Yeni bir destekleme üzerine çalışıyoruz

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Kalite ve verimlilik odaklı yeni bir destekleme modeli üzerinde çalışıyoruz” diyor.

07 Ocak 2024

Bakanlık olarak 92 binden fazla projeye 94 milyar TL hibe sağladıklarını ve 264 bin kişiye yeni istihdam alanı oluşturduklarını söyleyen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Kalite ve verimlilik odaklı yeni bir destekleme modeli üzerinde çalışıyoruz" diyor.

24 Aralık 2023 - 06 Ocak 2024 tarihli sayıdan

Dünyamızı son dönemde derinden etkileyen ekonomik, sosyal ve çevresel gelişmeler ile küresel iklim değişikliği, su kısıtı, artan nüfus ve kentleşme gibi faktörler gıda arz güvenliğinin önemini artırdı. Pandemi ve coğrafyamızdaki çatışmalar da gıda milliyetçiliğini tetikledi. Bütün bu ve benzeri gelişmeler gıda arz güvenliğini temin etmek için doğal kaynakların optimum kullanımını sağlayacak etkin bir planlama sürecini zorunlu hale getirdi. 

Bu kapsamda Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Tarım ve Orman Bakanlığı da politikalarını kayıtlılık, kalite, verimlilik, yatırım ve sürdürülebilirlik olmak üzere beş eksen üzerinde şekillendirdi. Bu amaçla, 5488 ve 5403 sayılı kanunlarda değişiklik yapılarak üretim planlaması, sözleşmeli üretim, kayıtlılık ve işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması ile yeni normallere göre politikalar oluşturuldu.

"Böylece arz güvenliğimizin sürdürülebilirliği sağlanacak, üreticilerimizin gelir düzeyi artırılacak ve ekonomimiz daha da güçlenecek. Bu doğrultuda sabırla ve titizlikle üzerinde çalıştığımız büyük reformları hayata geçirerek adeta sessiz bir devrim gerçekleştiriyoruz"
diye konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Tarım sektöründe teknoloji kullanımı ve AR-GE çalışmaları küresel ölçekte artıyor. Türkiye bu konuda nasıl bir performans gösteriyor?

Tarımsal üretimimizi daha verimli ve sürdürülebilir hale getirmek amacıyla AR-GE ve inovasyon çalışmalarına hız verdik. Bakanlığımızın akıllı tarım teknolojilerinin geliştirilmesi amacıyla dünyaya model olabilecek AR-GE çalışmaları artarak devam ediyor. Sahip olduğumuz genç nüfusumuzun dinamizmini tarımsal alanda bilim ve teknolojiye kanalize etmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Bu bağlamda TEKNOFEST kapsamında gençlerimizin tarımsal alanda teknoloji geliştirmesini teşvik ediyoruz. 

Başta tarımsal üretim olmak üzere orman yangınları, sulama sistemleri, zararlılarla mücadelede ve daha birçok alanda yapay zeka teknolojilerini kullanıyoruz. Şunu da gururla ifade etmeliyim ki bakanlığımızın ana hizmet birimlerinden olan 'Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlü-ğü'müz bünyesindeki 48 konu bazlı araştırma enstitümüz, 24 araştırma yetkisi verilmiş diğer kurumlarımız ve bu kurumlara bağlı 10 bine yakın çalışanımız, 210 bin dekar AR-GE arazisi ve 300 civarındaki aktif laboratuvarımız ile Türkiye'nin en büyük AR-GE çalışmalarına imza atıyoruz.

Yeni dönemde çiftçiye yönelik ne gibi destekler söz konusu olacak?

Kalite ve verimlilik odaklı yeni bir destekleme modeli üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Üretim planlaması ve sözleşmeli üretim gibi politikalarımızı daha etkin hale getirecek, üreticilerimizin rekabet gücünü artıracak, yönlendirme mekanizmalarını devreye sokacak, daha sade bir destekleme modeli öngörüyoruz. Hâlihazırda müracaat esaslı olan tarımsal desteklerimizden ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli şartları yerine getiren ve yasal süre içerisinde başvuru yapan üretici ve yetiştiricilerimiz yararlanıyor. 

Yıllar içerisinde bakanlığımız tarafından sağlanan destek çeşitlerinin artmasıyla bu desteklerden yararlanan çiftçi sayımızda artış sağlandı. Ayrıca kırsal kalkınma destekleri ve hibeleri ile özellikle gençlerimizi ve kadınlarımızı üretime yönlendirerek daha güçlü üretim yapıyoruz. Bitkisel üretimde temel destekler, suya göre tarımsal üretim planlaması destekleri, üretimi geliştirme destekleri ve fark ödemesi, yani üretimin devamlılığı destekleri üzerinde de çalışıyoruz. 

