Ayşegül Sakarya Pehlivan
Lojistiğin Liderleri Şubat 2021 sayısından
Bu dönemde e-ticaretin adeta patlama yapması, lojistik sektöründe yeni fırsatların ortaya çıkmasını sağladı. 2021 yılına pandemi gölgesinde giren sektör, her şeye rağmen yüzde 5'in üzerinde büyüme hedefliyor. Diğer taraftan şirketlerin ajandasında maliyet yönetimi ve dijitalleşme konuları öne çıkacak.
Coğrafi konumuyla küresel ticaretin kesişim noktaları arasında yer alan Türkiye, dünyada lojistik sektörünün önemli oyuncuları arasında yer alıyor. Pandeminin tüm dünyayı sarstığı 2020'de, lojistik sektörünün stratejik konumu daha da iyi anlaşıldı.
Salgının başında Çin'deki üretim faaliyetlerinin durdurulması ve yavaşlatılması, Çin odaklı küresel arz-talep dengesi üzerinde daha önce benzeri görülmemiş bir baskı yarattı. Hammadde tedariki konusunda dünya ekonomilerinin daha önce nispeten sorunsuz işleyen küresel tedarik zinciri sayesinde ithal girdi ihtiyaçları ile hedef pazarlarının talepleri öngörülebilir ve planlanabilir haldeydi.
Koronavirüs pandemisinin getirmiş olduğu belirsizlik ise sektörde tüm paydaşları geciken sevkiyatlar, artış gösteren lojistik maliyetler ve finansal mutabakatlardaki gecikmeler sebebiyle öngörülmesi ve planlanması zor bir süreç ile karşı karşıya bıraktı.
ÇİN'E KARŞI AVANTAJ
Her krizin getirdiği bir takım fırsatlar var. Tüm belirsizliklere ve sorunlara rağmen pandemi Türkiye'de lojistik sektörünün hareketlenmesine neden oldu. Avrupa'ya yakınlığıyla avantaj sağlayan Türkiye, artan gıda ve hijyen gibi ürünleri talebine cevap vererek öne çıkmayı başardı.
E-ticaretin, adeta patlama yapması lojistik sektörünü hem FTL hem de kargo anlamında oldukça hareketlendirdi. Türk lojistik sektörü tüm zorluklara rağmen yeni çözümler geliştirerek sürece adapte olmayı başardı.
Türkiye'nin stratejik coğrafi konumu lojistik sektörünün krizi fırsat çevirmesi için olumlu bir ortam yarattı. Çin'den bir konteynerin Avrupa'ya ulaşması en erken dört hafta sürerken, Türkiye'den İngiltere'ye bir haftada ulaşabiliyor.
Sektör oyuncuları ülkelerin tedarik zincirlerini yakın ülkelere yönlendirmeleri durumunda Türkiye'nin Çin'den pay alabileceğini düşünüyor.
Diğer taraftan maliyetlerin yüksek olması şirketlerin maliyet yönetimine odaklanmasını gerektiriyor. Bu noktada dijitalleşmenin önemi giderek artıyor. Şirketlerin değişen ihtiyaçlar doğrultusunda yeni çözümler geliştirmeye odaklanması gerekiyor.
2021'DE TOPARLANMA VAR
Ajandasındaki yeni gündem maddeleriyle yeni normale uyum sağlayan lojistik sektörü 2021 yılından umutlu. Rakamlar da pozitif beklentileri destekler nitelikte.
KPMG Türkiye ve İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi iş birliğiyle hesaplanan Lojistik Güven Endeksi, 2020 yılını pozitif görünümde tamamladı. Böylelikle, sektör iki çeyrek üst üste olumlu görünümünü korumuş oldu.
2021 yılının ilk çeyreğine yönelik beklentilere bakıldığında, taşımacılık sektöründe iş durumu koşullarına ilişkin endeks, çeyrek bazında yaklaşık yüzde 9'luk bir artışla, 114,60 olarak ölçüldü. Sektörün gelecek üç aydaki insan kaynakları ihtiyacına yönelik beklenti endeksi de, yaklaşık yüzde 18'lik bir artışla 123,36'ya yükseldi.
KÂRLILIKTA DÜŞÜŞ VAR
Diğer yandan, sektörün 2021 yılının ilk çeyreğindeki kârlılığa ilişkin beklentilerini ölçen endeks, yüzde 20'lik bir düşüşle, 82,48'e geriledi ve karlılık görünümü negatife dönmüş oldu. Kârlılığa ilişkin zayıf beklentiler, etkileri küresel ölçekte hissedilen ciddi maliyet artışlarına bağlanabilir. Baltık Kuru Yük Endeksi ocak ayı içerisinde 1.800 dolar eşiğini aşmıştı.
