Atayık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkbaharla birlikte güneşin yüzünü göstermeye başladığını, aynı durumun pozitif haberlerle piyasalarda da yaşandığını ifade etti.
Birçok uzmanın "piyasalara da baharın geldiği" yorumunda bulunduğunu aktaran Atayık, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz hafta ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden gelen virüs önlemlerinin gevşetileceği, ekonomi ve hayatın normalleştirileceği yönündeki açıklamalar, 'virüste pik nokta görüldü' şeklinde yorumlandı. Ayrıca ilaç ve aşıyla ilgili olumlu haberler rakamlara da yansıdı. Döviz ve altın fiyatlarında geri çekilmeler yaşandı. Koronavirüs nedeniyle aksayan hayatı kademeli olarak normalleştirmeye başlayacakları yönündeki açıklamalarla gram altın fiyatları geriledi. Hatırlanacağı üzere, çeyrek altın 636 TL'ye, gram altın da 387 TL'ye kadar yükselmişti. 1.748 dolara yükselen ons fiyatı, 1.680 dolara kadar gevşedi. Piyasalar, bu haftaya da yine bu olumlu haber akışı ve pozitif beklentilerle başladı."
"ALTIN FİYATLARINDAKİ BU DALGALI SÜREÇ BİR SÜRE DAHA DEVAM EDECEK"
Mustafa Atayık, altın fiyatlarındaki bu dalgalı sürecin bir süre daha devam edeceğini, altın ve para piyasalarının istikrara kavuşmasının biraz daha zaman alacağını söyledi.
Dünya ekonomilerinin, özellikle ikinci çeyrekte ciddi bir daralma yaşayacağını ifade eden Atayık, 3. çeyrekte önce hasar tespiti, ardından da yeni bir normalleşme sürecinin başlamasının beklendiğini kaydetti.
Altın fiyatlarının önümüzdeki süreçteki olası hareketlerini anlamak için aslında bugüne kadarki hareket tarzına ve tarihteki seyir defterine bakmak gerektiğini ifade eden Atayık, şöyle konuştu:
"Altının son 50 yıllık hikayesini incelediğimizde ons fiyatlarının ekonomik ve siyasi krizlerin global boyuta taşındığı zaman dilimlerinde zirve rakamlarına ulaştığını görüyoruz. Örneğin, 1974 yılı petrol krizi, 1980 yılındaki siyasi gerginlikler, İran-Irak savaşı, 1990 Körfez krizi, ABD'de 11 Eylül 2001 yılında gerçekleştirilen ikiz kule saldırıları, 2003'te Irak'a yapılan askeri harekat ve Amerika'da 2007 yılında yaşanan mortgage krizi ile başlayan ekonomik krizin etkilerinin tüm dünyaya yayılmasıyla altın fiyatlarında rekor rakamlar yaşandı.
Mortgage krizinin piyasalarda derinleşmesiyle altının onsu Eylül 2011'de 1.921 dolarla tüm zamanların zirvesini görmüştü. Altın, Arap Baharı'yla birlikte başlayan ve halen devam eden Orta Doğu'da yaşanan siyasi ve askeri krizlerde yukarıya doğru dalgalanmaya devam etti. Aralık 2015'e kadar 4 yıllık sürede 1.046 dolar/ons seviyesine kadar gevşeyen altın, son 5 aydır ABD-Çin ticaret savaşları, ABD-İran gerginliği ve koronavirüs etkisiyle hızlı bir yükseliş eğilimi içerisine girdi. Dünya ekonomi ve siyasi tarihindeki bu önemli kırılımları bilmezsek 1969 yılında sadece 35,2 dolar olan ons altın fiyatının 5 yıl sonra yaşanan petrol krizinde 172 dolara çıkması ve 2011 yılında mortgage krizinin de etkisiyle tarihinin en zirve noktası olan 1.921 dolar seviyesine nasıl çıktığını izah edemeyiz."
"ALTIN VE FİNANS PİYASALARINI İPTE OYNAYAN CAMBAZA BENZETMEK MÜMKÜN"
İKO Başkanı Atayık, altının onsunun 2008 yılında mortgage krizinin başında 900 dolar iken, 3 yıl sonra sorunun küreselleşmesiyle tarihindeki en zirve noktasına ulaştığını hatırlattı.
