Proje yeterli mi?

09 Nisan 2018
Yaklaşık yedi yıldan beri projeyi tartışıyoruz. Kimi uzmanlar yaratacağı çevre felaketini öne çıkardı, kimileri de uluslararası hukuk açısından Türkiye'ye getireceği sıkıntıları...

TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr

Kentleşme, çevre, deprem riski gibi faktörlerin tartışıldığı bir ortamda, bazı şirketler potansiyel gördükleri tahmini güzergah üzerinde arazi yatırımı yaptı.

Bazıları da "Bu kadar büyük bir projenin yaşama geçmesi mümkün değil, hayal" değerlendirmeleri yaptı ve tartışmanın dışına çekildi. Ancak, proje güzergahı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan tarafından 15 Ocak'ta ilan edildi.

Doğal olarak, geçmişte kaynaklarının bir bölümünü güzergaha yakın bölgeye yatıran bazı şirketler, şimdiden taslak projeleri üzerinde çalışmaya başladı. Yakında olanlar da oluşacak değişimin bir parçası olmak için hazırlık içinde.

Kanal İstanbul, çok büyük bir proje. Yatırım tutarı da öyle. Finansmanı bulmak kolay mı? Bence değil. Yeni Havalimanı, Üçüncü Köprü, Osmangazi Köprüsü derken, milyarlarca dolarlık projeler yaşama geçti, bazıları da geçmek üzere.

Bu soruları bir tarafa bırakarak, yatırımcı ve girişimciler için bazı soruların yanıtlarını aradık. Kanal güzergahı yeni yatırım için prim potansiyeli taşıyor mu? Yatırım yapacak olanlara, bu konuda nasıl bir içerik hazırlayalım ki, ortaya bir hayal kırıklığı çıkmasın diye konuştuk, tartıştık.

Doğal olarak projenin dillendirildiği ilk yıldan itibaren gayrimenkul fiyatlarında nasıl bir değişim yaşandığını araştırmak gerekiyordu. Burada da TSKB Gayrimenkul Değerleme şirketi devreye girdi. Genel müdür Makbule Yönel Maya ve ekibine teşekkür ediyorum.

Güzergah üzerindeki ilçe ve köylerdeki fiyat hareketlerini 2010'dan başlamak üzere bugüne kadar araştırdılar. Ortaya Levent'in hazırladığı kapak haberindeki tablolar ve bilgiler çıktı.

Gayrimenkul piyasasında sıkıntının varlığı biliniyor. Özellikle de geçmişte büyük kazançlar elde edileceği beklentisiyle kaynaklarını bu alana aktaran, ayıran kişi ve şirketlerde son yıllarda hayal kırıklığı var.

Kentsel dönüşüm başta olmak üzere farklı projelerde sıkıntılar sürekli dillendiriliyor. Sektörün gündemi yoğun ve çözülmesi gereken sorunlar var. Örneğin, İstanbul başta olmak üzere bazı kentlerde arsa payı yüksek ve fiyatlar üzerinde ciddi bir baskı yapıyor. Kentsel dönüşüm projelerinde sıkıntı var ve bu sıkıntı yasal düzenlemelerle çözülecek gibi değil.

İstanbul'un Kadıköy başta olmak üzere bazı ilçelerinde neredeyse her sokak şantiye alanına dönüştü ama satışlar aynı düzeyde değil. Her taraf 'satılık' ve 'kiralık' levhalarıyla dolu. Mortgage faiz oranları yüksek ve adeta caydırıcı bir etkiye sahip. Ekonomi yüzde 7,4 büyüdü ama kişisel gelirler bu performansa ayak uyduramıyor.

İşsizlik yüksek ve haneye giren gelirlerdeki artış sınırlı. Bu ortamda her türlü yatırım hesabını iyi yapmak gerekiyor. Biz de hazırladığımız içerikle bunu yapmaya çalıştık...

İyi haberlerin ağırlıklı olduğu bir hafta dileklerimle.