ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Tüketici bilinci arttıkça sektördeki büyümenin devam etmesi ve yeni oyuncuların gelmesi bekleniyor. Önümüzdeki 5 yılda 4 kat büyüyeceği tahmin edilen sektöre girmek isteyenlere tavsiyeleri de içeren kapsamlı bir çalışma hazırladık.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Tarım ürünleri ağırlıklı olarak ilerleyen organik ürünlerde artık kozmetikten mamaya kadar farklı sektörlerde de üretim söz konusu. Dünyada 90 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olan organik sektörü her yıl iki haneli olarak büyüyor.
Türkiye'de ise 2000'li yıllarda 50 milyon TL civarında bir hacme sahip olan organik sektörü bugün 500 milyon TL'lik bir pazar büyüklüğüne ulaşmış durumda.
Her yıl yüzde 15-20 büyüyen sektörün perakende, üretim, ihracat ve e-ticaret gibi alanlarda gelişme potansiyeli yüksek. 500 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilen ihracatı da kattığımızda sektörün büyüklüğü 2,5 milyar TL'yi aşıyor.
Türkiye'de organik tarımın geçmişi 1980'li yıllara dayanıyor. Organik üretim ilk olarak kuru meyve ve fındıkla başladı. 20 yıl öncesine kadar sekiz ürünün organik olarak üretildiği Türkiye'de bugün ürün sayısı 250'ye yaklaşmış bulunuyor.
Bundan 10 yıl öncesine kadar organik sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı bir elin parmaklarını geçmezken bugün bu alanda çoğu Ege Bölgesi'nde olmak üzere 100'e yakın oyuncu var.
İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
Türkiye'den 26 ülkeye ihraç edilen organik ürünlere bakıldığında, kurutulmuş ürünler lider konumda. Nitekim, kuru üzüm, incir ve incir ürünleri, pamuk ve tekstil ürünleri, kayısı ve ürünleri, fındık ve fındık ürünleri, meyve suları ve dondurulmuş meyveler, tıbbi aromatik bitkiler ve bakliyat organik ihracatta ilk sıralarda yer alıyor. İhracatımızın miktar bazında artırılmasının yanı sıra katma değeri yüksek işlenmiş ürünlerin ihraç edilmesi gerekiyor.
Sektörün ihracatı kayıtlı verilere göre 79 milyon dolar olarak görünse de sektör temsilcileri ihracat değerinin 500 milyon doları bulduğunu belirtiyor. Organik sektöründe ham üründen işlenmiş ürüne kadar ticaret hacmi sürekli genişliyor.
Türkiye'nin AB ve ABD ağırlıklı ilerleyen organik ihracatında da her yıl artış gözleniyor. Bu alanda hedef pazarın yine AB ülkeleri olduğu ve Türkiye'nin organik ürünler ihracatı konusunda önünün çok açık olduğu vurgulanıyor. Ege İhracatçı Birlikleri'ne göre hedef 2023'te 2,5 milyar dolarlık ihracata ulaşmak.
YATIRIMCIYA KRİTİK İPUÇLARI
TARIM
- Organik tarım yapmak isteyenlere öncelikle yurtiçi ve yurtdışında uygulanan ilgili kanun ve yönetmelikleri incelemesi öneriliyor.
- Ekolojik ve ekonomik analizin yapılması, alınabilecek danışmanlık hizmetlerinin araştırılması şart.
- Bu işe girecek olan çiftçinin, üretici bilgilerini içeren organik üretici kartlarını, son üç yıllık üretim bilgilerini kapsayan organik üretici arazi envanterini, organik tarım parsellerinin krokilerini ve organik tarım yönetim planını hazırlaması gerekiyor.
- Girişimci, kontrol ve sertifikasyon şirketiyle sözleşme imzalıyor. Bölece kontrol/sertifikasyon süreci baş-lıyor. Sertifikasyon yetkilisi, organik tarım esaslarına göre rapor yazıyor.
