Sürdürülebilirlikte yenilikçi yaklaşımlar

Artan dünya nüfusu ve büyüyen talep, gıdanın her alanında sürdürülebilir politikaları ve uygulamaları öne çıkarıyor. Şirketler de kaynak, üretim ve işleme konusunda inovatif çözümler geliştiriyor.

11 Aralık 2024

2050 yılına kadar dünya nüfusunun yaklaşık 10 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Bununla birlikte, dünya çapında gıda talebinin de yüzde 60 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor. Artan nüfus ve büyüyen talep, mevcut gıda üretim sistemlerinin daha sürdürülebilir, verimli ve adil hale getirilmesini zorunlu kılıyor. Öte yandan dünya genelinde her yıl yaklaşık 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor.

24 Kasım - 7 Aralık 2024 tarihli sayıdan

Gıda atıkları, yalnızca kaynak israfına neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda sera gazı emisyonlarını da artırıyor. Dolayısıyla gıdanın her alanında sürdürülebilirliğe yönelik politika ve uygulamalar büyük önem taşıyor. Bunun için üreticilerinden perakendecilere, tedarikçilerden tüketicilere kadar her kesimin daha bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerekiyor.

SU, KARTON AMBALAJDA

72 yıllık bir geçmişe sahip olan İsveçli Tetra Pak, bu bilinçle ilerleyen şirketlerden biri. 160’ın üstünde ülkede 25 bine yakın çalışanıyla, dünya çapında 52 üretim tesisi, sekiz teknik eğitim ve altı AR-GE tesisi ile yenilikçi ve çevre dostu ürünler sunan şirket; daha çok süt ve meyve suyu gibi ürünlerin ambalajlarından tanınıyor. Oysa faaliyet alanı ambalajın çok ötesine geçmiş durumda. Bunu, geçtiğimiz günlerde, Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde düzenlenen gıda ve içecek üretim endüstrisi fuarı Gulfood Manufacturing’ın ana sponsorlarından olan Tetra Pak’ın standını ziyaretimizde daha detaylı öğrenme fırsatımız oldu.

Öncelikle masaların üzerindeki karton ambalajlı içme suları dikkatimizi çekti. Şirket, önümüzdeki dönemde plastik şişeden ziyade daha sürdürülebilir bir seçenek olan bu karton ambalajlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Standın başka bir bölümünde karşımıza çıkan, kullanılmış karton ambalajların geri dönüşüm süreci aracılığıyla nasıl yeniden kullanıma sunulabileceğini gösteren ‘depozito iade makinesi’ de geleceğin çevreci teknolojilerine güzel bir örnek teşkil ediyor.

Öte yandan Tetra Pak, ana iş kolu olan ambalajın dışında gıda trendlerini belirleyen formülasyonlar ve teknolojiler de geliştiriyor. Öyle ki; alternatif bitki bazlı süt ile üretilmiş yeni gıda kategorileri ile bitki bazlı yumuşak dondurma işleme makinesi de üretiyor. Ayrıca, otomasyon ve dijitalleşme tarafıyla müşterilerine; su, enerji ve kaynak tüketiminde tasarruf etmelerine yardımcı olan çeşitli teknikler destekler de sunuyor. Sürdürülebilirlik alanındaki adımlarından biri de geri dönüştürülmüş ambalaj kartonlarından elde ettiği malzemelerle sehpa, puf gibi mobilya ürünleri tasarlaması... Hatta fuardaki standı da bu geri dönüşüm malzemelerle inşa edilmiş bulunuyor.

Eliseo Barcas

52 YILDIR TÜRKİYE’DE

Tetra Pak, 1972’de bu yana Türkiye’de. 2050 yılı itibarıyla değer zincirlerinin tamamında ‘net sıfır’ emisyon elde etmeyi hedeflediklerinin altını çizen Tetra Pak Türkiye, İran, Kafkasya ve Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü Eliseo Barcas, Türkiye’de 1995’ten bu yana 9 milyar adedin üzerinde içecek kartonunu geri dönüştürdüklerini hatırlatıyor. Kağıt fabrikaları ve geri dönüşüm firmalarıyla iş birliği içerisinde bu alana yatırım yaptıklarına değinen Barcas, “Kahramanmaraş Kağıt, Viking Kağıt ve Afyonkarahisar Öz Aytı Geri Dönüşüm firmalarına yaptığımız 2 milyon Euro’luk yatırımımızla yılda toplam 38 bin ton içecek kartonunu geri dönüştürebilecek kapasiteyi Türkiye’de oluşturduk” diye ekliyor.

Sonya Kayani

4 MİLYON EURO’LUK YATIRIM

Momentum Atık Yönetimi şirketiyle iş birliğine giderek ambalaj atığı toplama ve ayrıştırma tesislerinin de Ankara’da faaliyete başladığını belirten Barcas, “Tesisimiz tam kapasiteye ulaştığında yılda 30 bin ton ambalaj atığını türlerine göre ayrıştırabilecek” diyor. Barcas, bu yatırımla birlikte geri dönüşüm konusunda Türkiye’de yaklaşık 4 milyon Euro’luk yatırım gerçekleştirdiklerini söylüyor. Tetra Pak Ortadoğu ve Orta Asya Bölgesi İletişim Direktörü Sonya Kayani ise, bugün itibarıyla ambalajların yüzde 70’i geri dönüştürülebildiklerini, 2030’a kadar bu oranı yüzde 100’lere çıkarmayı hedeflediklerini ifade ediyor.