Yüksek lisansta tercihler değişiyor

20 Eylül 2019

İşe alımlarda tercih nedeni haline gelmesi son yıllarda yüksek lisansa ilginin artmasına neden oldu. Bu sürece ayak uyduran üniversiteler de yeni yüksek lisans bölümleri açıyor. Son dönemde yüksek lisansta tasarım ve sosyal bilimlerle ilgili bölümler, uzmanlık gerektiren hukuk, klinik psikoloji ve tıp bilimleri gibi alanlar öne çıkıyor.





AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr





Türkiye’deki üniversitelerde 7 milyon 560 bin öğrenci bulunuyor. Bu sayı her geçen yıl yükseliyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra gençler için yeni bir yarış dönemi başlıyor. Artık işe girmek için sadece üniversite mezunu olmak yeterli değil.





En iyi yetenekleri kendine çekmek isteyen şirketler, üniversitedeki sosyal aktivitelerinin seviyesi, ikinci yabancı dil, kulüp başkanlığı, bir yüksek lisans programını bitirmek gibi farklı kriterler arıyor. Bu noktada yüksek lisans, hem işe girme sürecinde hem de iş hayatı boyunca kişinin öne çıkmasına katkı sağlıyor.





400 BİN ÖĞRENCİ
Türkiye’deki 7 milyon 560 bin üniversite öğrencisi içinde 400 bin yüksek lisans ve 100 bin doktora öğrencisi bulunuyor. Son dönemde kariyerinde farklılık yaratmak isteyen pek çok genç kendini geliştirmek, hedeflediği kariyere ulaşmak ve hayalindeki maaşı kazanmak amacıyla lisans eğitiminin ardından yüksek lisans eğitimine yöneliyor.





Akademik kariyer yapmak için yüksek lisans yapanların sayısı da oldukça fazla. Hedef ne olursa olsun son dönemde yüksek lisansa ilginin arttığı bir gerçek. Üniversiteler de bu talep doğrultusunda daha fazla yüksek lisans bölümü açıyor.





Yılda iki defa yapılan yüksek lisans kayıtları için başvurular başlamış durumda. İşletmeden fizyoterapiye kadar pek çok farklı alanda yüksek lisans yapmak mümkün. Yurtdışındaki bir okulda lisansüstü eğitimi almak isteyenler olduğu gibi, Türkiye’de çalışırken yüksek lisans yapmak isteyenler de var.





Bugün pek çok üniversite yüksek lisans programlarıyla öne çıkıyor. Çok çeşitli yüksek lisans programları olmakla birlikte elbette iş dünyasındaki değişimler yüksek lisans programlarına da yansıyor.





Tam otomasyon ve dijitalizasyon çağına girdiğimiz günümüzde makine öğrenmesi, yapay zeka, makinelerin insanlardan devralacağı işlerin yerine daha nitelikli görünen tasarım ve sosyal bilimlerle alakalı olan bölümler, uzmanlık gerektiren hukuk, klinik psikoloji ve tıp bilimleri adaylar tarafından daha çok tercih ediliyor.





HİBRİT İK İHTİYACI
Özellikle hibrit meslek okumuş insan kaynağına ihtiyaç var. Hem sağ hem de sol beynini kullanan, hem mühendislik hem de psikoloji okumuş ya da matematik ile psikoloji okumuş çift kanatlı insan kaynağına olan talep artıyor.





Ergene Consulting & HGA Group Türkiye Başkanı Murat Ergene, üniversite mezunu gençlerin maalesef piyasanın bu talebini karşılayamadığını söylüyor. Bu açıdan arz ile talep arasında ciddi bir dengesizlik olduğunu ifade ediyor.





Ergene, “Örneğin işletme okumuş bir yeni mezun psikoloji master’ı yapmaktan çekinmemeli. Aynı şekilde işletme okuyan biri sosyoloji ve antropoloji de okuyabilir. Bu iş dünyasında avantaj sağlar” diyor.





YÜKSEK LİSANS KOŞULLARI
Yüksek lisans yapabilmek için öncelikle dört yıllık bir lisans programından mezun olmak gerekiyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gerek kamuda gerekse özel sektörde gerekli bir eğitim haline gelen yüksek lisans tezli ve tezsiz olmak üzere ikiye ayrılıyor.





Adaylar lisans not ortalaması, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) puanı, yabancı dil puanı ve mülakat puanı kriterlerine göre değerlendiriliyor. Tezli yüksek lisans için dört yıllık bir lisans programından mezun olmak gerekli.





ALES sınavından en az 55 puan almak diğer önemli koşul. Başvurulan üniversite adayla yapacağı mülakatı da değerlendirmeye alarak seçim yapıyor. Özellikle iş hayatında fark yaratmak isteyenlerin tercih ettiği tezsiz yüksek lisansta ALES puanı şartı aranmıyor.





