ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
Son 15 yılda ankastre mutfak ürünlerinde Avrupa'nın en büyük üreticilerinden biri haline gelen Silverline Ankastre, 2017'de davlumbazda Almanya'da ilk üç şirket arasına girdi. Kurulduğu 1994'ten bu yana 100 bin metrekareyi aşan üretim alanı, bin kişilik istihdamı ve 400 milyon TL'ye yaklaşan cirosuyla Avrupa ülkelerinde başa oynayan şirket, yeni dönemde Batıya doğru açılmaya devam edecek. Yeni dönem hedeflerini Ekonomist'e anlatan Silverline Ankastre CEO'su Mustafa Laçin,
"Bizim önümüzdeki dönem için hedefe koyduğumuz iki pazar İngiltere ve ABD. Bu iki ülkede de başa oynayacak noktaya gelmek istiyoruz. Bizce Türkiye'deki sanayiciler Çin pazarını değil, öncelikle ABD pazarını hedeflemeli" diyor.
Laçin'e sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Ciro ve ihracatta 2017'de nasıl bir performans sergilediniz? 2018 büyüme hedefiniz nedir?
2017'de ciromuz 370 milyon TL'ye ulaştı. Ciromuzun 40 milyon dolarlık kısmı ihracattan geldi. Bu da yaklaşık olarak yüzde 55-45 gibi bir yurtiçi yurtdışı dengesi anlamına geliyor. 2017'de önceki yıla göre yüzde 30 büyüdük. Çalışan sayımız ise 2017 sonu itibarıyla bin oldu diyebiliriz. 2018 yılının tamamında ise yüzde 15 büyüme hedefimiz var. Bu yıl özellikle altyapımızı ve üretim süreçlerimizi yeniden ele alacağımız ve çağın gereklerine uygun hale getireceğimiz bir yıl olacak.
Avrupa pazarında giderek büyüyorsunuz. Avrupa ülkelerinde nasıl bir performansınız var?
Biz Almanya'da davlumbaz sektöründe en büyük üç şirketten biriyiz. Almanya'daki varlığımız sadece davlumbaz üzerine ve pazarın yüzde 10'una sahibiz. Danimarka'da ise yüzde 15 pazar payıyla ilk üçteyiz. Fransa pazarına üç yıl önce girdik, şu an yaklaşık yüzde 5 pazar payımız var. İtalya'da ise son bir yıldır varız ve hızla büyümeyi planlıyoruz. İtalya, gerek tasarım gerek ürün kalitesinde önemli bir pazar, bu yüzden özel önem veriyoruz. Doğuda ise Ürdün ve Kuveyt'te ilk üç içindeyiz.
Avrupa ülkelerinde hızlı büyümek için nasıl bir strateji izlediniz?
Bir iş insanı olarak talep ettiğim pazarın kuralına uymak zorundayım. Avrupa pazarı kalitenin en yüksek olduğu ve müşteri memnuniyetinin çok zor olduğu bir pazar. Biz Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya'da işe başladık. Almanya'daki müşteri kitlesi hangi kaliteyi, hangi tasarımı talep ediyorsa, o yönde kendimizi geliştirdik. Almanya'da başarılı olup pazarda ilk üç şirketten biri haline gelince, diğer Avrupa ülkelerinde gelişmek daha kolay oldu. Çünkü Silverline markasının adı duyuldu ve kalitesine bir güven oluştu.
Avrupa dışındaki pazarlara, örneğin Uzakdoğu'ya açılmayı düşünüyor musunuz?
Şimdi şunu söyleyeyim: Avrupa'da Almanya, Danimarka, Fransa ve İtalya ile birlikte yakın dönemde büyümek istediğimiz en önemli pazar İngiltere. Mart başında İngiltere'de düzenlenen sektörel bir fuara katıldık. Ancak İngiltere fiyata çok duyarlı bir pazar, Almanya gibi değil. İngiltere'de Çinli şirketlerle rekabet etmek gerekiyor. Şu an için bizim fiyatlarımız İngiliz tüketicisi açısından biraz yüksek bulunuyor. Öte yandan ABD pazarı gelecek planlarımızda önemli bir yer tutuyor. Biz marka olarak kendimizi zaten Avrupa ve ABD pazarları odaklı konumluyoruz. Yeni dönemde en büyük hedefimiz İngiltere ve ABD pazarları olacak diyebiliriz. Sanayiciler olarak Çin'i değil, öncelikle ABD'yi hedeflememiz gerektiğini düşünüyorum. Biz de bu rotada, önümüzdeki beş yılın sonunda ciromuzu 1 milyar TL'ye, ihracatımızı ise 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz.
Sizin faaliyet gösterdiğiniz alanda Arçe-lik, Beko ve Vestel gibi Türk şirketleri de var. Yurtdışında rekabet oluyor mu?
Açıkçası dünya o kadar büyük ki, diğer Türk markalarıyla pek karşılaşmıyoruz. Ama belki bundan sonra Polonya ve Rusya'da Beko ile karşılaşmaya başlayabiliriz. Polonya ve Rusya pazarında biz kendi markamızla değil, müşterimizin markasıyla tedarikçiyiz. 2001'den beri Rusya'dayız ve müşterimiz olan şirket kendi markasıyla son 10 yılın pazar lideri.
Özellikle beyaz eşya ve ankastre, havalandırma sistemleri sektörlerinde 'nesnelerin interneti' yani Endüstri 4.0 dönemi hızla ilerliyor. Siz bu yeni dönemi nasıl yorumluyorsunuz?
Bugün dünya genelinde 20 milyar cihaz internete bağlı. 2020'de bu sayının 50 milyara ulaşması bekleniyor. Artık internette tek iletişim kuran biz insanlar değiliz. Evin içindeki cihazlardan yollardaki arabalara kadar pek çok nesne birbirleriyle konuşabiliyor. Günlük hayatta yaptığımız her hareket birikip gün sonunda bir veri yığınına yani 'big data'ya dönüşüyor. Büyük verilerin iş dünyasındaki önemi inanılmaz derecede büyük. Dünyada baş döndürücü miktarda değerli veri olduğunu biliyoruz, ancak az sayıdaki şirket onları maksimum etki için kullanıyor. Dijital dönüşüm çağında her önemli karar, veri ve analitik uygulamayla desteklenmeli.
"BİG DATA ANALİZİNE YATIRIM YAPTIK"
"Bu yıl Endüstri 4.0 sürecine uyum için SAP’ın devrim niteliğindeki ürünü ‘S4 Hana’yı kullanmaya başlıyoruz. Bu ürünü canlı ortamda kullanmaya başlayan ilk şirketiz. Bu ürün sayesinde verileri hızlı raporlamak, gerçekçi öngörüler yapmak, yani ‘big data’yı verimli ve hızlı bir şekilde analiz etmek şirketimiz için son derece önemli bir adım olacak.
Ayrıca sürdürülebilir kalite ve üretim yaklaşımımızla uzun zamandır robot ve sensör teknolojilerini kullanıyoruz. Otomasyon çalışmalarımızın bundan sonra da büyüyerek devam edeceğini söyleyebilirim. Bu kapsamda uluslararası projelerde de yer alıyoruz.
Bunlardan en önemlisi AB programı Horizon 2020. Bizim bu program içerisinde dahil olduğumuz proje ‘Inclusive’ projesi. Bu AR-GE projesine Türkiye'den dahil olan tek kurumuz. Proje tamamlandığında makine karmaşıklığı ve kullanıcı kabiliyetleri arasında giderek büyüyen boşluğun kapatılmasını sağlayan ara yüzler geliştirilecek.”