Yüksek enflasyonun düşürülmesi yolunda atılan adımlar piyasalar tarafından takip edilirken, yakın zamanda açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri ile kredi kuruluşlarının not ar tışları bir nebze olumlu hava yaratıyor. Faiz indiriminde sıkış duruş korunurken, son çeyrekte FED ile birlikte Türkiye’de de faiz indirim sürecine girilebileceği konuşuluyor. Ancak enflasyondaki yavaşlama sağlanmadan bunun yapılması, piyasalar açısından risk olarak algılanıyor.
15-28 Eylül 2024 tarihli sayıdan
Bu dönemde yatırım kararı almak kritik önemde. Önümüzde yıl sonuna kadar olan üç aylık süreçte piyasaların seyrinin ne olacağı, takip edilmesi gereken gelişmeleri ve yatırım önerilerini Ahlatcı Yatırım Genel Müdürü Atilla Esen ile konuştuk. Esen’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle...
Sonbaharda ekonomi yönetimi ile düzenleyici otoritelerden piyasaları etkileyebilecek hangi adımlar ve düzenlemeler gelebilir? Piyasaları yakından etkileyebilecek diğer en önemli gelişmeler neler olabilir?
Öncelikle Türkiye’nin gerek geçmişte atılan adımlar ve son açıklanan OVP ile bir yol haritasının olması ve bu yol haritasına liderlik eden bir ekonomi yönetiminin olmasını hem yurt dışı hem de yurt içi yatırımcılara güven vermesi açısından değerli buluyorum. Nitekim benzer bir değerlendirme de en son Fitch tarafından gerçekleştirilen kredi notu değerlendirilmesinde “1 kademelik not artışı” ile “Yüksek Spekülatif” seviyeden “Spekülatif” seviyeye geçmemiz kararıyla neticelendirildi. Bundan sonraki dönemde ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası haricinde orta vadeli programın tüm diğer bakanlıklar ve çevreler tarafından da kabullenildiğini gösteren adımlar atılması destekleyici olur.
Bunlar ne gibi adımlar olabilir?
Örnek vermek gerekirse Tarım Bakanlığı’nın meyve, sebze gibi ürünlere halkın daha uygun fiyatla ulaşmasına yönelik atacağı adımlar, yanı sıra çiftçinin üretimini destekleyen projeler, su kullanımı ve su israfına yönelik adımlar olabilir. Hayvancılık tarafında süt ve besi hayvancılığının desteklenmesi ile et ve süt ürünü fiyatlarının kontrol altına alınması, turizm tarafında ülkemizin çeşitli bölgelerinin tarihi ve sosyal güzellikleri ön plana çıkarılarak dört mevsim turizm geliri edilmesi gibi ülkemizin tarım, hayvancılık, turizm ve son dönemde ön plana çıkan savunma sanayi gibi güçlü yanlarının daha etkin ve verimli yönetimi hem enflasyon açısından hem de reform süreçleri açısından destekleyici olacaktır.
TCMB, FED ve ECB tarafında yılın kalanında beklenti ve öngörüleriniz nasıl şekilleniyor? Bu kararların yatırım araçlarına etkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
Avrupa ekonomisindeki bariz yavaşlama, faiz indirim sürecine daha erken başlamalarına neden oldu. Bunun 18 Eylül’de FED faiz kararı tarafında 25 baz puanlık indirim şeklinde devamını bekliyoruz. Kasım ayında ABD tarafında gerçekleşecek seçim sonucu ise faiz indirim hızı açısından daha belirleyici olacaktır. TCMB ise faiz indirim sürecine ilişkin açıklamalarında sıkı duruşa işaret etti. Bu sebeple hem ekonomik yavaşlamanın etkileri hem de enflasyonda yavaşlama ibareleri görülene kadar faiz indirimi gerçekleşmeyecektir. Kasım ve aralık ayı döneminde ise eğer gerçekleşmeler olumlu ise en azından seçimler öncesinde dolara olan ekstra talebin önüne geçmek için önden yapılan yüklemeli 500 baz puanlık artırımın geri alınması gibi bir beklenti ile bir faiz indirimi döngüsü başlatılabilir. Hem dünyadaki mevcut durum hem de olasılık olarak ülkemizdeki bir faiz indirim süreci, son çeyrekte borsalara ve gelişmekte olan piyasalara para girişi açısından destekleyici olacaktır.
Hisse tarafında önerileriniz neler? Model portföyünüzde hangi hisselere hangi temalarla yer veriyorsunuz?