Sadece lisans ortalamasıyla başvuru yapmak mümkün. Tezli eğitim iki yıl sürüyor. Bu sürenin bir yılı ders görme ve bir yılı da tez hazırlamayla geçiyor. Tezsiz eğitim ise bir yıl sürüyor. Sürenin sonunda öğrenci dönem projesi yazarak mezun oluyor.





NASIL SEÇİM YAPILMALI?
Yüksek lisans eğitiminde akademik kadronun güçlü olması çok önemli. Yüksek lisans programlarına başvurmak isteyen öğrenciler, seçmek istedikleri üniversitenin akademik kadrosunu incelemeli, ders alacağı isimlerin yeterliliğini sorgulamalı.





Ayrıca günümüzde uluslararası nitelik kazanan üniversitelerin yaptığı anlaşmalar, entegre olduğu uluslararası akreditasyonlar da önem taşıyor. Uzmanlara göre, yüksek lisans adaylarının başvuracakları okulların başarı karnelerine ve uluslararası anlaşmalarına bakmaları gerekiyor.





Diğer taraftan yeni mezunların bu kararı vermeden önce, birkaç yıl tecrübe kazanmasının doğru olacağı ifade ediliyor. Böylece ne yapmak istediğine daha iyi karar veren kişi odaklı bir şekilde ilerleyebiliyor. Bu nedenle zamanlama ve doğru programın belirlenmesi çok önemli.





158 BİN AKADEMİSYEN VAR
YÖK’ün rakamlarına göre, Türkiye’de geçen yıl 151 bin 763 olan akademisyen sayısı bu yıl 158 bin 98 oldu. Akademisyenlerin 24 bin 640’ı profesör, 14 bin 456’sı doçent, 37 bin 520’si doktor öğretim üyesi, 35 bin 484’ü öğretim görevlisi, 45 bin 998’i araştırma görevlisi olarak çalışıyor.





Akademisyenlerin 70 bin 235’i kadın, 87 bin 863’ü ise erkek öğretim üyelerinden oluşuyor. Üniversitelerde görev yapan kadın akademisyenlerin 7 bin 696’sını profesörler, 5 bin 611’ini doçentler, 15 bin 932’sini doktor öğretim üyeleri, 17 bin 806’sını öğretim görevlileri ve 23 bin 190’ını da araştırma görevlileri oluşturuyor.





Erkek akademisyenlerin 16 bin 944’ü profesör, 8 bin 845’i doçent, 21 bin 588’i doktor öğretim üyesi, 17 bin 678’i öğretim görevlisi ve 22 bin 808’i ise araştırma görevlisi olarak hizmet veriyor.









DR. ÖĞR. ÜYESİ CÜNEYT DİRİCAN/ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ
“AKADEMİSYENLERLE FARKLILAŞIYORUZ”
12 BİN ÖĞRENCİ VAR

İstanbul Arel Üniversitesi 2007 yılında kuruldu. Fakülte, üç yüksekokul, üç enstitü ve meslek yüksekokulu ile lisans ve lisansüstü eğitim-öğretime katkı sağlıyor. 30 yıllık bir eğitim geçmişine sahip olan üniversite 12 binden fazla öğrencisiyle Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasında yer alıyor.





Üniversitemiz Kemal Gözükara Yerleşkesi, Sefaköy Yerleşkesi ve Cevizlibağ Yerleşkesi olmak üzere İstanbul’da üç farklı noktada yer alıyor.





SAĞLIK VE PSİKOLOJİ GÖZDE
Ülkemizde son yıllarda psikoloji ve sağlık alanlarında lisansüstü eğitime daha yoğun olarak başvuru yapıldığı görülüyor. Türkiye’de sağlık alanında yapılan atılımların bu anlamda etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca insanların sağlık alanında farklı talepleri bu alana olan ilginin fazla olmasının da nedeni olarak gösterilebilir.





Üniversitemiz üç farklı enstitüde lisansüstü eğitim veriyor. Grafik tasarımından insan kaynakları ve yönetimine pek çok farklı alanda programlar bulunuyor. Arel Üniversitesi olarak eğitim vermekte olduğumuz tüm lisansüstü programlarda güçlüyüz.





Bizi farklı kılan ise alanında ciddi anlamda deneyim ve bilgi birikimine sahip akademisyenlerimiz. Akademisyenlerimiz hem ders hem de danışmanlık döneminde öğrencilerimize her türlü desteği veriyor.





KARİYERE ETKİ EDİYOR
Yüksek lisans ve doktora dönemlerimiz güz ve bahar dönemi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ücretlerimiz yüksek lisans programlarında 16 bin TL ile 22 bin TL arasında değişiyor. Doktora programlarında ise 38 bin 500 TL ile 60 bin TL arasında yer alıyor.





