Bağlıkaya, turizm sektöründeki gelişmelere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yabancı turist açısından bakıldığında birçok ülkenin seyahatleri yasakladığını veya ağır karantina şartları uyguladığını anımsatarak, kapalı pazarlar, yani seyahat etmesi mümkün olmayan pazarların dışında kalan Rusya, Ukrayna gibi birkaç ülke için ziyaretçi sayılarının 2019 yılını neredeyse yakalar seviyede olduğunu belirtti.
İç turizmde ise rezervasyonların, herkesi derinden üzen orman yangınlarına kadar yoğun şekilde devam ettiğini ifade eden Bağlıkaya, "Yangınların ardından, tatiller yarıda kesildi, doğal olarak tatilin karakteri itibarıyla yerli konuklar huzursuzluğun olduğu yerde, üzüntünün olduğu yerde kalmak istemedi. Ancak biz TÜRSAB olarak ülke genelinde düzenlediğimiz 'Yeniden Yeşert' kampanyamızla tatil bölgelerimizi hareketlendirmeye ve sezonu uzatmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar aldığımız tepkiler ve vatandaşlarımızın bakışı son derece olumlu." diye konuştu.
Bağlıkaya, yabancı turist açısından 2021 yılını, rekor yıl olarak gördükleri 2019 yılının yüzde 40’ı civarında kapatılacağını beklediklerini aktararak, özellikle İngiltere pazarına bel bağlayan birçok meslektaşının mağduriyetler yaşadığını dile getirdi.
İngiltere’nin 22 Eylül'den itibaren Türkiye'yi, seyahat sonrası zorunlu otel karantinası gerektiren kırmızı listeden çıkarması yönündeki kararını olumlu bulduklarını vurgulayan Bağlıkaya, şunları kaydetti:
"Biz aslında bu kararın çok daha önceden çıkmasını umuyorduk. Türkiye’yi özleyen ve ülkemizde tatil yapmayı arzu eden İngiltere’den çok sayıda misafirimiz de bu kararı bekliyordu. Tur operatörleri de bu yöndeki beklenti dahilinde rezervasyonları almaya başlamıştı. Jet2 Holidays şirketi de 23 Eylül itibariyle Dalaman ve Antalya uçuşlarına başlama kararı aldı. Dolayısıyla, Türkiye’nin kırmızı listeden çıkartılması yönündeki kararın turizme olumlu yansımaları olmasını bekliyoruz. İngiltere’de ekim ayında okullarda ara tatil planlaması mevcut. Bu nedenle çocuklu ailelerin ekim ayında ülkemize yönelik ciddi bir seyahat talebi bulunuyor. Bu çerçevede 22 Eylül’den sonraki son 3 aylık dönemde Türkiye’ye seyahat edecek İngiliz vatandaşlarının sayısının yaklaşık 200 bin civarında olmasını öngörüyoruz."
Bağlıkaya, salgının seyahat alışkanlıklarını kökünden değiştirdiğini belirterek, kamp, karavan, butik oteller, yat ve villa kiralamanın bu sene çok daha öne çıktığını, Muğla ve Antalya’daki destinasyonlarının yanı sıra iç Anadolu ve Karadeniz turlarına ilginin arttığını bildirdi.
"OVP'deki hedeflerin çok üzerine çıkacağımızı öngörüyoruz"
Firuz Bağlıkaya, 2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da (OVP) 2021 yılında, kendilerinin rekor yıl olarak gördüğü 2019 yılı rakamlarının yüzde 40’ı civarında bitecek gibi göründüğüne işaret ederek, "Bu hedefin şaşacağını düşünmüyorum. 2022-2024 hedeflerine bakıldığında ise OVP'de, biz turizmcilerin gözünden planın temkinli olduğunu söylemek mümkün. Biz TÜRSAB olarak bu rakamların çok üzerine çıkacağımızı öngörüyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin turizmde 2019 verilerine göre, 35 milyar dolar civarında döviz geliri olduğunu anımsatan Bağlıkaya, "2024’te döviz gelirimizin 40 milyar doların üstünde olacağına ben yürekten inanıyorum." dedi.
Bağlıkaya, bu telafinin de ne kadar hızlı olacağının gelecek yıldan başlayarak görüleceğini belirterek, sektörün çok daha iyisini yapabilecek tecrübeye ve kapasiteye sahip olduğunu vurguladı.
Bu süreçte nitelikli, yetişmiş iş gücü ve seyahat acentelerinin pazarlama potansiyelinin kaybedilmemesi gerektiğine işaret eden Bağlıkaya, hac ve umre turizmi, MICE, outgoing ile uğraşan seyahat acentelerin ve kruvaziyer işiyle uğraşan acentelerin bu süreçten olumsuz etkilendiğini kaydetti.
Sektörün destek talepleri
Bağlıkaya, Merkez Bankası'nın çekirdek enflasyona göre faiz oranının belirlenmesinin turizmciler açısından pozitif bir yaklaşım sergilediğini aktararak, nakit ihtiyacı olan turizmcilerin döviz bazında borçlandıkları için döviz ve TL faizlerinin çok yüksek olmasından dolayı zor zamanlardan geçtiğini, bu anlamda, faiz oranlarının çok kısa zamanda ciddi bir şekilde düşürülmesi gerektiğini söyledi.
Sektörde TL kredilerinin de çok yüksek olduğuna işaret eden Bağlıkaya, burada hem bankalara hem de Eximbank'a ciddi bir görev düştüğünü, biraz daha kapsayıcı davranmalarında fayda gördüğünü dile getirdi.
Bağlıkaya, güçlü bir turizm sektörünün İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerle rekabet edebileceğini, bunu yapabilmeleri için turizmcilerin ayakta, dik ve sağlam olması gerektiğini vurguladı.
"Bir gerçek var ki turizm sektörü bu Orta Vadeli Program'ın çok daha iyisini yapacak güçtedir, yeter ki gerekli destek verilsin" diyen Bağlıkaya, seyahat acentelerinin bütün olumsuzluklara, salgına, yangınlara rağmen dimdik ayakta kalarak ülke turizmine büyük katkı sağladığını ve buna devam edeceğini söyledi.