GÖZDE YENİOVA
gyeniova@ekonomist.com.tr
Almanya merkezli telekom ve IT hizmetleri şirketi T-Systems, 2006 yılından beri Türkiye'de de faaliyet gösteriyor. Şirket, Deutsche Telekom'un üç ana markasından biri. Diğer iki markadan biri olan T-Mobile, GSM hizmetleri veriyor ve bireysel kullanıcılara hizmet sağlıyor.
Diğer marka T-Home ise telekom olarak markalaştı ve bireysel ev kullanıcılarına yönelik. T-Systems ise kurumsal IT ve telekom hizmetleri veriyor. Telekom hizmet sağlayıcısı olarak kurumsal müşterilere internet, veri, ses, altyapı, yönetilen ağ ve güvenlik hizmetleri sağlayan şirket, yapısını portföy hizmetleri olarak değiştirecek.
Şirket ayrıca Türkiye'de olmayan nesnelerin interneti (IoT) ile ilgili çözümleri de bu yıl pazara sunacak. T-Systems Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu ile yeni planlarını ve dijital dönüşüm süreçlerini konuştuk.
Hem IT hem de telekom faaliyetleri yürütüyorsunuz. Bu iki alanda gelişmeler nasıl?
Veri merkezlerinden uç kullanıcılara kadar süren hizmetleri sunuyoruz. Uygulama yönetimi de veriyoruz. Bu da ağırlıklı SAP uygulamaları oluyor. Diğer hizmetler arasında ise endüstri özelinde çözümler var. Bunlarda da ağırlıklı olarak otomotiv, telekom, seyahat ve lojistik, havayolları, perakende, enerji ile sağlık alanına odaklanılıyor.
Hizmetler anlamında yeni planlar var mı?
Yeni dönemde dikey ve yatay hizmetlerin yerini portföy hizmetleri alacak. Yapı değişecek ve portföylere dağılacak. Burada telekom, güvenlik, IoT, bulut gibi portföyler üzerinden hizmetler verilecek. IoT ile ilgili de çözümler var. Bunu yerelleştirme planları yapıyoruz.
Neden böyle bir yapıya geçiliyor?
Eski bir şirketiz ve eski sistemlerimiz var. Daha yeni teknolojileri bünyemizde tutmak için yeni dünya düzenine uygun hizmet yapısına geçiyoruz. Bu da şirketin büyüklüğü nedeniyle belli bir süreç alıyor. Yeni yapılanma geçen yıl başladı. Bu yıl ülke özelinde başlayacak. T-Systems Türkiye olarak GSM hariç tüm telekom hizmetlerini verebilecek durumdayız. 2011'e kadar telekom ağırlıklı ilerledik. Bu yıldan sonra IT tarafına da odaklanmaya başladık.
Şu anda faaliyetlerinizin dağılımı nasıl?
Bizim temel işimiz telekom. Onun ağırlığı sürüyor ve payı yüzde 70 civarında bulunuyor. Telekom tarafında standart ve yönetilebilen hizmetler veriyoruz. Güvenlik hizmeti de veriyoruz. Şirketlerin ağlarını koruyoruz. SAP'nin en büyük iş ortağıyız. SAP Hana geçişleriyle birlikte bulut yatırımları da yapmaya başladık. Böylelikle SAP bulut hizmetlerini de veriyoruz.
"BULUT, ŞİRKETE HIZ KAZANDIRIYOR"
Bulutun kurumların verimliliği üzerine nasıl bir etkisi oluyor?
Kurumdan kuruma değişebilir, uygulama yapısına bakmak gerekiyor. Kendiniz yatırım yapmak zorunda kalmıyorsunuz. Zaman tasarrufu burada öne çıkıyor. Bulutta istediğiniz kapasiteyi istediğiniz anda açabilirsiniz. Bu da şirkete tasarruf ettiriyor.
Bulut üzerinden hizmetleri aldığınız zaman, içeride yapılanma bulundurmanız gerekmiyor. Esneklik ve maliyet avantajı sağlıyor. Bunlar da şirkete hız kazandırıyor. Şirket, bir ürünle ilgili çalışma başlatacağı zaman kapasiteyi artırmak için iki ay beklemek yerine buluttan hizmeti alarak iki saatte bunu sağlayarak çalışmalara başlayabilir. Ayrıca veri koruması anlamında daha güvenli.