Öğrenciler uzmanlaşmak istedikleri bir konuda lisansüstü eğitimine devam etmeli. Lisansüstü eğitim kişilerin kariyerinde ilerlemeleri konusunda önemli bir adım. Dolayısıyla kariyerlerine etki edecek bir konuda doğru seçim çok önemlidir. Bizler de bu konuda aday öğrencilerimizle gerekli mülakatları yaparak onlara doğru yol göstermede yardımcı oluyoruz.









PROF. DR. RAGIP KUTAY KARACA / İAÜ SOSYAL BILIMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ
“FARKLI SEÇENEKLER SUNUYORUZ”
2003’TE KURULDU

İstanbul Aydın Üniversitesi, 2003 yılında Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu ile eğitim yolculuğuna başladı. Şu anda 12 fakülte, iki yüksekokul, üç meslek yüksekokulu, üç enstitü ve 35 araştırma merkezi ile uluslararası kriterlerde eğitim veren Türkiye’nin en önemli yükseköğretim kuruluşlarından biri haline geldi.





Üniversitemizde şu anda 40 bini aşkın öğrencimiz mevcut. Bunun 6 bin kadarı uluslararası öğrenciyken 4 binden fazlası da lisansüstü eğitim alıyor. Toplamda 3 bine yakın akademik ve idari personelimiz var. Üniversitemiz bünyesinde toplam 300’den fazla eğitim programı bulunuyor.





YÜKSELİŞ TRENDİ VAR
Türkiye’de yüksek lisans eğitimi gören öğrenci sayısı 2013 yılından itibaren yükseliş içinde. Bu artışın başlıca nedenlerinden biri olarak, akademisyenliğin önemli ve prestijli bir kariyer tercihi olarak görülmeye başlanmasını gösterebiliriz. Bundan başka Türkiye’nin küresel süreçler sonucunda geldiği nokta da etkili.





Bölgesel ve küresel bir güç olma özelliğini geliştiren Türkiye’nin iyi yetişmiş bilim insanına olan ihtiyacı artıyor. Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitelerinden İstanbul Aydın Üniversitesi, bünyesinde bulunan Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Sağlık Bilimleri enstitülerinde, beşi uzaktan eğitim olmak üzere 80 yüksek lisans, 20 doktora ve bir sanatta yeterlik olmak üzere 101 ayrı programda lisansüstü eğitim veriyor.





FARKLI KAMPÜSLER VAR
İstanbul Aydın Üniversitesi olarak çalışma hayatına devam eden öğrencilerimizin lisansüstü eğitimlerini sürdürebilmeleri için Florya’daki ana kampüsümüzün dışında Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy ve Bursa’da yer alan kampüslerimizde lisansüstü ders alma olanağı sunuyoruz. Hafta içi akşam veya hafta sonu ders seçeneklerimiz bulunuyor.





Yüksek lisans ücretleri 12 bin TL ile 50 bin TL arasında değişiyor. İstanbul Aydın Üniversitesi ön lisans ve lisans öğrencilerimize yüzde 50’ye varan burs, kamu çalışanları ALES puanı 80’in üzerinde olan adaylarımıza yüzde 30 burs, İstanbul Aydın Üniversitesi çalışanlarına yüzde 50 burs, onur belgesi sahibi olan öğrencilerimize yüzde 100 burs imkanlarımız yer alıyor.





SEÇİM SÜRECİNDE BEŞ ÖNEMLİ NOKTA
1- Okul seçimine zaman ayırın. Yüksek lisans eğitiminde akademik kadro çok önemlidir. Seçmek istediğiniz üniversitenin akademik kadrosunu inceleyin.
2- Günümüzde uluslararası nitelik kazanan üniversitelerin yaptığı anlaşmalar, entegre olduğu uluslararası akreditasyonlar da önemli bir başlık. Yüksek lisans adayları başvuracakları okulların başarı karnelerine ve uluslararası anlaşmalarına bakmalı.
3- Yüksek lisans sadece kendi alanında fark yaratmak isteyenler için değil aynı zamanda aldıkları lisans eğitiminden memnun kalmayanlar için de fırsat. Yüksek lisans eğitimi, mezun olduğunuz alanda ilgili olmak zorunda değil. Hangi alanda yüksek lisans yapacağınızı belirlemek en önemli adımlardan biri. Uzmanlaşmak istediğiniz bir konuda lisansüstü eğitime yönelin. Lisansüstü eğitim kişilerin kariyerinde ilerlemeleri konusunda önemli bir adım. Dolayısıyla kariyerlerine etki edecek bir konuda doğru seçim çok önemli.
4- Yüksek lisans tezli ve tezsiz olmak üzere ikiye ayrılıyor.
5- Öncelikle hangisini seçeceğinize karar verin. Tezli yüksek lisansa başvuru için dört yıllık bir lisans programını bitirmeniz gerekli. Ardından ALES'e girip yeterli puanı almalısınız. Ancak tezsiz yüksek lisans yapmayı düşünüyorsanız ALES'e girme zorunluluğunuz yok.