DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr
Bu veriler henüz vahim bir duruma işaret etmiyor ama ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin ilk çeyrekteki düzeyinin altında olacağını açıkça gösteriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, mayıs ayında sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 7 arttı. Sanayi üretimi nisan ayında ise yıllık bazda yüzde 5,2 artmıştı.
Buna göre ikinci çeyreğin ilk iki ayı olan nisan-mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan artış yüzde 6,1 oluyor. İlk çeyrekte sanayi üretimindeki yıllık artış yüzde 9.9 olmuştu.
Finansal piyasalarda işlerin iyice karıştığı ve faizlerin yükselişe geçtiği haziran ayında muhtemelen sanayi üretimindeki yıllık artış daha düşük çıkacak. Bu da ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki yıllık artışın ilk çeyrekteki düzeyinin en azından 4-5 puan kadar altında yani yüzde 5-6 arasında çıkacağını düşündürüyor.
Yine TÜİK'in verilerine göre, mayıs ayında reel perakende satışlar geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4.9 arttı. Sanayi üretiminin aksine burada önceki aya göre önemli bir yavaşlama var.
Reel perakende satışlar nisan ayında yıllık bazda yüzde 7,7 artış göstermişti. Reel perakende satışlarda nisan-mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan artış ise yüzde 6,3 olarak çıkıyor.
Bu da ilk çeyrekteki yüzde 8,9'luk yıllık artışın belirgin bir şekilde altında kalıyor. Reel perakende satışlarda da haziran ayındaki yıllık artış daha düşük çıkacak gibi görünüyor.
Bu da ikinci çeyrekte reel perakende satışlardaki yıllık artışın da ilk çeyrekteki düzeyinin altında çıkacağı anlamına geliyor. İkinci çeyrekte reel perakende satışlardaki yıllık artış yüzde 5 dolayında çıkacağa benziyor.
BÜYÜMEYE ETKİSİ
Sanayi üretimindeki yıllık artışın yüzde 9,9 ve reel perakende satışlardaki yıllık artışın yüzde 8,9 olduğu yılın ilk çeyreğinde ekonomideki yıllık bazdaki büyüme ise yüzde 7,4 olarak gerçekleşmişti.
Sanayi üretimi ile reel perakende satışların ikinci çeyrekte yavaşlaması, bu dönemde ekonominin genelindeki büyümede de yavaşlama göreceğimize işaret ediyor. İkinci çeyrekte ekonominin genelindeki büyüme yüzde 5 dolayında çıkabilir.
Elbette daha kesin konuşmak için sanayi üretimi ve perakende satışlar gibi öncü göstergelerin haziran ayı verilerini de görmemiz gerekiyor.
Finansal piyasalardaki dalgalanma ikinci çeyreğin ortalarında sertleşmeye başladığı ve faizlere yansıması da haziran ayını bulduğu için, bu dönemdeki yıllık bazdaki ekonomik büyümeye etkisi daha sınırlı olacak. Bu dalgalanmanın ekonomiye faturası esas olarak üçüncü çeyrekte çıkacak.
Türkiye'de ekonomik büyümeye yıllık bazda bakıldığı için, büyümeye ilişkin öncü göstergelerdeki gelişmeleri de o şekilde analiz ediyoruz. Ekonomik büyümeyi mevsimsel düzeltilmiş veriler üzerinden takip edecek olursak, finansal piyasalarda ikinci çeyrekte yaşananların faturasının bu dönemde çıkmaya başladığını da görebiliriz.
Nitekim mevsimsel düzeltilmiş verilerde mayıs ayında hem sanayi üretiminde hem de reel perakende satışlarda ciddi düşüşler görülmesi bunu ifade ediyor.