LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER
lgokmen@ekonomist.com.tr
Türkiye'de 100 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren Alman beyaz eşya üreticisi Bosch, son üç yılda Türkiye'ye toplam 3,2 milyar TL'lik yatırım yaptı. Şirket, Türkiye'de 18 bin kişiye istihdam sağlıyor ve 40'tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. Bosch Türkiye, toplam ihracatın yaklaşık yüzde 1,5'ini gerçekleştiriyor.
Bosch'un bu başarısının ana aktörü olan Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, bu yıl Ekonomist Dergisi'nden ikinci kez 'Yılın Expatı' ödülünü almaya hak kazandı. Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young ile çalışmalarını ve yeni dönem planlarını konuştuk.
Steven Young'ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle...
Bosch'taki kariyeriniz nasıl başladı ve ilerledi?
2001 yılında Mannesmann Rexroth'un Türkiye Genel Müdürü olarak görev yaparken, şirketimiz Bosch ile birleşme kararı aldı ve benim de Bosch kariyerim böylece başlamış oldu. Yeni yapılanmada genel müdür olarak görevime devam ettim.
1 Temmuz 2011'de Bosch Türkiye Temsilciliği ve Bosch Sanayi ve Tic. A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine atandım. 1 Ocak 2015'ten bu yana Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı olarak görev yapıyorum. 17 ülkenin sorumluluğunun yanında, görevim esnasında Bursa'da yeni Benzinli Sistemler AR-GE merkezini kurduk, Fren Sistemleri Fabrikamızı Bursa Organize Sanayi Bölgesi'nde yeni bir tesise taşıdık.
Bosch Türkiye hem bölgesel hem de Türkiye'deki büyümesine paralel olarak yeni bir merkeze ihtiyaç duydu. Bu nedenle de İstanbul Küçükyalı'da tüm satış birimlerimizi bir araya getirdiğimiz ve ortadoğu bölgesini yönettiğimiz genel merkezimizi kurduk. Genel merkezimiz; Tasarım Merkezi ve grow start up platformunu kurmamızla daha da güçlendi.
Bosch olarak Türkiye'de 100 yılı aşan bir varlığa sahibiz. Son üç yılda Türkiye'de yaptığımız toplam yatırım tutarı 3,2 milyar TL oldu ve bunun 1,5 milyar TL'lik kısmı yani yarısı, 2019 yılında gerçekleşti. 2019 yılındaki ciromuz da bir önceki yıla oranla yüzde 11 artışla 21,5 milyar TL'ye ulaştı. 2019 yıl-sonu itibarıyla çalışan sayımız 16 bin 700 oldu. Geniş bir coğrafyada 40'tan fazla ülkeye ihracat yapıyor ve Türkiye'nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 1,5'ini gerçekleştiriyoruz.
Başarınızın sırrı nedir?
Bu sadece benim ya da bir yönetici grubunun değil; Bosch Türkiye'ye gönlünü ve emeğini katan tüm çalışma arkadaşlarımın başarısı. Öte yandan şahsi kariyerim açısından bakacak olursam; başarının sırrı, işimi tutkuyla yapmaktan geliyor. Ben gençlere her zaman şunu söylüyorum: "Ne yaparsanız yapın işinizi tutkuyla yapın." Benim için birlikte çalıştığım ve iş yaptığımız insanlarla iletişim de çok önemli.
Her şeyin merkezine insanı koyuyorum. Çok erken yaşlarda çalışma hayatına başladığım için insanları erken yaşlarda tanıma fırsatı elde ettim. 12 yaşında Avustralya'da gazete satmaya başladım. Gazete satarken müşterilerimin başka ihtiyaçları olduğunu da keşfettim ve onlara bu konuda yardımcı oldum. 16 yaşımda biriktirdiğim parayla ilk arabamı aldım.
Bosch Türkiye, pandeminin gölgesindeki 2020'yi nasıl geçirdi?
Bugünkü nesiller olarak daha önce bir benzerini yaşamadığımız pandemi sürecinde; iş yapış modellerimiz, gelecek hedeflerimiz hatta kişisel olarak hayata bakış açımız bile değişti. Bosch Türkiye olarak salgın döneminde şöyle bir stratejimiz oldu: "İş devamlılığını sosyal sorumluluk bilinciyle sağlamak."
Bosch, salgının baş gösterdiği ilk günden itibaren mümkün olan her yerde, bir asrı aşan uzmanlığıyla pandemiyi kontrol altına almaya yardımcı olmak için çalıştı. Öncelikli olarak sağlık krizlerini çözmeye odaklandık. Sonra ekonomik çıktımızı yönetmek için çalıştık. Son olarak da 'yeni normal' ve gelecek planlarımız için hazırlandık.
