Uzmanlar, borsada 'satış zamanı' diyor

16 Mart 2017
2017’ye 77.754’ten başlayan BİST-100 Endeksi, 91.000’lere kadar yükseldi. Kurdaki artış sonucu dolar bazında ucuz kalan ve iskontolu olan endeksin yukarı hareketi kaçırma endişesi yaşayan yatırımcıların alımıyla yükseldiği belirtiliyor.

CEREN ORAL
coral@ekonomist.com.tr

Ancak yukarı potansiyelin sınırlandığını ve bu seviyelerin satış fırsatı sunduğunu söyleyen uzmanlar, alım için FED etkisi nedeniyle doları işaret ediyor. Önemli bir döneme giren piyasaları, hem yurtdışı hem de yurtiçi kaynaklı yoğun gündem maddeleri ve kritik süreçler bekliyor.

14-15 Mart’ta ABD Merkez Bankası’nın (FED) ve 16 Mart’ta Türkiye’de Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz kararları, borsaya etkisi bakımından kısa vadede öncelikli olarak takip edilecek.

Ancak piyasaların asıl dikkat kesildiği unsurun ise 16 Nisan’daki referandum olduğu görülüyor. Bundan sonraki süreçte referandum belirsizliği ve Türkiye'nin bu riski uzlaşmacı yapıda atlatıp atlatamayacağının fiyatlamalarda belirleyici olacağı belirtiliyor.

Piyasalar böyle bir konjonktürde hareket ederken, piyasa dinamiklerini daha iyi anlayarak gelecek dönem hakkında öngörüde bulunmak için yakın geçmiş dönemin resmini ana hatlarıyla çizmek gerekiyor. Geçen yıl

15 Temmuz darbe girişimi, jeopolitik riskler, terör olayları, S&P ve Moody's'in not indirimleri, makroekonomik göstergelerde bozulma ile Türkiye gelişen ülke piyasaları arasında negatif ayrıştı. BİST-100 Endeksi saydığımız bu etkenler nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin 2016’daki rallisine katılamadı.

Morgan Stanley Capital International (MSCI) Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) Endeksi 2016’da yüzde 8,6 getiri sağlarken, MSCI Türkiye Endeksi ise yüzde 10,5 değer kaybetti. 2017’nin ilk ayında ise Fitch kredi notunu indirdi ve yatırım yapılabilir ülke notunu kaybettik.


İSKONTO DARALDI
16 Nisan referandumu piyasalar için belirsizlik yaratmayı sürdürüyor, jeopolitik riskler halen güncelliğini koruyor. Yurtdışı cephesinde ise mart sonlarına doğru resmen başlaması beklenen Brexit süreci, Avrupa’daki seçimler ve özellikle FED kaynaklı kritik eşikler bulunuyor.

2017’ye çok kötü bir başlangıç yaptıktan sonra aradaki farkı kısmen kapatan MSCI Türkiye’nin ise özellikle 11 Ocak’tan sonra başlayan yaklaşık yüzde 24'lük yükselişi, Türkiye'nin GOÜ'lere göre iskontosunu Temmuz 2016’da gördüğü yüzde 40'lık rekor seviyeden yaklaşık yüzde 29’a geriletti.

Peki, böyle zor bir süreçten geçen ve geçmeye devam eden piyasalarda ne değişti de 2017’ye 77.754’ten başlayan BİST-100 Endeksi yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 16 getiri sağlayarak 91.000’lere kadar yükseldi?

91.000’E GİDEN YOL
ALB Forex Araştırma Yönetmeni Onur Altın, bu sorunun cevabının birçok faktörde gizli olduğunu söylüyor. Altın, yurtiçi tahvilinden çıkan paranın borsaya girmesinin, ABD Başkanı Donald Trump’ın vergi, sağlık, güvenlik, altyapı gibi sektörlerde yapacağı reformların tüm küresel ticareti olumlu yönde etkileme beklentisinin ve BİST-100 un yüksek iskonto oranıyla benzerlerine göre hala ucuz olmasının bu yükselişte etkili olduğunu düşünüyor.

Onur Altın, “Jeopolitik riskler dışında terör, darbe teşebbüsü, not indirimlerinin olumsuzluğunun atlatılması, kısa vadede referandum dışında belirsizliklerin azalması, en çok ihracat yaptığımız pazar olan Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın yurtdışı talebi artıracağı algısı ve bunun da Türk şirketlerine olumlu yansıyacağı beklentisi de borsayı yükseltti” diyor.

XTB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Arzu Toktay ise Türk hisse senedi piyasasının diğer gelişen ülke piyasalarına göre hala iskontolu olduğunu hatırlatıyor.

Toktay, büyük yatırımcıların değerlemeleri satın alma vaktinin geldiğini düşünerek harekete geçmesinin borsayı 91.000’lere taşıyan en önemli unsur olduğunu ifade ediyor. “BİST-100 Endeksi 16 Nisan referandumu öncesinde Mayıs 2013’teki zirvesi olan 93.400’ü test etmek isteyecek.

Bu yolda ilk direnç noktası ise 2015 yılı zirvesi olan 91.800 olacak” diyen Toktay, bu seviyenin yakalanabilmesi için hacim artışı ile yukarı yönde kırılmanın gerçekleşmesi gerektiğini kaydediyor. Bir başka koşul olarak da, FED’in 15 Mart’ta olası 25 baz puanlık faiz artırım kararına GOÜ piyasalarının göreceli duyarsız tavrının devam etmesini gösteriyor.



DİKKATLİ OLUN!
Bu süreçte yatırımcılar borsadaki rallinin yukarı potansiyeli sınırlaması ve geri çekilmelerin fırsat oluşturma olasılığını merak ediliyor. Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, “Kurdaki yükselişle dolar bazında ucuz kalmamız ve GOÜ borsalarına göre iskontolu olmamız endekse ciddi yabancı alımı getirdi.

Ancak artık çok dikkatli olmak gerekiyor” diyor. Bu düşüncesinin arkasında tahvil faizlerindeki yükseliş beklentisi ve FED'in yapacağını öngördüğü faiz artışları ile GOÜ’lerden para çıkacağı tahminlerinin yattığını söyleyen Nalbantlı’ya göre, borsalardaki bahar havası yılın ikinci yarısında tersine dönecek.

Gizmen Nalbantlı, “TL’nin değer kaybedip faizlerin yükseldiği bir dönemde borsadaki yükselişin devam edeceğini düşünmüyorum. 91.00093.000 bölgesine dikkat etmeliyiz. Satış için bu seviyeler uygun bir bölge” diyor. Nalbantlı, FED’in faiz artışlarıyla doların tüm dünyada değer kazanacağı beklentisine paralel olarak dolar alımı öneriyor. Dolarda 3,55-3,60’tan alınan pozisyonun 3,90-4,00’e kadar taşınabileceğini de sözlerine ekliyor.

HANGİ YATIRIM ARAÇLARI?
Borsada bundan sonraki yükselişlerin alıştan çok satış tarafında fırsat sunduğunu düşünen bir diğer isim olan XTB Menkul’den Arzu Toktay, 87.000’e geri çekilmenin alım fırsatı olabileceği kanaatinde.

Toktay’ın alım önerdiği yatırım araçları arasında yüksek enflasyon nedeniyle sabit getirili menkul kıymetler, yüksek faiz oranları ile avantaj sunan Türk tahvilleri, yukarı ivme içindeki mevduat yer alıyor.
Arzu Toktay, “Korunma amaçlı olarak döviz ve TL’nin değer kaybına ve belirsizliklere karşı altın iyi bir tercih. 2017, uzun vadeli düşünenler için emtiada biriktirme yılı olabilir” diyor.

Teknik olarak 92.000’in üzerindeki her fiyatlamada endekste kâr satışları görülebileceğini kaydeden Destek Yatırım Araştırma Müdürü Murat Tufan ise endekste bazı sektörlerin ön plana çıkabileceğini dile getiriyor.
Tufan, bu süreçte yatırımcılara bankacılık, savunma ve sanayi hisselerini öneriyor. Dolar varlıklarının FED etkisiyle küreselde yükselme potansiyeli taşımaya devam ettiğini de not olarak düşüyor.