Aynı sürecin yeniden yaşandığını ifade eden Atayık, birçok uzmana göre virüste dünyanın birçok ülkesinde pik noktaya ulaşıldığını, aynı süreçte ons altının da son 7 yılın zirvesi olan 1.748 doları görmüş olduğunu söyledi.
Küresel ekonominin, koronavirüs salgını öncesinde bir ekonomik türbülansın içerisinden geçtiğini hatırlatan Atayık, bu süreçte kendilerini ve varlıklarını koruma endişesi taşıyan yatırımcıların da güvenli liman olan altına yöneldiğini kaydetti.
Atayık, şöyle devam etti:
"Her zaman söylüyoruz ve altını çiziyoruz; altın, güvenli liman olarak her zaman yatırım sepetinde yer almalıdır. Bilindiği gibi, daha virüs gündem olmadan önce de altın, ABD-Çin ticaret savaşları, ABD-İran gerginliği ve makroekonomideki negatif veriler nedeniyle yukarı doğru çıkışını sürdürüyordu. Koronavirüs, bu çıkış sürecini daha da hızlandırdı. Bu süreçte ons altının 1.748 dolara çıktıktan sonra bir miktar gevşemesini normal karşılamak gerekiyor. Olumlu haber akışları nedeniyle altında aşağı doğru düzeltmeler olmaya devam edecektir. Tersi durumda pandemi nedeniyle dünya ülkelerinden gelecek olumsuz haberler de mevcut tabloyu ve ons fiyatlarını yeniden 1.700 dolar rakamlarının üstüne taşıyabilir.
Altın ve finans piyasalarının mevcut durumunu ipte oynayan cambaza benzetmek mümkün. Küçük bir dikkatsizlik ve sağlıkla ilgili kötümser senaryo, bir anda kazanımları tersine çevirebilir, cambaz kendini bir anda yerde bulabilir. Piyasayı destekleyen iyimser veri akışıyla altının onsunun 1.700 doların üstünde fazla tutunamadığını görüyoruz. Bu anlamda geri çekilişlerde 1.650- 1.550 fiyatlamaları yeniden alım fırsatı sunabilir. Bu seviyeler, yatırımcılar için çeyrek altın ve gram altında alım için yeni fırsatlar sunabilir."
"MÜCEVHER, VİRÜS ETKİSİYLE İHRACATTA KAN KAYBEDİYOR"
Mustafa Atayık, potansiyeli, ihracat kapasitesi, teknoloji parkuru ve yüksek üretim kabiliyetiyle dünyanın ilk 5 oyuncusundan biri olan Türk kuyumculuk sektörünün, virüs sürecine, İstanbul Mücevher Fuarı'nın ertelenmesi nedeniyle yüksek stok oranıyla giriş yaptığını söyledi.
Sektörün, koronavirüs ile ilgili tedbirlere destek olmak amacıyla üretim atölyelerini, toptan ve perakende mağazalarını ya geçici olarak kapattığını ya da düşük kapasiteyle çalıştırdığını belirten Atayık, şu bilgileri verdi:
"Kuyumcukent ve Vizyonpark'taki işletmelerin önemli bir kısmı üretimlerine ara verdi ya da düşük kapasiteyle çalışıyor. Semtlerdeki kuyumcuların bir kısmı ise belirli saatler içerisinde mağazalarını açık tutarak müşterilerinin taleplerini karşılıyor.
Tarihi Kapalıçarşı, 'Ayaklı Borsa' olarak adlandırılan döviz ve altın işletmelerinin bulunduğu alan dışında bir süredir vatandaşlara ve turistlere kapalı. Kapalıçarşı'da esnaf, dükkanlarına açık olan iki kapıdan kontrollü bir şekilde alınıyor. Vatandaşlar da güvenlik görevlileri eşliğinde içeri alınıyor. Türkiye'nin ihracattaki yıldız sektörlerden biri olan ve katma değeriyle dikkati çeken mücevher, virüs etkisiyle ihracatta kan kaybediyor. Aynı kayıplar, iç pazarda da yaşanıyor."