- Ardından satış sertifikasyonu düzenleniyor. Satın alma, işleme, paketleme, satış gibi faaliyetlere ilişkin süreç, kontrolü belgeleme ve bilgilendirme düzeyinde devam ediyor.
- Uzmanlar, Avrupa'da yetiştirilemeyen, daha lezzetli, daha kokulu ürünlere odaklanılması gerektiğini söylüyor. Özellikle kuru üzüm, kuru incir ve susam yetiştirilmesi öneriliyor.
- Bu alana yatırım yapmak isteyenlerin Avrupa Yatırım Bankası ve yurtdışındaki diğer bankalardan kredi sağlaması mümkün. Bunun için fizilibitesi iyi yapılmış bir organik tarım projesi geliştirmek gerekiyor.
- Yatı rımcılar öncelikle ne üreteceklerini, nasıl üreteceklerini ve nereye satmak istediklerini bilmeli, buna uygun yatırım dosyalarını hazırlamalı ve ondan sonra kredi başvurularını yapmalı.
- Organik tarım yapmak isteyen bir girişimcinin sertifikasyon ücreti ilk yatırım için minimum 150 Euro/ dekar. Her yıl yapılan denetlemeler için de bu ücretin üçte biri ödeniyor.
GIDA
- Ürün gamına organik ürünler eklemek isteyen şirketler için, Türk Gıda kodeksi, gıda kanunu ilgili kanun ve yönetmelikler, ürüne ait dikey ve yatay tebliğlerde tanımlanmış durumda.
- Organik ürün üretebilmek için anılan kanun ve yönetmeliklerin yanı sıra 10 Haziran 2005 tarihli ''Organik Tarımın Esasları ve Uygulanması"na ilişkin yönetmeliğin şartlarının da yerine getirilmesi gerekiyor.
- Bunun ardından işletmeler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kontrol sertifikasyon kuruluşuna başvurarak, üretimi gerçekleştirebilmek için gerekli sertifikayı temin edilebiliyor.
- Üretim izin belgesinin alınmasının ardından üretime geçilip, tüm ürünlerin partilerinin sertifikasyonu sağlanarak, piyasaya sunumu gerçekleştirilebiliyor.
- Üretim tesisi olarak ister yeni bir üretim hattı kuruluyor istenirse de var olan konvansiyonel üretim hatlarından ayrılmış ünitelerde imalat yapılabiliyor.
PERAKENDE
- Bu giri şimin maliyeti alınan ürünün miktarına, türüne, fiyatına ve paketleme şekline göre farklılık gösteriyor.
- Tabii kira ve marka hakkı alınıp alınmadığı da maliyet tutarında etkili.
- Büyükşehirlerde 50-100 bin TL arasında değişen maliyetlerle organik ürün satan bir ihtisas mağazası açılabiliyor.
- İşin olmazsa olmazları ürün seçiminde seçici davranmak ve tanıtım.
- Bu alana yatırım yapmak isteyenler internet üzerinden de satış yapabilirler. Bunun için yaklaşık 4 bin dolara mal olan web sitesi kurmanız yeterli.
- Tabii ürünleri alacağınız yerleri de önceden belirlemeniz gerekiyor. İyi bir lokasyonda bir mağaza açan girişimciler, ayda 40-60 bin TL arasında değişen rakamlarda satış yapabilirler.
TÜRKİYE 17'NCİ SIRADA
Türkiye, organik tarım alanlarını 1996-2016 döneminde 77 kat artırarak 6,8 bin hektardan 524 bin hektara çıkardı. Türkiye bu açıdan dünyada 17'nci sırayı alıyor. 2017 yıl sonu verilerine göre Türkiye'de organik tarım yapan çiftçi sayısı ise 77 bini aştı. Başlangıçta sözleşmeli yetiştiricilik şeklinde Ege Bölgesi'nde yoğunlaşan organik üretim daha sonra ülke genelinde yaygınlaştı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, başta Doğu Anadolu olmak üzere Türkiye'nin organik tarım açısından tam bir cennet olduğunu vurguluyor.
