Schneider Electric'in gelirinin yarısı dijitalden geliyor

27 Ekim 2022 | 17:13
Schneider Electric, son yıllarda dijitalleşme yatırımlarına odaklandı. Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, şirketin gelirlerinin yarısına yakınının dijitalleşmeden yani bağlantılı ürünler, Analitikler, Yazılım, AI, Edge Kontrol ve benzerlerinden geldiğini söylüyor.

Levent Gökmen Demirciler

Günümüzde loT yani 'Nesnelerin İnterneti' çağında yaşıyoruz ve endüstriyel tesislere yönelik tüm cihazlar artık 'akıllı' olarak anılmaya başladı. EcoStruxure mimarisinde 'Bağlanabilir Cihazlar' olarak adlandırdığımız bu ekipmanlar bağlı oldukları sürece ilişkin binlerce datayı sahip oldukları ethernet altyapısı ile hızlı ve güvenilir bir şekilde üst katmanda yer alan kontrol ve izleme yazılımlarına hatta doğrudan bulut tabanlı çözümlere aktarabilecek düzeye geldi.

Şirketler için dijitalleşme artık olmazsa olmazlar arasında yerini alıyor. Bu trendin öncelerinden Schneider Electric de son yıllarda dijitalleşme yatırımlarına odaklanırken, gelirlerinin yarısına yakınının dijitalleşmeden elde eder hale geldi.

Dünyada 100'ü aşkın ülkede faaliyet gösteren şirketin 2019 yılı global cirosu 27,2 milyar Euro olarak gerçekleşti. Şirket, zorlu pazar dinamiklerine rağmen bu yıl da istikrarlı bir büyüme sergiliyor.

Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer ile şirketi ve dijitalleşme çalışmalarını konuştuk.

Dijitalleşme konusunda bugüne kadar ne gibi adımlar attınız?

EcoStruxure mimarisi adı altında bina, veri merkezi, endüstri ve altyapı sektörlerine sunduğumuz dijital ve inovatif çözümlerimiz mevcut. Bu sayede müşterilerimizin verimliliği, kârlılığı ve güvenilirliğini garanti altına alıyoruz. Bu mimari internet bağlantılı ürünler, lokal kontrol (edge kontrol), uygulamalar ve servislerden oluşuyor.

Üretim
bölümünden yönetim katına kadar işletmelerdeki her şey arasında bağlantı kurulmasını, sensörlerden buluta kadar kritik verilerin toplanmasını, verilerin anlamlı içerikler oluşturacak şekilde analiz edilmesini ve bu döngüyü gerçek zamanlı bilgiyle tamamlayarak eyleme geçilmesini sağlıyor.

Bu sayede işletmeler uzaktan bağlantı ve izleme teknolojileri ile daha fazla esneklik, daha güvenli çalışma şartları ve daha yüksek seviyede güvenlik sağlayabilirler. Yine aynı mimari sayesinde işletmeler enerji ve kaynak kullanımı verileriyle verimlilik ve karbondan arındırmaya odaklı bir strateji geliştirebilir.

Bu alanda son dönemde devreye aldığınız yatırımlar neler? Yaptığınız yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

Dünyanın dört bir yanında çok çeşitli teknolojiler geliştiren 10 bin mühendisimiz var. Gelirlerimizin neredeyse yüzde 50'si dijitalleşmeden, yani bağlantılı ürünler, Analitikler, Yazılım, AI, Edge Kontrol ve benzerlerinden geliyor. Artık IoT yani 'Nesnelerin İnterneti' çağında yaşıyoruz ve günümüzde endüstriyel tesislere yönelik tüm cihazlar 'akıllı' olarak anılmaya başladı.

EcoStruxure mimarisinde 'Bağlanabilir Cihazlar' olarak adlandırdığımız bu ekipmanlar bağlı oldukları prosese ilişkin binlerce datayı sahip oldukları Ethernet altyapısı ile hızlı ve güvenilir bir şekilde üst katmanda yer alan kontrol ve izleme yazılımlarına hatta doğrudan bulut tabanlı çözümlere aktarabilecek düzeye geldi.

Önümüzdeki dönem için beklentileriniz neler?

Önümüzdeki dönemde asıl sıçrama yazılım alanında gerçekleşecektir. Bu cihazlar tarafından üretilen büyük veriyi kayıt altına alacak, işleyecek ve yapay zeka ile analiz ederek anlamlı bir yönlendirme sağlayacak bu yazılımlar sayesinde süreçler hızlanacak; çok daha kârlı, verimli ve çevik bir iş modeline geçiş yapacağız.

