AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
Çin'de ortaya çıkan ve kısa bir sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni koronavirüs hastalığı (Covid-19), perakendeden turizme pek çok sektörü etkiledi.
Özellikle şirketler arasında rekabetin belirleyici unsuru olan tedarik zinciri ve satın alma departmanları bu değişimi en çok hisseden birimler arasında yer aldı. Şirketlerin satın alma fonksiyonları pandemi döneminde daha çok önem kazandı.
Dijitalleşme çalışmaları hızlandı. Yerel tedarikçilere yönelme, tedarikçi sayısını artırma ve nakit akışı problemleri şirketlerin gündemine oturdu. Her yıl yaptığımız "Türkiye'nin En Güçlü 50 Satın Alma Yöneticisi" listesini hazırlarken satın alma liderlerine pandeminin getirdiği değişimi ve yeni dönem stratejilerini sorduk.
ZİRVEDE YİNE BİM VAR
Bu yıl listenin birincisi yine BİM oldu. BİM'in satın alma genel müdürü Aynur Çolpan, 2019 yılında kabaca 32 milyar TL'lik bütçeyi yönetti. Listenin ikinci sırasında A101'in satın alma ve pazarlamadan sorumlu operasyon komitesi üyesi Cem Maltaş yer aldı.
Listenin üçüncü sırasındaki isim ise 19,8 milyar TL'lik satın alma cirosunu yöneten Oyak Maden Metalürji Grubu Satın Alma Grup Başkanı Yardımcısı İsmail Kürşad Korkmaz oldu.
Bu dev bütçeleri yöneten satın alma liderlerinin işi hiç kolay değil. Maliyet yönetimine odaklanan yöneticilerin gündemine pandemiyle birlikte yeni konular da girdi. Dünyanın dört büyük denetim/danışmanlık şirketlerinden biri olan Deloitte tarafından pandemi sürecinde tedarik zincirlerinde yaşanan sorunları ve şirketlerin yönelimlerini anlamak amacıyla 314 üst düzey yöneticiyle yapılan araştırmaya göre, tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntıların başında talep tahmin zorlukları geliyor.
Talebin nereden ve nasıl geleceği yönündeki tahmin sıkıntıları, şirketlerin satın alma operasyonlarını da olumsuz yönde etkiliyor. İthalat kısıtlamaları nedeniyle özellikle alternatifsiz tedarikçilerle çalışan firmalar büyük tedarik kesintilerine maruz kaldı.
ÇEŞİTLEMEYE GİDİLECEK
Bazı malzemeler için tek tedarikçiye bağımlılık, sözleşme eksiklikleri veya sözleşme kapsamlarında hizmet seviyesi gibi koşulların eksikliğinin şirket satın alma operasyonlarının oyun alanını kısıtlayan faktörler haline geldiği ortaya çıkıyor. Katılımcıların yüzde 41'i önümüzdeki dönemde tedarikçilerini çeşitlendirmeye yönelik çalışmalar yapacağından bahsediyor.
'Tedarik Zincirinde Kazananlar ve Kaybedenler' araştırmasına göre, sınırların kapanmasıyla özellikle ithal malzemelerin yurtiçinden karşılanmaya çalışılması satın alma operasyonları için en öncelikli konulardan biri haline geldi.
Deloitte Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Gökay Özdemir, "Bu kriz aslında tüm şirketlere, özellikle satın alma fonksiyonlarında, güçlü bir sourcing modellerinin ve kaynak sürekliliği planlarının olmadığını veya zayıf olduğunu gösterdi" diyor.
NAKİT YÖNETİMİ
Nakit yönetimi problemleri ise özellikle 1 milyar TL altı ciroya sahip firmalar için büyük sorun teşkil ediyor. Bu bölgedeki katılımcıların yüzde 53'ü pandeminin altı ay daha devam etmesi halinde nakit pozisyonlarını alınan bütün tedbirlere rağmen koruyamayacaklarını bildiriyor. İnşaat, enerji ve turizm sektörlerinin nakit akışı problemleri konusunda başı çektiği gözlemleniyor.
Bugüne kadar doğru şekilde çalıştığı düşünülen ve üzerine oldukça fazla yatırım yapılan talep tahmin modelleri üzerinde de kuşkular doğdu.
