İş dünyasının önde gelen şirketlerinin CEO’ları ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) liderleri ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘sıfır atık’ konularını tartışmak üzere bir araya geldi. Capital ve Ekonomist Dergileri öncülüğündeki ‘Sıfır Atık Zirvesi’ 15 Ekim Cuma günü online ortamda gerçekleşti.
Capital ve Ekonomist Dergileri, iş dünyasının önde gelen şirketlerinin CEO’larının ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) liderlerini yeni dönemin en kritik gündemi olan ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘sıfır atık’ konularını tartışmak üzere bir araya getirdi. Turkcell ve THY’nın ana sporluğunda, BSH, Coca Cola Türkiye, Enerjisa, P&G ve Ülker’in co-sponsorluğunda yapılan Sıfır Atık Zirvesi, 15 Ekim Cuma günü online olarak gerçekleştirildi. Zirvenin açılış konuşması gerçekleştiren Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük’ün ardından TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi konuşmalarını yaptılar.
“DÜZENLEMELER İYİLEŞTİRMELER BARINDIRIYOR”
Çevre ajansının kurulmuş olması, atık yönetimi ve sıfır atık mevzuatı ve plastik ambalajların yasaklanmasının ülkemizde oldukça gelişmiş bir çerçeve çizdiğini belirten TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, “Son dönemde yapılan düzenlemelerde altyapının etkinleştirilmesi anlamında önemli iyileştirmeleri barındırıyor.
Öte yandan kaliteli geri dönüşüm şartları, geri kazanım tesis şartları, aşırı ambalaj gibi alanlarda düzenlemeler yapılması atık yönetiminin döngüsel bileşenlerini daha da güçlendirecektir. Çevre politikasının yeşil dönüşüme ve döngüselliğe yönelik yatırımlara destek sağlayacak şekilde yeniden ekonomiye kazandırılması önemli fayda sağlayacaktır” diye anlattı.
GERİ DÖNÜŞÜMÜN PAYI ARTIYOR
Kaslowski’nin ardından konuşan T.C Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ise bugün gezegenimizde tükettiğimiz kaynakları yeniden üretebilmemiz için 18 aya ihtiyacımız olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Atmosferde son 800 bin yıldır görülmeyen bir sera gazı yoğunluğu olduğundan ve bunların dünyamızın ateşini yükselttiğinden bahseden Birpınar, şunları anlattı: “2016 yılına kadar Türkiye’de fabrikalara çevreye verdikleri zarardan dolayı ceza veremedik.
Çünkü çevre kanunu buna müsaade etmiyordu. O dönem Çevre Kanunu revziyonu ile TCK’nın 181 ve 182. Maddeleriyle çevre kirliliğine hapis cezası getirildi. Bu noktadan sonra da sıfır atıkla ilgili vizyonumuzu ortaya koyduk. Son üç yılda geri dönüşün oranı yüzde 13’lerden yüzde 22’lere geldi. 2035’lerde bu oranı yüzde 35’e çıkarmayı, daha sonraki yıllarda da yüzde 50 ve bütün atıkların geri dönüşünü hedefliyoruz.
Bu dönemde plastik poşet ücretlendirilmesi ile yüzde 80’e yakın kazanım sağladık. Devletin kasasına da poşetten 600 milyon TL para gelmeye başladı. Bunları belediyelerimizin altyapılarında kullanıyoruz. 2022’de cam, ped, alüminyum kutulara depozito uygulaması getireceğiz.”
ŞEHİRLERDE ‘SIFIR’ YARIŞI VAR
Konuşmasına tüm dünyada şehir nüfusundaki hızlı artışa dikkat çekerek başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ise, Dünya Bankası raporunun 1950’den bu yana şehirlerde dört katlık bir nüfus artışı olduğunu gösterdiğini söyledi. Şehirlerin dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 75’inden, sera gazı emisyonlarının ise yüzde 70’inden sorumlu olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: “ Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Habitat girişim enerji talebinin ana merkezi olan şehirleri ‘sıfır’ yarış kampanyasına davet ediyor.
Gerek şehirlerin tasarımında gerekse ulaşım, malzeme verimliliği, atık tüketimi gibi alanlarda tedbirler öneriyor. Böylece karbon ayak izinin de azaltılması ile küresel ısınmanın 1.5 derece altında tutulması gerekiyor. Yatırımcılar ve işletmelere bu noktada büyük görevler düşüyor. Sıfır atık yaklaşımını kurum kültürünün bir parçası haline bu işin özünü teşkil ediyor.”
