Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan kriz, Rusya ile NATO arasında bir diplomatik savaşın ötesinde etkiler yarattı. Küresel dengelerin sarsıldığı bu dönemde, petrol ve emtia fiyatlarından gıda tedariki ve lojistik hatlara kadar pek çok alanda yaşanan değişimin kalıcı olabileceği endişesi artiyor.
20 Mart – 2 Nisan 2022 tarihli sayıdan
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Ukrayna'nın askerden ve Nazizm'den arındırılması" amacıyla başlattığını ilan ettiği askeri operasyon, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yeni bir dünya savaşı ve nükleer silahların kullanılması konusundaki endişeleri zirveye çıkardı.
24 Şubat sabahı başlayan işgal hareketi, 20 gün içerisinde Avrupa'da son 80 yılın en büyük konvansiyonel savaşı haline geldi.
Ukrayna Devlet Başkanı Vlodomir Zelensky'nin tüm dünya başkentlerini Rusya'nın saldırısına karşı yardıma çağırması sonrasında, başta ABD ve İngiltere olmak üzere NATO ve AB devletleri, Rusya'ya karşı askeri olmasa da, ekonomik anlamda ağır darbe vuracak yaptırım kararları almaya başladı.
Ukrayna'ya saldırısı sonucu açıklanan yatırımlarla dünyanın en çok yaptırım uygulanan ülkesi haline gelen Rusya'ya uygulanan yaptırım sayısı 6 bin 400'ü aştı.
YAPTIRIM RÜZGARI
Küresel yaptırım izleme veri tabanı Castellum.ai'nin verilerine göre, finans, enerji, ulaşım ve ticaret alanlarını kapsayan bu yaptırımlar, Rusya'nın Gürcistan ve Kırım'daki askeri varlığı ile başlayan yayılmacılığı sonrasında, Ukrayna işgali ile zirveye çıkmış oldu.
Rusya'ya uygulanan yaptırımların sayısı 6 bin 400 ile, 3 bin 616 yaptırımın uygulandığı İran'ı, 2 bin 608 yaptırıma maruz kalan Suriye'yi ve 2 bin 77 yaptırımın uygulandığı Kuzey Kore'yi geride bırakmış oldu. 22 Şubat'tan itibaren Rusya'ya yönelik en çok yaptırım kararı alan ülke, 678 yaptırımla Avrupa Birliği (AB) oldu.
AB'yi, 572 yaptırımla Fransa, 568 yaptırımla İsviçre, 511 yaptırımla Kanada ve 464 yaptırımla Avustralya takip etti. ABD ise 22 Şubat'tan itibaren Rusya'ya yönelik 278 yaptırım kararı aldı.
ENERJİ VE EMTİADA YÜKSELİŞ
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında yaşanan gelişmeler, piyasaları ve ülke ekonomilerini de derinden sarsmaya devam ediyor. Rusya'nın binlerce yaptırımla küresel ticarette kıskaca alınması, sadece petrol ve doğalgazda değil; buğdaydan metale, turizmden gübreye onlarca sektörü vuruyor.
Petrolde 130 dolarlara kadar çıkan varil fiyatı son günlerde 100 dolar seviyelerine çekilse de, temel metaller ve tahıl fiyatları tarihi rekor seviyelere çıktı. Küresel emtia fiyatlarını izleyen S&P GSCI endeksi verilerine göre, mart ayının ilk yarısında endeks yüzde 20 yükseldi. Londra Metal Borsası (LME) Endeksi aynı dönem içinde yüzde 10 artış kaydetti.
Örneğin bakır fiyatları tüm zamanların rekorunu kırarken, alüminyum vadeli işlemleri de 3 bin 800 doların üzerine tırmanarak rekor kırdı. Çinko fiyatları ise 2007'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
BUĞDAY VE GÜBREDE REKOR
Tarımsal emtialarda ise özellikle buğday arzına yönelik endişeler fiyatları tarihi seviyelere çıkardı. Son günlerde ise Rusya ve Ukrayna dışında küresel arzın artacağına dair beklentiler fiyatları yüzde 25'e yakın düşürdü.
Buna karşın tarım sektöründe danışmanlık hizmeti veren SovEcon buğday üretim tahminini 32.1 milyon tondan 26 milyon tona düşürdü. Mısır üretiminin ise geçen yılki 41.9 milyon tondan 27.7 milyon tona düşebileceği belirtildi.
Öte yandan yeni ekim dönemine girerken küresel doğalgaz krizinden kaynaklı olarak fiyatı dört kat arttıktan sonra sınırlı düzeyde geri çekilen gübre fiyatları, savaş nedeniyle yeniden tırmanışa geçti. Fiyatlar, ton başına 100-200 dolar arasında arttı.
Ödeme sorunları ve taşımacılık faaliyetlerinin kesintiye uğraması da fiyatlar üzerindeki baskıyı artırıyor. Ödemeleri güvence altına almanın zorluğu nedeniyle, şirketler Rusya ile iş yapmaktan giderek uzaklaşıyor. Bu dönemde aralarında dev markaların da bulunduğu yüzlerce batılı şirket Rusya pazarından çıkma kararı aldı.
Tüm bu gelişmelerin başta ABD ekonomisi olmak üzere, küresel ölçekte enflasyon problemini artıracağı ve kısa-orta vadede kalıcı hale getireceği yorumları öne çıkıyor.
“GİRDİ MALİYETİ AZALTILMALI"
Türkiye ekonomisi de yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilenen ülkelerin başında geliyor. Şubat ayında yüzde 54,4'e çıkan tüketici enflasyonu, üretici tarafındaki fiyat baskısının artmasıyla önümüzdeki aylarda da yükselişini sürdürecek.
Özellikle gıda enflasyonundaki artışın uzun süreceği endişesi var. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın, gıda ürünlerinde artan maliyetlerden olumsuz etkilendiğini belirterek, "Gıda ve tarım ürünlerinde girdi maliyetleri azaltılmalı" diyor.
Ukrayna krizi ile birlikte maliyetlerin daha da arttığına işaret eden Palandöken, "Gıda ürünleri esnafın tezgahına gelene kadar en az 3-5 kat pahalanıyor. Bu da sorumlusu olmadığı halde, esnafı ve tüketici konumundaki vatandaşı olumsuz etkiliyor" diye konuşuyor.
“TİCARET KALP KRİZİ GEÇİRİYOR"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun geçen hafta Moskova'da mevkidaşı Sergei Lavrov ile görüşmesi sonrasında yapılan açıklamalar, şimdilik Türkiye'nin tarımsal emtia ve enerji tedariğinde Rusya kaynaklı bir sorun yaşamayacağına dair kanıyı güçlendirdi. Ancak özellikle bölgeden yapılan taşımalarda yaşanan sıkıntılar, genel ölçekte ticareti olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı Fatih Şener, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın Türkiye lojistik sektörüne zarar verdiğine işaret ediyor.
Rusya ve Gürcistan arasındaki sınır kapısında 18 gündür bekleyen TIR'lar olduğuna işaret eden Şener, şöyle konuşuyor: "Türkiye'nin de ticareti Orta Asya güzergahında kalp krizi geçirmekte ve bu krize bir stent takılması gerekiyor. Bir şekilde Rusya ihracatını taşımamız gerekiyor. Oradaki sürücüleri de bu sıkıntıdan kurtarmamız gerekiyor."
PROF. DR. SİNAN ALÇIN "YENİ BÖLGESEL EKONOMİLER OLUŞUYOR”
"Pandemi döneminde tüm dünyada tedarik zincirlerinde kopma, üretimde ani duruş ve yaygın istihdam kaybı yaşandı. Pandemi sonrasında ise yeni tedarik hatlarının değişmeye başlamasıyla yeni bölgesel ekonomiler ortaya çıkmaya başladı.
Aslında Rusya'nın Ukrayna'yı işgali de bu perspektiften bakınca, küresel ticaretin bu yeni dönemine hazırlık olarak okunabilir. Çünkü Çin ile ABD zaten pandemi öncesinden başlayarak Asya Pasifik'te yeni bir döneme giriş yaptılar.
Brexit ve AB'nin yeniden teknoloji üretiminde merkez olmaya başlaması gibi gelişmeler gösteriyor ki Ukrayna krizinin gün yüzüne çıkardığı bu yeni dönemin kalıcı etkileri olacaktır."