Sevgili okurlar, geçen yıl İK Liderleri araştırmasını yaptığımızda bu köşedeki yazımın başlığını ‘insan kaynağımız, güvenlik sorunu olmasın’ şeklinde atmıştım. Düşük faiz politikasının sonucu olarak artan döviz kurları ve enflasyon, çalışan kesimin gelirlerini kuşa çevirmiş haldeydi.
Doktorlar çok fazla dile getiriliyordu ama hemen her sektörden kalifiye kesim, yurt dışında çalışma fırsatlarını değerlendiriyordu. Yani kalifiye insan kaynağımız güvenlik meselemiz haline gelmeye başlamıştı.
Aradan geçen bir yıllık sürece bakıldığında aslında çok da değişen bir şey yok. Geçen gün YATED Başkanı Murat Bekiroğlu ve yönetim kurulu ile bir araya geldiğimizde Türkiye’de yat ve gemi sanayinin çok iyi noktalarda olduğunu ancak başta gemi mühendisi olmak üzere teknik ekibi dünyadan farklı ülkelerden gelen talep nedeniyle kaybetme eğiliminde olduklarını söyledi. Bu tarz söylemleri çok farklı sektörlerin temsilcilerinden duymaya devam ediyoruz.
Geçen hafta asgari ücret açıklandı, yaklaşık yüzde 34 artışla 11 bin 400 TL seviyelerine geldi. Yaşanan bu enflasyon karşısında bu rakam da yeterli olacak mı, bilmiyorum. Yine asgari ücrete yapılan artış, daha yüksek ücretle çalışan kesime ne oranda yansıtılacak? Yani maaşlar gitgide asgari ücrete mi yaklaşacak? İş veren açısından da cevabı aranması gereken zor bir soru.
Geçen hafta Sibel Atik arkadaşım ile TİM Başkanı Mustafa Gültepe’yi ziyaret ettim. İhracatın çatı örgütünün lideri Gültepe’nin söylemi açıkçası çok da yerinde. Gültepe, “Ücreti ne kadar artırdığımızdan çok enflasyona odaklanalım, çalışanın da refah seviyesine yüksek tutabilelim. Her çalışan işletmeler için bir değerdir” vurgusu yaptı.
Yeni ekonomi yönetimine başta Mehmet Şimşek olmak üzere zor bir görev düşüyor. Enflasyonla mücadele ve para politikasındaki dengesizlikler olmak üzere pek çok sorunla uğraşıyorlar. Yeni yönetimin ilk PPK toplantısı da gerçekleşti ve yüzde 8,5 olan politika faizi yüzde 15 seviyesine çıkarıldı. Sıkılaştırmanın devam edeceği mesajı verildi. Bu artırımı olumlu karşılayanlar olduğu kadar olumsuz karşılayanlar da var.
Ancak ben Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimine karşı sabırlı olunması gerektiğini düşünenlerdenim. Biraz sancılı olacak ancak daha öngörülebilir ekonomi politikalarıyla piyasalarımız ve ekonomi dengeye kavuşacaktır. Bu ekonomi yönetimi de bunu yapabilecek donanımda. Ekonomideki dengelenme de çalışan kesimin refahı açısından büyük önem taşıyor.
Bu süreçte şirketlerde en büyük sorumluluk da insan kaynakları liderlerine düşüyor. Çünkü böyle bir ortamda çalışan mutluluğunu, çalışan aidiyetini sağlamak başta olmak üzere, yetenek havuzunun gelişimi, dijitalleşme gibi pek çok konuda ortaya ciddi performans koyması gerekiyor.
Ayşegül Sakarya Pehlivan arkadaşımız bu sayıda Ekonomist’in gelenekselleşen araştırmalarından biri olan “En Güçlü 50 İK Lideri” araştırmasını hazırladı. Haberin detaylarında İK liderlerinin ajandalarını, sorunlara karşı çözüm yöntemlerini bulacaksınız.
İyi okumalar diliyorum.
Sağlıkla kalın…