Schneider Electric, Aveva, OsiSoft gibi dünya devi endüstriyel yazılım şirketlerini bünyesine katarak ve Microsoft gibi bulut sistemlerinde lider bir firmayla teknoloji partnerliği yaparak endüstriyel yazılım çözümleri konusunda ne kadar kararlı ve iddialı olduğunu göstermiş oldu. Gelecekte daha çok karşımıza çıkacak bir diğer konu ise tabii ki siber güvenlik olacak.

Sağladığımız bu açık ve erişilebilir otomasyon mimarisini siber saldırılara karşı korumak kuşkusuz önümüzdeki dönemde en büyük sınavımız olacak. Bu alanda da Nazomi Networks, Cyclance gibi alanında uzman firmalarla teknoloji partnerliğimiz bulunuyor ve müşterilerimize siber güvenlik konusunda sadece IT tarafında değil; güçlü bir uzmanlığa sahip olduğumuz OT tarafında da danışmanlık hizmeti verebiliyoruz.

DijitaNeşmenin şirketinize ne gibi katkıları oldu?

Ben burada öncelikle müşterilerimiz için yarattığımız faydadan bahsetmek istiyorum. 2019 yılı boyunca uygulama yaptığımız 330 müşterimizin verisinin analizini yaparak bir dijital dönüşüm raporu hazırladık ve aldığımız verileri sermaye maliyeti, işletme maliyeti ve sürdürülebilirlik olarak üç kategoriye ayırarak değerlendirdik.

Dijital dönüşümün sermaye maliyeti bazı işletmeler için pahalı olarak değerlendirilebilir. Fakat yapılan araştırmada dijital çözüm sağladığımız firmaların yatırım maliyetlerini ortalamada yüzde 23 oranında optimize ettiği ortaya çıktı. Hatta bazı işletmelerde bu fayda yüzde 50'ye kadar çıkabiliyor.

İşletme maliyeti binaların, veri merkezlerinin ve diğer tesislerin toplam maliyetinin büyük bir bölümünü oluşturuyor.

Ne kadar verimlilik sağlanıyor?

Uyguladığımız çözümler aracılığı ile işletmeler enerjiyi yüzde 30'a varan oranda daha verimli kullanabiliyorlar. Diğer yandan bu dijital çözümler sayesinde net sıfır atık, net sıfır enerji ve net sıfır karbon teorik hedefler olmaktan çıkıyor. Bazı işletmeler karbon ayak izlerini yüzde 50'ye varan oranda azaltabildi. Tüm analizlere baktığımızda ise bu oranın ortalamada yüzde 20 olduğunu görüyoruz.

Covid-19 döneminde ise enerjinin kritik önem taşıdığı hastaneler, veri merkezleri ve gıda sektörlerine iş kaybını ve artan maliyetleri engellemek amacıyla uzaktan enerji yönetimi, dijital bakım onarım hizmetleri, 7/24 müşteri desteği ve teknik destek sunduk ve sunmaya devam ediyoruz.

Bir örnek vermem gerekirse çevreye duyarlılığın, hasta güvenliğinin öncelik olarak belirlendiği Gaziantep Liv Hastanesi'nde EcoStruxure çözümlerimiz sayesinde yüzde30'a varan enerji tasarrufu ve yüzde20'nin üzerinde operasyonel maliyet tasarrufuna ulaşılması hedefleniyor.

Şirketiniz dahilinde dijitalleşme konusunda neler yaptınız/yapıyorsunuz?

Şirket içinde ise yeni dijital araçları hızlıca hayata geçirdik ve dijital eğitimi hızlandırdık. Her bir çalışanımız son üç ayda ortalama 15 saatlik online eğitim aldı. Satış ekiplerimize dijital satış için 150'den fazla eğitim verdik. Bu dijital araçlar sayesinde hibrit çalışma modeline geçtik ve pandemi sürecinin başından itibaren ekip arkadaşlarımızın çalışma alanlarını kendilerinin seçmelerini sağladık.

Genel merkezimizi yeni çalışma kültürümüze paralel olarak daha dijital, daha akıllı ve daha esnek ofis haline dönüştürdük. Ayrıca kısa bir süre sonra ofisimizde hayata geçireceğimiz InnovationHub ile her an uzaktan bağlantı ile dijital çözümlerimizi müşterilerimize, yeni işe başlayan genç arkadaşlarımıza, hatta üniversite öğrencilerine kolaylıkla anlatabiliyor hale geleceğiz.

Önümüzdeki dönemde dijitalleşme konusunda atacağınız yeni adımlar neler?

