TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Şirket bu noktada özellikle KOBİ’leri hedefliyor. Bahadır, “Hedefimiz KOBİ’leri desteklemek, dijital dünyanın bir parçası haline getirmek” diyor. Japonya merkezli teknoloji devlerinden Fujitsu, Türkiye’de dijital dönüşümün bir parçası olmak için hem kamu hem de özel sektörle yakın bir işbirliği yürütüyor. Kamu tarafında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yürütülen projeyle ‘avuç içi’ teknolojisinin Türkiye’deki ilk uygulamasını gerçekleştirdi.
Özel bir banka ile yürütülen projeyle de çalışanların şifre kullanmak yerine avuç içi teknolojisini kullanmasının yolunu açtı. Şirketin Türkiye operasyonlarının başında Selda Bağdat Bahadır bulunuyor. Farklı şirketlerde yurtdışında 30 ülkede görev yapan Bahadır, 2,5 yıldır Fujitsu Türkiye’nin başında.
Bahadır ile Fujitsu Türkiye’nin dijitalleşme projelerini ve gelecek hedeflerini konuştuk.
2,5 yılda Fujitsu’da neler yaptınız?
Teknoloji şirketiyiz ama sonuçta insan hayatına odaklanıyoruz. Esnek, uzun vadeli düşünebilen, uzun vadeli iş ortaklığı yapabilen, kendini sürekli geliştirmeye açık, müşterisiyle iş ortaklığı yapabilen bir yerdeyim. Türkiye olarak teknolojiyi kullanmaya meraklı bir toplumuz. Genç ve eğitimli kaynağa sahibiz. Her şehirde bir üniversitemiz var. Bu kadar kaynağın olduğu, bu kadar girişimci ruhun yüksek olduğu bir ülkede bence biz çok hikaye çıkarırız. Bizim de hedefimiz bu.
Hem kamu hem de özel sektörle dijitalleşme üzerine projeler yapıyorsunuz. Bu projelerin sonuçları nedir?
SGK ile yapılan avuç içi teknoloji müthiş bir proje. Bu proje her yerde örnek gösteriliyor. Garanti Bankası da bu teknolojiyi kullanıyor. Anlatacak çok örneğimiz var aslında. Benim hayalim Fujitsu laboratuvarı açmak. Şirket olarak diyoruz ki, biz teknoloji konusunda lideriz, inovasyonda deneyim ve bilgimiz var. Sonuçta kuracağımız laboratuvarda üretilen çözüm ve ürün ortaya çıksın ve bu da Türk şirketine ait olsun istiyoruz. Bu da ülkenin katma değerini, gelir seviyesini yukarı çekecek. Biz iş ortaklarıyla paylaşımcı olmaya çok açık bir kültürden geliyoruz. İş modelimizi de bu şekilde kurmak istiyoruz. 50 mühendis almayalım, 5-8 kişilik şirketler gelsin, bizim platformda çalışmasına fırsat yaratalım. AR-GE fonlaması yapılırken de bu modelin dikkate alınmasını istiyoruz. KOBİ’ler için hep Anadolu’ya gidiyoruz, her türlü iş ortaklığına açık olduğumuzu söylüyoruz. Bu modelle inovasyonu da artırabiliriz.
Türkiye, Fujitsu Ailesi içinde nasıl bir yer kaplıyor?
Türkiye her zaman çok önemsenir. Biraz önce bahsettiğim nedenlerden ötürü potansiyeli çok yüksek bir ülke. Coğrafi olarak da stratejik bir yere sahibiz. Çevre ülkeler için de bir değer taşıyoruz. Hem kamu hem de özel sektörde Fujitsu içinde önemsenen ve çok başarılı projelere imza attık.
Önümüzdeki dönemde hangi alanda büyüyeceksiniz?
Tarımla ilgili, Ankara’da bir üniversiteyle iki tane pilot proje yaptık. Japon yatırım fonu bu projeye ciddi bir yatırım yaptı. Projelerin hayata geçmesi için kamu ile özel sektörün arasında bir anlaşma olması lazım. İkincisi sağlık... Sağlık sektörü büyüyecek, biz de burada ciddi bir oyuncuyuz. Nesnelerin interneti (IoT) ile ilgili her yerde ciddi bir oyuncuyuz. Ayrıca hem kamu hem de özel sektör için siber güvenliği çok önemsiyoruz. Z kuşağı geliyor. Bu kuşak bizim geçmişte aldığımız hizmetleri, banka şubesine gitmeyi, kuyrukları, sıra beklemeyi bilmiyor. Bütün hizmetleri telefonlarından almak istiyorlar. Bu alanda da gidecek çok yol var. Şirket olarak bütün bu hizmetlerin geliştirilmesinde yer almak istiyoruz.
Türkiye de şirketlerin teknolojik altyapısını, dijitalleşmeye ilişkin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
İyi kötü 30’a yakın ülkede iş yapmış biri olarak çok sayıda şirketi tanıdım. Batı’sı da vardı Doğu’su da var. Bankacılık sektörü zaten hep bilinir. Türkiye’deki bankacılık sektörünün olduğu noktaya Avrupa bile daha gelemedi. Kamuda da e-devlet projelerini çok başarılı görüyorum. O kadar çok servis var ki, web üzerinden bir sürü hizmeti alabiliyorsunuz. Bazı yerlerde çok ilerideyiz.
Ya üretim tarafında?
Daha çok KOBİ dediğimiz yerlerde biraz daha geriyiz. Fakat bizim hedefimiz de KOBİ’leri desteklemek, dijital dünyanın bir parçası haline getirmek. Kullanım ve uygulama olarak kaynak ve uzun vadeli iş ortağı ihtiyacımız var. Her şeyde son kullanıcıya, müşteriye göre elbiseyi dikmek zorundasınız. O dönüşümü yapanın terzi esnekliğinde olması lazım. Fujitsu olarak bu konuda çok istekliyiz. Ekosistemi geliştirmek önemli. Biz dijital dönüşüm projesini onlarla yapacağız. Onlar da aynı tecrübeyi müşterilerine yansıtacaklar. İş böyle büyüyecek. Onun için biz ne kadar geçikiyorsak o kadar çok fırsat kaçırıyoruz. Bence şu anda gecikiyoruz. Kaynağı olanlar yapıyor. Ama kaynağı olmayanlar için ihtiyaç var.
Fujitsu'nun Almanya'nın Münih kentinde düzenlediği dijitalleşme konferansında konuştuğumuz Avrupa, Ortadoğu, Hindistan ve Afrika (EMEIA) Bölgesi Başkan Vekili ve İş Uygulamaları Hizmetleri Başkanı Ravi Krishnamoorthi, Türkiye ve bölgedeki ülkelerin performansına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu bölgenin en hızlı büyüyen pazarı Türkiye. Değişik seviyelerde, değişik oranlarda büyüyor.
Örneğin mobil teknoloji ve mobil uygulamalarda Türkiye çok ilerlemiş durumda. Çok sayıda kullanıcı var. Büyüyen bir Hindistan ve büyüyen bir Ortadoğu görüyoruz. Türkiye'de çok fazla hizmet sağlayıcı işletme var.
Bunlar yapay zeka teknolojisini de Türkiye'ye getiriyor. Almanya'da imalat sektöründe kurduğumuz tesislerimizde çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Tüketicilerin tedarikinde, arz zincirinde, depolama konusunda yenilik çalışmaları yapmaktayız. Stok yönetimi konusunda da yenilikler yapıyoruz. Tüketicilere daha iyi hizmeti nasıl verebileceğimizi tasarlıyoruz."