Şemsi Bayraktar, sözlerine şöyle devam ediyor: "Ege, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizde de organik tarım yapılan ve yapılabilecek büyük alanlar mevcut. Organik hayvancılıkta da önemli bir gelişme yaşandı.
Bugün 8 bin büyükbaş, 26 bin küçükbaş, 1,2 milyon kanatlı hayvan, 207 çiftçimiz tarafından organik hayvancılıkla yetiştiriliyor. 640 arıcımız, 76 bin kovanda 349 ton organik bal üretiyor."
TÜRKİYE'DEKİ ORGANİK PAZARLAR
İSTANBUL: Şişli, Kartal, Beyli kdüzü ve Bakırköy Yüzde 100 Ekolojik Pazarları ve Kadıköy, Eyüp, Küçük Çekmece organik pazarlarından ve pek çok organik ürün dükkânından organik ürünlere ulaşmak mümkün.
ANKARA: Ayrancı ve Çayyolu'nda iki organik pazar var.
İZMİR: Bostanlı ve Balçova'da iki organik pazar yer alıyor.
ESKİŞEHİR: Tepebaşı' nda kuruluyor.
BURSA: Nilüfer'de bulunuyor.
ADANA: Çu kurova'da yer alıyor.
KONYA: Meram'da açılıyor.
İZMİT: İzmit Yüzde 100 Ekolojik Pazarı'nda ürünlere ulaşılabiliyor.
KAYSERİ: Ağustos -kasım ayları arasında Kocasinan yüzde 100 Ekolojik Pazarı'ndan ürünlere ulaşılabiliyor.
SAMSUN: Sürmeli Köyü' nde kurulan pazardan organik bitkisel ürünler satın alınabiliyor.
BALIKESİR: Burhaniye'de sezonluk açılan bir organik pazar mevcut.
TÜKETİM DÖRT KAT ARTACAK
İsviçre, Avusturya, Danimarka ve İsveç organik ürünlerin tüketimi açısından ilk sıralarda yer alıyor. Bu ülkelerde organik ürün tüketiminin payıyüzde 17'yi buluyor. Türkiye'de ise hala yüzde 1'in altı olan organik ürün tüketimi büyük bir potansiyele sahip. İç pazarda ürünlerin yüzde 60'ı perakende, yüzde 25'i fiziksel organik pazarlar, yüzde 2'lik kısmı ise internet satışıyla kullanıcılarla buluşuyor.
Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Sümerli, organik tüketim miktarının önümüzdeki beş yıl içinde dört kat büyümesini beklediklerinin altını çiziyor.
Organik ürünlerin geliştiğinden ve çeşitlendiğinden söz eden Sümerli, şöyle devam ediyor: "Bu alanda önemli yol kat ettik. Zamanla her sektörde organik üretime geçildi. Artık organik çikolata, organik salça gibi işlenmiş ürünlere de geçiş söz konusu. Bu tablo bize Türkiye'de bugün yüzde 1'lerde olan organik ürün tüketiminin önümüzdeki dönemde yüzde 4'lere çıkacağını gösteriyor."
70 BİN ÜRETİCİ
Buğday Derneği veri tabanına göre, iç pazara organik ürün tedarik eden sebze ve meyve üreticisi sayısı 600'e yakın. Toplam organik tarım yapan üretici sayısı ise 70 bine yaklaşıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre bu sayı 77 bin 67.
Bu da gösteriyor ki iç pazarıngelişmesi için lokomotif görevi gören taze sebze ve meyve üreticileri, organik tarım yapan üreticilerin sadece yüzde 0,86'sını oluşturuyor.