ATIK DÖNÜŞÜMÜNÜN GELECEĞİ
Zirvede Ekonomist Dergisi Editörü Sibel Atik’in moderatörlüğünü yaptığı ‘Atık Dönüşümünün Geleceği’ başlıklı panelde; Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge, TÜBİSAD Başkanı Levent Kızıltan, UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı ile oyuncu ve aktivist Engin Altan Düzyatan atıkta dönüşüm konusunu masaya yatırdı.
Dünyada dönüştürülebilir atık oranının yüzde 20’lerde olduğunun, OECD ülkelerinde bu ise bu oranın yüzde 30’larda olduğunun altını çizen Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge, son dönemde en yüksek geri dönüşün oranının Slovenya’da olduğunu belirtiyor. Son yıllardaki atağıyla Slovenya’nın yüzde 50’ler civarında geri dönüşüm oranına sahip olan Almanya’yı geride bıraktığını belirten Bilge, “Almanya’da atık dönüşümdeki payı yüzde 48’lere gelirken Slovenya’da yüzde 52’lere çıktı.
Bu bile çok yüksek değil. Çünkü yine yarısını dönüştüremiyoruz, toprağa gömüyoruz. Türkiye’de ise yüzde 12 oran. Geri dönüşümün bir adım öncesi var. En iyi atık yönetimi atık oluşturmamaktır. Kullan – at ekonomisinden çok uzak, döngüsel ekonomiye dönüşmek zorundayız. Tek kullanımlık ürünler AB’de yasaklanıyor. Türkiye henüz bu noktada değil” diye anlattı.
BİREYSEL FARKINDALIK HEDEFLİYOR
‘Sen de tanık ol’ isimli ilk belgeselinin ardından 1,5 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak ‘Sen de Fark Et’ ismindeki ikinci belgeselini çeken oyuncu ve aktivist Engin Altan Düzyatan ise çevre sorununa dikkat çekmek, insanlarda farkındalık oluşturmak için bu projeleri hayata geçirdiğinden bahsetti. Dünyada temiz suya erişemeyen bir kısım olduğu kadar suyu mikro plastiklerle dolduran bir kısmın da olduğuna vurgu yapan Düzyatan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hızla devam edersek 2030 ile 2050’li yıllar arasında artık içecek suyumuz kalmayacak.
İstatistikler 2050’lerde suyumuzun yüzde 30– 40’ının plastiğe dönüşeceğini gösteriyor. Bu çerçevede dünyanın gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerine ziyaretler yaptım. Araştırmalarıma göre şu anda en çok etkilenen toplumunun Uzakdoğu olduğunu gördüm. 2017 yılında Çin’in çöp alımını durdurması ile beraber Uzakdoğu’daki diğer ülkelere kaydı çöpler. Malezya, Endonezya, Filipinler gibi ülkelere dünyanın çöpü gitmeye başladı.
Filiphinler açıklarında bir plastik kıtası gördüm okyanusun ortasında. Sonra Kamikatu’ya gittim. Yüzde 80 geri dönüşüm sağlamış durumdalar. Bir iki yıl içerisinde yüzde 100 geri dönüşümü hedefliyorlar. Çöplerini evlerinde ayrıştırıyorlar. ‘Azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür’ kuralı çok önemli.”
İKİ TARAFLI DEĞER YARATIYOR
Kurdukları ekosistemin telekomünikasyon firmalarından bilgisayar firmalarına, onların değişik bayilerine kadar uzanan kadar uzandığını belirten TÜBİSAD Başkanı Levent Kızıltan, sektörün büyük firmalarını temsil ederken çevre konusunda bir sosyal sorumluluk üstlenmelerinin şart olduğunu söyledi. Atıkların dönüştürülmesi ve kendi içlerindeki üreticilerin de genişletilmiş üretici sorumluluklarının karşılanması amacıyla bir yapı kurduklarına değinen Kızıltan, şunları anlattı: “ Biz de geri dönüşüm konusunda bir yetkili kuruluş haline geldik.