Bu dönemde stratejiniz neydi?
Stratejik yaklaşımımız, şirket olarak formda kalmamıza yardımcı oldu. Bir gecede uzaktan çalışma modeline geçtik. Zaten son beş yıldır, ayda dört gün evden çalıştığımız için bu yeni çalışma düzenine altyapımız ve çalışma kültürümüz zaten hazırdı, alışmakta zorluk çekmedik.
Fabrikalarımızda global seviyede hijyen şartları sağlayarak üretime kontrollü olarak devam ettik. Bu süreçte çalışanlarımız ve müşterilerimizle iletişimi hiç kesmedik. Şeffaf, doğru ve hızlı bilgi akışına her zamankinden daha fazla önem verdik.
Bu yıl için hedef ve beklentileriniz neler?
Pek çok yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonominin Covid-19 ve getirdiği sorunlarla mücadelesi, 2021 ve sonrasında da devam edecek gibi görünüyor. Tüm zorluklara karşın Bosch Grubu olarak bu yıldan itibaren küresel ekonominin yavaş bir şekilde toparlanmasını bekliyoruz.
Bu süreçte amacımız, bizim için önemli olan sektörlerde daha güçlü bir şekilde büyümeyi sağlamak ve potansiyel alanlardaki fırsatları takip etmek olacak. Türkiye'de ise bu yıl odaklanacağımız konular; Endüstri 4.0, AR-GE, yapay zeka ve start up alanındaki çalışmalar olacak. Yılın son aylarında ise yüksek basınçlı pompa seri üretimine başlamayı planlıyoruz.
Ekonomist Dergisi'nin anketinde ikinci kez 'Yılın Expatı' olarak seçildiniz. Bu konuda düşünceleriniz ve hisleriniz neler?
Ekonomist Dergisi okuru, çok kıymetli iş insanlarının oylarıyla ikinci kez 'Yılın Expatı' seçilmiş olmak benim için büyük gurur vesilesi. Görevim nedeniyle üstlendiğim yönetim aktivitelerinin yanı sıra bölgedeki rolümün gereği olarak proaktif paydaş yönetiminden de sorumluyum.
Bu çerçevede medya, karar vericiler, siyasi otoriteler, genç yetenekler ve müşterilerimiz gibi; bütün şirket paydaşlarımızla aktif olarak iletişim ve iş birliği içinde bulunuyorum. Bu ödülü, gösterdiğim samimi yaklaşımın insanlara başarıyla geçmesinin bir sonucu olarak algılıyorum. Beni bu unvana layık gören herkese ve Ekonomist Dergisi'ne sonsuz teşekkür ediyorum.
"TÜRK ŞİRKETLER GÜCÜNÜ ARTIRIYOR"
"1995 yılında 30 yaşında üç yıl için geldiğim Türkiye'de evlendim, aile kurdum ve 25 yılı aşkın süredir buradayım. Dolayısıyla Türkiye'de yaşamak ve çalışmaktan dolayı mutluyum. Türkiye ekonomisinin gelişmesine paralel olarak Türk şirketleri, gün geçtikçe küresel pazarda gücünü artırıyor.
İyi eğitimli, yeniliklere açık, özgüvenli ve teknolojiyle dost çalışanların, şirketlerin başarısını ve küresel çapta rekabet gücünü daha da artıracağına inanıyorum. Türk insanı, esneklik ve yaratıcılık konularında gerçekten çok başarılı. "
"ÇALIŞAN İŞİN SAHİBİ OLMALI"
"Ekibimizdeki herkes alanında işinin uzmanıdır ve her zaman daha iyisini yapmak için bir arayış halindedir. Ben de arkadaşlarıma yetkinliklerini kullanabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam sağlamaya gayret ederim. Başarı kriterlerimizden birinin çalışanlarımıza verdiğimiz inisiyatif olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarımız, işlerinin asıl sahibinin kendileri olduğunu bilirler; bu duygu da doğal olarak motivasyonu getirir."
- Yılın İş İnsanı Ali Koç tarihi yatırımla iş dünyasına umut oldu
- Yılın Global Türk Yöneticisi Serpil Timuray Cesur kararlarla başarısını büyüttü
- Yılın Bürokratı İsmail Demir Sağlık teknolojileriyle göz doldurdu
- Yılın Profesyoneli Levent Çakıroğlu dönüşüm sürecine liderlik ediyor
- Yılın Erkek Girişimcisi Nazım Salur “Beyin göçünü tersine çevirdik”
- Yılın Kadın Girişimcisi Zeynep Dereli
- Yılın Sivil Toplum Önderi Haluk Levent Dayanışmanın önemini gösterdi
- Yılın Global Türk Girişimcisi Eren Bali Adım adım global bir şirket yaratıyor