TALİP YILMAZ tyilmaz@ekonomist.com.tr
GÖZDE YENİOVA SAYLAK gyeniova@ekonomist.com.tr
CEREN ORAL BALABAN coral@ekonomist.com.tr
18-31 Ekim 2020 tarihli sayıdan
Piyasalar, son çeyrek döneme hareketli girdi. ABD'de başkanlık seçimi sürecinin devam ettiği, pandemide ikinci dalga endişelerinin arttığı, içeride ekonomik ve jeopolitik risklerin konuşulduğu son çeyrekte yatırımcılar, portföylerini nasıl yöneteceği konusunda zorlanıyor.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın
Piyasada volatilitenin hayli yüksek olduğu, dolar/TL'nin ve gram altının yeni zirve seviyelerine yöneldiği, TL mevduatta getirinin son dönemde faiz oranlarında artışa rağmen sınırlı olduğu, hisseye yerli yatırımcı ilgisinin arttığı bu dönemde, doğru portföy dağılımı yapmak son derece önemli.
Ancak genel görüntüye göre, TL faizde getirinin düşmesiyle birlikte döviz ve altın ağırlığı korunuyor; hisse senedine yerli yatırımcı ilgisi artmaya devam ediyor. Yılın bu zorlu son çeyreğinde piyasa uzmanları ile yatırım araçlarında beklentileri, piyasanın risklerini ve fırsatlarını, portföy dağılımını nasıl yapmak gerektiğini konuştuk.
OYUNCU DEĞİL, YATIRIMCI OLUN
Bu dönemde portföy dağılımı önerilerine bakıldığında, hisse senedinin ön planda olmaya devam ettiğini görüyoruz. Uzun aradan sonra TCMB verilerine göre yabancı yatırımcının 2 Ekim haftasında borsada net 131 milyon dolar alıcı olması, piyasa tarafında olumlu karşılanmakla birlikte, bunun devam etmesi gerektiği ifade ediliyor.
Yerli yatırımcı ise hisse tarafında borsaya ilgisini artırmaya devam ediyor. Prim Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Kertmen, hisse senedi piyasasının potansiyeline dikkat çektikten sonra "Yatırımcıların, adını bile bilmedikleri şirketlerde trade etmeleri, kötü sonuçlara yol açabilir.
Oyuncu gibi değil, ortak gibi davranılmak" diyor. Kertmen, portföyde yüzde 70 oranında iyi seçilmiş hisse önerisinde bulunuyor. GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz, Covid-19 nedeniyle gelişmekte olan ülke (GOÜ) borsalarından çıkışlar olmakla birlikte, yerli yatırımcının piyasada yer almasıyla düşüşlerin sınırlandığına dikkat çekiyor.
Bunun da potansiyel yarattığını düşünen Alper Nergiz, yabancının da alıma geçme eğilimiyle oluşacak potansiyelle, hisse ağırlığının artırılabileceği kanaatinde.
ALTIN PARLIYOR
Bunun yanında portföylerde dikkat çeken bir diğer yatırım aracı altın. Sarı metal, gram bazında da rekor seviyeleri zorlamaya ve porföylerde yüzde 20 civarında ağırlığını korumaya devam ediyor.
Nergiz, "ABD Merkez Bankası'nın (FED) düşük faiz, bol likidite sunduğu bir ortamda ABD seçimlerinin de sonuçlanmasıyla, altın fiyatı pozitif fiyatlama davranışına devam edecektir. 2020 son çeyreğinde olduğu gibi 2021'de de altın parlamayı sürdürür" diyor.
Döviz tarafında yeni zirveler zorlanırken portföylerdeki ağırlığı yüzde 20'ler civarında tutuluyor. TL mevduat tarafında reel getirinin artma eğilimiyle döviz tevdiat tarafından TL mevduat tarafına geçişlerin olabileceği yorumları yapılıyor. Dövizde ise dolar ağırlığını korumaya devam ediyor.
BİST'TE YÜKSELİŞ SÜRER Mİ?
