Küresel piyasaların haftaya gündemi yoğun: Yurt içinde gözler enflasyon rakamlarında olacak

Küresel pay piyasaları, geçen hafta açıklanan makroekonomik verilerin enflasyon endişelerini desteklemesiyle negatif bir seyir izlerken, gelecek hafta dünya genelinde devam edecek olan yoğun veri gündemi yatırımcıların odağında olmayı sürdürüyor.

25 Şubat 2023 | 12:01
Son Güncellenme: 27 Şubat 2023 | 08:42

ABD'de açıklanan verilerde enflasyon riskinin güçlenmeye devam etmesi piyasalarda risk iştahını düşürdü.

Dün ülkede açıklanan verilere göre, kişisel tüketim harcamaları ocakta yüzde 1,8 artışla piyasa beklentilerinin üzerinde yükseldi.

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de aynı dönemde aylık bazda yüzde 0,6 ve yıllık bazda yüzde 4,7 artarak beklentileri aştı.

Söz konusu verinin ardından para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in 75 baz puanlık daha faiz artışına gideceğine kesin gözüyle bakılırken, söz konusu artırımların mart, mayıs ve haziran ayındaki toplantılarda 25'er baz puan şeklinde yapılacağı öngörülüyor.

Güçlenen enflasyon endişeleriyle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi 3,98'le Kasım 2022'den bu yana en yüksek seviyeye çıkarken, resesyon fiyatlamaları güç kaybetmeye devam ediyor.

Buna göre, ABD'nin 3 aylık hazine bonosu getirisi ile 10 yıllık tahvil faizi arasındaki fark 87 baz puanla 5 Ocak'tan bu yana en düşük seviyede.

Fed'in 75 baz puanlık daha faiz artışı yapacağına yönelik beklentilerin güçlenmesiyle dolar endeksi de yükseliş eğilimini hızlandırırken, geçen hafta yüzde 1,3 yükselen dolar endeksi haftayı 105,2'yle 21 Kasım haftasından bu yana en yüksek seviyede tamamladı.

Altın ve gümüşün ons fiyatı söz konusu gelişmelerle geçen hafta sırasıyla 1,7 ve 4,6 değer kaybederken, Brent petrolün varil fiyatı sınırlı da olsa yükselerek yüzde 0,2 artışla 82,9 dolara çıktı.

Fed üyeleri gidilecek yolun "uzun" olduğunu işaret ediyor

ABD'de pay piyasaları geçen hafta enflasyon endişelerine paralel negatif bir seyir izlerken, gelecek hafta yoğun veri gündemi yatırımcıların odağına yerleşti.

ABD'de verilerden alınan karışık sinyaller gözleri Fed yetkililerine çevirirken, hafta boyunca sözle yönlendirmede bulunan üyeler enflasyonla mücadelenin kazanılması için daha gidilecek çok yolun olduğunu vurguladı.

Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, beklentilerin üzerinde gelen kişisel tüketim harcamalarına ilişkin verilerin, enflasyonu yüzde 2 hedefine düşürmek için daha fazla çabanın gerekeceğini gösterdiğini belirtti. Mester, "Tüm fiyatların düştüğünü görmemiz gerekiyor ve bunu henüz sürdürülebilir bir şekilde görmedik." değerlendirmesinde bulundu.

Boston Fed Başkanı Susan Collins de enflasyonun kontrol altına alınması için daha fazla faiz artışı gerektiğini kaydetti. Enflasyonun yüksek kalmayı sürdürdüğüne işaret eden Collins, son verilerin, enflasyonu yüzde 2 hedefine düşürmek için "yapacak daha çok işleri olduğu" görüşünü güçlendirdiğini belirtti.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Philip Jefferson ise iş gücü arzı ve talebi arasında devam eden dengesizliğin hizmet sektöründeki iş gücü maliyetleriyle birleşmesiyle, yüksek enflasyonun sadece yavaş bir şekilde düşebileceğini aktardı.

Hafta içinde açıklanan Fed'in son toplantısına ait tutanaklar, neredeyse tüm Fed yetkililerinin faiz oranının 25 baz puan artırılmasında hemfikir olduğunu, birkaç yetkilinin ise 50 baz puanlık faiz artışını desteklediğini ortaya koydu.

Fed'in tutanaklarında, yetkililerin çoğunun, faiz artışlarının hızını daha da yavaşlatmanın ekonominin maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedefleri doğrultusundaki ilerleyişini daha iyi değerlendirmelerine imkan sağlayacağını gözlemlediği aktarıldı.

Birkaç yetkilinin ise son toplantıda faiz oranının 50 baz puan artırılmasından yana olduğu belirtilen tutanaklarda, bu yetkililerin fiyat istikrarının zamanında sağlanmasına yönelik risklere ilişkin görüşleri dikkate alarak daha büyük bir artışın faiz oranını yeterince kısıtlayıcı bir duruş elde edebileceğine inandıkları seviyelere daha hızlı yaklaştıracağını aktardığı kaydedildi.

Ülkede açıklanan makroekonomik verilere göre, 2022 4. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) yıllıklandırılmış olarak yüzde 2,7 arttı. Söz konusu dönemde aşağı yönlü revize edilen GSYH verisi, yüzde 2,9 olan beklentilerin altında kaldı.

Buna karşın, ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 18 Şubat ile biten haftada 192 bine geriledi.

