Ayanoğlu şu değerlendirmelerde bulundu:
Bir Vergi Başmüfettişi olarak kurumsal yönetimi tanımlar mısınız?
İçeriği itibariyle oldukça zengin bir kavram olan ve ekonomi, ticaret, hukuk, denetim, yönetim, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk, risk yönetimi, işletmecilik gibi birçok alanı ilgilendiren kurumsal yönetim, esasında şirketlerin kötü yönetilmesini engellemeyi amaçlayan bir kavram. Bana göre kurumsal yönetim; bir şirketin keyfi ve takdiri karar ve uygulamalardan ziyade; adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri dikkate alınarak, sistemli, kontrollü, profesyonel, stratejik, güvenilir ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesidir. Diğer bir deyişle kurumsal yönetim; “denetime, kurallara ve ilkelere dayalı şirket yönetimi” demek.
Ülkemizde şirketler, özellikle aile şirketleri kurumsal yönetim konusunda hangi seviyedeler?
Bana göre ülkemizde şirketlerin en temel problemlerinden biri kurumsal yönetime geçiş yapamamaları. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar; dünya genelinde aile şirketlerinin yaşam süresinin giderek kısaldığını ortaya koyuyor. Örneğin bu süre Almanya’da 18, Fransa’da ise 9 yıla kadar iniyor. Ülkemize baktığımızda ise Ankara Ticaret Odası tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 80’i beşinci yılına, yüzde 96’sı ise 10’uncu yılına ulaşamadan varlıklarını sonlandırıyor.
Ankara Sanayi Odası tarafından yapılan bir araştırmada ise ülkemizde aile şirketlerinin ortalama ömürleri yaklaşık 25 yıl olarak belirlenmiş, şirketlerin ikinci nesle ulaşma oranı yüzde 30, üçüncü nesle ulaşma oranı yüzde 12. Bu nedenle halka açık olsun veya olmasın, aile şirketlerinin kurumsallaşma süreci hayata öneme sahip.
“Kurumsal Yönetimde Denetim Komitelerinin Önemi ve Etkisi” adlı kitabı kaleme aldınız. Sizi bu kitabı yazmaya hangi faktörler itti?
Ülkemizde kurumsal yönetim ile ilgili birçok akademik çalışma ve yasal düzenleme yapılmış olmasına rağmen, dünya genelinde önemi her geçen gün artan ve kurumsal yönetim anlayışının adeta teminatı olan denetim komitelerine literatürde ve uygulamada yeterli düzeyde yer verilmediği kanaatindeyim. Yaptığımız araştırmalar sonucunda, ülkemizde denetim komitelerinin önemi, rolü ve şirketlerde kurumsal yönetimin gelişimi ve kalitesine olan etkisine yönelik yapılan çalışmaların oldukça sınırlı sayıda olduğu kanaatindeyim. Ayrıca konuya ilişkin yapılan çalışmaların bir kısmının değişen yasal düzenlemeler karşısında güncelliğini kaybettiği ve bir kısım çalışmalarda da denetim komitelerinin her geçen gün artan ve çeşitlenen görev, yetki ve sorumluluklarına yeterli düzeyde değinilmediğini gördük.
Bunun haricinde günümüzde bazı şirketlerde denetim komitelerinin sadece şekil şartını yerine getirmek için oluşturulduğu ve bu komitelerden etkin ve yeterli bir şekilde istifade edilmediğini gözlemliyoruz. Nitekim denetim komitesinin mevcut olduğu ancak yeterli niteliklere ve aktif bir çalışma yapısına sahip olmadığı şirketlerde kurumsal yönetim açısından başarılı sonuçlar elde edilmesi mümkün değil.
Kurumsal yönetimde denetim komitelerine ihtiyaç duyulmasının nedenleri nelerdir?
Payları borsada işlem gören ve sermaye piyasası mevzuatına tabi olan şirketlerde yönetim kurullarının profesyonel bir yaklaşımla çalışmasını ve böylelikle yönetim kurullarının kurumsal yönetim ilkelerine göre faaliyet göstermesini sağlamak amacıyla, yönetim kurulu bünyesinde “Denetim Komitesi”, “Kurumsal Yönetim Komitesi”, “Ücret Komitesi”, “Aday Gösterme Komitesi”, “Riskin Erken Saptanması Komitesi” gibi birtakım komitelerin oluşturulması gerekiyor. Şirketlerde kurumsal yönetimin sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesinde komitelerin rollerini, sorumluluklarını ve etkilerini göz ardı etmemek gerekiyor. Bunun haricinde son yıllarda gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde denetimin öneminin her geçen gün arttığı bir süreç yaşıyoruz.