Talep tahmin modellemesinde analitik yetkinliğin artmasıyla birlikte içine kapanan planlama fonksiyonları bu dönemde hem diğer departmanlarla hem de müşterilerle çok farklı iletişim ve karar mekanizmaları kurma ihtiyacı duydular. Gökay Özdemir, "Bu sayede 'dijital kolaborasyon' modellerine yatırım yapma döneminin başladığını söyleyebiliriz" diyor.
YERELLEŞME ÖNE ÇIKIYOR
Pandemiyle birlikte yerelleşme ve kaynağa yakınlaşma her zamankinden daha fazla önem kazandı. Globalden yerel ekonomiye dönüş hızlandı. 17 milyar TL'lik satın alma cirosunu yöneten Migros Ticaret AŞ'nin Pazarlama ve Yurtdışı Operasyonlar İcra Kurulu Üyesi Cem Lütfi Rodoslu, "Bu süreçte Avrupa'ya yani tüketim alanına en yakın ve en üretici ülke olmamız bize avantaj sağlayacak.
Pandemi süreci boyunca ve 'yeni normal' sürecinde sık sık müşterilerimizin alışveriş davranışlarındaki değişimlere bakıp, antropologlara, sosyologlara ve psikologlara danışarak içinde bulunduğumuz süreci doğru yönetmeye çalıştık" diyor.
Pandemi tüketim alışkanlıklarını da değiştirdi. Örneğin pandeminin ilk haftasında temel gıdalar, temizlik ve hijyen ürünlerinde talep artışı yaşanırken, ikinci haftasında hijyen ve kişisel bakım ürünlerine, üçüncü haftasında ise sağlık ve keyif ürünlerine yönelim gözlendi.
Bu değişimin bir kısmının kalıcı olacağına dikkat çeken Metro Türkiye Satın Alma Direktörü Deniz Alkaç, kişisel hijyen ve bakım ürünlerine olan talebin devam edeceğini öngördüklerini söylüyor. Diğer taraftan tüketicinin sağlıklı olma isteği doğrultusunda güvenilir ve sağlıklı gıdaya olan erişim talebinin de her geçen gün arttığını ifade ediyor.
Alkaç, "Bunu en çok sağlıklı atıştırmalık ürünlerine olan talepte gözlemliyoruz. İkincisi, evde vakit harcamaya uygun olan yapboz, spor aletleri, ekşi maya gibi gıda ve gıda dışı ürünlere olan talepte artış görüyoruz" diyor. Alkaç'a göre, üçüncü olarak da, pandeminin bir ekonomik etkisi olması nedeniyle, ekonomik ürünlere olan ilgi devam edecek.
GLOBAL TEDARİKTE SORUN
Pandemi sürecinde en fazla etkilenen alanlardan biri de global ölçekteki tedarik zinciri oldu. Yurtdışıyla çalışan şirketler bu süreçte tedarik risklerini minimize etmek amacıyla uçtan uca, sürecin her adımını kapsayacak şekilde alternatif birçok senaryo üzerine çalıştı.
Farklı coğrafyalarda bulunan global tedarikçilerin üretim durumlarını günlük olarak takip eden şirketler, lojistik tarafında oluşabilecek sorunları önlemek adına sevkiyat planlarını değişimlere hızlı cevap verecek şekilde dönüştürdü.
Bu süreç riski azaltmak isteyen şirketler için yerelleşmeyi de zorunlu kıldı. Brisa da bunlardan biri. Brisa Tedarik Zinciri Yönetimi Direktörü Murat Hepdurluk, "Yurtdışı tedarikçi kaynaklarımızı yerlileştiriyor veya yakın kaynağa taşıyoruz.
Örneğin, 2017 yılında yüzde 10 olan lokal tedarikçi kaynağımızı 2021 yılında yüzde 17'ye çıkarmak için çalışıyoruz" diyor. Hepdurluk, 2050 yılına kadar temin ettikleri tüm hammaddelerin sürdürülebilir ürünlerden oluşması için çalışmalara hız verdiklerini söylüyor.
YERELLEŞMENİN FAYDALARI
Koçtaş da bu süreçte yerelleştirme çalışmalarına hız verdi. Tüm kategorilerde yüksek bir yerli ürün alımı oranıyla çalıştıklarını söyleyen Koçtaş Ticari Grup'tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Kesimer, "Pandemi döneminde de yerli üretimi olmayan ithal ürünler için Türkiye'de üretim yapılabilmesi amacıyla iş ortaklarımızla görüşmelerimiz devam ediyor" diye konuşuyor.