Bundan sonra üyelerimizin içinde bulundukları ekosistemi toparladığımız zaman tabii ki tek bir noktada mümkün değil. O yüzden üyelerin de üyelerin ekosistemlerinde bu atık dönüşüm işlemlerinde sorumluluk üstlenmeleri gerekiyor. Bu kapsamda ilk projeyi Turkcell ile gerçekleştirdik. Bu yapının sonucunda 2019 yılında Türkiye Eğitim Vakfı Gönüllüleri ile sonrasında da Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı yararına bayiler üzerinden projeler yapıyoruz. Bu projelerle beraber gerçekleştirilen olumlu faaliyetlerin neticesinde elde edilen kaynaklar aslında tekrar topluma dönmek üzere kurgulandı.
Topluma karşı olan gönüllüğümüz olarak görüyoruz bu işi. Yarattığımız değerin iki tarafı var. Sosyal bölümün içerisinde çevreyi daha az kirletecek şekilde davranmak gerekiyor. İkincisi ise çevreyi daha az kirletecek ürünlerle pazarda yer alırken, bu ürünlerin kullanım süreleri dolmaya başladığında da bunlarla ilgili yapılacak olan uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor.”
GÜNÜMÜZDE ‘EŞİTSİZLİK KRİZİ’ VAR
Çevre konusunda, endüstriyel olarak gelişmiş, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin birbirleriyle olan farkından ziyade ortak yaptıkları sorunu ve karşılaştıkları bariyerlerin altını çizmek istediğini belirten UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı, “Günümüzde en büyük sorun aslında eşitsizlik. İklim krizini de biz eşitsizlik krizi olarak alıyoruz. Olayın ekonomik, çevresel ve sosyal ilişkisini projekte edip 2030 ve 2050’den baktığımızda nasıl bir denklem içerisinde, nasıl bir boyutta çözümler üretmemiz gerektiğini sorgulatıyor.
Ne yazık ki COVID sürecinde de gördük yaşadığımız sistem hem sosyal olarak eşitsizlikleri artırıyor, hem ekonomik olarak eşitsizlikleri ve riskleri ortaya koyuyor hem de çevreye olan baskıyı artırıyor. Bu baskının yansıması afet ve şoklar olarak bize geri dönüyor. COVID çerçevesinde ortaya koyulan çözümler ve bunların yürütülmesi eşitsizlik yöntemiyle gidiyor. Bu iklim krizinde, atık yönetiminde ve diğer küresel sorunda da mekanizma aynı işliyor” diye konuştu.
DOĞA İÇİN ÇALIŞAN CEO’LAR ANLATTI
Zirvenin ikinci paneli ise iş dünyasının önde gelen yöneticilerini bir araya getirdi. Capital &Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük’ün moderatörlüğünü yaptığı ‘Doğa İçin Çalışanlar’ panelinde markaların çevreci yaklaşımları ele alındı. Panel konuşmacıları arasında yer alan; Coca Cola Türkiye Genel Müdürü Başak Karaca, BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, Ülker CEO’su Mete Buyurgan, P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu sıfır atık konusundaki yaklaşımlarını paylaştılar.
SOSYAL AYAK İZİNİ ARTIRACAK
Türkiye’de 35’inci yılına giren P&G’nin dünyada 5 milyara aşkın kişiye dokunduğunu söyleyen P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, sosyal ayak izlerini artırmayı ve çevresel ayak izlerini düşürmeyi hedeflediklerini vurguluyor. 2020 Çevresel Sürdürülebilirlik hedeflerini koyduklarını ve bununla birlikte Türkiye’deki üretim tesislerinde yaptıkları çalışmalarla bertaraf edilen atık miktarını yüzde 88, enerji kullanımını yüzde 19, sera gazı salınımını da yüzde 29 azalttıklarını kaydeden Turnaoğlu, şöyle devam etti:
“Bundan üç yıl önce atık sahalarına gönderilen üretim kaynaklı katı atık oranını sıfıra indirdik. Üretim tesislerimizde kullanılan su miktarını son beş yılda yüzde 27 düşürdük.
Son 15 yılda Çevko aracılığıyla toplanılıp geri kazandırdığımız plastik miktarı ise 70 bin tonu aştı. 2040 yılı hedeflerimizde tamamen karbon nötr olmak var. Globalde saç bakım ve kişisel bakım ürünlerimizin şişeleri yüzde 25 geri dönüşümlü, Türkiye’de lansmanını yaptığımız Prima’nın Harmony serisinin paketlerinin yüzde 50’si şeker kamışından üretiliyor. Gebze’de fabrikamızın üretimin yüzde 100’ünün enerjisi, yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor. Çevre ayak izimizi etki itibariyle azaltırken sosyal ayak izimizi artırmaya çalışıyoruz.”