Kurumsal yönetimin uzun vadeli bir süreç olduğu ve birçok uygulamayı içerdiğini dikkate aldığımızda, şirketlerde kurumsal yönetim sisteminin oluşturulup sürdürülebilirliğini sağlamak adına şirket içinde bir takım denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. Bu hedefe ancak ve ancak sağlıklı ve etkin işleyen denetim uygulamalarıyla ulaşılabilir. Ayrıca kurumsal yönetimin en önemli unsurlarından biri olan paydaşların çıkarlarının adil bir biçimde korunması ve haklarının kolay bir şekilde kullanımını sağlamak adına şirket bünyesinde sağlıklı bir denetim ve kontrol sistemi kurulması ve kurulacak bu kontrol ve denetim sisteminin tüm paydaşlara güven vermesi önem arz ediyor.
BİST Kurumsal Yönetim Endeksinde işlem gören şirketlerle görüşmeler de yaptınız. Burada nasıl bir yol izlediniz?
Araştırmamız, BİST Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alan şirketlerin (58 şirket) yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonrasında alınan izinlere müteakiben veri toplama tekniklerinden biri olan anket yöntemi kullanılarak yapıldı. Ankette denetim komitelerinin kurumsal yönetim anlayışının gelişimine ve kurumsal yönetim ilkelerine olan etkisini ölçen sorulara yer verildi. Akabinde 45 şirketten geri dönüş sağlandı ve ankete katılım oranı yaklaşık yüzde 77 olarak gerçekleşti. Bu oran, araştırma sonunda ortaya çıkan sonuçların Kurumsal Yönetim Endeksindeki tüm şirketleri temsil etmesi açısından anlamlı kabul edilmesini sağlıyor. Nitekim anket tekniğinde sonuçları sağlıklı bir şekilde değerlendirmek ve yorum yapabilmek için geri dönüş oranının (bazı istisnalar hariç) %70’in üzerinde olması hedeflenir.
Sizi burada etkileyen, şaşırtan sonuçlar neler oldu?
Yaptığımız araştırmalar sonucunda denetim komitelerinin şirketlerde kurumsal yönetimin gelişimi ve kurumsal yönetim ilkeleri üzerinde yoğun, güçlü, olumlu ve pozitif etkisinin bulunduğu görüldü. Yani şirketlerde kurumsal yönetim ilke ve uygulamalarının etkinliğinin denetim komitelerinin varlığı ve etkinliği ile yakından ilişkili olduğu saptandı. Diğer bir deyişle şirketlerde denetim komitelerinin yetersiz ve zayıf oluşu kurumsal yönetim ilke ve uygulamaların da yetersizliğine sebep oluyor.
Bu durum kurumsal yönetim ile denetim komitelerinin birbirleriyle ilişki ve etkileşim halinde olduğunu ve aynı zamanda birbirini tamamlayan iki temel unsur olduğunu ortaya koyuyor.
Elde edilen bulgulara göre, şirketlerde etkin bir kurumsal yönetim yapısı oluşturmanın yolunun etkin bir denetim komitesinden geçtiği ve denetinim komitelerinin kurumsal yönetim ilke ve uygulamalarını etkilediğini, güçlendirdiğini, geliştirdiğini ve şirketlerde kurumsal yönetime yönelik farkındalığı artırdığını ifade edebiliriz.
Dr. Ahmet Ayanoğlu kimdir?
1986 İstanbul doğumlu olan Dr. Ahmet Ayanoğlu, lisans ve yüksek lisans eğitimimi Marmara Üniversitesi Maliye Bölümü’nde, doktora çalışmasını ise İstanbul Ticaret Üniversitesi Muhasebe ve Denetim Ana Bilim Dalı’nda tamamladı. İş hayatına 2009 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda Vergi Müfettişi olarak başladı. Vergi Başmüfettişi olan Ayanoğlu, yine Vergi Denetim Kurulu bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Sektörel Denetim Daire Başkanlığı’nda Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Vergi ve muhasebe alanında yayımlanmış mesleki makaleleri olan Dr. Ayanoğlu’nun ‘Türk Bütçe Sistemi ve Bütçe Denetimi’ ve ‘Kurumsal Yönetimde Denetim Komitelerinin Önemi ve Etkisi’ adıyla yayımlanmış iki kitabı bulunuyor.