DOLAR
34,87
0,08%
DOLAR
EURO
36,66
-0,14%
EURO
GRAM ALTIN
3028,53
0,43%
GRAM ALTIN
BIST 100
10068,33
-0,30%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Analist yorumu: Gram altında satış baskısı sürecek mi? Borsada yükseliş ne zaman hız kazanacak?

27 Ekim 2022 | 21:58
Analist yorumu: Gram altında satış baskısı sürecek mi? Borsada yükseliş ne zaman hız kazanacak?
Yurtiçi piyasalarda Borsa İstanbul’da Ağustos ayı başlarında küresel borsalara parelel olarak başlayan iyimser görünümün, güçlü bilançoların da etkisiyle sürdüğü görülüyor.
ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı, BİST-100’de 1.470 seviyesinin önemli bir eşik olmaya devam ettiğini söylüyor. Dolar/TL’de 8,30 seviyesinin ana destek olduğunu belirten Çayırlı; TL’de kırılganlığın devam ettiğini ve ilerleyen dönemde ekonomik alanda atılacak adımların TL’nin seyrini belirleyeceğini kaydediyor. Gram altında ise 495 TL seviyesi üzerine geçilmediği sürece satış baskısının devamını bekleyen Çayırlı’ya göre; trend üzerine geçilmesi halinde haziran ve temmuz aylarında direnç olarak çalışan 505 TL önemli olacak.

Emre Çayırlı, bu süreçte yatırımcılara; yüzde 25 altın, yüzde 15 hisse, yüzde 15 dolar, yüzde 15 TL mevduat, yüzde 15 tahvil-bono, yüzde 15 ÖST fonu ve yüzde 5 Euro şeklinde portföy dağılımı öneriyor. “Para ve maliye politikalarında genişletici planların uygulanması hisse değerlerinde uzun vadeli yatırımların cazibesini artırmaya devam edecek gibi gözüküyor” diyen Çayırlı; küresel alanda belirsizliklerin arttığı bir döneme girildiğini düşünerek yatırım planlarının da uzun vadeli dengeli yapılmasının önemli olacağının altını çiziyor.

Ceren Oral Balaban [email protected]

Jackson Hole Toplantısı sonrası rahatlayan piyasalar, yeni haftaya yükselişle başladı. Hisse senedinden tahvile, emtiadan gelişmekte olan piyasalara, tüm varlık gruplarına yayılan bir yükseliş yaşanıyor. Jackson Hole Toplantısı’nda FED Başkanı’nın konuşması yakından takip edildi. Powell varlık alımlarının azaltılması konusunda kısmen şahin, enflasyon görünümü ve faiz patikası konusunda hafif güvercin bulunurken piyasanın ise FED’in güvercin yüzünü görmeyi tercih ettiği yorumu da yapılıyor. Powell’in konuşması sonrası doların zayıflamasının ise gelişmekte olan ülke varlıklarını desteklediği analiz ediliyor.

Yurtiçinde ise borsanın 1.470 bölgesi üzerine geçişte zorlandığı görülüyor. Son dört aydır 8,30 aşağısına geçmekte zorlanan dolar/TL için yurtdışında dolar endeksinin seyri ile FED’in adımları, yurtiçinde ise TCMB’nin para politikası kararları ve makroekonomik veriler önem arz ediyor. Altında uzun vadede yukarı yönlü hareketin devam etmesi beklenirken Euro/dolar paritesinde ise 1,1830-1,1850 bölgesi ana direnç alanı olarak izlenebilir.

Piyasalardaki mevcut görünümü ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı ile masaya yatırdık. Piyasalardaki risk ve fırsatları, borsada öne çıkabilecek sektörleri ve yatırım enstrümanlarına dair beklentilerini öğrendiğimiz Emre Çayırlı’dan yatırımcılar için portföy dağılımı önerilerini de aldık.