TÜM AMBALAJLARI GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEBİLECEK
Coca Cola Türkiye Genel Müdürü Başak Karaca ise sürdürülebilirlik projeleri yürütürken bunun en önemli parçasının ölçülebilir ve ölçeklendirilebilir olmasına vurgu yaptı. Yaptıkları sürdürülebilirlik projelerinin de sürdürülebilir olmasını da önemsediklerini ifade eden Karaca, 2018 yılında Atıksız Dünya Programı oluşturduklarını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ambalajların yaşam döngüsünü tasarlamak ve geri dönüşüme kazandırmak için çok önemliydi. Sürdürülebilir ekonomi ve iş hayatı diye bakarken plastik çok değerli bir madde.
Çevreye de o kadar zararlı bir madde. Coca Cola olarak 2025 yılına kadar tüm ambalajlarımızın yüzde 100’ünü geri dönüştürülebilir maddelerden yapma sözünü verdik. Ancak Türkiye’de 2020 yılından bu yana bütün ürünlerimiz geri dönüştürülebilir malzemeden üretiliyor. Ayrıca 2030 yılına kadar ambalajlarımızda yüzde 50 geri dönüştürülmüş malzeme kullanmayı hedefliyoruz.
Tekrar geri dönüştürülebilir olmak ve inovasyonla ambalajsız kurguya geçebilmek hedeflerimiz arasında. Su konusunda da şu an üretimde kullandığımız sudan daha fazlasını doğaya kazandırıyoruz. Birçok projelerle suyu doğaya daha hızlı bir şekilde kazandırmış oluyoruz.”
“SIFIR ATIK ANA ODAĞIMIZ”
2024 yılında 80’inci yaşına girmeye hazırlanan Ülker’in CEO’su Mete Buyurgan, sıfır atık projelerinin ana odak noktalarından biri olduğunu söyledi. Çalışmalarının izlenebilir ve denetlenebilir olması için Birleşmiş Milletlerin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı temel aldıklarını dile getiren Buyurgan, kullandıkları ambalajların çevresel etkisini azaltmak için geri dönüştürülebilir malzemelere ve daha az malzeme kullanımına yöneldiklerini belirtti. Buyurgan, “2020 yılında 660 ton daha az kâğıt, 536 ton daha az plastik kullandık.
Ambalaj atıklarını türlerine göre ayırarak geri dönüşüm firmaları aracılığıyla tekrar ekonomiye kazandırmaya devam ediyoruz. 2025 yılına kadar kullandığımız tüm plastik malzemelerin, geri dönüştürülebilir, doğada çözünebilir ya da kompostlanabilir olmasını hedefliyoruz. Türkiye’deki tüm fabrikalarımız geri dönüşüm ve atık yönetimi çalışmalarıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ‘Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandı. 2014 yılından bu yana Türkiye’deki fabrikalarımızda uyguladığımız Sıfır Atık Yönetim Sistemi sayesinde, atık geri dönüşüm oranımızı, 2020 yılı sonu itibariyle yüzde 91’e çıkardık” diye konuştu.
“2020’DEN BERİ KARBON NÖTR ŞİRKETİZ”
Sıfır atık konusunda önemli çalışmalar yapan ve bu noktada çevreci ürünler geliştirmeye çalışan BSH Türkiye’nin CEO’su Gökhan Sığın, son 10 yıldır bu konudaki gelişmeyi tüketicilerin elektrik ve su faturalarında gözlemleyebileceklerini dile getirdi. Pandemi sürecinde tüketicilerin tüketim alışkanlıklarındaki değişime işaret eden Sığın, toplu alışverişler yaparak ambalaj tüketimini azaltmanın, daha az seyahatler yaparak bireysel yakıt tüketimini düşürmenin doğada gözle görülür bir fark yarattığını kaydetti.
Sığın “Aslında belli önlemlerle bunu başarmanın zor olmadığı da görüldü. Pandemi koşulları hafifleyip hayat normale döndüğünde de gezegenimizi koruyacak önlemler almayı unutmamalıyız. Bu süreç bize bir perspektif sundu. Şirketlerde yılmadan usanmadan bu konuda çalışmaya devam etmeliler. Biz 2020 yılında karbon nötr hale geldik. Elbette bu yeterli değil. İnsanların hayat kalitesini yükseltmek için içinde bulunduğumuz ekosistemde yer alan bütün zinciri baştan sona nötr hale gelmesi için çalışıyoruz” diye konuştu.