Yaşanan kuraklığa rağmen un ihracatı hız kesmedi

05 Ekim 2021
Özlem Bay Yılmaz obay@ekonomist.com.tr

Türkiye'nin 2002 yılında 253 bin ton olan un ihracatı, 2020 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 3 milyon tona ulaştı. Yaratılan gelir ise 47 milyon dolardan 1 milyar dolara yükseldi. Kuraklığa rağmen bu yıl da 3 milyon tonun üzerinde ihracat bekleniyor.

19 Eylül – 02 Ekim 2021 tarihli sayıdan

Türkiye un sanayisi, pandemi döneminde kesintisiz üretim ve tedariki sürdürerek, gıda güvenliğindeki sorumluluğunu yerine getirdi. Buğdayın pandemi nedeniyle stratejik bir ürün olarak ön plana çıkması, ürüne ilgiyi artırdı.

Pandemi süreciyle birlikte kapasite kullanımı yüzde 50'lerden yüzde 85'lere kadar çıktı. Türkiye'nin 2002 yılında 253 bin ton olan un ihracatı, 2020 yılsonu itibarıyla yaklaşık 3 milyon tona ulaştı. Yaratılan gelir açısından ise aynı yıllarla karşılaştırınca, 47 milyon dolardan 1 milyar dolara yükseliş var.

Un sektörünün dünyadaki en aktif ve en önemli sektörlerde birisi olduğunu vurgulayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkan Yardımcısı Selçuk Aydınalp, "Bu yıl da yine 3 milyon tonun üzerinde ihracat bekleniyor. Türkiye, geçtiğimiz yedi yılda olduğu gibi yine dünyanın un ihracat şampiyonu olacaktır" diyor.

Farklı kuruluşların yaptıkları tahminler, bu yıl 2020'ye göre yüzde 15 kadar üretimde kayıplar yaşayacağını gösteriyor.

Öte yandan Eylül 2020'de 308 bin ton ile sezonun en yüksek ihracat miktarı yakalanırken, bu yıl eylül ayında bunun bir miktar gerisinde kalınabileceğini dile getiren Aydınalp, "Ancak baktığınız zaman un ihracatımızda yine dünyanın ihracat şampiyonu olacağız ve 1 milyar dolarlık gelir elde etmeyi planlıyoruz" diye ekliyor.

YILLIK TÜKETİM


Kişi başı ortalama 160 kilogram yıllık tüketimle soframızdaki yeri oldukça sağlam olan un ve unlu mamuller, yurtdışı ticarette de önemli bir yere sahip. Sektörün en büyük probleminin atıl kapasite olduğuna dikkat çeken Aydınalp, "Kapasitemizin sadece yarısını kullanabiliyorduk.

Türkiye'deki talep, bizim arzımızın yarısına denk geliyordu. Bugün baktığımız zaman bunun ne kadar önemli bir sigorta olduğunu görüyoruz. Talep ikiye katlansa bile Türkiye'nin bunu üretecek kapasitesi var" diye ekliyor.

Türkiye'nin toplam un ihracatının yüzde 42,5'ini oluşturan Irak pazarında geçen sezona göre bu yıl yüzde 1'lik bir artış yaşandı. Önemli pazarlardan Angola, Venezuela ve Benin'de düşüşler olurken, Yemen, Suriye, Cibuti, Somali ve Gana pazarlarında geçtiğimiz sezona göre ciddi artışlar oldu.

GÜMRÜK VERGİSİ SIFIRLANDI


Öte yandan geçtiğimiz günlerde hububat ve bakliyat fiyatlarında yaşanan artışın önüne geçebilmek ve spekülatif fiyat hareketlerinin engellenebilmesi için buğday, arpa, mısır, çavdar, yulaf ile kırmızı mercimek, yeşil mercimek ve nohut için uygulanan gümrük vergisi oranlarının yüzde sıfır olacağı duyuruldu.

Ticaret Bakanlığı'ndan edinilen bilgilere göre, karar, dünya genelinde görülen Covid-19 salgını nedeniyle hububat ve bakliyat fiyatlarında yaşanan artışın önüne geçilebilmesi, iç piyasa fiyatlarının makul seviyelerde tutulabilmesi ve spekülatif fiyat hareketlerine meydan verilmemesi amacıyla alındı.

Buna göre, buğday, arpa, mısır, çavdar, yulaf ile kırmızı mercimek, yeşil mercimek ve nohut için uygulanan gümrük vergisi oranları 1 Ocak 2022'ye kadar yüzde sıfır olarak belirlendi.

