ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com. tr
Son beş yılda Türkiye’nin ilaç ihracatı yüzde 53,4 oranında artarken, ilaç ithalatı ise yüzde 3,5 geriledi. Böylece ilaçta dış ticaret açığı yüzde 11,8 azaldı. Bu düşüşte hükümetin ilaçta ithalatı azaltmak için yerli ilaç sanayiine yönelik geliştirdiği desteklerin etkisi büyük.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Hükümetin 2016 Yılı Eylem Planı'na göre, sağlık araç ve gereçleri ile stratejik ve yerli ilaçların geri ödeme, fiyatlandırma ve ruhsatlandırma süreçleri iyileştirilecek. Ayrıca tedavinin sağlanmasında gerekli güvence alınmak kay-dıyla, bakanlıkça belirlenen ithal ürünler geri ödeme kapsamından çıkarılacak.
Bu düzenlemelerin etkisiyle bir süredir devam eden ilaçta yerlileşme sürecinin hız kazanması bekleniyor. Ayrıca önümüzdeki dönemde özellikle biyoteknoloji ve onkoloji gibi kritik alanlarda yerli sanayi yatırımlarında artış öngörülüyor. İlaçta yerlileşmenin yerli ilaç üreticilerinin üretim kapasitelerinin daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlayacağı görüşünde olan sektör temsilcileri, devamında da Türkiye’nin Avrupa ve yakın coğrafyanın ilaç üretim üssü olmasının gündeme geleceğinin altını çiziyor.
BİYOTEKNOLOJİ YATIRIMLARI
Dünyada en çok kullanılan 10 ilaçtan yedisi biyolojik kökenli. Türkiye’nin ilaç ithalatında yüzde 35’lik bölümü biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor. Türkiye'de şu anda yüzde 23 olan biyoteknolojik ilaçların pazar payının, önümüzdeki dönemde yüzde 30'u aşması bekleniyor.
Yerli sanayi de bir süredir bu kritik alana yatırım yapıyor. Abdi İbrahim, geçtiğimiz yıl AbdiBio’nun temelini atmıştı. 100 milyon dolar yatırımla kurulacak AbdiBio’nun 2017'de faaliyete geçmesi planlanıyor.
Koçak Farma da bu alanda yatırımı olan yerli şirketlerden biri. ‘Onkolojide Yerli Yatırım Teşvik Ödülü’ alan şirket, Çerkezköy’de 1,1 milyar TL’lik yatırım ile Türkiye’nin ilk biyo-teknolojik ilaç üretim tesisini devreye aldı. Koçak Farma CEO’su Hakan Koçak, bu tesislerde üretilecek biyoteknoloji ürünü ilaç ve aşıların Türkiye’nin ihtiyacını gidereceği gibi ihracatla cari açığa da katkı sağlayacağını söylüyor.
Koçak, ilk biyoteknolojik ilaç üretimini de gerçekleştirdiklerini ifade ediyor. Hakan Koçak, “Günümüzde biyoteknolojik akıllı ilaçlarla hedefli terapi giderek yaygınlaşıyor. Biyoteknolojik ürünlerin sağlık sektörünün geleceğini oluşturacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle şirketimiz gelecekte bi-yoteknolojik ilaç üretimine ağırlık verecek” diyor.
Yılda yaklaşık 70 milyon kutu üretim yapan şirket, konvansiyonel ilaç ve biyoteknolojik ürünlerin yanı sıra hammadde de üretiyor. 40’tan fazla ülkeye ihracat yapan şirket, bu yıl 600 milyon TL ciro hedefliyor.
YERLİ MORFİN ÜRETTİ
Îlko İlaç ise ithal ilaçların yerli-leştirilmesine önemli katkılar sağlayan firmalardan biri olmayı hedefliyor. Bu konuda ilk somut adımı Servier ile yaptıkları anlaşma ile attıklarını belirten İlko İlaç Genel Müdürü Hatice Öncel, “Servier’in Türkiye pazarında yer alan yıllık 12 milyon kutu ilaç üretimini gerçekleştireceğiz. İlerleyen dönemlerde bu miktar daha da artacak” diyor.
Hatice Öncel, geçen yıl Türkiye’nin ilk yerli morfin tabletini üretip kullanıma sunduklarından bahsediyor. Ayrıca 2013’te Güney Kore’li Genexine firmasıyla ortaklaşa, Türkiye'nin ilk biyoteknolojik ilaç AR-GE, üretim ve uluslararası pazarlama yatırımı İLKOGEN’i kuran şirket, geçtiğimiz yıl da İstanbul Teknokent içerisinde İLKO ARGEM Biyoteknoloji AR-GE merkezinin kuruluşunu gerçekleştirdi. Bu merkezde biyoteknolojik ürünlerle ilgili çeşitli aşamada çalışmalar sürüyor. Öncel, halen üç Avrupa ülkesinin de içinde yer aldığı, 13 klinik merkezde faz 2 çalışmalarının devam ettiğini de sözlerine ekliyor.