Kastamonu Entegre de bu süreçte yerelleşmeye yönelik adımlarının faydasını gördü. 2017 yılının son çeyreğinde başlatılan yerlileştirme projesi sonucunda, daha önce ithal edilen çeşitli malzemeler yerli kaynaklardan tedarik edilerek 2018 yılında yaklaşık 8,5 milyon TL tutarında tasarruf edildi.
2019 yılında ise bu rakam 20 milyon TL'ye ulaştı. Kastamonu Entegre Satın Alma Direktörü Birol Bilgin, "2017 yılının sonunda başlattığımız yerlileştirme projemizin bu süreçte çok faydasını gördük" diyor.
TEDARİKÇİYE DESTEK
Pandemi döneminde büyük şirketler tedarikçilerine destek verdi. Vodafone, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ödeme vadelerinin kısaltılmasından uzun süreli çalışılan iş ortaklarının çalışanlarının evde sağlıklı çalışabilmesi için gerekli ekipmanın teminine kadar pek çok konuda destek oldu.
Vodafone Türkiye Tedarik Zinciri Direktörü Cem Sonat Yüksel, insanların evde kalmasıyla ve daha çok internet kullanmasıyla artan şebeke trafiğini yönetebilmek için bu dönemde saha ekipleriyle birlikte ekstra çaba gösterdiklerini ifade ediyor.
Yüksel, "Lojistik iş ortağımızla birlikte pandemiye özel iş sürekliliği planını çok kısa sürede hazırlayıp yürürlüğe aldık. İş sürekliliği aksiyon planlarımızın takibini günlük ve haftalık olarak yaparak, iş ortaklarımızla yakın temasta kalmaya devam ediyoruz" diyor.
Şirketler için bu süreçte dijitalleşmenin önemi daha da arttı. 2019 yılı MediaMarkt ve elektronik perakende sektörü için zor başlayan fakat hızlı biten bir yıl olmuştu. Satın alma ve tedarik zinciri yönetiminde uzun zamandır uygulanan değişim projesi tüm hızıyla devam etmişti.
Satın alma operasyonlarında robotik otomasyonu kullanmaya başlayan şirket, tedarik planlamasında hibrid modele geçmişti. Bu da pandemi döneminde işine yaradı.
MediaMarkt Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Kocabaş, "2020 yılı için şirketin en çok önem verdiği konulardan biri Covid-19 sırasında mağazalar kapalı iken ürün tedarikçilerimize işlerini devam ettirmelerini sağlayacak desteği vermek oldu" diyor.
DİJİTALLEŞMENİN MEYVELERİ
2018 yılından itibaren tüm satın alma süreçlerini dijitalleştiren ve bulut sistemlere taşıyan Borusan Grubu, tedarikçi kayıttan tedarikçi değerlendirmeye kadar satın alma süreçlerinin tamamını dijital ortamda gerçekleştiriyor. Borusan Satın Alma Direktörü Funda Öztürk, "İhalelerimiz ve sipariş süreçlerimiz sahadaymış gibi hiçbir aksaklık olmadan devam etti" diyor.
Netaş da dijitalleşmeye yönelik adımlarının meyvesini topladı. Bu süreçte şirketin iş akışlarının tamamına yakını dijital araçlara göre planlandı. Netaş Satın Alma ve Tedarik Zinciri Direktörü Börgehan Köksal, "Bu sayede farklı operasyon merkezlerinde olan paydaşlar, aynı anda operasyon yapma ve anında güvenli veriyi paylaşma imkanı elde etmiş olacak" diyor.
"LİDERLERDEN BEKLENTİLER DEĞİŞTİ"
"Hem süreçler hem de liderlerden beklentiler değişti. İK, ilk defa bu kadar vitrine çıktı, şirket kararlarının ve stratejilerinin merkezine geldi. Belirsizliklerin nasıl yönetileceği ve planlanacağı İK alanının şimdi yeniden ele alınan bir gündem konusu.