Borsadaki son görünümü değerlendirir misiniz?
Ağustos ayı başlarında küresel borsalara parelel olarak iyimser görünümün başladığı Borsa İstanbul’da güçlü bilançoların da etkisi olduğunu söylemek gerekiyor. Geçtiğimiz ayda sert satışların olduğu dönemde bilanço beklentileri fiyatlanmamıştı. Bu etki bilançolardan sonra fiyatlanmaya başladı. TCMB faiz kararı son dönemlerde bir risk algısı oluşturmuş durumdaydı. Piyasada 12 Ağustos’ta açıklanan faiz karanın piyasa beklentilerine paralel şekilde sabit bırakılmasıyla borsada bankacılık endeksi öncüğünde iyimser fiyatlamalar tekrar başladı. Sanayi ve bankacılık tarafında gelen güçlü bilançoların etkileriyle gelişmekte olan ülkeler içerisinde iskontonun artması ile oluşan talebin, iyimser görünümü bir miktar arttırdığı izleniyor.

Piyasalar için riskler ve fırsatlar neler?
BİST-100’de teknik olarak bakacak olursak 1.470 önemli bir eşik bölgesi. Bu bölgeye kadar yükseliş hareketi devam edebilir. Bu bölge üzerine geçemedikçe iyimser görünümde zayıflama başlayabilir. 1.470 seviyesi üzerinde 1.500 seviyelerine doğru yükselişin hız kazandığını görmek mümkün olabilir. Diğer taraftan önümüzdeki ay gelecek olan enflasyon verisi oldukça önemli. Bilindiği üzere TCMB enflasyon ile faiz oranlarının çok yaklaştığı bir dönemde faiz oranında değişikliğe gitmedi. Metinde yer alan, “Faiz oranı enflasyonun üzerinde kalıcı olmaya devam edecektir” vurgusu oldukça önemli olmaya devam ediyor. Önümüzdeki ay enflasyonun faiz oranının üzerine geçmesi durumunda iç piyasada dalgalı bir seyir oluşturabilir.

Altında fiyat düşüşleri alım fırsatı olarak değerlendirilebilir


Altın fiyatlarında neler bekliyorsunuz?
Eylül ayı toplantısında FED’in uygulamakta olduğu 120 milyar dolarlık hazine ve ipotek menkul kıymet alım programlarında azaltıma gidebileceği beklentisi altın fiyatında yaşanan hareketliliği şekillendirmeye devam edecek gözüküyor. Tahvil alım programında azaltıma gidilmesi halinde ons altın fiyatında değer kaybı yaşandığını görebiliriz. Diğer yandan yatırım fonlarının altın pozisyonları tarihsel olarak yüksek seviyelerde kalmaya devam etmesi ons altında talebini canlı tutarken, altın talebinde ilk sıralarda olan Hindistan’ın da altın ithalatındaki artışı fiyatlara destek sağlamaya devam edebilir. Yakın süreçte dalga boylarında artış görülebilecek olan altında yaşanabilecek fiyat düşüşleri uzun vadeli yatırım için alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.

Ons ve gram altında teknik olarak ne öngörüyorsunuz?
Son dört aydır 1.680 doların altına düşmeyen ons altında yükseliş trendinin gerisine geçilmediği sürece uzun vadede yukarı yönlü hareketin devam ettiğini görebiliriz. Yaşanabilecek yükselişlerde 1.830 dolar bölgesi ana direnç alanları olarak izlenebilir. 2020 Ağustos ayından başlayan düşüş trendinin geçtiği 1.870 dolar ise ana direnç bölgesi olarak takip edilebilir.

Son dönemde ons altında yaşanan değer kaybına paralel olarak dolar/TL paritesinin de 8,30’lara kadar gerilemiş olması gram altın fiyatının düşüş trendi altında hareket etmesine neden oluyor. Mayıs ayında başlayan düşüş trendinin geçtiği 495 TL seviyesi üzerine geçilmediği sürece satış baskısı altında hareketlerin devam ettiğini görebiliriz. Trend üzerine geçilmesi halindeyse haziran ve temmuz aylarında direnç olarak çalışan 505 TL seviyesi önemli olacak.

