Dünyanın en büyük otel zincirleri arasında yerini alan Marriott International, 7 bin 600'den fazla mülkten oluşan portföyüyle 133 ülkede 30 markasıyla faaliyet gösteriyor.
EMEA genelinde, 75'ten fazla ülkede yaklaşık bin mülkten (tüm portföyün yüzde 13'ünden fazlası) oluşan bir portföye sahip. Türkiye’de Ankara, İstanbul ve Bodrum başta dahil olmak üzere dokuz kentte 35 mülkü bulunuyor. Marriott, dünyanın dört bir yanındaki tatil beldelerinde otel işletiyor, franchise veriyor. The Luxury Collection, Autograph Collection, Design Hotels ve Tribute Portfolio gibi yerel çevrelerinin zengin kültürel çeşitliliği yansıtan koleksiyon markaları ile kişiye özel konaklama hizmeti sunarken, W Hotels ve Edition gibi ünlü lüks yaşam tarzı markalarından, Sheraton, Marriott ve Le Méridien’e kadar farklı tercih ve ihtiyaçlara hitap eden marka portföyüne sahip.
Marriott International, 2020 yılında uluslararası pazarlarda bünyesine yaklaşık 63 bin oda eklerken 2019 yıl sonuna göre 2020’de oda sayısı yüzde 3,1 arttı. 2020 yılı sonu itibariyle şirketin net likiditesi 4.4 milyar dolara ulaştı. 2019 yılının 4. çeyreğinde 901 milyon dolar olarak gerçekleşen düzeltilmiş net geliri, 2020 yılının 4. çeyreğinde 317 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Marriott International Doğu Avrupa, Körfez, Doğu Akdeniz ve Pakistan Bölgeleri Lüks Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı Şafak Güvenç ile turizm sektörünü ve grubun Türkiye yatırım planlarını konuştuk:
Dünyamız koronavirüs pandemisi sürecinde sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Koronavirüs gölgesindeki turizm sektörünün bu krizden çıkışı sizce nasıl olacak? Grup olarak süreci nasıl yönetiyorsunuz?
Covid-19 beklenmedik ölçüde yıkıcı bir etki yarattı. Dünya çapında seyahat ve otelcilik sektörünü çok olumsuz etkiledi. Sadece faaliyetlerimize değil aynı zamanda otellerimizi işletme biçimimize de yansımaları oldu. Biz de dahil tüm kuruluşlar hızla değişen tüketici davranışlarına daha önce tanık olmadığımız bir ivmeyle adapte olmak ve yanıt vermek zorunda kaldı. Bu süreçte misafirlerimizin ve iş ortaklarımızın sağlığını korumak en önemli önceliğimiz oldu. Otelcilik sektörü olarak hijyenik ve yine de insancıl bir müşteri deneyimini yeniden tasarlamamız gerekti. Bu kapsamda müşterilerimiz ve çalışma arkadaşlarımız için riskleri minimuma indirirken güvenliği artıracak küresel temizlik standartlarını geliştirmek üzere Marriott Küresel Temizlik Konseyi kuruldu. Yeni temizlik teknolojilerini ve uygulamalarını devreye aldık, odaların temizlenme sıklığı konusunda misafirlerimize daha fazla seçenek sunduk ve çalışanlarımıza kapsamlı eğitimler verdik. Otellerimiz de iş modellerinde uyarlamalar yaparak aksiyon aldı. Ekiplerimiz, aynı şehirde konaklama için inanılmaz paketler oluşturmaktan yeni hibrit toplantı ve etkinlik platformlarını devreye almaya kadar her konuda inovasyon yapmaya, en güncel seyahat trendlerine uygun olarak tüketicilerimizin değişen ihtiyaçlarına daha iyi yanıt veren hizmetler sunmaya devam ediyor. Son 12 aydır gerçekten ufkumuzu açan durumlara tanık olduk, çok fazla değişiklik gördük. Durum evrilmeye devam ederken uyum sağlamanın ve inovasyonun işimizin geleceği açısından kilit öneme sahip olduğunun bilincindeyiz. Toparlanmanın yakın olduğu konusunda iyimserliğimizi sürdürüyoruz.
Yeni dönemde ofis & otel hizmetlerini birleştiren hibrit modeller ortaya çıktı. Bu konudaki çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?