Eylül ayı kurdaki zayıflamanın sürdüğü ancak ayın son haftasından başlayarak TL'yi destekleyici adımların gözlendiği bir dönem oldu. Türk hisse senetleri eylül ayında yabancı yatırımcı payının da azalmasıyla yurtdışından ayrışmasını sürdürse de para politikası güncellemelerinin önceki iki ay küresel hisse senetleri rallisine katılmayan hisse senetlerine sınırlı olumlu etkisi de görüldü.
1.085'lerde başladığı eylül ayını 1.145'lerde tamamlayan ve yüzde 6 getiri sağlayan BİST-100, dolar bazında getiri açısından da Güney Kore ve Tayvan'ın ardından GOÜ'ler arasında üçüncü sırada yer aldı.
Borsada ekim ayı itibarıyla olumlu görünüm devam ediyor. Ekim ayına 1.144'ten başlayan BİST-100, ara ara satışlarla karşılaşsa da mevcutta 1.180'lerde seyrediyor. Peki, yıl sonuna kadarki süreçte borsada ne bekleniyor? Bu süreçte BİST-100'ün 1.200-1.300 bandında seyredeceği görüşü ağırlık kazanıyor.
Daha temkinli bakış açısıyla 1.100-1.200 bandı ve daha iyimser beklentilerle 1.300 ve üstü de öngörüler arasında yer alıyor. Borsanın yönünde; özellikle yabancı yatırımcıların tavrının, jeopolitik risklerin, kurun seyrinin, global borsalardaki durumun ve Covid-19 sürecinin belirleyici olacağı kaydediliyor.
YABANCI ÇIKIŞI HIZ KESTİ
BİST, pandemi başlangıcından bu yana GOÜ borsalarına göre yüzde 38 geride kaldı. Gelişmiş ülke borsalarına göre BİST'in dolar bazındaki performansı da yakın sonuçlara işaret ediyor. Yatırım Finansman Genel Müdürü Ömer Eryılmaz, pandemi öncesi daha uzun vadeli dönemlere bakıldığında, borsada çok daha yüksek negatif ayrışma oranları görüldüğünü söylüyor.
Eryılmaz, TCMB'nin son dönemdeki normalleşme adımlarıyla ise BİST'te yılbaşından itibaren etkili olan yabancı çıkışının hız kestiğini, hatta kademeli olarak alım tarafında işlemler gerçekleştiğini kaydediyor. Ömer Eryılmaz, bu eğilimin devamı ve jeopolitik risklerin etki düzeyinin azalması halinde BİST'in yılsonunda 1.200-1.300'ü test edilebileceğini öngörüyor.
BİST, dünya borsaları içinde en ucuz olanlardan biri. Özellikle banka hisselerinde bu ucuzluk hala sürüyor. Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, banka hisselerindeki yabancı çıkışının durmasının veya bir miktar geri dönüş olmasının, BİST'e yabancı katkısı açısından olumlu etki yapacağını belirtiyor.
Yabancı alımı için kur ve CDS anlamında stabilite sağlanmasının önemine değinen Erkan, "Yabancı hisse senedini uzun süre tutar, dolayısıyla ucuzluk faktörünü değerlendirme aşamasına gelebilir. Bundan sonraki çıkışlar sınırlı kalabilir veya bir miktar dönüş olabilir" diyor. Enver Erkan da yılsonu için BİST'te 1.200-1.300 bandını işaret ediyor.
TL MEVDUATTA YÜKSELİŞ SÜREBİLİR
Bu dönemde TL mevduat faizleri de yükselişte. Buradaki beklenti yine yukarı yönlü olması... Ancak reel getiri olmadığını ifade eden uzmanlara göre, buradan yaşanan çıkış borsa ve dövize gidiyor.
Uzmanlara göre, TCMB'nin kısa vadeli TL fonlama faizleri başta olmak üzere politika faiz oranlarını kademeli olarak yukarı çekmesi, ilerleyen dönemde TL mevduat faizlerinde de bir miktar daha yükseliş getirebilir.
