Cuma sabahı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin işsizlik rakamlarını açıkladı. Eylül ayına göre ‘kısmen’ bir iyileşme varmış gibi görünüyor.
TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
İşgücüne katılım rakamlarıyla ilgili sorgulanacak verileri dikkate almasak bile, bu verilerin bizleri memnun etmesini beklememek gerekiyor.
Kişi başına gelir ve insani gelişmişlik düzeylerini yakalamaya çalıştığımız ülkelerde bu oranlar yüzde 3 seviyesinde dolaşırken, Türkiye’de “Eylül ayına göre 0,3 puanlık iyileşme var” denilmesini tebessümle karşılıyorum. Neden mi?
Ekonomide büyüme temposunun hali ortada iken, işsizliğin düştüğünü söylemek iddialı gibi görünüyor. Neden mi? Yazı işleri müdürümüz Orhan’ın yaptığı araştırmaya göre işsizliği sabit tutabilmek için bile ekonomiyi yüzde 5,5-6 arasında büyütmemiz gerekiyor.
Yeni yıla girerken “İşe Alımda 50 Lider” araştırması yaptık. Özlem, yeni yıldaki istihdam beklentilerini şirketlere sorarken, en çok aranan pozisyonların yanı sıra, adaylarda en çok ne arandığını da sorguladı. Bunun en büyük nedeni de şirketler ile adaylar arasında adeta bir uçurum olması.
Genç işsizlik her duyarlı vatandaşı müthiş bir şekilde rahatsız ederken, çoğu şirketin tepe yöneticilerinden “Aradığımız nitelikte insan bulamıyoruz” ifadesi sıklıkla duyuluyor.
Ekonomideki büyümeye katkı sağlamaya hazır, enerjisi yüksek genç adayların, “aranan özellikler” konusuna daha dikkatli bir şekilde odaklanmalarını rica ediyorum.
Rakamlar, önceki yıla göre daha iyi değil. Neden mi? Geçen yıl araştırmamıza katılan 50 şirket, 2019 için 69 bine yakın istihdam planına sahipti.
Sayı 2020 için maalesef 47 bin seviyesine geriledi. Neredeyse üçte bir oranında küçülme var. Bu da işsizlikle ilgili olumlu beklentileri bir miktar törpülüyor.
Ekonominin geçen yıla göre daha iyi olacağı varsayımıyla hareket edecek olursak, istihdamın beklenenden daha iyi olacağını söyleyebiliriz.
İran-ABD gerilimi gibi sürpriz gelişmeler olmazsa, muhtemelen geçen yılı göre daha iyi bir ekonomik performans görebiliriz. Hükümetin hedefi olan yüzde 5’lik büyüme yakalanamasa bile tahminler yüzde 3 düzeyinde ağırlık kazanıyor.
2019’un son sayısı olan özel ‘Almanak’ta yer verdiğimiz gibi, 113 CEO’nun yüzde 63’ü, büyümenin yüzde 2-4 aralığında kalacağını söylüyor. TCMB Beklenti Anketi ile IMF, OECD ve Avrupa Komisyonu’nun büyüme tahminleri de yüzde 3 dolayında kalıyor.
Arzu etmediğimiz bir düzeyde olsa bile büyümeyi sağlayacak yegane kaynak şirketlerin içindeki yeteneklerdir. Ücret zamlarına ilişkin haberimizde de okuyacağınız gibi, performansı yüksek ve özel yeteneklere, özel ücret uygulanması gerekiyor.
Zaten birçok yeteneği yurtdışına kaptırdık, bunlara yenileri eklenmesin. Ücret hesabı yaparken de lütfen yıl sonu enflasyonunu değil, yıllık ortalama enflasyonu dikkate alın. Son söz, özellikle genç yeteneklerimizin pozitif enerjilerini ortaya çıkarmanın yoluna bakalım…
Yeteneklerimizin farkında olduğumuz bir hafta diliyorum…