7 - 20 Temmuz 2024 tarihli sayıdan
Üçüncü dünya savaşına yönelik söylemler arttıkça, kriz zamanlarında güvenli liman olarak görülen altına talep de yükseliyor. Türkiye ise yaşadığımız enflasyon ve sığınmacı sorunlarıyla jeopolitik riskleri yüksek nabızda hissediyor.
Dünya Altın Konseyi’nin verilerine göre TCMB yılın ilk üç ayında en çok altın talep eden merkez bankası oldu. Önümüzdeki süreçte FED’in faiz indirimleriyle likiditeye talebin artıracağını söyleyen İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Ayşen Esen, taleple altın fiyatlarında da artış öngörüyor.
Ayşen Esen ile İstanbul Sanayi Odası’nın önceki hafta açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (İSO 500) araştırması sonrasında sıcağı sıcağına bir araya geldik. Listede bu yıl ilk 10’da kardeş iki rafineri şirket yer aldı.
Dev sanayi şirketlerini geride bırakarak listede dördüncü sırada yer alan İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) ve bu yıl 44’üncü sıradan dokuzuncu sıraya yükselen kardeş şirketi Gramaltın Kıymetli Madenler Rafineri önemli bir çıkış gösterdi.
Biz de altının geleceği konusunda görüşlerini almak üzere Ayşen Esen ile Kuyumcukent’te bir araya geldik. Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
“Altına talep artacak”
“FED’in açıklamalarına göre iki yıl boyunca faizde iniş olması bekleniyor. O nedenle altına talep artacaktır. Elbette taleple fiyatlar da artacaktır. Fakat ne kadar artacağını öngörmek mümkün değil. Altın güvenli liman ve güçlü bir yatırım aracı olmaya devam edecek. Biz şirket olarak belirli bir global büyüklükteyiz. Kendi pozisyonumuzu korumaya devam edeceğiz. Yeni ürün ve pazarlarla ilerleyeceğiz. 2024 yılı aslında altına talebin düşmeyeceği bir yıl olarak öngörülebilir. Bu nedenle biz de doğru yerde durarak kalite ve güveni sağlamaya devam ederek pozisyonumuzu koruyacağız.”
İAR olarak hangi büyüklüğe geldi şirket? 2024 yılının ilk yarısı hangi finansal sonuçlarla kapandı?
2023 yılı gerek tüm dünyada gerekse ülkemizde yaşanan jeopolitik ve finansal gelişmeler ve bunların sektöre etkileri sonucunda bizim global pazarda yerimizi korumak için çok ciddi uğraş verdiğimiz bir yıldı. O yüzden de 2023 yılında yaptığımız çalışmaların sonuçlarını aldık diyebilirim. Sadece yurt içi değil, yurt dışında da önemli adımlar attık. Geçen yıl İstanbul Altın Rafinerisi ve Gramaltın şirketlerimiz toplam 2,5 milyar dolara yakın bir ihracat gerçekleştirdi. İSO tarafından açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde geçen yıl verilerine göre İstanbul Altın Rafinerisi 143 milyar TL üretimden satışla dördüncü sıradaki yerini korudu. Gramaltın grup şirketimiz ise yaklaşık 90 milyar TL ile 44’üncü basamaktan dokuzuncu sıraya yükseldi. 2022’de de dördüncü sırada yer alan İAR, geçen yıl yerini korumayı başarırken, Gramaltın şirketimiz ise ciddi bir başarı elde etti.
Bu çıkışın ana sebebi neydi?
Öncelikle 2023 altın talebi nedeniyle ciroların yükseldiği bir yıl oldu. Savaşlar, krizler ve enflasyon likit olma, güvende olma ihtiyacını doğurdu. Böylelikle altına talep arttı. Bugün de böyle. İnsanlar daha likit yatırımlara yöneliyor. İnsanlar talep ettiği için de altın fiyatları çıkışını sürdürüyor. Elbette altına talepte “güven” de en önemli unsurların başında. Biz de şirket olarak yıllardır güven anlamında çok önemli adımlar attık. İAR olarak Türkiye’de ilk kez gram altın çıkararak altının standartlaşması ve finansal sisteme dahil edilmesi konusunda ilk adımı 2011’de attık. 18 ayar veya 22 ayar gibi altınların finansal sisteme dahil olması mümkün değildi. Çünkü bankacılık sistemine girebilmek için uluslararası bir standart gerekiyordu. 24 ayar standart kalitede küçük ölçeklerde gram altın olarak üretme fikri bu doğrultuda hayata geçirildi. Gram altını ilk kez ortaya çıkaran şirketiz.