Bu durumun, özellikle de enflasyonun üzerinde reel getirilerin artması halinde, döviz ve altın yatırımlarından TL mevduatlara kısmi bir yönelim getirmesi beklenebilir.
TCMB'nin de oluşan fonlama kompozisyonu çerçevesinde reel faiz pozisyonunu kuvvetlendirmek ve ek sıkılaşma için alan açmak adına faiz artırımlarına devam etmesi beklentiler dâhilinde. Enflasyon beklentileri de hızlı şekilde bozuluyor. Kurdaki artışın devam etmesinin buna ilave etkide bulunması beklenebilir.
HANGİ SENARYO İŞLEYECEK?
Borsanın yönüyle ilgili farklı senaryolar dile getiriliyor. GCM Yatırım'dan Alper Nergiz'e göre, Covid-19'a ilişkin olumsuz seyir, global borsalarda olası yeni satış rallisi, Türkiye'nin önemli ülkelerle ilişkilerin bozulması senaryoları geçersiz kalırsa BİST, pozitif hareket alanına devam edebilir. Bu durumda Nergiz'in beklentisi, BİST'in 1.205'lerine doğru yükselebileceği yönünde.
Ancak Alper Nergiz, bu senaryoların devreye girmesi durumunda ise BİST'te 1.060 ve 1.000'lere geri çekilme yaşanabileceğini uyarısında bulunuyor. "Bu tür bir geri çekilme izlense dahi uzun vadeli pozitif eğilimin devam ettiği unutulmamalı" diye de ekliyor.
Prim Menkul'den Tunç Kertmen de gevşemelerin alım fırsatı yarattığından söz ediyor. Ancak seçici olmak gerektiğini de vurguluyor. Yıl sonu için beklentisi 1.300 ve üstü seviyeler olan Kertmen, endeksin iyi bir trend yakalanırsa 1.500'lere yükselebileceğini de öngörüyor.
DOLARDA YUKARI TREND SÜRÜYOR
Geçen hafta 7,9586 ile rekor kırmasının ardından dolar/TL'de bir miktar gerileme yaşansa da gerileme trendi gerçekleşemiyor. Bu koşullarda tahmin yapmak zor hale gelse de dolar/TL'de yukarı yönlü gidişat sürüyor. Uzmanların yıl sonu için tahminleri de bu seyrin devam edeceği yönünde.
Tahmin yapmak için öngörülebilirliğin zorlaştığı yorumları yapan uzmanlara yönelik yaptığımız ankette dolar/TL için beklentiler, 7,50-8 bandında birleşiyor. Burada dış faktörler kadar içeride yaşanan gelişmeler, jeopolitik riskler ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) para politikalarına dair attığı adımlar da etkili olacak.
Piyasalardaki en önemli risk unsuru 3 Kasım'da ABD'de yapılacak başkanlık seçimi olarak gösteriliyor. Bunun dışında özellikle Avrupa'da artan koronavirüs vakalarının kısmi kapanışları beraberinde getirip getirmeyeceği ve Çin ekonomisindeki olumlu ekonomik ayrışmanın devam edip etmeyeceği de yakından izlenecek.
Uzmanlar, mali disiplinin ve kur hedefinin olmadığı bir ekonomik planın olmamasının güven konusunda sorun yarattığına dikkat çekiyor. Ancak buna rağmen pozitif gelişmeler de olumlu havanın yakalanmasına yardımcı olabilecek nitelikte.
TAHMİN YAPMAK ZOR
Ziraat Yatırım Genel Müdürü Uğur Boğday, jeopolitik risklerin diplomatik yöntemlerle çözülebileceğini gördüğümüze ve TCMB'nin gerektiğinde faiz artırabileceğine tanık olduğumuza dikkat çekiyor. Uğur Boğday, otoritelerin attığı normelleşme adımlarının da TL varlıklarda orta vadede destekleyici olduğunu düşünüyor.
