Tablodan çıkan analiz

28 Ocak 2019
‘Dalgalı’ kavramının içini en iyi doldurduğumuz bir yılı geride bıraktık. Sosyal, ekonomik ve hukuk çerçevesinden baktığımızda tablo pek iç açıcı görünmüyor.

TALAT YESİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr

Neden kaynaklandığını konuşmak, tartışmak, kaleme almak epey yer kaplayacağından ben gelecekte tabloyu değiştirmenin mümkün olup olmadığını sizlerle tartışmak istiyorum.

Talip’in hazırladığı kapak haberini lütfen dikkatlice okuyun. Tablodaki yerli/yabancı satın alma sayısını, değerleri, toplam hacmi bir tarafa kaydedelim. Ekonominin lokomotifi olan 23 sektörün değerlemelerindeki son beş yıllık değişimi not edelim.

Ardından, Türkiye’nin son beş yılda geçirdiği siyasal ve ekonomik değişimi göz önüne getirelim. Hukuk, demokratik düzey, siyasal sistemle ilgili gelişmelerle, kapak haberimizdeki tabloların ne kadar örtüşüp örtüşmediği betimleyelim. Bunu da ister sesli, ister yazılı veya istersek içimizden yapalım…

Şirket sahipleri, yöneticileri son bir yılda bilançolarında oluşan hasarın şirket değerlemelerine ne kadar etki yaptığını merak ediyor. Biz de buna yardımcı olmaya çalıştık. Şüphesiz ki, güncel değerlemeler, tahmin edileceği gibi reel yaşamla örtüşmüyor. Bu olgu yeni değil ki.

2001 krizinde Türkiye’de, global fırtınanın en şiddetli estiği 2008 ve 2009’da özellikle ABD ve Batı Avrupa’da şirket değerlemelerinde ortaya çıkan rakamları da unutmuş değiliz. Benzetme yapmak için değil, anımsatma amaçlı olarak geçmişe atıf yaptığımı kaydetmek isterim. Hayıflanma için değil, daha iyi bir hesap, analiz yapmak için…

Evet, birçok sektördeki değerlemeler arzu edilen seviyelerde değil. Ekonomik ve siyasi gelişmeleri bir tarafa bırakarak, üç önemli noktaya dikkat çekmek istiyorum. Nasıl bir bankacı, kredilendirme için “Her sektörde iyi şirketler var, iyi durumda olmayanlar var” değerlendirmesi yaparsa, ben de kıyas olarak daha iyi durumda olanlara dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi, ihracat payı yüksek olan şirketlerin değerlemeleri, içteki rakiplerine göre daha iyi. Demek ki, geçmiş yıllarda ihracat/iç pazar dengesini kurabilmenin ödülü bir şekilde ortaya çıkabiliyormuş.

İkincisi, kur artışı, enflasyonun yükselişiyle ortaya çıkan maliyet artışını ürün/hizmet fiyatlarına yansıtabilen şirketlerin değerleme oranları, katsayıları da diğerlerine göre daha yüksek seyrediyor. Demek ki, gereksinimleri iyi analiz ederek niş alanlara, Ar-Ge’ye, dijitalleşmeye, teknolojiye yatırım yapmanın ödülü, kısmen de olsa alınabiliyormuş.

Üçüncüsü, teknoloji ağırlıklı şirketlerin değerlemeleri, iyi kurgulanmış, dünyaya hitap eden iş fikirlerinin karşılığını bulacağını kanıtlıyor. Bunun en güzel üç örneği de trendyol.com, opsGenie, Gram Games şirketleridir…

Bu üç örneğin yaratıcıları, girişim dünyasının yeni rol modellerinin en başarılı temsilcileri olan Demet Mutlu, Berkay Mollamustafaoğlu ve Mustafa Ecevit ile ortaklarını canı gönülden tebrik ediyorum.

Hesapların daha iyi yapıldığı bir hafta diliyorum…