ÜRÜN SAYISI ARTACAK
Onko Koçsel de Türkiye’de kısıtlı olarak üretilen onkoloji ilaçlarını üreten yerli şirketlerden. Bu yıl iki tesislerinde 1 milyon kutu üretim yapacaklarını belirten Onko Koçsel Yönetim Kurulu Üyesi Tuğba Koç, 2020 yılında ise kapasitelerini iki katına taşımayı hedeflediklerini vurguluyor. 74 olan ruhsatlı ürün sayılarını bu yıl 184’e çıkarmayı planladıklarını söyleyen Koç, şunları anlatıyor: “Onkoloji alanında Türkiye’deki en büyük yatırıma imza attık.
Kanser alanında dünyanın sayılı biyoteknoloji firmalarından Caris Life Sciences ile işbirliği yaptık. Öte yandan 2016’nın başında ABD ofisimizi açtık ve ilaçlarımızın ABD pazarına yönelik pazar erişim projeleri ile FDA onay süreçlerini başlattık. Daha sonraki hedefimiz gelişmekte olan pazarlara açılmak. 2018’de üretimimizin yüzde 20’sini ihracata ayırmayı planlıyoruz.”
Saya Grup bünyesindeki Pharmactive İlaç ise 2019 yılında ilk beş eşdeğer firma arasına girmeyi, satışlarının yüzde 25’ini ise yurtdışı pazarlardan elde etmeyi planlıyor. Kapasitesinin yüzde 40’ını fason üretime ayıracak olan Pharmactive İlaç, Çerkezköy’deki ikinci etap yatırımının tamamlanmasıyla birlikte onkoloji, biyoteknoloji ürünleri gibi alanlarda da üretime girmeyi ve bu tesisi bölgesel bir üretim üssü haline getirmeyi hedefliyor.
BİYOTEKNOLOJİK İŞBİRLİKLERİ
Sektörde biyoteknolojik ilaç konusunda işbirliklerinde de artış gözleniyor. Örneğin; Merck ve Turgut İlaç, dünya standartlarından bir biyoteknoloji altyapısının kurulması ve yüksek kalite biyobenzer ürünler geliştirilmesi için geniş kapsamlı stratejik bir ortaklığa gitti.
Bu ortaklıkla, Turgut İlaç’ın seçtiği yüksek kaliteli biyoteknoloji ürünlerinin süreçlerinin geliştirilmesi ve ilk üretimleri Merck’in Martillac tesislerinde yapılacak. Bu çalışmalarla eş zamanlı olarak da Turgut İlaç, Türkiye’de bir GMP biyoteknoloji üretim tesisi ve bir AR-GE merkezi kuracak.
Yılın başında biyoteknoloji alanında Türkiye için büyük önem taşıyan bir ortaklık daha hayata geçti. Dünya devi Baxter’in biyoteknolojik yenilikçi ürünler bölümü Baxalta’nın Türkiye ortağı Eczacıbaşı oldu. Eczacıbaşı-Baxalta adıyla kurulan yüzde 50-50 ortaklık yapısındaki yeni kuruluş, kan hastalıkları ve bağışıklık sistemi bozuklukları alanında yenilikçi ürünler üzerinde çalışacak. Yeni kuruluşun diğer bir hedefi ise onkoloji alanındaki özel ürün portföyünün de Türkiye’ye getirilmesi olacak.
İHRACAT ARTTI,İTHALAT DÜŞTÜ
Türkiye ilaç pazarının hacmi 2015'te yüzde 15,5 büyüme ile 16,86 milyar TL'ye ulaştı. Kutu ölçeğinde ise yüzde 6,7 büyüme ile 1,94 milyarlık hacim gerçekleşti. Türkiye ilaç endüstrisi, 11 binden fazla ürünü uluslararası standartlarda üreten 67 tesisi, 11 hammadde üretim tesisi, 13 akredite AR-GE merkezi, 300'den fazla kuruluşu ve 31 bin çalışanıyla Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası'nın verilerine göre, 160 ülkeye ihracat gerçekleştiren T ürkiye ilaç endüstrisinin 2015 yılında ihracatı yüzde 9,8 artarak 939 milyon dolara ulaştı. İlaç ithalatı ise yüzde 2,6 azalarak 4,6 milyar dolar oldu.