Bu durum, Çin'den Avrupa'ya yapılan yüklemelerdeki navlun ücretlerinin, konteyner arzındaki sıkıntılar nedeniyle büyük bir artış kaydetmesinden kaynaklandı. Şubat ayındaki duruma bakıldığında ise Baltık kuru yük endeksinin bir nebze gerileyerek, 1.440 dolar eşiğine indiği gözleniyor.
Buna karşın, endeks halen geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 200'ün üzerinde bir artışa işaret ediyor. Navlun ücretlerinin yıllık bazda kaydettiği üç haneli artışlar, sektör üzerinde baskı oluşturuyor.
KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, "Taşımacılık sektörü, 2020 yılının ikinci yarısı itibarıyla başladığı iyileşme eğilimini sürdürüyor. Alt sektör bazında pandeminin etkileri en yoğun olarak, yolcu taşımacılığındaki düşüşe bağlı olarak havacılıkta gözlenmişti. Ancak sektör, kargo taşımacılığı için yoğun talepten destek alarak toparlanma sürecine girdi” diyor.
E-TICARET BÜYÜYECEK
Pandemi sürecinde tedarik zincirindeki bozulmaları takiben bölgesel ve ulusal tedarik zinciri ve lojistik altyapılarına yönelik yatırımlarda ciddi artış bekleniyor. Öner, "Tedarik zincirine ilişkin öngörülen büyük yatırımlar; liman, havalimanı ve demir yolları da dahil olmak üzere taşımacılık ve lojistik sağlayıcıları üzerinde baskı oluşturabilir.
Taşımacılık şirketleri, bu yeni çevreye adapte olmak ve sürdürülebilirlik sağlamak için operasyonlarını, maliyet yapılarını ve iş modellerini gözden geçirmek durumunda kalabilir” diye konuşuyor.
Hazır giyim, elektronik eşya, kişisel bakım, kozmetik gibi sektörlerin yanı sıra koronavirüs pandemisi ile birlikte gıda sektörü de e-ticaret pazarında kendine yer edinmeye başladı. 2021 yılında yıldızı parlamaya devam
edecek olan alan ise e-ticaret olacak. Önümüzdeki dönemde yeni oyuncuların pazara girmesi ve bu alana yatırımların artması bekleniyor. E-ticaret lojistiğinde 2020 yılı için ciroda yüzde 30, istihdamda yüzde 20 artış bekleniyor.
SEKTÖR NE BEKLİYOR?
Sektörün 2021 yılına yönelik risk ve fırsat olarak gördüğü pek çok başlık var. Bu sürecin atlatılabilmesi için destek ve bir takım düzenlemeler gerekiyor. Örneğin havayolu taşımacılığı bu süreçte mali olarak kan kaybına uğramış olsa da içinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi süresince kurtarıcı rolü üstlendi ve her türlü tıbbı malzemelerin hızlı bir şekilde taşınmasını sağladı.
Önümüzdeki dönemde de elzem olmayan hiçbir yükün havayoluyla taşınmayacağı öngörülüyor. Bu dönemde havayolu taşımacılığının en önemli konularından biri Covid-19 aşısının taşınmasına yönelik faaliyetler olacak.
Covid-19 etkisiyle yükselen havayolu navlunlarının aşı taşımaları nedeniyle gelen ek talep yüzünden bir miktar daha yukarıda seyretmesi bekleniyor.
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Emre Eldener, "Özel şartlarda taşınması gereken bu ilaçların taşımacılığında bizim sektörümüz mevcut ihtiyaca cevap verebilecek niteliğe sahip olup; önümüzdeki dönem için havaalanlarından siparişler gelmeye başladığı görülüyor.
Aralık ortası-sonu gibi sevkiyatların yavaş yavaş başlayacağını düşünülüyor ve bu konudaki çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Ancak yine de havayolu navlun fiyatlarında 2021 Nisan ayına kadar ciddi bir düşüş bekleniyor” diyor.
BOŞ KONTEYNER SIKINTISI
Küresel denizyolu yük taşımacılığı da dünya ticaretinde ciddi payı olan bir sektör olduğu için pandemi süresince çok etkilendi. Döviz artışı sebebiyle ithalatın azalması ile ülkeye gelen gemi ve konteyner sayısı ciddi bir azalış gösterdi. Bu durum ise boş konteyner krizini beraberinde getirdi.
