Kongre turizminde ilk üçe girme fırsatı

27 Ekim 2022 | 16:46
Dünyanın sekizinci büyük kongre kenti olan İstanbul, terör olayları ve siyasi gelişmeler nedeniyle çok gerilere düşmüştü. Pandemide New York, Paris, Londra gibi rakiplerin ciddi yaralar almasının İstanbul için ilk üçe girme firsati yaratması bekleniyor.

LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER
lgokmen@ekonomist.com.tr

İstanbul, kongre turizmindeki başarısıyla 2015 yılında dünyanın sekizinci, Avrupa'nın yedinci kongre kenti olmuştu. Terör saldırıları, 15 Temmuz darbe girişimi ve siyasi sebeplerle kan kaybeden kongre turizmi, dünya liginde geri sıralara düşerken koronavirüs yeniden dünya liginde ilk üçe oynama fırsatını doğurdu.

İstanbul'un iyi bir pazarlama ile pandemi sürecinde ciddi yaralar alan New York, Paris, Londra, Milano gibi kentleri geride bırakıp ilk üçte yer alabileceğine dikkat çekiliyor. Uluslararası Mice Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt, devletin desteği ve yürütülecek iyi bir pazarlama stratejisiyle İstanbul'un 2023 yılında dünya liginde ilk üçe girmesinin mümkün olduğunu söylüyor.

Türkiye'nin 5 ila 8 milyar dolarlık bir kongre ve organizasyon turizmi hacmine sahip olduğuna dikkat çeken Kurt, devletin tedbirler alınarak kongre ve etkinliklerin yapılabileceğine ilişkin açıklama yapması ile sektörün harekete geçip vites büyütebileceğim vurguluyor.

Kısa çalışma ödeneği, vergi ertelemesi gibi desteklerle direkt 120 bin, dolaylı olarak da 600 bin kişiyi istihdam eden sektörün ayakta kalıp yoluna devam etmesinin sağlanabileceğine de dikkat çekiliyor.

ATAK YAPMIŞTI


Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği (ICCA) verilerine göre, ABD, Almanya ve İngiltere, dünya liginde ilk üç sırada yer alıyor.

Türkiye, uluslararası standartlardaki otelleri, kongre merkezleri ve ulaşım konusunda sağladığı olanaklarla kongre turizminde önemli bir atak yapmıştı. İstanbul, birçok uluslararası kongreye ev sahipliği yaparak bir dünya markası haline geldi.

Ancak 2013 yılında Gezi Parkı olayları ile başlayan ve 2015'te terör saldırıları ile devam eden süreç, Türkiye'nin güvenli ülke algısını zedeledi.

Bunun üzerine 15 Temmuz darbe girişimi de eklenince tüm hazırlıkları tamamlanan birçok kongre, iptal edilip alternatif destinasyonlara kaydırılmıştı. Takvimi üç yıl önceden belirlenen ve 2021'de hareketlenmesi beklenen kongre turizminde umutlar, koronavirüs nedeniyle 2023'e ötelendi.

Koronavirüs nedeniyle dünyanın en iyi kongre kentleri olan Berlin, Barcelona, Paris ile İstanbul'un aynı durumda olduğuna dikkat çeken Profesyonel Kongre Organizatörleri Sivil İnisiyatifi (PCO) Başkanı Ersoy Tabaklar, iyi bir pazarlama ile İstanbul'un bu kentlerle 1-2 yıl içinde aynı seviyeye gelebileceğini vurguluyor.

Pandemiye rağmen kademeli olarak kongre ve etkinliklerin başlaması gerektiğine dikkat çeken Tabaklar, 40 maddelik Covid-19 kriterleri hazırlayıp Bilim Kurulu ve Turizm Bakanı'na sunduklarına da söylüyor. 2021'in ikinci yarısından itibaren uluslararası etkinliklerin Türkiye'ye ve özellikle de İstanbul'a gelmeye başlaması bekleniyor.

KRİZLERE ALIŞKIN


Türkiye hemen her dönem krizlerle boğuşması nedeniyle bu konuda rakiplerine göre daha tecrübeli bir ülke. Koronavirüs nedeniyle tüm dünyada yaşanan kriz ortamında da bu bağışıklığın Türkiye'ye fırsat sunması bekleniyor.