Bu üründe hedef neydi?
Altının bankacılık sisteminde kullanılması hedefiyle standart bir ürün olarak gram altın ürünü oluşturuldu. Gramaltın şirketimiz ise borsaya kote bir rafineri şirketi olarak çalışır oldu. Tüm bu akışta elbette şirketimize olan güven en önemli etken. Sahteciliğin arttığı bir noktada ürünün standardına özen gösteren bir şirket olmamız da önemli bir etken oldu. Üretime dönük yaptığımız yatırımlar kaliteyi belirliyor neticede. 2023 bu anlamda zor fakat gurur verici bir yıl oldu.
Üretim konusunda hangi noktadasınız?
Madenlerden gelen altınları veya standarda dönüşmesi gereken hurda altınları rafine ediyor, çeşitli büyüklük ve formlarda yatırım altınları koleksiyon altınları basıyoruz. İAR olarak London Bullion Market Associaion (LBMA) tarafından akredite edilmiş, ‘Good Delivery List’e dahil olan kapasite açısından dünyanın en büyük ikinci rafinerisiyiz. Kuyumda Türkiye dünyada ilk üçte, rafinasyon kapasitesinde ise İAR dünyada ikinci sırada yer alıyor. Kaç sektörde dünyada ilk üçteyiz? Bu sektöre böyle bakarsak kıymetini daha iyi anlarız diye düşünüyorum.
Türkiye’de her zaman konuşulan bir yastık altı altın sorunu vardır. Bu konuda son durum nedir?
Yaklaşık 400 milyar dolar değerinde tahmini 5-6 bin ton altın yastık altında yer alıyor. Bu rakam atıl olarak bir yerlerde yatıyor. Biz İAR olarak bu konuya baş koyduk diyebilirim. Yaptığımız çalışmaların katkısıyla 150 ton civarında altın yastık altından çıktı. Devletin destekleyici çalışmalarının da bu altınların yastık altından çıkmasında faydası oldu. Fakat hala yıllık 50-100 ton civarında atın yastık altına gitmeye devam ediyor. Türkiye’deki tüm madenlerden yıllık 30 ton altın çıkıyor. Büyük emek ve kaynakla çıkıyor altın madenden, yastık altından da çıkabilecek böyle bir miktar söz konusu. KADSİS Kuyumcu Altın Değerleme Sistemi ve altın bankacılığı gibi çalışmalar daha iyi tanıtıldığında ve halkın güveni kazanıldığında, devletinde desteği ile atılacak doğru adımlarla yılda ekonomiye kazandırılan altın miktarı kademeli olarak 100 tona kadar çıkarılabilir. Bu ekonomimiz için çok faydalı adım olur.
Dünya Altın Konseyi verilerine göre 2024 yılı ilk çeyrekte TCMB 30 ton altın alarak en çok altın alan merkez bankası oldu. Son durumda alımlar sürüyor mu?
Elbette dünyada merkez bankaları bile altın rezervini yükseltmeye çalışıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin 8 bin ton altını varken, ekonomisinde zorlu bir süreçten geçen İtalya bile 2 bin ton altını aşan rezerve sahip. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın da bu yönde bir adım atması anlaşılır. Fakat bu devam eder mi, bilemem. Bunu söylemek zor, çünkü bu bir politika. Ben Türkiye’nin 700 ton seviyesinde olan rezervini güçlü tutmaya devam edeceğini öngörüyorum. Rezervdeki altın önemli bir göstergedir. Altının yüksek oranda olması likit olmayı ve piyasaya daha hızlı müdahaleyi sağlar. Bu gözle Merkez Bankası’nın altın rezervini güçlü tutmaya devam edeceğini öngörebiliriz.
Yurt dışı yatırımlara devam etmek istiyoruz”
“İstanbul Altın Rafinerisi 2022’ye kadar yıllık 650 ton olan üretim kapasitesini bin 300 tona çıkardı. Böylece dünyanın en büyük ikinci rafinerisi konumuna yükseldik. Tabii şirketimizin hedefi globalde yerini daha da güçlendirmektir. Bunun için belli yatırımları yapmaya devam ediyoruz. Mesela Hindistan’da bir rafineri kurduk. Yurt dışında yatırımlara devam etmek istiyoruz. Uzun zamandır bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Fırsat gördüğümüz noktalarda yatırımlarımızı sürdüreceğiz.”