TALİP YILMAZ
tyilmaz@ekonomist.com.tr
Özel sağlık sigortasının yanında tamamlayıcı sağlık sigortaları, özel hastalıklara yönelik sigortalar gibi ürünler sektörün gelişimine önemli katkılar sunuyor. Toplam prim üretiminde sağlık branşının payı yüzde 11,9'dan yüzde 14,2 seviyelerine yükselmiş durumda.
Türkiye’de 1991 yılında ayrı bir branş olarak tanımlanan özel sağlık sigortacılığı, özellikle 2000’lerin başından itibaren özel hastanelerin yaygınlaşmasıyla canlanmaya başladı.
Son yıllarda ise yıldızı giderek yükseldi. Sağlık sektöründe rekabetin giderek artması sağlık alanına yapılan yatırımların artışını tetikledi ve bu da dolaylı olarak artan hizmet kalitesini beraberinde getirdi. 2010’lu yıllarda sağlık sigortalarına olan ilgi hızlı bir şekilde artmaya başladı.
Şirketlerin çalışanları için yan haklar kapsamında yaptığı toplu anlaşmaların yanında bireysel sözleşmeler de sektöre önemli bir ivme kazandırdı. Özel sağlık sigortasının yanında tamamlayıcı sağlık sigortaları, riskli hastalıklara yönelik poliçeler gibi ürünlerle, sektör gelişimini devam ettirdi.
HIZLA BÜYÜYOR
Toplumda sağlık hizmetlerine ihtiyaçtaki artış, yaşam süresinin uzaması, sağlık bilincinin artması ve sos-yo-kültürel gelişimle birlikte sağlık hizmetlerinin kaliteli, hızlı ve sürdürülebilir olması talebi, sağlık branşının sigorta sektöründe yükselmesinin önünü açan önemli etkenler oldu.
Bu alanda özellikle tamamlayıcı sağlık sigortalarının gelişimi, önümüzdeki yıllarda özel sağlık sigortalarına olan talebin artacağını, tabana yayılacağını ve bu alanda daha fazla büyüme yaşanacağını gösteriyor.
Sağlık, gelişmelerin ve büyümenin hızla devam ettiği bir alan. Bunu rakamlarla da görebiliyoruz. Türkiye Sigorta Birliği’nin 2016 yılı verilerine göre, sağlıkta prim üretimi önceki yıla oranla yüzde 22,9 oranında arttı.
Yine aynı verilere göre, geçen yıl sağlık branşında yaşanan toplam prim üretimi 4 milyar TL’yi aştı. Sağlık branşının sektörün prim üretiminden aldığı pay da artıyor. 2013’te yüzde 11,9 olan pay, 2017 beş aylık verilere göre yüzde 14,2 seviyesine yükselmiş durumda.
TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI
Sağlık sektöründe önemli bir aşama, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, tamamlayıcı sağlık sigortaları oldu. Türkiye’de özellikle 2000’li yılların başından itibaren yoğun şekilde tartışılmaya başlayan tamamlayıcı sağlık sigortası, ilk kez 5510 sayılı Kanun’un 98’inci maddesinde konu edildi.
2011 yılının ekim ayında yayımlanan Orta Vadeli Program’da (2012-2014) ise ‘tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sigortası modellerinin geliştirileceği’ konusuna yer verildi. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) özel sağlık sigortasında gerçekleştirdiği düzenlemeyle de tamamlayıcı sağlık sigortası doğdu.
SEKTÖRÜ BÜYÜTÜYOR
2013’te yürürlüğe giren tamamlayıcı sağlık sigortalarının sigorta sektöründe sağlık branşının yükselişine önemli bir katkı sağladığı sektör temsilcilerince de ifade ediliyor.
Rakamlarla ifade etmek gerekirse, 2016 yılının beş aylık verilerine göre tamamlayıcı sağlıkta 56 milyon TL prim üretimi yapılmışken, bu yılın aynı döneminde yüzde 202 artışla 169 milyon TL rakamına ulaşılmış durumda. Geçen yıl mayıs verilerine göre tamamlayıcı sağlık 17,3 milyar TL’lik toplam prim üretimi içinde yüzde
0,4 pay alırken, 2017 mayıs sonu itibarıyla 19,7 milyar TL’lik toplam prim üretimi içinden aldığı pay yüzde 1 seviyesini zorluyor. Sadece hastalık-sağlık branşında bakıldığında tamamlayıcı sağlığın aldığı pay yine aynı dönemler itibarıyla yüzde 2,1’den yüzde 7 seviyesine yükseldi.
Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık harcamalarının bir kısmını karşılıyor. Ancak her geçen gün yeni bir sağlık problemi ile tanıştığımız ve özel hastanelerin hastalardan aldıkları fark ücretlerinin günden güne arttığı düşünüldüğünde, birey ve ailelerinin tüm tedavi giderlerine tek başına yetebilmesi güç.
Bu duruma çözüm olabilecek sigorta çeşidi ise tamamlayıcı sağlık sigortası olarak öne çıkmaya başladı. Tamamlayıcı sağlık sigortasının kapsamına göre, kişiler özel sağlık kurumlarında nitelikli ve yüksek standartlarda sağlık hizmeti almaya hak kazanabiliyor.
ÖZELE ULAŞIM KOLAYLAŞTI
Klasik özel sağlık sigortasına göre primlerin daha ekonomik olduğu tamamlayıcı sağlık sigortası giderek yaygınlaşıyor. Pazarda çok sayıda ve çeşitte ürün alternatiflerinin mevcut olması, tüketicilerin daha ucuz ve geniş teminatlı ürünlere ulaşmasını sağlıyor. Bu ürünlerin geniş kitlelere ulaşma potansiyeli, pazarın geleceği açısından da umut vaat ediyor.
Genel Müdür Yardımcısı Sanem Çıngay, “Özel sağlık kuramlarına erişimi daha kolay hale getiren tamamlayıcı sağlık sigortaları, önümüzdeki dönemde daha çok seçenek sunarak sigortalının kendisi ve ailesi için en uygun sağlık planını oluşturmada etkin rol oynayacak” diyor. Çıngay, bu ürünün pek çok sigortalının ihtiyaçları yönünde daha fazla fayda sağlayacağını söylüyor.
Sanem Çıngay, bu alanda büyümede kurumsal firmaların da etkisinin büyük olduğunu vurguluyor. Çıngay, kurumsal firmaların makul primlerle çalışanlarının kaliteli sağlık hizmeti almalarını sağlama isteğinin, tamamlayıcı sağlık sigortasının gelişimine katkı sağladığını anlatıyor.
Sanem Çıngay, kamu, sigorta şirketleri ve özel hastanelerin ortak bir noktada buluşarak geliştirdiği bu sigortanın, önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve sağlık branşında giderek daha da büyüyeceği kanaatinde olduğunu ifade ediyor.
NASIL KULLANILIR?
1- Tamamlayıcı sağlık sigortasını kullanabilmenin koşulları:
2- Sigortalının SGK ile anlaşmalı olan özel hastanelere gitmesi,
3- SGK anlaşmalı özel hastane ile sigorta şirketinin de Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Anlaşması'nın olması,
4- SGK ile anlaşmalı özel hastanede, sigortalının işlemlerini gerçekleştiren doktorun da SGK ile anlaşmalı olması,
5- Tedavisi talep edilen rahatsızlığın poliçe öncesine dayanmaması (Bu, sigorta şirketlerine göre farklılık gösterebiliyor. Bazı sigorta şirketleri, poliçe öncesine dayanan rahatsızlıklarla ilgili sağlık masraflarını da karşılayabiliyor),
5- Sigorta şirketinin tamamlayıcı sağlık poliçesinin özel ve genel şartlarına uygun olması.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 5 ÖNEMLİ NOKTA
Tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesi satın alırken nelere dikkat etmeli?
1- Anlaşmalı hastane listesinin yaygın hastane grubu veya gruplarını içermesi,
2- 'Ömür Boyu Yenileme Garanti Hakkı' kazandırıyor olması,
3- Prim ve teminat şartlarının rekabetçi olması,
4- Geçmişten gelen rahatsızlıklara da teminat veriyor olması,
5- Poliçeyi düzenleyecek acente/kurumun sigortalıya bu poliçe kapsamında verilecek teminat ve hizmetler net olarak aktarmasının ardından poliçe düzenlemesi ve poliçe süresince gerekli zamanlarda teknik destek ve yönlendirme yapabiliyor olması.