Türkiye'de dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi standart konteyner ekipman temini sıkıntıları ekim ayı itibarıyla ihracatı olumsuz etkilemeye başladı. 2020 yılı mart ayından bu yana hatlarda yaşanan sayısız sefer iptalleri, ekipman pozisyonlandırmada düzensizliklere yol açtı.
Eldener, yaşanan ekipman sorunlarının 2021 yılı mart ayına kadar devam edeceğini öngörüyor. Pandemi döneminde hava, kara, denizyolunda yaşanan operasyonel sıkıntılar demiryolu taşımasını öne çıkarttı. Yapılan öngörüler;
2020 yılında demiryolu-intermodal taşıma şekline olan eğilimin 2021 yılında küresel salgının seyrine göre anlık olarak değişeceği şeklinde. 2021 yılı ve sonrasında demiryolu ve intermodal taşımalara yönelim ve arzın artması bekleniyor.
SINIR KAPILARI GÜNDEMDE
Pandemi döneminde yaşanan kısıtlamalar, sınır kapılarının kapanması, vize sorunları, vize ofislerinin tam kapasiteli çalışamaması gibi sorunlarla uğraşan ve lojistik akışların büyük sorumluluğunu üstlenen karayolu taşımacılığı henüz pandeminin etkisinden kurtulabilmiş değil.
Emre Eldener, Uzun yıllardır süregelen soruların çözüme kavuşturulması gerektiğine dikkat çekiyor Bu noktada Türkiye'nin ihracat kapılarında meydana gelen uzun TIR kuyruklarına çözüm bulması gerekiyor.
Uluslararası karayolu taşımacılığında kota ve vize sorunları, Gümrük Birliği Anlaşması'nın yenilenmesi, transit taşımacılığın problemlerinin üzerinde durulması, mevzuat değişikliği isteyen alanlar olarak öne çıkıyor.
Sektör temsilcileri Türkiye'yi küresel tedarik zincirinin üst sıralarına taşımak adına hem kamu hem de özel sektörde dijitalleşme çalışmalarının devam etmesi gerektiğini düşünüyor. UTİKAD da bu süreçte önemli bir adım atarak yurtiçi ve yurtdışında yerleşik danışman kuruluşlar arasında Dijital Lojistik Platformu modeli geliştirilmesine yönelik sektör raporu hazırlamak üzere iş birliği anlaşması imzaladı.
EMRE ELDENER UTİKAD BAŞKANI “KOTA VE VİZE SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ
"İthalat ve ihracat arasındaki dengesizlik, ülkemizden çıkış olduğu halde ülkemize giren ham madde ya da ürün/mamül olmadığından bu dengesizlik navlunların anlık olarak değişmesine sebep olmaya devam etmektedir.
Önümüzdeki dönemde ek ithalat vergileri ve piyasadaki genel yavaşlama nedeniyle ithalat navlunlarının düşük seyretmesi bekleniyor. Ancak ihracat navlunlarının 2021 yılı ortasında kadar TR/BG sınırındaki gecikmeleri de dikkate alarak yüksek devam edeceği öngörülüyor. Uzun yıllardır süregelen soruların çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Türkiye'nin ihracat kapılarında meydana gelen uzun TIR kuyrukları sektörü çıkmaza sokuyor. Uluslararası karayolu taşımacılığında kota ve vize sorunları, Gümrük Birliği Anlaşması'nın yenilenmesi, transit taşımacılığın problemlerinin üzerinde durulması, mevzuat değişikliği isteyen alanlar olarak karşımıza çıkıyor."
PROF. DR. MEHMET TANYAŞ LOJİSTİK DERNEĞİ (LODER) BAŞKANI “ESNEKLİK VE ADAPTASYON ÖNE ÇIKACAK"
"Pandemi olayı sektöre esneklik, adaptasyon ve dirençlilik kavramlarının önemini ve gerekliliğini çok baskın bir şekilde ortaya koydu. Esneklik ve adaptasyon ancak etkin bir dijitalleşme ile gerçekleşebilir. Dolayısıyla gelecekte dijitalleşmeye dayalı dinamik ve optimum çözümler üretebilen lojistik şirketler tercih edilecek.
Pandemi sonrası bize düşen görev, ülkemiz lojistik sektörünü sürekli değişen koşullara etkin ve verimli bir şekilde uyum sağlaması konusunda hazırlamak.
Bu da etkin planlamaya dayalı ulusal çapta lojistik master plan, strateji ve eylemleri belirlemekten geçiyor. Sektörün dört önemli performans göstergesi; süre, maliyet, risk ve emisyondur. Dolayısıyla uzlaşıp seçenek çözümler bulmak zorundayız."