SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Sanko Holding'de beş yılda bir değişen yönetim kurulu başkanlığı görevini Ocak 2020'de kardeşi Adil Konukoğlu'na bırakmaya hazırlanan Zeki Konukoğlu, zorlu dönemde kaptanlığını yaptığı grubun yatırımlara devam edeceğini söylüyor.
Tekstil, enerji ve çimento gibi ana işlerle 8 milyar TL ciroya ulaşan grup bu yıl rüzgar ve jeotermal yatırımlarına 300 milyon dolar yatırım yapacak. Bu yıl yüzde 3-5 arası bir büyüme öngördüklerini anlatan Konukoğlu, her türlü sıkıntıya rağmen bisikletin pedalını çevirmek zorunda olduklarını belirtiyor. Zeki Konukoğlu ile grubun büyüme hedeflerini ve yıl sonundaki emeklilik planını konuştuk.
Grup olarak 2019 yılına nasıl girdiniz?
2018 genel olarak sıkıntılıydı. Döviz hızla tırmanınca moral kalmadı. Dünyada da bu defa daralma var. Ekonomideki sıkışma karşısında bizim de birtakım önlemlerimiz oldu. Finansal olarak hareket kabiliyetimiz olacak şartlar sağlandı. Uzun vadeli krediler ve mevduatlarımız oldu. Aslında mevduat tutmanın maliyeti yüksek ama bu gibi zor durumlarda önemli bir sigorta görevi görüyor. Tabii 2001 krizi bize çok şey öğretti. Dolayısıyla bu kriz döneminde finansal olarak doğru kararlarla ilerlemeye çalıştık.
Bu şartlarda büyüme stratejiniz ne olacak?
2018 yılında ciddi bir büyüme olmadı ama 8 milyar TL ciroya ulaştık. İkinci ve üçüncü çeyrek çok iç açıcı değildi. 2018'de kızarmayan bilanço kalmadı. Bu kadar kur farkını karşılayabilecek hiçbir kâr marjı yok. 2019 yılında ikinci yarı için daha umutluyuz. Bu yıl daha sakin geçiyor. Hatta ilk iki aylık sonuçlar daha iyi diyebilirim. Ben açıkçası yerel seçimler sonrası biraz rahatlama bekliyorum. Biz bu yıl yüzde 3-5 arası büyüme hedefliyoruz. Bu zorlu süreçte yatırımlarımıza devam etme kararı aldık. Böyle zamanlarda çok bonkör davranamıyorsunuz ama bisikletin pedalını da döndürmek zorundasınız. Kendimizi yenilemek ve büyümek adına bu gerekiyor.
Bu dönemde asıl gelişmeyi hangi sektörde bekliyorsunuz?
Bizim tekstil, çimento ve enerji olmak üzere üç ana sektörümüz var. Çimento, konut sektöründeki daralmayla satışlarda çok zorlanıyor. Güneydoğu'daki tesislerde Suriye ve Irak nedeniyle kapasite sıkışıklığı var. Hatta biz o nedenle Adıyaman tesisini iki ay önce kapattık. Çimento fabrikaları hiç iyi noktada değiller. Büyümeyi bırakın mevcudiyetlerinidevam ettirebiliyorlarsa kendilerini şanslı hissediyorlar. Enerji kendi stabilitesini koruyor. Ülke şartları ne olursa olsun belli bir enerjiye ihtiyaç var. Dolayısıyla burada yeni yatırımlarımız olacak. Tekstilde de durağanlık var. Türkiye'den bağımsız dünya genelinde de bir yavaşlama var. Moraller yurtdışında da iyi değil, fakat bu alanda da yenileme yatırımları yapacağız.
Enerjide nasıl bir yatırım programı var?
Enerjide rüzgar santralleri ve altı HES ile 670 megavatlık büyüklüğe sahibiz. Bu süreçte de enerji yatırımlarımıza devam edeceğiz. Devreye alacağımız tesisler var. Karaman'da ve Marmara Bölgesi'nde iki yerde toplam üç rüzgar santralini devreye alacağız. Bunlara 200 milyon dolarlık yatırım yapılacak. Manisa'da ise 100 milyon dolarlık ve 65 megavatlık üretim yapacak jeotermal yatırımımız var. Yeni yatırımlarla rüzgarda 180 megavatlık ek olacak.
Enerjideki darboğaza rağmen yatırım yapıyorsunuz. Neden?
Bu yatırım kararları bugünden yarına alınan kararlar değil. Jeotermal için uzun jeolojik çalışmalar gerekiyor. Kuyular açılıyor ve çıkan sonuçlara göre yatırım planı yapılıyor. Jeotermalde yatırım sadece finansmanla ilgili değil, şartların oluşmasıyla ilgili. Biz dört yıldır üzerinde çalışıyorduk. Çıkan sonuçların ardından artık yatırım yapabilir noktaya geldik. RES'te ise yatırımlarımızı biraz soğutma planımız vardı. Ama bu dönemde yatırım yapmak istedik. Biz üç rüzgar santrali yatırımı için lisans başvurumuzu yedi yıl önce yapmıştık. 49 yıllığına alınan bu lisansı kârlı noktaya taşıyabilmek için zaman kaybetmeden devreye almak gerekiyor.
Finansmanını nasıl sağlayacaksınız?
Şirketimizin finansmanı bu yatırımları yapmaya müsait. Diğer ülkelerin eximbanklarından uzun vadeli ve uygun şartlarda kredi imkanları var. Biz genelde yüzde 30'a yüzde 70 yaparız. Ama bu süreçte yüzde 65 kredi, yüzde 35 öz sermaye ile ilerlemek istiyoruz.
Gelirlerinizde nasıl bir dağılım var?
Grubun gelirlerinin yüzde 35'i enerjiden geliyor. Tekstil dede mesleği ve gelirdeki payı yüzde 40. Yüzde 25 ise çimento ve diğerlerinden elde ediliyor.
Tekstilde nasıl bir yatırım programı var?
Tekstilde tevsi yatırımlarımız sürüyor. 50 milyon dolarlık bir otomasyon yatırımı yapacağız. 14 bin çalışanlı bir grubuz. Çalışan asgari ücretlinin maliyeti bin doları yakalamış durumda. Bu ciddi bir maliyet. Dolayısıyla bu maliyetleri karşılayacak ürünlerle tüketici karşısına çıkmak ve gerekli üretim metoduyla ilerlemek gerekiyor. Dediğim gibi, her şeye rağmen pedalı çevirmek zorundayız.
Yatırımları veya büyümeyi finanse etmek için varlık satışı planlıyor musunuz?
Böyle bir dönemde satma konusuna sıcak bakmıyoruz. Bu dönem satmak için uygun değil. Sanayicinin hayatında bir mala değerinden fazlasını verirlerse bu opsiyondur ama her şeyi satamazsınız. Mesela bizde tekstil öyle. Ben hayatta olduğum sürece bu olamaz. Bu kadar deneyimi parayla satın alamazsınız.