Çok daha çevik ve esnek liderlerin önemi ortaya çıktı. İletişimi güçlü, iş sonucunu gören, sosyal iletişimi güçlü tutan liderler kazandı. Küçük takımlarla, hızlı kararlar almanın önemi arttı. Teknolojiye ve yeteneğe yatırım yapan, işgücünü geliştiren şirketler geleceği kazanacak gibi görünüyor."
PANDEMİNİN GETİRDİĞİ 5 BÜYÜK RİSK
- Tedarik zincirindeki gecikmeler önemli bir sorun. Korona sonrası, halen lojistik ve tedarik zinciri zorluklarıyla uğraşan birçok tedarikçinin yanı sıra, uzun süreli yeni tedarik gecikmeleri yaşanabilir. Riskleri yönetmek için şirketlerin tedarik zinciri birimiyle koordineli hareket etmesi gerekli.
- İkinci olarak tedarik öncelikleri mücadelesi öne çıkıyor. Sektöre bağlı olarak, ürünlere, malzemelere ve hizmetlere zamanında ulaşmak da bir başka büyük zorluk olacak. Bu sürecin tedarik risk planının yönetilmesi gerekli.
- Şirketleri bekleyen diğer risk düşük kalite. Yeniden üretime geçen tedarikçiler, makine ayarları, ölçüm cihazlarının kalibre edilmesi gibi konularda sorun yaşayabilir. Özel müşteri istekleri, zaman baskısı ve kalite algısı değişimi nedeniyle bunlar göz ardı edilebilir.
- Yükselen birim malzeme ve hizmet maliyetleri şirketleri zorlayabilir. Bu dönemde satın alma bütçelerinin gözden geçirilmesi, en geç aylık hale getirilmesi, beklenmeyen artışlar için alternatif tedarik çalışmalarına başlanması gerekebilir.
- Son olarak iletişim kaybı ve yetersiz destek şirketlere sorun yaratabilir. Üretim tedarikçileri için iletişimin daha kolay ve daha sık olacak şekilde ayarlanması, hizmet tedarikçileri için beklentilerin tekrar hatırlatılması faydalı olabilir.
GÜRKAN HÜRYILMAZ / SATIN ALMA VE TEDARİK YÖNETİMİ MESLEK ODASI DERNEĞİ (TÜSMOD) YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"FİNANSAL VE ANALİTİK YETENEKLER GELİŞTİRİLMELİ
"Covid-19 sürecinde meslektaşlarımız, bir yandan geri dönüş risklerini yönetmeye, diğer yandan da şirketlerinin maliyetlerini düşürmeye çalışıyorlar.
KPMG tarafından yapılan bir çalışmaya göre, Covid-19 pandemisinin satın alma liderlerine sunduğu beş stratejik fırsat şu şekilde oluşuyor:
1) Tedarikçilerimize sunacağımız kazan-kazan çözümlerle orta vadede daha çok kazanabiliriz.
2) Satın alma tasarruflarımız pandemi döneminde firmalarımız için daha çok değerli.
3) Yerli üreticiler geliştirerek Türkiye'yi güvenilir liman tedarikçisi ülke yapabiliriz.
4) Operasyonel maliyetlerimizi asgari seviyede tutarak verimliliğimizi arttırabiliriz.
5) Finansal ve analitik yeteneklerimizi geliştirerek bu dönemi daha etkin yönetebiliriz."
İLKER ÇORGUNDAĞ / FEDERAL MOGUL POWERTRAIN OTOMOTİV SATIN ALMA DİREKTÖRÜ
"YENİ NORMALE UYUM GÜNDEMDE"
"2020 yılında satın alma gündemi hiç olmadığı kadar hareketliydi. Yılın başında Çin'deki tedarik zincirinde girdi güvenliği ve yedekleme planları konuşulurken, mart ayı ve sonrasında başta İtalya ve Fransa olmak üzere tedarik zincirinin tüm halkalarında kesintiler olmaya başladı.
Şimdi ise yeni normale uyum sağlama ve yeniden üretim çarklarının dönmeye başlaması gündemde olacak. Talebin yeniden açılmasının ve pandemide ikinci dalga öngörülerinin önümüzdeki ayların gündemini işgal edeceğini düşünüyorum."
