TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Büyüme olsa da sürdürülebilir olmadığı görüşü egemen. Bu hafta da inovasyon, katma değer ve ihracat konularını tartışmaya devam edelim.
İhracat rakamları hafta başında açıklandı. İleri teknoloji içeren ürünlerin payı yüzde 3-3,5 arasında değişiyor. Bu oranlarla yetinecek miyiz?
İhracat hedeflerimiz yüksek. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 18 Haziran tarihli Ekonomist’te yaptığımız söyleşide, ihracatta yeni hedefleri ortaya konmuştu.
Büyükekşi, 2023 yılı için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi yerine “Kg başına 3,5 dolarlık ihracat yapacak ve dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay alacağız” diyordu.
İhracatta kg değeri bugün itibariyle 1,37 dolar. Bu da gösteriyor ki, kg başına hedef yakalanırsa, bugünkü ihracatımız 2,5 kat yükselir. Tabii kg ihracat değeri yüksek olan sektör ve şirketleri daha fazla öne çıkarmanın da yollarını aramamız gerekiyor.
İkincisi, dünya ticaretindeki payımız şu anda yüzde 0,7 düzeyinde. Payımızı yüzde 1,5’e çıkarmak da ihracatın ikiye katlanması anlamına geliyor. Mümkün mü?
Ben mümkün olduğu görüşündeyim. AB, bizim en büyük dış ticaret ortağımız. En büyük ortak Almanya ile yaşanan siyasi sorunların ticari yaşamı etkilememesini diliyoruz. AB ile ticaret ağırlığımızı koruyalım ama farklı ülkelere açılım gerektiği de ortada. Son yıllarda Afrika ile başlayan açılım sürecinin olumlu sonuç verdiğini gözlemledik.
Yeni hedef neresi olabilir?
Bizce üretimin ve finansın yeni ağırlık merkezi olan Asya Pasifik bölgesi, Türkiye için yeni bir açılım ve büyüme noktası olabilir. Geçen hafta bu köşede paylaştığım gibi, KPMG’nin “Küresel İnovasyon Merkezleri 2017” araştırmasına göre dünyada öne çıkan 15 merkezin 7’si Asya Pasifik bölgesinde. Bu da bölgeye daha fazla ağırlık vermek gerektiğinin en büyük kanıtı.
Bu bölgede Çin, Japonya ve Hindistan gibi öne çıkan devlerin yanı sıra, ihracat için yeni iş fırsatları anlamına gelen 15 ülke var. Üstelik bu ülkelerin ithalatından aldığımız pay sadece yüzde 0,14.
İhracatımızı dünya ortalamasına getirmemiz bile bu ülkelere yaptığımız toplam 7,3 milyar dolarlık ihracatın 5 ile çarpılması anlamına geliyor. Fiziksel olarak Türkiye’ye uzak ancak ticaretimizi büyütme potansiyeli son derece yüksek olan bu ülkelere mercek tuttuk.
Aram, yaklaşık bir aydan beri, bu ülkelere ilişkin veri, bilgi topluyor. Kapak haberimiz de bu şekilde ortaya çıktı. Bu ülkelerin 5 trilyon dolarlık ithalat pastasından daha fazla pay alabilmek, dünya ortalamasına yaklaşmak bile ihracatımızı kayda değer bir şekilde sıçratacak.
Bu pazarlara daha fazla odaklanmak için biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. İhracatçılar da bu pazarlardaki büyümelerini, işbirliklerini lütfen bizimle paylaşsınlar, bu haberleri Ekonomist’te yayınlayalım, yeni girişimlerin önünü açalım.
İhracat bağlantılarının yükselişe geçtiği bir hafta diliyorum.