Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Tasarım ve İnovasyon Konseyi Başkanı ve Bilen Patent Univation Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kocakuşak, "Patent başvurularının bu denli artış göstermesinde, AR-GE ve tasarım merkezlerine olan ilginin ve bu merkezlerin, ekosistem olarak patenti zorlayıcı yapılarının büyük etkisi var" diyor.
2004 yılında kurulan Bilen Patent, yurtiçi ve yurtdışında; marka, patent, endüstriyel tasarım, alan adı ve telif haklarına ilişkin araştırmadan tescile, rakip-teknoloji takibinden mahkeme nezdinde temsile kadar, çok geniş bir alanda hizmet veren profesyonel bir vekillik firması.
Şirketin 50 kişiyi aşan ekibinde, bazıları Türkiye'nin tanınan profesyonellerinden olan mühendis patent vekilleri, marka vekilleri ve hukukçular bulunuyor. Bilen Patent, İstanbul ve Bursa ofislerinde aralarında Oyak Renault, Sütaş, Dr. Oetker, Dardanel, Çilek Mobilya, Uludağ İçecek, Borusan Holding gibi şirketlerinde yer aldığı 4 bin'den fazla firmaya danışmanlık yapıyor.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Tasarım ve İnovasyon Konseyi Başkanı ve Bilen Patent Univation Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kocakuşak, "Ulusal ve uluslararası alanda kaliteli hizmet veren lider bir firma olma yolunda, her geçen gün kendimizi geliştiriyoruz” diyor.
İNOVASYON DANIŞMANLIĞI YAPIYOR
Bilen Patent, Türkiye'de bir ilk olarak, Univation markasıyla da devlet destekleri ve inovasyon danışmanlığı alanında hizmetler veriyor. Hâlihazırda bu marka altında; KOSGEB, TÜBİTAK gibi projelerde, AR-GE ve ihracat yapan firmalara yönelik Ekonomi Bakanlığı desteklerinin çıkarılması ve AR-GE merkezi kurulumu ile Turquality danışmanlığı yapıyor.
Bu sayede, birçok müşterinin yurtiçi-yurtdışı marka-patent harcamalarını ve buna ilave olarak AR-GE, ihracat ve tanıtıma dönük harcamalarını, devletten hibe olarak geri almasını sağladıklarını söyleyen Kocakuşak, "Bilen Patent Univation, Türkiye'de ilk olarak yaptığı inovasyon ile sektörde sınai mülkiyet hakları danışmanlığı, devlet teşvikleri danışmanlığı ve inovasyon danışmanlığını bir potada eriterek, müşterisine sunmayı başarmıştır.
Şirketimiz, müşterilerinde daha fikir aşamasından itibaren sunduğu danışmanlık modeli ile nihai ürün aşamasına kadar tüm süreçlerde yer alıyor" diyor.
AR-GE ve tasarım merkezleri sistemi, firmaları patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım gibi nitelikli çıktılar üretmeye zorlayan bir yapıya sahip. Normalde çalışmaları arasında bu ve benzeri konular olmayan firmalar bile AR-GE ve tasarım merkezi olduktan sonra, sınai mülkiyet hakları konusunu gündemlerine almaya başlıyor.
Türkiye'de son yıllarda yapılan AR-GE çalışmaları sayesinde; başta savunma sanayi olmak üzere kimya, tekstil, otomotiv ve mobilya gibi sektörlerde yerlileşme oranı son derece yükseldi. Şu anda pek çok sektörde, yerli ve milli olan patent ve faydalı model belgesine sahip yüzlerce ürün, piyasadaki yerini almış durumda.
Kocakuşak, "Firmalarımız artık nitelikli proses ve ürünleri sayesinde, kaliteli Avrupa ürünlerine muadil olabilmeyi başarmaktadır. Türkiye'de AR-GE sonucunda ortaya çıkan ürünler sadece ülkemizde değil, yurt dışına da ihraç edilmek suretiyle geniş bir kullanım alanı bulmaya başlamıştır" diye konuşuyor.
"AR-GE sonucu ortaya konulan ürünler ve tasarımlar, gün geçtikçe ülkemiz için önemli bir katma değer oluşturuyor. Şu anda pek çok sektörde Türk mühendisleri tarafından üretilen ve bizim tasarımcılarımızın imzası bulunan pek çok ürün hem yurtiçinde hem yurtdışında raflardaki yerini almaya başladır. Bu durum, ithal ikamesinin sağlanması açısından çok önemli. Ülkemizin cari açığının sıfıra indirilebilmesi noktasında, orta yüksek ve yüksek teknolojiye sahip katma değerli AR-GE çıktılarının, gelecekte daha da artacağına inanıyorum."
AR-GE'NİN ÇIKTISI PATENT
Türkiye'de bundan yaklaşık 10 yıl önce, yılda ortalama patent bazında 2 bin 500 adet civarı patent başvurusu yapılırken, geçtiğimiz yıl itibariyle devlet destekleri ve bilinç oluşturma çalışmaları sayesinde, yıllık rakamlar 7 bin 500 adetlere kadar çıktı.
Patent başvurularının bu denli artış göstermesinde, AR-GE ve tasarım merkezlerine olan ilginin ve bu merkezlerin, ekosistem olarak patenti zorlayıcı olan yapılarının büyük etkisi var.
Firmaların AR-GE merkezi olmak için çekinmemesi gerektiğini söyleyen Kocakuşak şirketlere şu önerilerde bulunuyor: "Yaptıkları işleri kastederek 'bunun nesi AR-GE, buradan nasıl patent çıkabilir ki?' gibi işlerini basite alan sorular sormamalı, tam tersine; yaptıkları işin AR-GE yönünü keşfetmeliler."
Zira günümüz dünyasında, 'çekirdek teknoloji' denilen çok güçlü teknik inovasyonlar nadiren görülüyor. Çok büyük şirketler dahi küçük iyileştirmeler yaparak, bu iyileştirmeleri basit ve pratik inovatif dokunuşlarla müşterilerine sunuyor.
Buradan hareketle, Türkiye'deki firmaların da özgüvenleri yüksek olarak inovatif dokunuşlar yapmaları ve bunları da pazara sunmayı bilmeleri gerekiyor. Kocakuşak, "Dolayısıyla AR-GE'nin çıktısı patenttir diyebiliriz" diyor.