Dolar tarafındaki son durumu nasıl değerlendirirsiniz?
Önümüzdeki iki aylık süreçte başta FED olmak üzere gelişmiş ülke merkez banklarının para politikasına yönelik yapacağı hamleler finansal piyasalarda fiyat oluşumları üzerinde oldukça önemli olacak. Aşılanan kişi sayısının da yükselmesi ve açılmanın etkisiyle ABD ekonomik aktivitesinde yaşanan iyileşmenin sürmesi, pandemi sonrasında parasal genişleme programına başlayan FED’i para politikasında değişim yapmaya yönlendirebilir. Bu duruma dair beklentilerin fiyatlanması dolarda değer artışı yaratmaya başlamış durumda. TL’de ise kırılganlık devam ediyor. İlerleyen dönemde ekonomik alanda atılacak adımlar TL’nin seyrini belirleyecek.

Teknik olarak dolar/TL için kritik seviyeler neler?
Mevcut konjoktürde ‘güçlü dolar-zayıf TL’, parite üzerinde yukarı yönlü hareketlerin ön planda kalmasına neden oluyor. Dolar/TL paritesindeki hareketlere bakıldığında 8,30 seviyesi ana destek bölgesi olmuş durumda. Son dört aydır 8,30 aşağısına geçmekte zorlanan dolar/TL’de, senaryolarda değişim olması halinde yaşanabilecek değer kayıplarının destek seviyesi altında fiyatlanmaya başlaması durumunda parite düşüş eğilimine geçmeye başlayabilir.

İlerleyen süreçte dolar endeksinin 93,50 üzerine geçmesi durumunda dolar/TL’nin 8,80 direncinin üzerine yükselme ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryoda dolar/TL paritesinde 9 TL bölgesine doğru hareketliliğin arttığını görebiliriz. FED’in güvercin tutumunu sürdürmesi ise 8,30-8,80 arasındaki yatay bandın korunmasını sağlayacak

Euro/dolar paritesinde yükseliş potansiyeli mevcut mu?
Avrupa kanadında Avrupa Merkez Bankası (ECB) bir süre daha mevcutta uyguladığı gevşek para politikası devam etmesi bekleniyor. Euro bölgesinden gelen makro ekonomik verileri özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde ekonomilerin desteklenmesi gerektiğini gösteriyor. Diğer yandan delta varyantının yayılım hızına bağlı olarak uygulanabilecek kapanma tedbirleri ekonomik aktivitenin bir süre daha yavaş seyretmesine neden olabilir. Son açıklanan ZEW raporununda enflasyonda yükseliş yaşanmasına karşın istihdam piyasasında toparlanmanın zayıf devam ettiğini gösterdi. Euro bölgesinde geleceğe ilişkin beklentiler de 2022 yılı ikinci yarısından önce eski seviyelerine dönmeyebileceğini gösteriyor.

Bu şartlar altında ECB’nin para politikasında değişim beklenmiyor olması, Euro’yu dolar karşısına zayıf tutmaya devam edecek. FED’e dair beklentilerin ve maliye politikalarındaki uygulamalarla değişim gösteren dolar endeksinde yukart yönlü dalgalı seyrin devam etmesi beklenebilir. ABD ekonomik büyümesine ilişkin zayıf beklentilerin yavaşlattığı ABD tahvil faiz oranlarında yükseliş yaşanması durumunda Euro/dolar paritesinde 1,17 seviyesinin altına geçilebilir. İlerleyen süreçte parite için 1,1830-1,1850 bölgesi ana direnç alanı olarak izlenebilir. Genel eğilimin aşağı yönde devam etme olasılığının daha ön planda kalabileceğini düşünüyorum. Bu kapsamda 1,17 gerisinde fiyatlamaların başlaması durumunda 1,1600 ve 1,1450 seviyelerine doğru fiyatlanmaların devam edebileceğini düşünüyorum.

TCMB’den nasıl aksiyonlar bekliyorsunuz? Bu kapsamda gösterge faizde neler olabilir?
Küresel alanda enflasyon oranlarında yaşanan yükselişe paralel olarak iç piyasada da yüzde 18,95 seviyesine çıkan TÜFE oranı sonrasında TCMB’nin faiz indirimine gideceği beklentisinin kalkması TL varlıklarına olan ilgiyi artırdı. Diğer yandan ağustos ayı sonrasında baz etkisinin de hesaplamalar üzerine yansımasıyla enflasyon oranında düşüş yaşanırsa yıl sonuna doğru faiz indirimi için alan oluşabilir.