Tarım çevreleri, üretim yapan sınırlı sayıda üreticiyi koruyacak ve bu üreticilerin sayısını arttıracak yönde desteklerin oluşturulmasının, pazarlama ve mevzuatta pozitif ayrımcılık yapılmasının ve organik tarımın ihracat odaklı yapıdan çıkarılmasının iç pazarı geliştirebileceği üzerinde duruyor.
Son yıllarda organik ürünlerin popüler olması birçok üretici, yatırımcı ve ithalatçıyı harekete geçirdi. Ancak organik tarım sektörüne yatırım yapanların en büyük hataları pazar araştırması yapmamaları. Buğday Derneği Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Batur Şehirlioğlu, "Organik üretime yönelik gerekli destekleri, pazarı, danışmanlık ihtiyacını, başlangıç yıllarında yaşanabilecek ticari kayıpları dikkate almadan yapılan yatırımlar genelde hüsranla sonuçlanıyor" diyor.
Şehirlioğlu, üreticilere, bölgelerinde pazar araştırması yapmalarını, tüketici kooperatifleri ve diğer tüketici örgütleriyle görüşmelerini, toplum destekli ekolojik tarım modellerini araştırmalarını öneriyor.
FİYAT FARKI
Organik pazarlarda lojistik maliyetler, kayıplar, sürüm gibi dezavantajlar da dikkate alındığında organik ürün ile konvansiyonel ürünler arasında fiyat farkının kabul edilebilir ölçekte olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle özellikle Kayseri gibi yerel organik pazarlarda ürünler daha öğle saatleri gelmeden bitebiliyor.
Ancak perakende zincirler ve yüksek maliyetleri olan organik ürün dükkânlarının fiyatları, alım gücü düşünüldüğünde tüketiciye pahalı gelebiliyor. Tarım çevreleri, zaman içinde organik üreticiler teşvik edildikçe ve sürüm arttıkça maliyetlerin düşeceğini ve bunun da fiyatlara yansıyacağını söylüyor.
ORGANİK PAZARLAR KURULUYOR
Halen sayısı 18 olan üreticiden tüketiciye doğrudan satışın gerçekleştiği organik pazarların, sağlıklı, güvenilir bir yapı ile yaygınlaştırılması, geliştirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.
Üreticilerin organik pazarlara katılabilmesi için organik tarım müteşebbisi yani organik tarım sertifikası sahibi üretici olmaları yeterli. Ancak bazı organik pazarlarda yer sorunu var.
Buğday Derneği'nin danışmanlık yaptığı organik pazarlarda, ana geçim kaynağı tarım olan küçük ve orta ölçekli üretim yapan organik tarım üreticilerine öncelik veriliyor. Bir diğer önemli kriter de pazarın ürün desenine, çeşitliliğine katkı sağlayan ürünler sunabilmek.
Her ilde organik ürünlere ilgi var. Bu açıdan bakıldığında, organik ürünlere erişime yönelik girişimlerde fırsat söz konusu. Her ne kadar işin e-ticaret ayağında faaliyet gösteren şirketler olsa da bu alanda hala açık var. Tüketicilerin organik ürün talebine bağlı olarak gıdadan bebek ürünlerine, kozmetikten tekstile kadar pek çok organik ürünün satışına yönelik e-ticaret sitelerine ihtiyaç duyuluyor.
SEKTÖRÜN ÖNCÜLERİNDEN
Organik sektöründe farklı alanlarda faaliyet gösteren pek çok şirket var. Orvital Organik bu şirketlerin başında yer alıyor. 2009'da Türkiye'de ilk kez organik tavukları raflara koyan şirket, odaklandığı organik tavuk eti alanında açık ara lider.
Orvital Organik Kurucu Ortağı Muharrem Doğan, önümüzdeki dönemde hem Türkiye'de hem de ihracat pazarlarında tanıtım çalışmalarına hız vereceklerini belirtiyor. Doğan, 2018 yılı sonuna kadar kendi süt ve süt ürünleri tesislerini kurmak için yatırım kararı aldıklarını söylüyor.
Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını ifade eden Doğan, "Üretimimizi çeşitlendirerek daha fazla ülkeye ihracat yapmayı hedefliyoruz. 2020 sonu hedefimiz minimum 15 ülkeye ulaşmak ve gelirimizin yüzde 35-40'ını ihracattan elde etmek" diyor.
ORGANİK GÜBRE ÜRETİYOR
Yeditepe Üniversitesi bünyesinde yer alan Yeditepe Sağlık Hizmetleri, 2005 yılından bu yana organik sektöründe faaliyet gösteriyor. Şirket, organik gübre, enzim ve biyolojik mücadele ürünleri üretiyor.
Yeditepe Sağlık Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Turan, satış kanallarının kurumsal kimliği olan büyük işletmeler olduğunu söylüyor. Üretimlerinin yüzde 65'ini ihraç ettiklerini belirten Turan, sözlerine şöyle devam ediyor: "İhracatın payını yüzde 75'e çıkarmayı planlıyoruz.
12 Nordik ülkesine ihracat yapıyoruz. Geçen yıl 750 bin Euro'luk ihracat gerçekleştirdik, önümüzdeki yıl ihracatımızı 2 milyon Euro'ya çıkarmayı hedefliyoruz. Organik tarım yapan Avrupa ülkeleri ve toprak rehabilitasyonuna ihtiyaç duyan Ortadoğu ülkeleri, özellikle de Katar, Dubai gibi ülkeler hedef pazarlarımız."
YUMURTA HIZLI BÜYÜYOR
Yumurta, organik sektörünün önemli bir ayağını oluşturuyor. Toplam yumurta pazarı içinde yüzde 1,5'lik paya sahip olduğu tahmin edilen organik yumurta sektöründe, 2015 yılında 68 milyon adet olarak gerçekleşen üretim geçen yıl 95 milyon adede yükseldi.
Keskinoğlu, bu alanda üretim yapan şirketlerden biri. Organik yumurta üretimine 6 bin adet tavuk ile başlayan şirketin bugün 200 bin adet organik yumurtacı tavuğu var. Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Keskinoğlu, üretimlerinin bu alanda faaliyet göstermeye başladıkları 2009'a kıyasla yüzde 300'ün üzerinde arttığını vurguluyor. Keskinoğlu, pazarın gelecek yıllarda çok daha hızlı bir büyüme trendi göstereceğini öngördüklerini dile getiriyor.
Fevzi Keskinoğlu, bu konuda şunları söylüyor: "2017 yılında 270 milyon TL olan ciromuzun yaklaşık 19 milyon TL'lik kısmı organik yumurta alanından geldi. Organik yumurta üretiminin toplam üretimimiz içerisindeki payı yüzde 3 civarında. Önümüzdeki yıllarda üretimimizi 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Düzenli olarak Dubai, Katar gibi ülkelere organik yumurta ihraç ediyoruz."
MAMADA MARKA AZ
Her yıl 1,3 milyon bebeğin doğduğu Türkiye'de bebek maması kategorisinin büyüklüğü 835 milyon TL civarında. Avrupa'nın en çok doğum gerçekleşen ülkesi konumunda olan Türkiye'de özellikle az sayıda oyuncunun yer aldığı organik bebek maması pazarında yüksek bir büyüme potansiyeli var.
Organik bebek ürünleri markası Hipp'in pazarlama müdürü Emine Arslan, bu eğilimin önümüzdeki dönemde daha da artacağı görüşünde. Türkiye'de Hipp dışında ek gıda kategorisinde iki organik marka daha bulunduğunu söyleyen Arslan, "Organik ürünler ham madde olarak bakıldığında konvansiyonel ürünlere göre ortalama yüzde 10-15 arasında fiyat farkı gösteriyor. Bilinçli tüketici bunun farkında" diye ekliyor.