Son üç yıldır yüksek enflasyon ve kur hareketi sebebiyle emtia ve mal fiyatlarında yurt içinde hızlı yükselişler görüldü. Benzer bir durumda borsa tarafında da ‘ne alırsan kazanırsın’ algısı yarattı. Ancak hepimizin bildiği gibi borsa doğru zamanlama ve doğru hisse seçimiyle yatırım yapılması gereken bir alan. Dolayısıyla bu konuda önce aracı kurumlara büyük iş düşüyor. Bizim hisse seçiminde bu dönem dikkat ettiğimiz konular ise özellikle piyasa değeri/defter değeri 1 seviyesinin altında, ihracat tarafında katma değerli mal üretimi yapan, iç talepteki yavaşlamadan etkilenmeyecek ve kârlılığa rağmen nakit akışını iyi yönetebilen şirketler tercih sebebi olacaktır.
Yabancı yatırımcıların piyasaya ilgisini değerlendirir misiniz?
Yabancı yatırımcıların piyasa ilgisinin öncelikle tahvil yatırımı şeklinde başlamasını, ardından ise değerlemesi düşük kalan ‘Yıldız Pazar’ hisseleri şeklinde yoğunlaşmasını bekliyoruz. Türkiye borsasının son dönemde ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve alım gücündeki azalma sebebiyle geri çekilmesi, aslında yabancı yatırımcının girişi için de bir fırsat doğuruyor. BİST-100’e ilişkin F/K oranın 8.50 seviyelerinden 7.00 seviyesinin altına inmiş olması aslında önemli bir geri çekilme göstergesi. Kurdaki yatay seyir ve para politikasında sıkı duruş da güven veren gelişmeler.
Dolar/TL’de sonbahar tahmininiz nedir? ‘Kontrollü seyir’ devam eder mi, yukarı ya da aşağı yönlü bir kırılma görülür mü? İyi-kötü senaryonuz nedir?
Dolar kuru tarafında yatay seyrin sürmesi hem yurt dışı hem de yurt içi gelişmeler sebebiyle halen mantıklı. Dolar endeksinin 100 seviyesinin altına düşmesini beklemiyorum. Yurt içinde hem mevduat hem de günlük para piyasası fonlarının getirisinin yüksek olması, dolar ya da yabancı paraya olan iştahın azalmasına sebep veriyor. Son dönemde gerçekleşen not artışları ise kurumsal firmalarımızın yurt dışı borçlanmalarının da daha rahat ve düşük orandan gerçekleşmesine neden oluyor. Yıl sonuna doğru dolar kurunda 36,00-38,00 TL bandı beklentiler dahilinde.
Sonbahar döneminde portföyde dağılım nasıl olmalı? Bu süreçte yatırımcılara nasıl bir yatırım stratejiyle hareket etmelerini tavsiye ediyorsunuz? Temkinli ve defansif mi olunmalı, risk yüksek mi tutulmalı?
Yatırımcıların risk tercihine bağlı kalmak kaydıyla TL bazlı enstrümanlara en azından sene başına kadar ağırlık verilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçeveden bakıldığında ağırlıklı yüzde 50 mevduat ve likit fon olmak kaydıyla yüzde 25 hisse yüzde 25 altın şeklinde ilerlemek mantıklı. Borsadaki düşüşün fırsat vermesi durumunda hisse ağırlığı artırılabilir.
“Altından hisse ya da mevduata geçilmeli"
“2024 ilkbahar aylarında yatırım ana temamızda altın çok daha fazla yer alıyordu özellikle ons 2.300-2.400 bandında iken altın pozisyonlarının artırılması yönünde değerlendirmeler yapmıştık. Öngörümüzün hem faiz indirim süreçlerine ilişkin beklenti hem de jeopolitik artan risk algısı ile ons tarafında 2.500-2.600 bant seviyelerine yükselişle gerçekleştiğini görüyoruz, bu seviyelerden bir miktar altın pozisyonlarının azaltılması ve kişisel risk tercihine göre hisse ya da mevduat gibi ürünlere geçilmesini mantıklı buluyoruz.”
“2025’te araştırma birimimizi daha fazla yatırımcılarımızın yanında olacağını hissettirmek adına aktif seminerlerimize devam edeceğiz, yatırım danışmanlığı birimimizi daha etkili hale getirmek niyetindeyiz. Ahlatcı Holding bünyesindeki Dünya Katılım Bankası’nın hem sermaye gücü hem de şube ağı ile çapraz satış imkanımızı artıracağız.”