Ofislerin kapanmasına veya sosyal mesafe önlemleriyle açık olmasına bağlı olarak uzaktan çalışmanın yaygınlaştığı net bir şekilde görülüyor. Bu durumun bölge genelinde artmasını bekliyoruz. Marriott Bonvoy seyahat programımıza yeni ürünler ekleyerek bu ihtiyacı ele alıyoruz. Türkiye'de bazı otellerimiz şimdi konaklama paketleri satarak müşterilere sabah 6.00'dan itibaren erken check-in ve 18.00’den itibaren geç check-out yapma imkânı sunuyor. Misafirler böylece odalarında hızlı internet bağlantısıyla çalışırken pakete dahil olan kahvaltı, yiyecek ve içecek seçeneklerinden, havuz, spa ve spor salonu gibi otel tesislerinden yararlanabiliyor.
Pandeminin yarattığı zorluklara rağmen biz büyümeye odaklanmayı, ülkedeki ayak izimizi daha da artırmak için fırsatları değerlendirmeyi sürdürdük. Yatırım planlarımız doğrultusunda Türkiye'deki tesislerimizin sayısına 17 otel ve kapasitesine 3.000'den fazla oda eklemeyi bekliyoruz. Bu öngörümüz, ülkedeki birincil ve ikincil pazarların tümünü kapsıyor. Sadece bu yıl Türkiye’de üç markamızın otellerini açmayı öngörüyoruz. Orientbank Hotel İstanbul ve Autograph Collection otellerinin planlanan açılışlarıyla birlikte kapsamlı bir renovasyondan geçen Sheraton İstanbul Levent'in de mayıs ayında açılmasını bekliyoruz. Bunun sonucunda Türkiye'deki Sheraton portföyünün otel sayısı dokuza çıkacak. Bu yıl The Ritz-Carlton Residences, Bodrum'u açmayı da sabırsızlıkla bekliyoruz.
Grubunuz için Türkiye’nin şu dönemde önemi arttı mı, azaldı mı?
Türkiye her zaman dünyanın en popüler, en çok ziyaret edilen ülkelerinden biri olmuştur. Marriott International için EMEA bölgesinde önemli bir pazar ve önemli olmaya devam edecektir. Türkiye pazarında dünyaca tanınan çeşitli markalarımızın toplamda 6.000’i aşkın oda kapasitesine sahip 30’dan fazla otelini işletiyor, ülke genelinde sekiz segmentte temsil ediliyoruz. Ayrıca, Türkiye’deki işimizin daha da büyümesini bekliyoruz ve giderek güçlenen operasyonlarımızı İstanbul merkezli kendi ofisimiz ve ekibimizle destekliyoruz. Türkiye'ye ve turizm sektörünün büyümesine bağlılığımız devam ediyor.
Pandemi ile birlikte dijitalleşme çalışmaları hızlandı. Dijital çağda turizmdeki yenilikler gelişmeler neler olacak? Siz neler yapıyorsunuz?
Bir süredir sektörümüzde dijitalleşmenin yükseldiğini görmekteydik. Pandemi kaçınılmaz olarak daha bütüncül, teknoloji destekli ve kişiselleştirilmiş bir deneyim arayışını hızlandırdı. Biz de buna yanıt olarak müşteri yolculuğunu her yönüyle yeniden taslıyoruz. Teknoloji destekli sosyal mesafe, seyahat dünyasında ileriye gitme açısından önemli olacak. Giderek daha fazla üyemizin mobil check-in ve ödeme, Mobil Talep ve sunulan yerlerde Mobil Anahtar gibi seçenekler içeren Marriott Bonvoy Mobil Uygulamasını kullandığını görüyoruz. Mobil Anahtar sunan otellerde uygulama üzerinden bu hizmeti seçen misafirlere geleneksel oda kartı vermek yerine telefonlarına sanal anahtar gönderiliyor. Mobil Anahtar hizmeti şu an için Türkiye'de belli markalar ve oteller tarafından sunuluyor. Gelecekte daha fazla tesiste devreye alınmasını planlıyoruz.
Tüketici eğilimleri nasıl değişti? Pandemi sonrası ne gibi trend değişimleri bekliyorsunuz?
Müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarıyla birlikte geçtiğimiz yıl boyunca bazı yeni seyahat trendlerinin ortaya çıktığını gördük. Sağlık ve güvenliğin müşteriler için ilk öncelik olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, tüm otellerimizdeki önlemleri artırdık. Müşterilerimizin seyahat ederken daha kişisel, teknoloji destekli deneyimler aradığının da bilincindeyiz. Son zamanlarda yükselen bir başka önemli trend, özellikle yerli turistin ilgisinin artmasıyla tatil turizminin geri dönmesi. Kişilerin aileleri ve arkadaşlarıyla hafta sonu kendi şehirlerinde veya çevresinde konaklamanın yanı sıra ülkenin farklı yerlerinde daha uzun tatil seçenekleri de aradığını, seyahat isteklerinin arttığını görüyoruz. İstanbul gibi şehirlerden otomobille ulaşılabilen İzmir, Ege ve Akdeniz kıyıları yerli turistin popüler tercihleri arasında yer alıyor. Türkiye'de devlet projelerinin ve yatırımlarının büyümeye devam etmesine bağlı olarak ülke içinde iş seyahatlerinin de artacağına yönelik iyimserliğimizi sürdürdük. Türkiye’nin çok popüler bir destinasyon olmaya devam etmesi bizim açımızdan çok olumlu zira ülkedeki otel portföyümüz her kesime hitap ediyor. Yolcular kendi şehirlerinde konaklama veya sahilde bir tatil arıyor olsun, otellerimiz farklı seçenekler sunuyor.
İnsanlar şu anda seyahat etmekten özellikle de ülkeler arası seyahatten korkuyor. Bu korku sizce ne zaman geçecek?
İnsanların seyahat konusunda artık farklı düşündüğünün farkındayız. Sektör olarak misafirlerin bir havayoluyla seyahat ederken veya bir otelde konaklarken sağlık ve güvenlik konusundaki olası yanılgılarını gidermek için güven yaratmaya devam etmeliyiz. Biz de bu nedenle aldığımız önlemlerle misafirlerimizin ve çalışanlarımızın sağlığını korumaya ve güvenliklerini sağlamaya öncelik vermeyi sürdürüyoruz. Misafirlerimizin ve müşterilerimizin bize yıllardır gösterdiği güven için teşekkür ediyoruz. Neyi neden yaptığımızı görmelerini ve anlamalarını istiyoruz. Böylece hangi markamız olursa olsun, herhangi bir otelimizin kapısından içeri adım attıklarında sağlık ve güvenliklerine öncelik verdiğimizi biliyorlar.
25 YILLIK TECRÜBEYE SAHİP....
Otelcilik sektöründe ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika dahil olmak üzere farklı kıtalarda 25 yılı aşkın uluslararası deneyime sahip olan Şafak Güvenc, Marriott International Doğu Avrupa, Körfez, Doğu Akdeniz ve Pakistan Bölgeleri Lüks Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Güvenç, halihazırda Marriott’un Körfez, Doğu Akdeniz ve Türkiye’de bulunan 40’ın üzerinde operasyonel tesisin faaliyetlerinden sorumlu. Güvenç, mülk sahipleri ile yürüttüğü güçlü ilişkiler; lüks marka yönetimi, bu markaların pazarda konumlandırması ve tüm paydaşlar için uzun vadeli finansal getiri sağlamasıyla tanınıyor. Marriott kariyerine 1998 yılında Starwood Hotels & Resorts ile Sheraton Hotels & Towers, New York'ta Yiyecek ve İçecek Müdürü olarak başlaya Güvenç, 2002 yılında Sheraton Gezirah Hotel, Towers & Casino, Mısır Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi.
Kariyerinde birçok başarılı takıma liderlik eden Güvenç, 2007-2011 yılları arasında Katar'ın Doha kentinde genel müdür olarak Orta Doğu'daki ilk W Hotel'i açtı. Daha sonra ek olarak 2011-2016 yılları arasında Katar ve Umman Bölge Genel Müdürlüğü rolünü üstlendi. Güvenç, 2016 yılında Körfez, Doğu Akdeniz ve Pakistan bölgesi operasyonlarını yönetmek üzere Ekim 2019'a kadar Bölge Başkan Yardımcısı olarak atandı ve bu görevine ek olarak Doğu Avrupa'daki Lüks marka portföyüne liderlik etme sorumluluğunu üstlendi. Doha'da iki Paper Moon Restaurant'ı ile birlikte Coya Restaurant’ı açarak Doğuş International-D-ream International grubu ile ortaklığa öncülük eden Güvenç, Nobu'yu İstanbul'a getirdi.