HEDEF ABD PAZARI
Helvacızade Grubu, Zade Vital markası için organik üretim gerçekleştiriyor. Zade Vital Türkiye, Uluslararası Satış & Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Kadir Taha Büyükhelvacıgil, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi işbirliğiyle organik tarım yaptıklarını ve ürünlerde kullanılacak hammaddeleri organik sertifikalı olarak yetiştirdiklerini belirtiyor.
Büyükhelvacıgil, yaptıkları pazar araştırmalarında özellikle ABD pazarında organik ürünler için ciddi bir potansiyel olduğunu gördüklerini ve önümüzdeki dönemde organik ürün portföylerini daha da zenginleştireceklerini vurguluyor. Kadir Taha Büyükhelvacıgil, "Organik pazarın Türkiye'de büyümesiyle fiyat farkının azalacağını öngörüyoruz" diyor.
YENİ YATIRIM PLANLIYOR
Düzen Biyolojik Bilimler Araştırma Geliştirme ve Üretim, 2006 yılından bu yana organik zeytin ve zeytinyağı üretimi yapıyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Yahya Laleli, 12 yıldır üretimlerinin yüzde 30'unu ihraç ettiklerini söylüyor. Şirket, Japonya, Malezya, Almanya, İsviçre, Avusturya ve Norveç'e ihracat yapıyor. Laleli, "Geçen yıl 600 bin dolarlık ihracat yaptık.
Bu yıl ise 750 bin dolarlık ihracat hedefliyoruz. 2017'de 4 milyon TL olan ciromuzu da bu yıl 5 milyon TL'ye çıkarmayı planlıyoruz. Burhaniye OSB'de 16 dönümlük bir arazide yeni bir zeytin ve zeytinyağı fabrikası yatırımı yapacağız" diye anlatıyor.
Sertifikalı organik baharat, aromatik bitki ve yağlı tohumlar üzerine üretim yapan Sunder, İzmir Tire'deki tesisinde yılda 300 tonluk üretim gerçekleştiriyor. Şirket, üretiminin yüzde 95'ini 15'ten fazla ülkeye ihraç ediyor. Sunder Genel Müdürü Yavuz Süner, "Geçen yıl 1,5 milyon Euro'luk ihracat yaptık. İhracatımızı her geçen yıl artırmayı hedefliyoruz" diyor.
KEÇİ ÇİFTLİĞİ VAR
Tema Vakfı'nın Kırsal Kalkınma Projesi ile hayat bulan Saklı Cennet, Türkiye'nin ilk ve tek organik ödüllü keçi çiftliği olma özelliğini taşıyor. Organik keçi sütü ve süt ürünlerinde en büyük üretici olduklarını belirten Saklı Cennet Yönetim Kurulu Üyesi Vildan Yıldız, 2000'li yıllarda Artvin'de organik bal üretimiyle başlayan üretim yolculuğunu Gökçeada'da keçi sütü ve ürünleriyle devam ettirdiklerini söylüyor.
Geçen yıl 380 ton keçi sütü ürettiklerini, 2018'de ise bu rakamı 420 tona çıkarmayı planladıklarını ifade eden Yıldız, "Türkiye'nin organik keçi sütü ihtiyacının yüzde 35'ini biz karşılıyoruz" diye anlatıyor.
Türkiye'de organik bal üretiminin yaklaşık bin 130 ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu alanda faaliyet gösteren arıcı sayısı çok sınırlı. Bunların da daha çok Karadeniz ve Doğu Anadolu'da olduğu ifade ediliyor.
VİETNAM'A ORGANİK SÜT SATTI
Pınar Süt de organik üretim yapan şirketler arasında yer alıyor. Yaşar Holding Gıda İcra Başkan Yardımcısı Levent Dağhan, Pınar Süt olarak en geniş organik sütlü ürün portföyüne sahip marka olduklarına vurgu yapıyor. Dağhan, "Yıllık üretimimiz 6,5-7 milyon litre civarında. Organik sütümüz hem İzmir hem de Eskişehir fabrikalarımızda ürüne dönüştürülüyor" diye anlatıyor.
