Salgının uluslararası boyutunu, tüketici talep ve eğilimleri temelinde değerlendirdiklerini belirten Yağcı, sektörün tüm kesimleri ve paydaşlarından konuyla ilgili yorum ve katkı beklediklerini aktardı.
Salgının seyahat endüstrisine olası etkilerini değerlendiren Yağcı, olayı günübirlik, sığ tartışmaların ötesinde uluslararası boyutu ve sektörün bütününü ele alan yaklaşımla değerlendirmek gerektiğini kaydetti.
Salgının uluslararası alanda ekonomi, sosyal, sektörel ve diğer birçok alanda değişikliklere neden olacağının konuşulduğunu aktaran Yağcı, "2016'daki krizin ardından iki iyi yıl geçirdik. Ardından bir de Thomas Cook krizi yaşadık. Ancak şu an içinde bulunduğumuz kriz için dünyanın yaşadığı en büyük salgın krizi diyebiliriz. Tüm dünyada hayat ve seyahatler durma noktasına geldi." ifadelerini kullandı.
"Misafirlerimizin istekleri önceliğimiz olacaktır"
Tarihi bir sürece tanıklık ettiklerine işaret eden Yağcı, salgından en fazla etkilenen sektörlerin başında seyahat ve turizm endüstrisinin geldiğini vurguladı.
Virüs sonrasındaki yeni dönemle ilgili dünyada radikal değişimlerden söz edildiğini hatırlatan Yağcı, şunları kaydetti:
"İnsanlar mutlaka seyahat edecekler. Turizm ve seyahat endüstrisi geleceğin gözde sektörü olmaya devam edecektir. Bu geçici dönemde sağlık odaklı seyahatler ön plana çıkacak. Biz de normalleşme sürecinde iş süreçlerimizde bu hassasiyetleri göz önüne alarak ne gerekiyorsa onu yapacağız. Hayatın normalleşmeye ve turizm faaliyetleri kademeli de olsa başladığında elbette misafirlerimizin istekleri önceliğimiz olacaktır. Şüphesiz sağlık odaklı hassasiyetler oluşacaktır. Bizler de iş süreçlerimizde bunlara uygun, bu döneme özel, asgari planlamaları yapacağız."