YENİ YATIRIMLAR


Bu süreçte sektörün önemli şirketleri yatırımlarını sürdürüyor. Ulusoy Un sektörün önde gelen şirketlerinden. İkisi Samsun ve biri Çorlu'da olmak üzere üç fabrikası bulunan şirketin, günde 2 bin 100 ton buğday öğütme kapasitesi ve 300 bin tondan fazla tahıl stoklama kapasitesine sahip silo, depo ve serbest bölge depoları bulunuyor.

Bu yıl lisanslı depoculuk şirketleri ULİDAŞ'ın 60 bin ton kapasiteli bir lisanslı depoculuk şirketini satın alması ile bu zorlu dönemde yatırımlarına devam ettiklerini vurgulayan Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, "Ayrıca, 2021 sonunda Samsun 50'inci yıl tesisimizin üçüncü faz yatırımının tamamlanmasını öngörüyoruz. Bu yatırımın tamamlanması ile halka arz edildiğimiz tarihte günlük 900 ton üretim kapasitemiz 2 bin 700 tona ulaşmış olacak" diyor.

Bugüne kadar dünyanın 92 ülkesine ihracat yaptıklarına da değinen Ulusoy, son verilere göre ülke ihracatının yüzde 6'sını gerçekleştirdiklerine dikkat çekiyor. Ulusoy, "Birleşmiş Milletler Gıda Programı gibi yardım kuruluşlarının ana tedarikçileri arasında yer alarak da ihtiyaç sahibi insanların sağlıklı gıdaya ulaşması anlamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye ekliyor.

40 ÜLKEYE İHRACAT


Balıkesirli Tellioğlu Şirketler Grubu ise 1982 yılından bu yana un üretimi gerçekleştiriyor. Yıllık 120 bin tonluk üretim yapan şirket, üretiminin yüzde 20'sini ise 40'a yakın ülkeye ihraç ediyor. Geçen yılı 350 milyon TL ciro ile kapattıklarını, bu yıl ise 420 milyon TL ciro hedeflediklerini belirten şirketin ikinci kuşak temsilcisi Buse Tellioğlu Altındiş, şunları anlatıyor: "Pandemi un sektörünü çok fazla olumsuz etkilemedi.

Un daima tüketilen temel bir gıda ürünümüz olarak satışa devam etti." Altındiş, pandemiden ötürü otel ve restoranların kapanmasıyla birlikte, bu kanaldaki satış olumsuz yönde etkilenirken, evde daha fazla vakit geçirmemizle birlikte perakende sektörü ve kapıya kadar sipariş getirebilen online şirketin hacminin arttığını kaydediyor. Aldındiş, "Sektörümüz ihracatta ve perakende alanında büyümeye devam ediyor" diyor.

NİŞ BİR ÜRETİM


Un sektöründe niş bir alanda büyüyen girişimciler de var. Doğaçlama Gıda'nın sahibi Gökçe Ayça Gündüz de onlardan biri. Gündüz, reklam sektöründe çalışmış eski bir kreatif direktör. Sağlıklı beslenmeye çalışan, doğal ve organik beslenme ile ilgili meselelere kafa yoran Gündüz, bu konudaki fikirlerini hayata geçirmek için 2016 yılında kendi markası Doğaçlama'yı kurdu.

Türkiye'de 'filizlendirilmiş gıda sektörü'nün oluşmasına ön ayak olduklarını belirten Gündüz, "Bu bağlamda 2018 yılında Türkiye'de bir ilke imza attık.

Organik yeşil mercimek filizi, organik kırmızı mercimek filizi, organik karabuğday filizi, organik nohut filizi, organik maş fasulyesi filizlerini 40 derece gibi düşük ısıda besin değerlerini koruyarak bir gün boyunca özel kurutma fırınlarımızda kurutup öğüterek un haline getirmeye başladık" diye anlatıyor.

Pandemide yüzde 35'lik bir büyüme kaydeden şirket, satışlarımızın yüzde 70'ini e-ticaret kanalından gerçekleştirdi.

13 BİN 500 KİŞİYE İSTİHDAM


TOBB verilerine göre, Türkiye'de 529 adet faal un fabrikası bulunuyor. 27,5 milyon ton/yıl un üretim kapasitene sahip olan bu tesislerin yüzde 23'ü Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, yüzde 22'si İç Anadolu Bölgesi, yüzde 18'i Marmara Bölgesi'nde yüzde 13'ü Karadeniz Bölgesi'nde yer alıyor.

Toplamda Güneydoğu Anadolu Bölgesi yıllık 7 milyon ton, İç Anadolu Bölgesi 5,9 milyon ton, Marmara Bölgesi 5,6 milyon ton, Karadeniz Bölgesi 3,9 milyon ton, Akdeniz Bölgesi 2,3 milyon ton, Ege Bölgesi 2 milyon ton ve Doğu Anadolu Bölgesi 900 bin ton üretim kapasitesine sahip. Sektör, 68 ilde toplam 13 bin 500 çalışana istihdam sağlıyor.