TALİP YILMAZ
tyilmaz@ekonomist.com.tr
Piyasa uzmanları, borsada 75.000’in kırılması halinde 80.000’i ilk hedef olarak gösteriyor. 13 finans kurumuyla yaptığımız ankette yılın ilk yarısı için en çok önerilen yatırım aracı olarak hisse senedi öne çıkıyor.
Görsellere tıklayın.
Son dönemde piyasaların hareketini iki temel faktör belirliyor. Bunlar; petrol fiyatları ve merkez bankalarının politikaları. Bunun yanında içeride jeopolitik gelişmeler, iç siyasi tartışmalar, yeni Merkez Bankası Başkanı’nın kim olacağı gibi konular, borsa endeksi üzerinde etkisini sürdürüyor. Buna rağmen 2016 yılında Türk piyasaları güçlü kalıyor.
Rakamlara bakıldığında gelişmekte olan ülkelere para girişi gözleniyor. Borsa İstanbul yılbaşından bu yana dolar bazlı yüzde 5,44 değer kazandı ve hem gelişmekte olan ülkelerden hem de EMEA’dan (Orta Avrupa/Rusya/Körfez/Afrika) pozitif ayrıştı. ABD hariç küresel parasal gevşemenin devam etmesi ve petrol fiyatlarındaki gerileme, Hindistan ile birlikte Türkiye’nin de olumlu ayrışmasını sağladı.
Yüksek iskontosu da dikkate alındığında 70.000 desteğinde tutunan endeks, geçen hafta 75.000 seviyesinin üzerine çıktı. Peki borsa yılın ilk yarısını nasıl geçirir? Endeks yukarı hareketine devam eder mi? Hisse pozisyonu artırılmalı mı? Genel portföy nasıl olmalı? Haberimizde bu soruların yanıtlarını aradık.
Borsa endeksinin bu yıl içinde yaptığı hareketlere bakıldığında 68.200-76.000 bandında hareket ettiğini görüyoruz. 70.000 seviyesinin üzerinde tutunmaya çalışan endeks, 75.000’e yaklaştıkça satış eğilimi gösteriyor. Yılın ortasına kadar olan süreçte de endeksin 70.000 altına sarkma ihtimali olabilir.
Ancak buradan yeniden toparlanmanın söz konusu olacağı piyasa uzmanlarınca ifade ediliyor. Yukarıda ise 80.000 direnci aşılırsa, konjonktüre bağlı olarak 85.000’ler de denenebilir.
ENDEKS BEKLENTİLERİ
Geçen yıl Türkiye’den para çıkışına neden olan iki ana başlığın Suriye ve FED’in faiz artırma hamlesi
olduğunu söyleyen Ikon Menkul Genel Engin Kuru, yılbaşından itibaren global piyasalarda yaşanan riskleri gören FED’in bu yıl faizleri kolay bir şekilde arttırmasını beklemiyor.
Kuru, “Hatta Avrupa ve Japonya’nın negatif faize geçmiş olduğu bir dönemde FED’in yeni bir faiz artırımına ihtiyacı da kalmayabilir” diyor. Suriye’de risklerin azalma eğiliminin de TL varlıkları için olumlu olacağını ifade eden Kuru, yılın ilk yarısı için 80.000-85.000 bandının denenebileceğini düşünüyor.
BEKLENTİSİ DÜŞÜK OLANLAR
Piyasada beklentisi daha düşük olan uzmanlar da bulunuyor. Bu isimlerden biri olan Venbey Yatırım Genel Müdürü Ozan Şıklaroğlu, Avrupa’da devam eden bankacılık sistemine dair sorunlara dikkat çekiyor.
Yine Çin ekonomisindeki sorunların etkisine değinen Şıklaroğlu, şöyle konuşuyor: “Küresel ekonomik olumsuzluklarla birlikte artan endişelerle yurtdışı piyasalarda bu günlerde devam eden olumlu seyrin yeniden tersine dönmesi olasılığını hesaba katmak gerekir. Bu durumda endekste yılbaşından bu yana 70.000-75.000 aralığındaki gidişatın sürmesi beklenebilir.”
Yurtdışında ya da komşularda yeni bir gelişme olmadığı taktirde endeksin 70.000-75.000 bandındaki hareketinin sürmesini bekleyen bir diğer isim olan Prim Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Kertmen, “Gelişmekte olan piyasalardan yeni bir çıkış başlarsa biz de etkileniriz. Bu dönemde hisse alacaklar temettü verimi yüksek hisseleri takip edebilir” diyor.
PORTFÖY NASIL OLMALI?
Piyasalar açısından takvimin yoğun olduğu bir döneme girilirken portföy dağılımında nasıl bir yapının ortaya çıktığına da baktık. 13 finans kurumuyla yaptığımız görüşmeden ortaya çıkan sonuca göre, en çok önerilen yatırım aracı hisse senedi. Hisse senedinin toplam portföyden aldığı pay yüzde 30,4 seviyesinde.
İkinci sırada ise yüzde 17,1 payla TL mevduat var. Döviz tarafında dolar önerisi daha çok öne çıkmakla birlikte Euro da portföylerde tavsiye ediliyor. Son dönemde altın önerilerinin de portföylerde olduğunu görüyoruz. Özel sektör tahvilleri de portföylerde olmalı. Ancak burada ÖST konusunu işlediğimiz finans haberimizi okumanızı öneririz.
Ucuz gözüken hisselerdeki fırsatların yakalanabileceğini söyleyen Logos Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Berrin Önder, ancak hisse payını yüzde 10 gibi düşük bir seviyede tutuyor. Türkiye'deki enflasyon orta-
mının devam edeceği beklentisine dikkat çeken Önder, “Ana para korumak için dolar ve Euro olmalı. Yüzde 13-14 oranları yakalanırsa, enflasyona göre getiri sağlanabilir. ÖST'lerde de enflasyonun üzerinde getiri sağlanabilir” diyor.
NEDEN HİSSE ALMALI?
Portföy dağılımına bakıldığında yüksek oranda hisse senedi öneren kurumlardan olan Destek Menkul’ün analistleri şu değerlendirmeyi yapıyor: “Portföy dağılımına baktığımızda yüzde 40’lık bir oran hisseye ayrılabilir. Küresel oynaklığın devam ettiği bir ortamda FED’in faiz artırma ihtimalinin zayıflaması ve buna bağlı olarak doların güçlü duruşunu koruyamaması, borsada iyimser bir hava yaratabilir.”
Ancak her ne kadar mart ayına dair beklentiler zayıf olsa da FED’in yılın ikinci yarısını kapsayan dönemde en az bir kez faiz artırım beklentisi var. Destek Menkul, bunun doların güçlü kalmasını sağlayacağı kanaatinde ve portföylerde dolar da öneriyor. Yine kurum, Çin kaynaklı gelişmeler ve FED’in faiz artırama-masının altını önümüzdeki dönemde de destekleyeceği kanaatinde.
Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Doğaner, portföyde yüzde 40 oranında hisse öneriyor ve bunu “Merkez bankalarından gelen ve gelmesi beklenen parasal gevşeme hamleleri ve yurtiçinde sektörel teşvikler, piyasa çarpanlarımızın tarihsel ortalamaların bile altında olması, cazip olmamıza neden olacaktır” diyerek açıklıyor. Doğaner, beklenmedik durumlar için de yüzde 15 oranında bir payın nakitte tutulması yönünde görüş bildiriyor.