Anadolu’nun en büyük gruplarından biri olan ve adı tekstil sektörüyle özdeşleşen Kipaş Holding, yeni bir alana daha yatırımı gündemine aldı. Türkiye’de üretimi sınırlı olan selüloz alanında yatırım planlayan grup, bu yatırımın devreye girmesiyle büyüklüğünü de ikiye katlayacak.
13-26 Ekim tarihli sayıdan
Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Tekstil ve Ham maddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz ile hem sektörü hem de grubun yeni dönem yatırım gündemini konuştuk. Geçen yıl depremin etkisiyle zor bir yılı geride bırakan holdingin bu yılı 1,5 milyar dolar ciroyla kapatmayı planladığını aktaran Ahmet Öksüz, şirketin 2024’te 600 milyon Euro’luk yatırımı da devreye aldığını söylüyor. Ahmet Öksüz ile depremin ardından grubun toparlanma yolculuğunu ve yeni dönem hedeflerini konuştuk.
“Dolar kuru 40 TL’nin üzerinde olmalı”
“İhracatçı açısında maliyetler ve rekabet koşulları düşünüldüğünde dolar kuru seviyesinin en az 40 TL ve üzerinde olması gerekiyor. Yıl başında tekrar maliyetler artacak. Asgari ücret zammı olacak. Eğer kur artmaz, zamlar gelirse bunun altından kalkmak mümkün değil. Hele emek yoğun sektörlerde hiç mümkün değil. Yıl başından sonra daha realist kurlarla ilerlemek rekabet gücüne kavuşmak için önemli. Yani şu an aslında dolar yıl sonuna kadar en az 50’lerde olmalı. Öbür türlü yatırımcı bu sefer arayışa giriyor. ‘Fabrikayı Mısır’a mı, Özbekistan’a mı taşısam?’ diyor. Biz hiçbir zaman bu yaklaşımları tasvip etmiyoruz. Birlik başkanı olarak ‘Buradan tesisleri başka yere götürmeyin, buradaki kapasiteyi muhafaza edin. Ekstra bir şeyler yaparak rekabetçiliğiniz koruyun’ diyoruz. Fakat insanlar da daha global düşünmeye mecbur. Bizim artık geleneksel üretim yapımızı da değiştirmemiz gerekiyor. Türkiye artık hiçbir zaman ucuz bir ülke olmayacak. Kendi markalarımızı yaratmalıyız. Ya da satın almalıyız. Bu zorlu süreçte hem tekstil hem konfeksiyon olarak markalaşmayı daha da önemsememiz gerekiyor.”
Depremin ardından grubun toparlanma sürecinden ve 2024 büyüme hedefinden söz eder misiniz?
2023 depremin yaşanmasından dolayı bizim için zor bir yıl oldu. Biliyorsunuz Kahramanmaraş merkezli olduğumuz için depremden bayağı olumsuz etkilendik. Üç aya varan bir üretim kaybı yaşandı. Dolayısıyla 2023’te maalesef tam olması gerektiği gibi kapasitede çalışamadık, yüzde 15 gibi bir kayıp oldu. Yaklaşık 1 milyar 250 milyon dolar bir ciromuz oluştu. Kahramanmaraş’ın yanı sıra Aydın, Bilecik ve İstanbul’da da yatırımlarımız var. 2024 yılında cirolarda bir artış olmakla birlikte hedeflerimizin biraz altında kapatabiliriz. Tekstilde ve kağıtta durgunluk var. Çimento sektörü ise depreminde etkisiyle hızlı ilerliyor. Öngörülerimize göre bu yılı 1,5 milyar dolar civarında bir ciroyla kapatacağız.
İhracatta tatsız bir süreç yaşanıyor. Sizin yurt dışı gelirleriniz ne düzeyde?
İhracata bakıldığında tabii dünya pazarlarında bir daralma oldu. Özellikle yüksek faiz politikasından dolayı bu yaşandı. Tekstilde yüzde 10’un üzerinde bir küçülme var. Aslında Türkiye olarak biz pastadaki payımızı koruduk. Ülke olarak küresel tekstil pazarında payımız yüzde 3,4. Küçülmeye rağmen bu payımızı koruyoruz. Bizler bu süreçte yeni pazarlara ağırlık vermeye başladık. Biz hem birlik olarak buralara yaptığımız ziyaretler, hem de fuarlar kanalıyla birçok ülkeden alım heyeti getirdik. Kayıpları bu şekilde telafi etmemiz gerektiğine inanıyoruz, yeni pazarlara açılarak.
AB ülkeleri ana pazarlar olurken siz hangi yeni pazarlara açıldınız?