Boğday, "Kredi büyümesinde yavaşlama görülürken önemli bir negatif ayrışma yaşayan TL, kayıplarının bir kısmını geri alarak önümüzdeki süreçte pozitif ayrışabilir" diyor. Yatırım Finansman'dan Ömer Eryılmaz, TCMB'nin yaklaşık olarak iki aydır devam ettirdiği normalleşme politikalarının ve kısa vadeli TL fonlama maliyetlerini yukarı çeken kararlarının TL'nin diğer GOÜ kurlarına olan göreceli değer kaybının hız kesmesine neden olduğunu söylüyor.
Ömer Eryılmaz, "Ancak aynı dönemde doların küresel para piyasalarında denge bulması ve Dolar Endeksi'nin pandemi döneminde yaşadığı yüzde 11'lik değer kaybının bir kısmını geri alması nedeniyle dolar/TL'de yükseliş sürüyor" diyor.
Eryılmaz'a göre, yüksek volatilitenin devamı nedeniyle kurun 2020 sonu değerini tahmin etmek zor ancak mevcut parametrelerle 7,75-8,00'de dengelenme mümkün görünüyor. GCM Yatırım'dan Alper Nergiz ise doların GOÜ para birimleri karşısında güçlü performansını sürdürürken, GOÜ para birimlerinin dolar karşısında oldukça zayıf kaldığını vurguluyor.
Alper Nergiz, "Yıl sonuna kadarki görünümde ABD seçimlerinin sonuçlanması, koronavirüsün küresel büyümeye etkileri ve yeni ek mali paketler, yurtiçi tarafta ise jeopolitik riskler ile TCMB ve hükümet tarafından atılacak ekonomik normalleşme adımları dolar/TL'deki çıkışı kısmen baskılayabilir" diyor.
ALTINDA 480-500 TL BANDI
2020'nin en dikkat çeken yatırım aracı hiç kuşkusuz altın. Son dönemde zaman zaman satışlarla karşılaşılsa da 2020'de hem ons hem de gram altın tarafında rekor üstüne rekor kırıldı. Yıla 293 TL'den başlayan gram altın, 10 Ekim'de 488 TL ile rekorunu gördü. Ons altın ise 1.529'dan başladığı 2020'de, 6 Ağustos'ta 2.063 ile en yüksek seviyesini test etti. Mevcutta 1.910'larda seyrediyor.
Küresel yatırımcıların ekonomilere daha fazla destek sağlanıp sağlanmayacağı belirsizliğini tarttığı, mali genişleme olmaması olasılığıyla doların toparlanmasının altını son dönemde aşağıda tuttuğu belirtiliyor.
Tablo böyle olunca altının yıl sonuna kadar nasıl hareket edeceği en merak edilen konuların başında geliyor. Gram altın tarafında öngörüler, 480-500 TL bandını işaret ediyor. 500 TL ve üstü de dillendiriliyor.
TEMEL DİNAMİKLER DESTEKLEYİCİ
Yatırım Finansman'dan Ömer Eryılmaz, küresel likiditedeki artış eğilimin sürmesinin ons altın fiyatlarını desteklediğine, gıda ve emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, düşük seyreden reel getiriler ve jeopolitik risklerde artış gibi faktörlerin de altın fiyatları için destekleyici olduğuna dikkat çekiyor.
Eryılmaz, Covid-19 tedavisine yönelik olumlu haber akışları zaman zaman volatilite yaratsa da altın fiyatlarının yüksek seyrini korumasını ve ana dinamiklerin önümüzdeki aylarda da altın lehine çalışmasını bekliyor. Ömer Eryılmaz'a göre, TL bazında gram altın fiyatları 480-500 TL bandında tutunabilir.
Ziraat Yatırım'dan Uğur Boğday ise yıl sonuna kadarki süreç için gram altının 500 TL ve üstünü görebileceği tahmininde bulunuyor. Ons altını destekleyen bol likidite, düşük faiz gibi temel dinamiklerde önemli değişim gözlemlemeyen Boğday, ABD'de mali teşvik beklentileri de artarken geçen ay yaşanan satışı biraz sert bir kâr realizasyonu olarak değerlendiriyor.