Kurumların telekom ve bilişim altyapı ihtiyaçlarında son yıllarda nasıl bir değişim oldu?
Geçtiğimiz dönemlerde şirketlerin bulunduğu yerlerde hizmet veriyorduk. Son yıllarda ise belli bir merkezden sunulan hizmetler ve bulut öne çıkıyor. Yeteri kadar yaygınlaşmasa da eğilim bu yönde. Bununla beraber farklı konseptler de devreye giriyor. Bundan birkaç yıl önce software defined network (yazılım tanımlı ağlar) yoktu. Şimdi ise bu ağlar kullanılıyor. İnternet bağlantısı üzerinden güvenli ağ hizmeti sunuluyor.
Büyümeniz son yıllarda ne kadar oldu?
Son 3-4 yılda 3-4 kat büyümüş durumdayız. Telekom sektörünün doğası gereği bu böyle. Ekonomik sorunlar yaşanıyor olsa da şirketler hayatlarına devam etmek için bizim verdiğimiz hizmetleri almak durumundalar.
Son dönemdeki uygulamalar bant genişliklerini de artırıyor. Kurumların kullandıkları uygulamalar artıkça bant genişlikleri yükseliyor. Bulut tarafına geçildiğindede yine ihtiyaç artıyor. 5G teknolojisi gündeme geldiğinde yine yüksek hızlara ihtiyaç olacak.
Hemen hemen her sektör dijital dönüşümden bahsediyor ve bu alana yatırım yapıyor. Buradaki dönüşümü siz nasıl yorumlarsınız?
Aslında dijital dönüşüme yanlış bakılıyor. Bu şirketin IT yatırımları yapması değil, dijitali kullanarak işini farklı şekilde yapması ve bundan da fayda sağlayabilmesi demek. Bulunduğunuz sektörde bir start up gelip iş yapış şeklini değiştirebiliyor. Şirketler bunu da takip etmeli ve işini buna göre yönlendirmeli.
Şirket olarak size etkisi nasıl?
Biz işin teknoloji sağlayıcı kısmındayız. Şirketlerin dijitali nasıl kullanması gerektiği konusunda danışmanlık hizmeti de veriyoruz. İşi çok iyi bilmeniz gerekiyor ki teknolojiyle nasıl farklı hale getireceğinizi bilin.
Örneğin müzik endüstrisi MP3 yapısıyla dijitalleş-miş oldu. iTunes platform oluşturdu ve sağlayıcı ile kullanıcılar oraya yöneldi. Netflix de aynı şekilde yayıncılık endüstrisine benzer etkiyi yaptı.
Sektörde yeni trendler neler olacak?
Nesnelerin interneti ile birlikte bulut bilişim önünde durulamaz hale geldi. Buluta sadece kendi IT yapını buraya aktarmak olarak bakmamak lazım. Farklı düzenlemelerden dolayı kendi içinizde verileri tutabilirsiniz. Ama bazı verileri de bir yerde tutmanız gerekiyor.
Veriler o kadar artıyor ki şirketlerin kendi IT altyapısında bunu tutmaları mümkün değil. Bu yüzden burada bulutu kullanmalılar. Veriyi analiz de etmek gerekiyor. Burada veri analizi devreye giriyor. Bu yolla şirketlerin tahmin yapabilme ve yapay zeka kullanarak farklı uygulamalar yapma şansları oluyor. Bunların hepsinin de güvenli şekilde yapılması gerekiyor.
2019 planlarınız neler?
Bütün planlarımızı büyüme yönünde yaptık. Yönetilebilen hizmetleri artırmayı düşünüyoruz. Software defined network tarafına ağırlık vereceğiz. IoT tarafında da yerelleştirme çalışmaları olacak. Yıl ortasına kadar bir ürün getirmiş oluruz.
“ŞİRKET SATIN ALAMADIK”
“Türkiye’yi hub (merkez) olarak kullanmak mümkün. Buradan Ortadoğu pazarına çok rahat iş yapabilirsiniz. Telekomda iyi performans sağlandığında merkez tarafından IT yatırımı da burada yapılmaya karar verildi.
Telekom hizmetlerini biz sıfırdan burada kurmuştuk. IT de ise bir şirket satın alarak pazara girmek istedik. 2011 yılında bunun için uğraştık ama olmadı. Bu bizden kaynaklanmadı. Bu bizi yatırım kararımızdan geri adım artırmadı. Kendi portföyümüzü yerelleştirdik.”