Zenginlik, 16 yıldır bizim sadece çenemizi değil, sayfalarımızı da yoruyor! Çünkü, araştırmamızı 16'ncı yıla taşıdık.
TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Kimileri yükseliyor, kimileri düşüyor, kimileri liste dışına çıkıyor, kimileri de listeye giriş yapıyor. Tabii, bunu etkileyen bazı temel faktörler var.
Ekonominin performansı, şirketlerin borsa değerleri, varlık satışı, nakit değerler, gayrimenkul portföyünün değeri, gelirlerin yurtdışı/ yurtiçi dağılımı gibi…
Bu listeyi daha da uzatmak mümkün.
Talip, öncelikle Borsa İstanbul'daki şirketlerin piyasa değeri ve ailelerin hisse oranları üzerinden bir hesap yapıyor. Ardından diğer faktörler devreye giriyor.
Liste doğal olarak sürekli değişiyor. Ekonomi çok dinamik ve sürekli yeni yıldızlar üretiyor. Kimileri yurtiçindeki büyük projeleriyle öne çıkıyor, kimileri de yurtdışında büyümeyi tercih ediyor.
Zenginlik sadece ülkemizde değil, bütün dünyada ciddi bir tartışma konusu. Dünya nüfusu 7,5 milyarı aştı ve Credit Suisse'in 2019 Küresel Servet Raporu'na göre en zengin yüzde 1'lik kesim toplam varlıkların yüzde 44'ünü kontrol ediyor.
Dünyada dolar milyoneri sayısı artıyor ama rakamlar gösteriyor ki net servet değeri düşüşte. Kuzey Amerika'da da durum böyle Asya'da da…
Ne Avrupa ne de Afrika durumu değiştirebiliyor. Geçmişte bu sayfada sizlerle paylaştığımız gibi, yaklaşık 17 trilyon dolarlık tahvil stoku eksi faizle değerlendiriliyor.
Borsalarda şirket değerlemelerindeki performans da ortada. Dolayısıyla, varlıklardaki düşüş, dünya ekonomisindeki gelişmeler doğrultusunda seyrediyor. Yani, sürpriz değil.
Ya Türkiye? Ekonomi henüz daralma sürecinden kurtulabilmiş değil. Diplerde sürünmeye devam ediyoruz.
Kamu bankalarının tüketici kredilerinden sonra ticari kesim için de kredi musluğunu açmaları henüz etkisini gösterebilmiş değil. Bankalar, ödenemeyen kredileri 'tahsili gecikmiş alacak' hanesine yazarken, borç yapılandırmak için yasal düzenleme yapıldı.
Yıldız Holding, Doğuş Grubu, Türk Telekom, Bereket Enerji gibi milyar dolarlık yapılandırma anlaşmalarının yanı sıra adı açıklanmayan çok sayıda kuruluş da benzer anlaşmalara imza attı.
Çok sayıda şirket ve holding de yapılandırma için sırada bekliyor. Kimisi ihtiyaçtan, kimisi de fırsat olarak gördüğünden.
Bütün bu faktörler, zenginliği etkiliyor mu? Evet, ama sanıldığı kadar değil. Neden mi? Yurtiçinde kredi hacmi enflasyonun altında kaldı ve reel olarak küçüldü.
Doğal olarak yerli fon kaynaklarına bağımlı olan şirketler de öyle. Ama yurtdışından borçlanan şirketlerin, grupların büyük bir bölümü, yeni fonlara ulaşımda bir sorunla karşılaşmıyor.
3 Kasım'da Avrasya Maratonu'nda hayır için koşacaklara daha çok bağış yaptığımız bir hafta diliyorum.