncer, "Yanımızda herhangi bir başka desteğe ya da bir elektromekanik firmasına ihtiyaç duymadan, hem sistem entegrasyonu yapabiliyoruz hem de inşaat sistemleri kurabiliyoruz. Bu sebeple, özel bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Dünyada da bu tür firmaların sayısı az. Bir Türk firması olarak, 7 ülkede bu sektörde bulunan özel bir firma olduğumuzu ve bu sebeple rekabet avantajımız olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Şirketlerinin kurumsallaşma sürecinden de bahseden Tuncer, yaklaşık 7 yıl önce Gülermak İcra Kurulu'nu kurarak kurumsallaşmaya başladıklarını ve iş süreçlerini yazılı hale getirdiklerini aktardı.
Tuncer, Gülermak'ın kurumsallığa ve yönetimde çok sesliliğe önem veren bir firma olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunun devam etmesini istiyoruz ve kurumsallık adımlarını geleceğe taşımak adına halka arzı ya da borsaya girmeyi önemli bir adım olarak görüyoruz. Borsaya girdikten sonra finansal ve iç denetimlerimizi artıracağız. Bu da kurumsallaşma sürecinde büyük adımlar atmamıza sebep olacaktır."
Mustafa Tuncer, kamu-özel sektör işbirliğinde gelişen yurt dışında devam eden projelerde, tünellerin inşaatını gerçekleştirirken kullandıkları TBM (Tünel Açma Makinesi) temininde ve finansal borçların ödenmesinde halka arz gelirlerini kullanacaklarını söyledi.
"Odak noktamız, mevcut bulunduğumuz ülkelerde cirolarımızı artırmak"
Dünyada şehir nüfusunun, köylere oranla daha hızlı arttığına ve bu durumun şirketlerine önemli bir avantaj sağladığına işaret eden Tuncer, "Şehirlerdeki nüfus arttıkça, şehir içi ulaşım daha önemli hale geliyor. Ayrıca şehir nüfusları arttığı zaman, şehirler arası ulaşım da önemli hale geliyor. Bu sebeple, sektörün bu yönde gelişimi, bizim için önemli bir avantaj." diye konuştu.
Bu sektörde önlerinin açık olduğunu söyleyen Tuncer, "Önümüzde katedilecek çok yol olduğunu görüyoruz. Şu anda 7 ülkede çalışıyoruz. Bu 7 ülkeyi artırmaya niyetimiz var ama asıl odak noktamız, mevcut bulunduğumuz ülkelerde cirolarımızı artırmak. Genel konjonktürde, bize avantaj sağlayacak bir durum olduğunu görüyoruz." dedi.