Amerika kıtası önemli bir potansiyele sahip. ABD’ye ihracatımız ciddi arttı. Dominik Cumhuriyeti, Kolombiya, Meksika gibi noktalara önemli heyet ziyaretlerimiz oldu. Bunların hepsinin sonuçlarını alıyoruz. Mesela bu yıl Amerika kıtasına tekstil ihracatımız yüzde 7,5 artmış. Yılın sekiz ayında 513 milyon dolarlık tekstil ürünü satmışız. AB, İngiltere ve Rusya küçülürken, Amerika’ya dokuma kumaşı, iplik, tekstil ve ham maddeleri ihracatımız artmış durumda. İtalya’dan sonra Amerika ikinci büyük pazarımız oldu, ardından 500 milyon dolar ihracatla Almanya geliyor.
Bu süreçte Kipaş grubunun yatırım gündeminde neler yer alıyor?
Şu anda bizim grup olarak yaklaşık 600 milyon Euro’luk yatırımlarımız devam ediyor. 2024’te devam eden yatırımlarımız içinde geri dönüşümden elde edilen elyaf yatırımımız, GES, çimento, kağıtta devreye alacağımız üçüncü hat yatırımlarımız var. Bir de bunların haricinde önümüzdeki yıl planladığımız bir selüloz yatırım projemiz var. Aslında şu anda bir yatırım ortamı yok. Ama bizim bu yatırımlarımız uzun vadeli alınan kararlar sonucu hayata geçiyoruz. Elbette yüksek faiz maalesef yatırımın önünde en büyük engel. Bir de piyasalarda iştah olmayınca, yatırım daha da zor alınan kararlar olarak duruyor.
Selüloz konusunda nasıl bir yatırım planınız var?
Selüloz, Türkiye’nin ihtiyacı olan bir ürün. Türkiye’de yok denecek kadar az üretiliyor. Çaycuma’da küçük bir tesis var, başka da üretim yok. Biz bu alana yatırım yaparak önemli bir ithalatı kesmiş olacağız. Kağıt sektöründe ham madde ihtiyacı ithalat veya atık ürünlerin geri dönüşmesiyle sağlanacak. Ceyhan’da temizlik kağıtları, tuvalet kağıdı, peçeteler gibi çok farklı alanlara hitap edecek bu yatırım 1,5 milyar doların üzerinde bir bütçeyle gerçekleşecek. Bu süreçte şirketimizin kredibilitesi çok yüksek olduğu için bu yatırımları uzun vadeli kredilerle devreye alacağız.
Selüloz yatırımının devreye girmesinin grubun büyüme yolculuğuna katkısı ne olur?
Tabii sadece selüloz değil, sözünü ettiğim bütün yatırımlarımızın devreye girmesiyle ciromuz ikiye katlanır. Çok değil üç yıl içinde bu mümkün görünüyor. 3 milyar dolar gibi bir ciroya geliriz. Grubumuzun asıl işi tekstil iken, kağıt yatırımımızla buradaki gelirlerimizde de tekstile yaklaştı. Enerjide de devam eden yatırımlarımız var. Aydın’da bildiğiniz gibi 200 megawattın üzerinde kurulu gücümüz var. Önümüzdeki yıl jeotermale devam edeceğiz. Orada bir 100 milyon dolarlık bir yatırım çalışmamız var. Bu yatırımda çevre ile ilgili yaklaşımlar bizi çok zorluyor. Halbuki çok çevreci bir enerji yatırımı bu, çevreye zarar veren bir yaklaşımda değiliz ama öyle bir algı yaratılıyor ki yatırımcı mahkemeler kanalıyla yoruluyor. Heves kalmıyor.
“Kahramanmaraş’ta AVM açacağız”
“Kahramanmaraş’ta özellikle depremden sonra maalesef cadde mağazalarının yüzde 70-80’i gitti. Halkın alışveriş imkanı çok azaldı. Kahramanmaraş’ta ana hatlardan biri olan Trabzon Caddesi’nde şu anda hiç dükkan yok. Şehirde sadece bir tane AVM var. Orası da ihtiyaca tam cevap vermiyor. Bu ihtiyaçtan hareketle şehrin batı tarafında belediyeden bir arsayı alarak, yatırıma gidiyoruz. 50 bin metrekarelik bu alanda otel, AVM yapılmasını planlıyoruz. İki yıl içinde bu yatırım devreye girecektir. Önümüzdeki hafta mimarlarla bir görüşmemiz olacak. Tam barajın kenarında, açık bir AVM ve restoranlarıyla, çocuk oyun alanlarıyla şehre bir sosyal ortam kazandıracak yatırım olacak. Adına karar vermedik henüz çok yeni ama tahminen 150 milyon dolarlık bir yatırım olacaktır. Bu ihtiyaçtan doğan, sosyal sorumluluğu da kapsayan bir iş olacak.”