"MALİYET TASARRUFU SAĞLADIK"
"Zer'in müşterileri ve çözüm ortaklarından oluşan büyük bir ekosistemi var. Pandemi sürecinde müşterilerimizin tedarik zincirinin eksiksiz ve kesintisiz devamlılığını sağlamak için çok yoğun bir şekilde çalıştık. İşin sürekliliği ve kesintisizliği en önemli kriter iken, maliyet tasarrufunu da sağlayabilmiş olmamız müşterilerimiz için çok önemli bir avantaja dönüştü.
Örneğin salgın sürecinde online ihalelerimize devam ederek müşterilerimizi güvenli tedarikçilerle buluşturduk. Promena, bu anlamda bizim en önemli platformumuz oldu. Teklif toplama, e-satın alma, tedarikçi yönetimi ve harcama analizi modüllerimizle müşterilerimizin mevcut süreçlerini aksama yaşanmadan yönettik."
ALİ RIZA KILIÇ / ASELSAN SANAYİLEŞME VE TEDARİK DİREKTÖRÜ
"DİJİTALLEŞMEYE İVME KATTI"
"Yürüttüğümüz projeler sözleşme bazlı ve uzun soluklu projeler olduğu için, pandemi sürecinin satın alma bütçemizdeki etkisinin diğer sektörlere göre daha az hissedildiğini söyleyebilirim. Bununla beraber yurtdışı tedarikçilerimizin yoğun bulunduğu Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu'da fabrikaların kapatılmasının, tedarikçilerin ürün temin edememesi, sınırlı miktarda ürün teslimi ve teslim sürelerinde uzamalar şeklinde etkileri görüldü.
Bunun yanında bu süreçteki zorluklar bazı fırsatları da beraberinde getirdi. Çalıştığımız sektörün özelliği itibarıyla güvenlik ve gizlilik konularındaki hassasiyetlerimiz nedeniyle uzaktan çalışma imkanlarımız kısıtlı olsa da, tedarikçilerimizle yaptığımız dijital toplantılarla tedarik faaliyetlerimiz devam etti. Dolayısıyla, pandeminin şirketlerin dijitalleşme çalışmalarına ivme kazandırma konusunda olumlu bir etkisinin olduğunu değerlendiriyorum."
DR. SELMA ÖNER / ŞİŞECAM TOPLULUĞU SATIN ALMA BAŞKANI
"TÜM RİSKLERİ YÖNETİYORUZ"
"Küresel salgın sürecinde gelişmeleri ulusal ve uluslararası ölçekte yakından takip ederek iş süreçlerimizi yeniden planlıyoruz. Diğer sanayi kollarından farklı olarak, izabe teknolojisine dayalı olan mevcut iş kollarımızdaki kesintisiz üretim yapılması zorunluluğundan hareketle, girdi verdiğimiz sektörlerdeki gelişmeleri de dikkate alarak, tedarik zinciri kaynaklı oluşabilecek tüm riskleri yönetiyoruz.
Bu kapsamda Çin'de başlayan salgın sonrası ilk etapta tüm tedarikçilerimizin hizmetlerinde kesintiler olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmak için gerekli aksiyonları aldık. Diğer taraftan üç yıl önce başlattığımız dijitalleşme projesinin çok faydasını gördük. Süreçlerimizin dijitalleşmiş olması sayesinde salgın sürecinde günlük işlerin aksaması önlendi."
DR. MUSTAFA IŞIK / MLP CARE SAĞLIK HİZMETLERİ TEDARİK ZİNCİRİ DRT.
"ÖDEMELER KOMİTESİ KURDUK"
"Covid-19 döneminde çalışanlarımızın ve hastanelerimizin korunması konusunda, başta dezenfektasyon çalışmaları olmak üzere her türlü tedbir alındı. Ayrıca genel yoğun bakım şartlarında kullanılan ilaç ve tıbbi malzemeler yeterince stoklanarak pandemiyle mücadele için hazır olunması sağlandı.
Bu durum hem satın alma maliyetlerinde bir miktar artışa hem de stokların artmasına neden oldu. Nakit akışının sağlıklı işleyebilmesi amacıyla tedarikçilerle ve hastane bina sahipleriyle görüşmeler yapılmaya başlandı. Mart 2020 itibariyle tedarikçi ödemelerinin ve müşteri tahsilatlarının planlanmasına ilişkin ödemeler komitesi kuruldu ve her hafta toplanarak süreci koordine etti."