Covid-19 döneminde sektör trendlerinin ve IoT tabanlı EcoStruxure mimarimizin çözümlerinin anlatıldığı InnovationTalks adlı 80'den fazla online seminerlerimize 4 binden fazla müşterimiz katıldı. Şimdi ise 17 Kasım'da dijital olarak düzenleyeceğimiz InnovationSummit'e hazırlanıyoruz. Hem global hem de lokal uzmanlarımız ekonominin güçlendirilmesi ve dijitalleştirilmesi konusunda yenilikçi ve yüksek teknoloji ürünü dijital çözümlerimizi ziyaretçilerimiz ile paylaşacak.

Oluşturacağımız InnovationHub'daEcoStruxure çözümlerimiz ve örnek referanslarımız yer alacak. 3D olarak gezilebilecek fuar alanında şebeke, endüstri, veri merkezi, ev, ticari bina ve iş ortakları için özel içeriklerle hazırlanmış inovasyon turlarımız olacak. 3000'den fazla son kullanıcı ve iş ortağımızın katılımını beklediğimiz buluşmada, strateji konuşmalarının yanı sıra, uzmanlık oturumları da yer alacak.

InnovationSummit aracılığı ile Covid-19sürecindeki başarısı kanıtlanmış EcoStruxure çözümlerimiz hakkındaki deneyimimizi kısaca esneklik, çeviklik, verimlilik ve dayanıklılık içeren yol haritamızı paylaşacağız.

Dijitalleşme konusundaki orta ve uzun vadeli hedeflerinizden bahseder misiniz?

Covid-19 krizi ile birlikte içinden geçmekte olduğumuz yeni koşullar çeviklik, verimlilik ve dayanıklılığın önemini pekiştirdi. Müşterilerimiz hem güçlü hem de daha fazla kapasiteye sahip olmaya, aynı zamanda maliyetleri düşürmeye ihtiyaç duyuyorlar.

Her ikisine de ulaşmak için tek bir çözüm var: dijitalleşme. Dijital dönüşüm pandemiden çok önce harekete geçti. Kriz sırasında tamamen bağlantılı teknolojilere sahip olanlar önemli bir üstünlüğe sahipti. Ve olmayanlar, şimdi bunu yakalamaya çalışıyorlar.

Covid-19, uzaktan erişim, esneklik, verimlilik ve sürdürülebilirliğin önemini artırdı ve aynı zamanda dijitalleşmeyi hızlandıran bir etkisi oldu. Yeni dönemde biz bu alandaki liderliğimizi müşterilerimize bir değer olarak sunmaya odaklanıyoruz. Nesnelerin İnterneti entegrasyonu ve dijital dönüşüm çalışmaları ile toplam değerler zincirini optimize ederek iş dünyasında gelişime öncülük edecek çalışmalara imza atmayı hedefliyoruz.

Bulunduğunuz sektörde dijital alandaki gelişmeler ne durumda? Bu konudaki değerlendirmeleriniz ve öngörüleriniz neler? Sektörünüzün dijitalleşmesi nereye gidiyor?

Dijitalleşme ve enerji aynı madalyonun iki yüzü gibidir, son derece iç içedir. Biri olmadan diğeri evrimini tamamlayamaz ve bu alanda merkeziliği azaltmaya doğru bir dönüşüm yaşanıyor. Çünkü yeni internet mimarisi bulut ve edge teknolojilerinin bir kombinasyonu olacak. Yeni enerji endüstrisi ise dönüşerek mikro şebekelere, merkeziliği azaltmaya ve daha ucuz ve daha dayanıklı enerjiye doğru yol alıyor.

Bu dönüşümler iç içe geçmiş durumda Edge bilişim, Nesnelerin İnterneti ve dijitalleşmenin gelişmesi, Edge teknolojisinde bir enerji dönüşümüne yol açıyor. IT sistemleri gibi şebeke sistemlerinin ölçekleme için merkezi veri yönetimine ve büyük bilgi işlem gücüne erişime (dolayısıyla AI ve makine öğrenimine) ihtiyaçları var. Şebekeler bulut tarafından desteklenen veri merkezleri haline geliyor.

Dolayısıyla bugün şirketler dijitalleşme sayesinde operasyon ve varlıklarının yaşam döngüleri boyunca uçtan uca verimlilik sağlayarak tasarım, üretim, işletim ve bakım ile değer zincirinin tamamında eskisinden çok daha verimli hale gelebiliyor.

Şirketler bu durumu, pazarda rekabet güçlerini artırmak için ihtiyaç duydukları avantaja dönüştürebiliyorlar. Schneider Electric olarak biz de bu süreci devrim niteliği taşıyan iş modellerine ve gelişim gösterilebilecek yeni çalışma alanlarına dönüştürebileceğimize inanıyoruz.»