Ağustos ayı para politikası toplantısında iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaların görüldüğünün belirtilmesi ve bu durumun ilerleyen aylarda sürebilecek olması enflasyon üzerinde baskı unsuru olmaya devam edebilir. Gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyonu politika faizi üzerine çıkarırsa ilerleyen toplantılarda faiz artırımına gidilebilir. Diğer yandan son son yapılana ÖTV indirimlerinin enflasyon oranı üzerine negatif etkisini görme ihtimalimiz yüksek. Bundan dolayı yıLsonuna doğru enflasyon oranında düşüş yaşanması durumunda faiz oranlarında azaltıma gidilme olasılığı da bulunuyor. İç piyasa değişkenlerden bağımsız olarak küresel alanda FED’in atacağı adımlar da döviz kuru üzerinde etki yaratarak TCMB politikaların belirlenmesinde etkili olabilir.

Emre Çayırlı’nın 5 maddede yatırım araçlarına dair beklentileri



  1. Pandemi sonrasında küresel likidite yaşanan artışa ve ticarette yaşanan yavaşlamaya bağlı olarak kıymetli maden fiyatlarında yaşanan yükseliş bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor. Bundan dolayı altın, gümüş, platin gibi madenlerde fiyat artışı orta ve uzun vadede devam edebilir.

  2. Küresel ısınmayla birlikte başlayan kuraklığın ve mevsimsel değişim etkilerinden dolayı ilerleyen süreçte buğday, mısır, soya gibi temel tarımsal ürün fiyatlarında da artış devam edebilir.

  3. ABD Başkanı Biden’ın uzun vadeli altyapı yenileme çalışmaları için planladığı maliye politikalarındaki genişlemenin hayata geçmesinin başta yurtdışı borsaları olmak üzere firma kârlılıkları üzerine pozitif etki yaratma ihtimali olabilir.

  4. Para ve maliye politikalarında genişletici planların uygulanması hisse değerlerinde uzun vadeli yatırımların cazibesini artırmaya devam edecek gibi gözüküyor. Genel olarak küresel alanda belirsizliklerin arttığı bir döneme girdiğimizi düşünerek yatırım planlarının da uzun vadeli dengeli yapılması önemli olacak.

  5. Bu kapsamda portföy dağılımı önerimiz; altın için yüzde 25, hisse için yüzde 15, dolar için yüzde 15, TL mevduat için yüzde 15, tahvil-bono için yüzde 15, ÖST fonu için yüzde 15 ve Euro için yüzde 5 şeklinde.


Borsada hangi sektörler öne çıkacak?


“Yakın dönemde açıklanan ikinci çeyrek bilançolarını incelediğimizde özel bankacılık tarafı beklentilerden güçlü geldi. Bir diğer taraftan ihracat yapan sanayi şirketleri de oldukça iyi bilançolar gönderdi. Otomotiv şirketlerinde aynı şekilde iyi bilançoları gördük. Talep ve fiyatlardaki artışın etkileriyle güzel kârlılıklar elde eden demir-çelik de beğendiğimiz sektörler arasında. Fakat kâr marjları, geçmiş dönemlerle kıyaslandığında ortalamaların oldukça üzerinde görülüyor. Bu yıl bu durum devam edebilir ama ilerleyen dönemlerde marjlarda düşüş başlayabilir. Öne çıkacak sektörlerin dayanıklı tüketim, otomotiv, holdingler, petrokimya, perakende ve iletişim gibi sektörlerin olabileceğini düşünüyoruz.”

 
0


  • ALTIN GRAM - TL 3028,53 0,43%
  • ALTIN ONS 2701,64 0,37%
  • BIST 100 10068,33 -0,3%
  • DOLAR/JAPON YENI 151,993 0,037%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,41841 0,07726%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 107 4,3624%
  • DOLAR/TURK LIRASI 34,8669 0,0763%
  • EURO/DOLAR 1,0504 -0,2194%
  • EURO/TURK LIRASI 36,6615 -0,1444%
  • STERLIN/DOLAR 1,27601 -0,10139%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL