Türkiye'de 2006'dan bu yana faaliyet gösteren Alman firması ACO'nun Türkiye Genel Müdürü Kerem Altınöz, yaklaşık iki yıldır süren pandemi sürecinde kârlarını artırarak büyümeye devam ettiklerini dile getiriyor.
KOBİ Girişim Ocak 2022 tarihli sayıdan
İklim değişikliği ve hızlı kentleşme ile birlikte doğal hayatın ve özellikle de su kaynaklarının öneminin daha da arttığı günümüzde, suyu yönetebilen teknolojiler geliştiren şirketler de ön plana çıkmaya başladı.
70 yıldan bu yana su yönetiminde uçtan uca çözümler sunan Almanya merkezli ACO, 2006'dan beri Türkiye'de faaliyet gösteriyor. Pandemi döneminde karlarını artırarak büyümeye devam ettiklerini belirten ACO Türkiye Genel Müdürü Kerem Altınöz, 2022 yılında Türkiye'de hem üretim kapasitelerini artırmak hem de ürün gamını çeşitlendirmek amacıyla projeler yürüttüklerini söylüyor.
Bu projelerle, sadece yerel satışlarını değil, aynı zamanda Türkiye'deki üretim kapasitesini kullanarak global üretim kapasitesini de artırmayı hedeflediklerini dile getiren Altınöz, şöyle devam ediyor: “Halihazırda Türkiye'deki üretim tesisimizden hem ülkemize hem de Avrupa ve Kuzey Afrika'ya ürün temin ediyoruz.
ACO, karakter olarak ürün geliştirmeye ve üretime odaklanmış bir grup. Türkiye'de üretim ayağımızı geliştirmek ve burayı bölgesel bir merkez haline getirmek için kollarımızı sıvadık. Bu, aynı zamanda yeni istihdam yaratmak anlamına da geliyor. 2022 yılında bu çalışmalarımızı hayata geçirmeyi planlıyoruz. ACO Türkiye olarak önümüzdeki yıl yüzde 20'ye yakın bir büyüme hedefliyoruz.”
SU YÖNETİMİ
Dünya Bankası'nın hesaplamalarına göre, Türkiye'de su yönetiminin geleneksel yöntemlerle uygulanmaya devam etmesi halinde bunun 10 yıl içinde büyümeye etkisinin eksi yüzde 10 olacağını kaydeden Altınöz, şunları anlatıyor: “Bunun en önemli nedeni, zaman içerisinde kullanılabilir suya erişimin çok daha maliyetli hale gelmesi ve endüstrilerimizin rekabetçi gücünü kaybettirecek bir etki yaratması.
Bunu engellememiz için gereken yatırım ise yıllık GSMH'nın yüzde 1.4'ü kadar. Diğer yandan bir projede, doğru bir planlama ile yağmur suyunun ve atıl suyun kayıpsız bir şekilde sisteme tekrar dahil edilmesinin maliyeti toplam inşaat maliyetinin yüzde 1'ini geçmiyor.”
KURAK ÜLKELER
Kurak ülkeler sınıfında olan Türkiye için yağmur suyunun değerlendirilmesinin yeni gündeme gelen bir mesele olduğuna dikkat çeken Altınöz, “Azalan yeraltı sularının korunması için yağmur suyunun, kirlenmeden toprakla buluşturulması hayati önem taşıyor.
Biz ACO olarak, 2021 yılında da rakiplerle değil daha çok geleneksel çevre yönetimi anlayışıyla mücadele ettik” diye konuşuyor.
50 MİLYAR EURO'LUK PAZAR
Dünyada artık yağmurun, ekonomik bir varlık olarak ele alındığını belirten ve pazarın büyüklüğü hakkında bilgi veren Altınöz, Almanya’da pazarın 3-4 milyar Euro, global pazarın ise tahminen 50 milyar Euro civarında olduğunu söylüyor.
Türkiye’de ise henüz 100 milyon Euro’luk bir hacmi olduğunu ifade eden Altınöz, “Yağmur suları kentlerde en çok açık alanlar, meydanlar ve yaya yollarında toplandı.
Türkiye’de hızlı bir şekilde yüzeylerden toplanamayan yağmur suyunun kaybı yüzde 40 oranında. İngiltere’de bu oran yüzde 20. Bunun en önemli iki nedeninden biri altyapı diğeri de hesaplama eksikliği” diye anlatıyor.