GÖZDE YENİOVA
gyeniova@ekonomist.com.tr
Bayram tatili öncesinde hareketli bir seyir izleyen kurlarda, bayram sonrası geçen hafta yine dalgalı hareket devam etti. Hafta başında bir miktar sakinleşen piyasalarda, özellikle gelişmekte olan ülkelerden gelen haberlerin etkisi görüldü.
Arjantin Merkez Bankası doların aşırı yükselmesi sonrasında faizi 15 puan artırarak yüzde 60'a çıkarırken, mayıstan beri dört kez faiz artıran Endonezya Merkez Bankası da 1998 sonrasındaki en ciddi müdahalesini yaptı.
MEVDUATA VERGİ HAMLESİ
Bu arada Türkiye'de ise dolar kuru 6,75 TL'ye kadar çıkınca hükümetten stopaj hamlesi geldi. Bu hamleyle TL mevduatlardan stopaj yöntemiyle alınan vergiler vadelerine göre çeşitli oranlarda düşürülürken, döviz mevduatından alınan vergiler ise yine vadelerine göre çeşitli oranlarda arttırıldı. Mesela TL mevduatında altı ay vadede uygulanan vergi oranı yüzde 5'e inerken, döviz mevduatında altı ay vadede uygulanan vergi oranı ise yüzde 20'ye çıkarıldı.
Söz konusu değişiklikle döviz mevduattan TL mevduata geçişin desteklenmesinin amaçlandığını düşündüklerini ifade eden İş Yatırım analistleri, ayrıca uzun vadeli TL mevduatın desteklendiğini belirtiyor. İş Yatırım analistleri, "Kararın olumlu bir adım olduğu kanısındayız, etkisini ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Öte yandan stopaj oranlarındaki değişiklik nedeniyle bütçede bir miktar vergi kaybı olacak" diyor.
PİYASA NELERE BAKIYOR?
Mevduata yapılan bu hamlenin ilk etapta işe yaradığı görüldü ve dolar kuru 6,75'den 6,52'ye geriledi. ABD ile yaşanan siyasi gerilim ve Brunson kriziyle beraber ağustos ayı, piyasada önemli dalgalanmalara sahne oldu ve bu süreçte TL'de büyük bir değer kaybı yaşandı.
Bu dönemde piyasa oynaklığının önemli derecelerde arttığı gözlemlendi. Ana hikaye devam ediyor ancak volatilite mevcut şartlarla biraz azaldı. Yine de kurlarda mevcut yüksek seviyelerde fiyatlama devam ediyor. Ağustos ayı geneline bakıldığında dolar ve Euro'nun aylık yüzde 31 gibi bir yükseliş yaşadığını kaydedelim.
Bu artışa rağmen Eylül başında gelecek olan ağustos enflasyon verileri ve 13 Eylül'de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkacak karar öncesinde kurlar yukarı yönlü olmaya devam ediyor. Öte yandan yine eylül ayı içinde gelecek olan ECB, FED gibi büyük merkez bankalarının para politikası kararları önemli olacak.
Ahlatcı Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün, uzun bayram tatili sonrasında FED tarafından gelen güvercin açıklamaların da etkisiyle piyasalar sakin bir seyir izlese de kur tarafında yukarı yönlü eğilimin yeniden devam etme eğiliminde olduğunu söylüyor.
Ürkün, "13 Eylül'deki PPK toplantısında, kısa vadeli tahvil getirisinde yaşanan yukarı yönlü eğilimin etkileriyle birlikte, para politikasında ilave sıkılaştırma tedbirleri alınabileceğini düşünüyoruz" diyor.
GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, ağustos ayında meydana gelen TL değer kaybının da sonraki aylara dair enflasyon rakamlarını yukarı doğru etkilemesinin beklenebileceğini ifade ediyor. Erkan, "Bu enflasyon beklentilerinin de artması anlamına gelebilir.
Bu ortamda 13 Eylül'de TCMB'nin nasıl bir karar vereceği merak konusu. TCMB likidite bazlı önlemlerle geçtiğimiz ay kurdaki yukarı hareketi biraz olsun kısıtladı. Benzer önlemleri almaya devam edebilir" diyor.
Enver Erkan'a göre, Merkez Bankası, faizlerde piyasa denge noktasını yakalamak veya artan enflasyona karşı biraz reel faizi artırmak adına da hamle yapabilir. Yine de hatırlatmakta fayda var. Merkez Bankası son toplantısında piyasanın 100 baz puanlık faiz artırım beklentisine karşın faizleri sabit tutmayı tercih etmişti.
PORTFÖY NASIL OLMALI?
Beklentiler bu yöndeyken yatırımcılar nasıl bir portföy oluşturulması gerektiği konusunda kararsız. ABD ile yaşanan gerilim nedeniyle yüksek seviyelerde seyretmeye devam eden döviz kurunda, bu alanda gerilimi düşürecek herhangi bir gelişme olmadığı müddetçe yukarı yönlü eğilimin sürmesi bekleniyor.
Yurtiçinde risklerin devam etmesi, kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri, döviz swap işlemlerinin banka öz kaynaklarının yüzde 25'i ile sınırlandırılması ve yüksek seyretmeye devam eden CDS kredi risk primleri gösterge faizin yüksek seyrini korumasına neden oluyor.
Ons altında, FED kademeli faiz artırımlarına ara verecek güçlü bir sinyal verirse, yön yukarı doğru olmaya devam edebilir. Gram altında ise TL'deki zayıflık nedeniyle yukarı yönlü eğilim sürüyor.
Piyasada riskler yoğun olduğu için sabit getirili menkul kıymetlerin ağırlığını artırmak gerekebilir. Bu süreçte iskontolu olan borsada da seçimin iyi yapılması halinde portföylerde hisse senetleri bulundurulabileceği ifade ediliyor. Yine altın, TL mevduat ve dolar ürünlerle portföyün dengelenmesi öneriliyor.
TUNCAY TURŞUCU
İNTEGRAL YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ
"PORTFÖY YÜZDE 50 FAİZ VE YÜZDE 50 ALTIN OLMALI"
"Tatil sonrası piyasalarda borsa, dolar, Euro yükselirken, faizlerde ılımlı seyir, ons altında ise hafif aşağı eğimli seyir oluştu. Borsada global pozitif hava ve dolar bazında ucuzluk etkili olurken, dolar ve Euro'da kırılganlık devam etti. Ons altında ise önemli bir gelişme olmadı.
Döviz konusunda, FED'in faiz artırımı ve bu konudaki açıklamaları, TCMB'nin faiz kararları ve ekonomi alanında alınan kararlar etkili olacak. Dolar ve Euro'da kırılgan görünüm devam edebilir. Faizde enflasyona bağlı olarak yüksek seyir sürebilir. Ons altında 1.210 dolar üzerinde kalıcı seyirler beklemiyorum.
TCMB en az 150 baz puanlık faiz artırımı yapabilir. Bu dönemde portföy dağılımı yüzde 50 faiz ve yüzde 50 altın olmalı. Global piyasalarda FED ve ECB'nin açıklamaları takip edilecek. Yine İtalya ile ilgili gelişmeler önemli olabilir. İçeride ise TCMB kararları ve makroekonomik kararlar, OVP, ABD ile ilişkiler genel olarak izleyeceğimiz faktörler olacak."