Bu manada tarımsal destekler bizim için hem üretimin hem kalitenin hem de tarımsal hasılanın artırılmasında önemli bir argüman. Bunun yanında hayvansal üretimde de hem hayvan hem de ürün sayısını, kalite ve verimliğini artırmak için önemli destekleme kriterlerini hayata geçirdik. Bu minvalde buzağı desteklemeleri kapsamında farklı kriterler belirleyerek ödemeleri buna göre yapma kararı aldık. Ayrıca düve alım, besilik erkek sığır, koç ve teke alım destekleri ile üreticimiz verimli ırklarla üretim yapabiliyor. Böylece üretimi etkileyen unsurlara karşı da yetiştiricilerimizin zarar etmesini önleyecek tedbirler alıyoruz.

Çiftçiler teknolojik desteğe de ihtiyaç duyuyor. Buna yönelik ne gibi çözümler sunuluyor?

Üreticimizin dünya çiftçileri ile rekabet gücünün artırılması amacıyla iki farklı yöntem uyguluyoruz. Öncelikle “Tarımsal arazilerimizin tarım dışına çıkarılması konusunda son derece titiz hareket ediyoruz. Tarım arazilerimizin kamu yararı dışında, yani okul, hastane, yol yapımı ve nüfus artışına bağlı diğer elzem ihtiyaçlar dışında tarım dışına çıkarılmasına kesinlikle müsaade etmiyoruz." 

Mevcut teknolojinin üretim sahasına entegre edilmesi için 'Kırsal Kalkınma Destekleri' kapsamında yüzde 50-100 hibe destekleri veriyor, ödeme kolaylığı olan düşük ve yüzde 100 faiz indirimli kredileri de temin ederek üreticilerimizin yeni teknolojileri kullanmasını sağlıyoruz. Bu kapsamda 92 binden fazla projeye 94 milyar TL hibe sağladık, 264 bin kişiye yeni istihdam alanı oluşturduk. Ayrıca son 21 yılda üreticilerimize düşük faizli kredi sağlayarak finansman ihtiyacını karşıladık. TAGEM bünyesinde yürütülen çalışmalar sonucu elde edilen çıktılarımızı da uygulayıcı birimlerimizle paylaşıyoruz. Bu genel müdürlüğümüz aynı zamanda üniversite ve özel sektör firmalarımıza AR-GE desteği sağlıyor.

Burada süreç nasıl işliyor?

Bu kapsamda belirlenen öncelik konulara göre çağrı başlıkları hazırlanarak ve başvurular değerlendirilerek projeler kabul ediliyor. Daha sonra özel sektör firmalarına proje bütçesinin yüzde 70'i oranında 3 milyon TL'ye kadar maddi destek sağlanıyor. Bu sayede firmalarımıza sektörün ihtiyaçları doğrultusunda tarımda yeni teknolojiler geliştirmek üzerine fikirlerini hayata geçirmelerine yönelik önemli ölçüde destek veriliyor. 

Bu minvalde çiftçilerimizin üretimde kullandıkları tohum çeşitlerinin yaklaşık yüzde 40'ının TAGEM tarafından geliştirildiğini iftiharla vurgulamak isterim. Geçen yıl Trakya'da yaşanan kuraklık sonucu verim kaybı yaşandı. Tarım Arazilerinin Kullanımın Etkinleştirilmesi Projesi (TAKE) kapsamında yüzde 75 hibe desteği ile verdiğimiz yerli ve milli ayçiçeği tohumu ile üretim yapan üreticilerimiz bu kuraklıktan çok az etkilendi. Bu manada diğer ürünlere yönelik çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor.

Türkiye'de son yıllarda azalan kırsal nüfus, tarımsal üretimin devamlılığı anlamında endişelere neden oluyor. Türkiye'de tarımsal üretim yapan nüfusu artırma planınız var mı?

Bakanlık olarak üretimin üssü olan kırsalın mutlaka daha da kalkındırılması ve bu yolla genç nüfusumuz ile kadınlarımızın burada istihdamının sağlanmasını öncelikli hedef olarak belirledik. Buradan hareketle insanlarımızı kırsalda tutarak aynı zamanda üretim zincirimizde de bir aksama ve kırılma yaşanmaması için yeni projeler hayata geçiriyoruz. 

Kurduğumuz Tarım ve Gençlik Konseyi ile inşallah gençlerimizin yüzlerini tekrar kırsala dönmelerini sağlayacağız. Ayrıca verdiğimiz hibe ve tarımsal desteklerimiz ile kırsaldaki insanlarımızın refah ve mutluluğunu artırmayı böylelikle tarımsal üretimimizde sürdürülebilirliği amaçlıyoruz. Bu kapsamda, mevcut işletmelerimizin altyapısını geliştirerek aile işletmeciliğini destekliyoruz. Bunun yanı sıra IPARD - Tarım ve Kırsal Kalınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) projeleri, Ekonomik Yatırım Projeleri, Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi ve ORKÖY Projeleri kapsamında genç ve kadın girişimcilerimize yüzde 100'e varan hibe destekleri sağlıyoruz. 