Uğur Boğday, "Ons altında bu yılki zirve tekrar test edilebilir. TL'de hafif değerlenme beklesek de ons altındaki yükseliş beklentimiz nedeniyle gram altın yılı 500 TL üzerinde kapatabilir" diye konuşuyor.
YENİ FAİZ ARTIŞI GELİR Mİ?
Gösterge faiz tarafında da yükseliş var. Yüzde 13,50'lerdeki gösterge faizde yıl sonu için beklentiler yüzde 13-15 arasında seyrediyor. Uzmanlara göre, TCMB faiz artırmış olsa da şu anda mevduatların geldiği nokta hala reel getiri göstermiyor. Faizlerin önümüzdeki dönemde biraz daha yukarı gidebileceği yorumları yapılıyor.
Global likidite koşulları devam etmese de Türkiye GOÜ'ler içinde negatif ayrışmaya devam ederse ekonomide fiyat istikrarını sağlamak ve dövizin ateşini söndürmek için TCMB'nin daha yüksek faiz artırımına gitmesi gerekebilir.
Son günlerde jeopolitik konularda daha yapıcı mesajların verilmesi, uzun bir aradan sonra hisse ve tahvil piyasalarına yabancı yatırımcı alımının az da olsa gelmesi ise son çeyreğe ilişkin umut ışığı olarak algılanabilir. Uzmanlar, TCMB'nin 22 Ekim'de sıkılaşma döngüsünü devam ettirerek 150-200 baz puanlık faiz artırımı yapmasını bekliyor.
YÜZDE 14-15 ARALIĞI
TCMB, son dönemde kur ve enflasyondaki risklere kayıtsız kalmadığının mesajını vererek, yüzde 8,25 olan 1 hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 10,25'e çıkardı. Diğer faiz araçlarında da yukarı yönlü değişimlerle süreci kontrol altına almaya çalıştı.
TCMB için sıkılaştırıcı sinyallerin yeni dönemde de verilme olasılığı gündemimizi meşgul edecek. İki yıllık tahvil faiz oranının yüzde 14-15 aralığında, politika faiz oranının da yüzde 12'ye yakınsayacak bir seyir oluşturması yılsonu projeksiyonunda dikkat çekebilir.
Ziraat Yatırım'dan Uğur Boğday, politika faizinde 200-300 baz puanlık artışın kurda stabilite sağlanması için yeterli olacağını düşünüyor. Boğday, döviz kurlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki artışla önden fiyatlama yapan ve yüzde 14'e kadar yükselen faizlerde bir miktar düşüş öngörüyor.
Uğur Boğday, "Gösterge faiz yatay kalarak yılı yüzde 13-14 arasında kapatabilir" diyor. Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya'ya göre de TL varlıklarda yaşanan gelişmeler, TCMB'nin faiz artırımları, artan risk primi gibi unsurlarla mevcutta yüzde 13,6'lardaki faizin yıl sonunda da yüzde 14 civarında olması muhtemel.
Ayrıca TCMB'nin bir miktar daha faiz artırımına gitmesi sürpriz olmayabilir.
YILSONUNA KADARKİ SÜREÇTE PİYASALARIN İZLEYECEĞİ 10 GELİŞME
DIŞ DİNAMİKLER
1. Covid-19'un yayılım hızı, aşı bulma ve tedavi süreçleri
2. ABD seçimleri ve öncesindeki anketler ile mali teşvik paketi beklentileri
3. ABD-Çin ilişkileri
4. Global büyüme ve enflasyona ilişkin veri akışı
5. FED başta olmak üzere merkez bankalarının atacağı adımlar.
İÇ DİNAMİKLER:
1. TCMB tarafından atılacak adımlar
2. Parasal genişlemenin geri çekilmesi yönünde atılacak adımlar ve kredi piyasası gelişmeleri
3. Enflasyon, büyüme, cari açık ve bütçeye ilişkin gelişmelerle beraber makro veri akışı
4. Uluslararası ilişkilerin seyri ve Doğu Akdeniz, Suriye ve S-400 gibi politik ve jeopolitik gelişmeler
5. Doğalgaz arama faaliyetlerine ilişkin haber akışı.