Rakiplerin krizler konusunda pek tecrübeli olmadıklarına dikkat çeken Uluslararası Toplantı Profesyonelleri (MPI) Derneği Başkanı Feyhan Kaprali, "Türkiye çok değerli bir destinasyon ve rakiplere göre krizlere alışığız. Koronavirüs nedeniyle oluşan bu süreçten de güçlenerek çıkmamız mümkün" diye konuşuyor. Pandemi sürecine rağmen Türkiye özellikle Ortadoğu pazarından düğün ve etkinlik için talep almaya başlamış durumda.

Son günlerde, "Türkiye etkinlik yapmıyor mu?" sorusunu sık duyar olduklarına dikkat çeken Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği (TUED) Başkanı Meltem Tepeler, uluslararası etkinliklerde 2021 yılı için talepler almaya başladıklarını vurguluyor.

Tepeler, "Süreci iyi yönetip güvenilir ülke imajının korunması halinde İspanya, İtalya gibi süreci zor geçiren rakiplere fark atılabilir. Bu sektörü uluslararası alana daha da iyi taşımak için bir fırsat" diye konuşuyor.

GÜÇ BİRLİĞİ ŞART


Tüm sektörlerin durgun bir dönem yaşadığı şu dönemde uluslararası organizasyonları ülkemize çekebilmek için kamu ve özel sektörün güç birliği yapıp yurtdışında ortak pazarlama çalışmaları yapması gerektiğine de vurgu yapılıyor. İçinde bulunulan süreci sektörün kurtuluş savaşı olarak gördüğünü belirten Yaratıcı Etkinlikler Planlama ve Uygulama Derneği (YEPUD) Başkanı Şebnem Mardini, "Ülke olarak biz çok krizler gördük ve onları atlattık.

Oysa rakiplerimiz olan İspanya, Fransa ve İtalya, böylesi krizler görmedi. O nedenle bizdeki toparlanma onların çok üzerinde olabilir" diyor. Mardini, devletin desteklemesi halinde sektörün, 2021'de toparlanıp 2023'te vitesi artıracağını da vurguluyor. Pandemi sürecinde etkinliklerin dijital ortama kayması kimi kesimler tarafından tehdit olarak algılanıyor. Ancak farklı görüşler de mevcut.

DİJİTALLEŞME RİSK Mİ?


Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD) Başkanı Yaşar Seki, fiziksel etkinliklerin bu süreçte dijitale kaymasını tehdit değil fırsat olarak gördüklerini söylüyor. Etkinliklerin sadece yüzde 10'unun dijitale kayacağına diğer kısmının da hibritleşeceğine dikkat çeken Seki, etkinliklerin teknoloji ile desteklenerek daha iyi yerlere gitmesini beklediklerini de vurguluyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle birçok fuar, etkinlik ve organizasyon iptal edilmiş bir kısmı da ileri tarihlere ötelenmişti. Ancak sosyal mesafeyi koruyarak bu etkinliklerin yeniden yapılabileceğine ilişkin görüşler de var. Avrasya Fuar Yapımcıları Derneği (AFYAD) Başkanı Zeki Erdoğan, insanların nasıl AVM, hastane gibi toplu alanlara gidebiliyorsa fuarlara da çekinmeden gidebileceklerini söylüyor.

Fuar standları arasında üç metrelik mesafenin tek yön uygulaması ile sosyal mesafeyi korumaya uygun olduğuna da dikkat çeken Erdoğan, ülkemizde de fuarların güvenle yapılabileceğini vurguluyor.

TÜRKİYE'NİN AVANTAJLARI NELER?



  • Türkiye, kongre ve etkinlik turizmindeki tecrübesi ve nitelikli tesisleri ile öne çıkıyor.

  • Krizlere karşı hızlı aksiyon alma yeteneğine sahip olan kongre ve etkinlik sektörü, koronavirüs sürecini ağır geçiren rakiplerine göre daha avantajlı.

  • Sektör içinde bulunduğu zorlu dönemde kısa çalışma ödeneği ve etkinliklerin güvenle yapılacağına dair beyanlar gibi devlet desteğine ihtiyaç duyuyor.