Bu hibe projelerimize gençlerimizin ve kadınlarımızın yoğun ilgisi var. İnşallah bu projeleri günün şartlarına göre daha uygun hale getirerek daha çok kişinin yararlanması için de yoğun bir mesai harcamaya devam ediyoruz.

Tarım arazilerinin muhafaza ve etkin kullanımına yönelik hangi noktadayız?

Tarım arazilerimizi korumak ve geliştirmek için yoğun bir mesai harcıyor, yeni projelerimizi süratle hayata geçiriyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında, ülkemizdeki 94 milyon dekar alana sahip 440 tarımsal büyük ovayı koruma altına aldık. Bu ovalarda sadece tarımsal üretim yaptıracağız. Bu alanlara çivi dahi çaktırmayacağız. Büyük ova hedefimizin 500 olduğunu özellikle vurgulamak isterim. 

Öte yandan, tarımsal arazilerimizin tarım dışına çıkarılması konusunda son derece titiz hareket ediyoruz. Tarım arazilerimizin kamu yararı dışında, yani okul, hastane, yol yapımı ve nüfus artışına bağlı diğer elzem ihtiyaçlar dışında tarım dışına çıkarılmasına kesinlikle müsaade etmiyoruz.

Türkiye'nin yakın gelecekte iklim değişikliğine bağlı olarak su fakiri bir ülke haline gelme ihtimali var. Sizin bu konudaki görüşleriniz ve eylem planınızı öğrenebilir miyiz?

Son 10 yılda kurak yıllar yaşanırken kuraklıkların şiddetleri ve süreleri de uzamaya başladı. Ekim ayında sona eren 2023 su yılında, yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 oranında düştü. Gelecek dönem projeksiyonlarına göre, hiç iç açıcı olmayan bir tabloyla karşı karşıyayız. 2030'a geldiğimizde nüfusumuz yüzde 10 artarken, iklim değişikliği etkileri ile su kaynaklarının yüzde 20 azalacağı öngörülüyor. 

Bu doğrultuda altını çizerek bahsetmem gereken bir husus var. Gerekli tedbirlerin alınmaması halinde 2030 yılına kadar toplam nüfusumuzun neredeyse yüzde 50'si, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 80'e yakını su yetersizliği ile karşı karşıya kalma riski altında bulunuyor. Bu gerçekten hareketle, ülkemizde şu an için kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.313 metreküptür. 

Bu değer, uluslararası göstergelere göre; ülkemizin su stresi altında olduğu anlamına geliyor. İklim değişikliğinin etkileri ve nüfus artışıyla birlikte 2030 yılında bu değerin bin metreküpün altına düşeceği öngörülüyor. 

Bin metreküpün altına düşmek, su kıtlığı çeken bir ülke olduğumuzun çarpıcı bir göstergesi demek. Bunu için 'Su Verimliliği'nin kaçınılmaz olduğunu ve gerekli adımların bir an önce atılmasının elzem olduğunu görüyoruz. Hızlı bir dönüşüm sağlamak için 31 Ocak 2023'te 'Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattık.

“Hibe desteğini artıracağız”

“Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP) kapsamında 2006 yılından bu yana ekonomik yatırımlar içerisinde yer alan yatırımlara yüzde 50 hibe desteği veriyoruz. 2024 yılında da hibe miktarlarını artırarak üreticilerimizin gelirlerini çoğaltan ve çeşitlendiren, yeni teknoloji içeren, tarıma dayalı küçük-orta ölçekli sanayinin gelişmesini ve yaygınlaştırılmasını esas alan projeleri desteklemeye devam edeceğiz.

YÜZDE 50 HİBE 

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklemeleri Programı kapsamında Bireysel Sulama Sistemlerine 2007 yılından itibaren yüzde 50 hibe desteği uyguluyoruz. 2024'te de yüzde 50 hibe desteği ile modern basınçlı sulama sistemlerinin kullanımının üreticilerimiz tarafından yaygınlaştırılmasını sağlayacağız. Ayrıca 2024 yılında IPARD III Programı da uygulanmaya başlanacak.

PRİM İNDİRİMİ 

Bu kapsamda ilk çağrıya 2024'ün ilk yarısında çıkarak desteklerimizi 81 ilimize yaygınlaştıracağız. Devlet Destekli Tarım Sigortaları kapsamında sigorta yaptıran üreticilerimize yüzde 50 ile yüzde 67 oranları arasında devlet prim desteği sağlıyoruz. Yeni dönemde ise sigorta yaptıran üreticilerimize farklı oranlarda prim indirimleri uygulayacağız. Ayrıca bitkisel ürünlerde dolu, don, fırtına, sel ve su baskını paketlerinde ürün çeşidine göre yüzde 5 ile yüzde 15 arasında prim indirimleri sağlayacağız. 2024 yılı içerisinde üretim planlamasını esas alan yönlendirici ve verimliliği arttırıcı yeni destekleme modelimizi hayata geçireceğiz.”