Ülkede yeni konut satışları, ocakta aylık yüzde 7,2 artışla 670 bine çıkarak Mart 2022'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşırken, ikinci el konut satışları, ocakta aylık bazda yüzde 0,7 azalarak 2010'dan bu yana en düşük seviyeye geriledi.

ABD'de imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ise ocakta 47,8 değerini alarak beklentilerin üzerinde artmasına karşın daralmanın sürdüğünü gösterdi.

Bu gelişmelerle, geçen hafta New York borsasında, S&P 500 yüzde 2,67, Dow Jones endeksi yüzde 2,99 ve Nasdaq endeksi yüzde 3,33 geriledi.

27 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi dayanıklı mal siparişleri, bekleyen konut satışları ve Dallas Fed imalat aktivite endeksi, salı toptan stoklar, Richmond Fed sanayi endeksi ve tüketici güven endeksi, çarşamba imalat sanayi PMI, inşaat harcamaları ve ISM imalat sanayi PMI, perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve cuma hizmet sektörü PMI verileri takip edilecek.

Avrupa'da da enflasyon endişeleri tekrar güçlendi

Avrupa borsalarında geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken, bölgede güçlenen enflasyon endişeleri piyasalarda risk algısının yükselmesine sebep oldu.

Bölgede açıklanan verilere göre TÜFE şubatta Almanya'da yüzde 8,7, Avro Bölgesi'nde ise ocakta yüzde 8,6 yükseldi.

Analistler, bölgede güçlü seyrini sürdüren enflasyonun Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) şahin politikalara ne kadar daha devam edeceğine yönelik belirsizlikleri artırdığını söyledi.

Hafta içinde açıklamalarda bulunan ECB Başkanı Christine Lagarde ise son dönemde ücretlerde görülen artışın normal olduğunu söyledi. Bu durumu sadece ücretlerin fiyatları yakalaması olarak nitelendirdiklerini kaydeden Lagarde, Avrupa'da enflasyon ve ücret artışı sarmalı görme ihtimalinin düşük olduğunu dile getirdi.

Geçen hafta İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,57, Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,76, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 2,18 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 2,76 geriledi.

Gelecek hafta pazartesi Avro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi, çarşamba Almanya'da nihai TÜFE ve işsizlik oranı, perşembe Avro Bölgesi'nde işsizlik oranı ve cuma bölge genlinde hizmet sektörü PMI ile Avro Bölgesi'nde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) takip edilecek.

Asya piyasaları karışık seyretti

Asya borsalarında geçen hafta karışık bir seyir öne çıkarken, Japonya'da ekonomik aktiviteye ve enflasyona ilişkin endişeler güçlenmeye devam ediyor.

Japonya'da imalat sanayi PMI şubatta 47,4'e inerek beklentilerin altında kalırken, hizmet sektörü PMI ise 53,6'ya çıkarak öngörüleri geride bıraktı.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) başkanlığına geçecek olan Kazuo Ueda'nın açıklamaları da pay piyasaları üzerinde etkili olurken, Ueda, hafta içindeki açıklamalarında izlenen mevcut para politikasını uygun bulduğunu ve ekonominin desteklenmesi için parasal genişleme politikalarını sürdüreceğini söyledi.

Merkez Bankasının, yüzde 2 enflasyon hedefinin küresel bir standart olduğunu savunan Ueda, "Fiyat eğilimleri göz önüne alındığında, şimdilik enflasyon hedefine ilişkin ifadeyi değiştirmeye gerek olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.

Ülkede açıklanan makroekonomik verilere göre ise TÜFE ocakta yüzde 4,3'le son 41 yılın en yüksek artışını gerçekleştirdi.

Yeni Zelanda Merkez Bankası politika faizini 50 baz puan artırarak yüzde 4,75'e çıkarırken, faiz artışlarının enflasyonla mücadele sona erene kadar devam edeceği mesajı verildi.

Güney Kore Merkez Bankası politika faizini yüzde 3,50'de sabit bırakırken, atılan adımların etkisinin görülmesi için bir süre beklemekte fayda olduğu belirtildi

Çin'in yeniden açılmasının ardından ekonomik aktivitenin hızlı bir şekilde salgın öncesi seviyelerine ulaşacağına yönelik beklentiler ise sınırlı da olsa güç kaybetti.

Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,22, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 3,43 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,13 gerilerken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,34 arttı.

27 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde salı Japonya'da sanayi üretimi, çarşamba Çin'de imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI ve cuma Japonya'da Tokyo TÜFE ile işsizlik verileri takip edilecek.

Yurt içinde gözler büyüme ve enflasyona çevrildi

Yurt içinde geçen hafta BIST 100 endeksi yüzde 0,63 yükselişle 5.058,75 puandan kapanırken, gelecek hafta gözler salı günkü GSYH ve cuma günkü enflasyon verilerine çevrildi.

AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, GSYH'nin geçen yılın 4. çeyreğinde yüzde 2,8 arttığını öngörüyor.

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 8,50'ye çekerken, bankadan yapılan duyuruda "Kurul, bu ölçülü indirim sonrası para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir." ifadelerine yer verildi.

Dolar/TL haftayı bir önceki haftalık kapanışın hemen üzerinde 18,8791'den tamamladı.

Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 5.050 ve 5.000 seviyelerinin destek, 5.100 ve 5.150 puanın ise direnç olarak öne çıkabileceğini söyledi.

Gelecek hafta yurt içinde ayrıca pazartesi ekonomik güven endeksi ve dış ticaret dengesi, çarşamba imalat sanayi PMI ve perşembe TCMB'nin toplantı özeti takip edilecek.