Ürünlerinin Kıbrıs ve Azerbaycan'da da raflarda yer aldığını belirten Levent Dağhan, bununla birlikte 2016 yılında Vietnam'a Türkiye'den ilk organik süt ihracatını gerçekleştiren marka olduklarını söylüyor. Daha fazla tüketiciyi organik ürünlerle buluşturmayı hedefleyen şirket, bu anlamda farklı ürün gruplarına da girmeyi planlıyor.
445 FİRMA SERTİFİKALI
Organik tekstil ve hazır giyim de sektörün bir ayağını oluşturuyor. Dünya toplam hazır giyim ihracatı 495 milyar dolar civarında. Dünya organik tekstil cirosu ise yaklaşık 16 milyar dolar. Organik hazır giyimin olmazsa olmazı olan organik pamuk üreticileri ise oldukça sınırlı. Dünyada organik pamuk üreten ülkeler Hindistan, Çin, Kırgızistan, Türkiye, Tacikistan, ABD ve Tanzanya olarak sıralanıyor. 108 bin ton olan dünya organik pamuk üretiminde Türkiye 7,6 bin ton ile yüzde 7 oranında pay alıyor.
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, 2017'de dünyada kabul gören Global Organic Textile Standart (GOST) sertifikasına sahip 5 bin 24 işletme olduğunu ve bu firmalar içinde 445 Türk işletmesinin yer aldığını söylüyor. Gültepe, Türkiye'nin dünyada en çok organik tekstil sertifikasına sahip dördüncü ülke olduğunun altını çiziyor.
Gültepe, "Firmalar tarafından talep edilen standartlardan Organic Content Standart (OCS) sertifikasına sahip 2 bin 700'ün üzerindeki işletmenin de 360'ını Türk firmaları oluşturuyor. Türkiye işletmeleri en çok OCS serfikası alan üçüncü ülke konumunda. Bu kapsamda, dünyanın en büyük organik hazır giyim üreten ülkeleri arasında ilk sıralarda olduğumuzu söyleyebiliriz" diye anlatıyor.
Organik pamuk, organik iplik ve organik ham kumaş alanlarında faaliyet gösteren Uçak Tekstil, İzmir Torbalı ve Aydın Söke'deki tesislerinde gerçekleştirdiği üretimin yüzde 50'sini ihraç ediyor. Şirket, Japonya, Vietnam, Tayland, Fransa, İsviçre, Almanya ve Çin'e ihracat yapıyor. Uçak Tekstil Satış ve Pazarlama Sorumlusu Onur Uçak, geçen yıl 150 milyon TL'lik ciroya ulaştıklarını, bu yılki ciro hedeflerinin ise 250 milyon TL olduğunu söylüyor.
FRANCHISE FIRSATI
Organik sektöründe franchise fırsatı da söz konusu. Sektöre girmek isteyenler, sertifikalı ürünlerin satışını yapabilecekleri kendi mağazalarını açabilecekleri gibi bu alanda bir zincirin halkası da olabilirler.
Örneğin Türkiye'nin ilk organik markalarından City Farm organik sektörüne gönül veren girişimciler arıyor. Mağazalarının yanı sıra ulusal perakende zincirleri ve internet üzerinden de satılan City Farm ürünleri, kuru gıdadan çikolataya kadar geniş bir yelpazede tüketicilerle buluşuyor. Bugün dokuz mağazası bulunan şirket önümüzdeki dönemde yeni mağazalarla büyümeyi planlıyor. Bu yılın ikinci yarısından itibaren franchise vermeye başlayacak olan City Farm, 2018 sonuna kadar beş franchise vermeyi hedefliyor.
Girişimcilerin organik konusuna ilgili olması isteniyor. 100 metrekarelik mağaza koşulu arayan şirket, eve servis hizmeti için bir soğutmalı araç talep ediyor. Mağazaların tefriş bedelinin yaklaşık 55 bin TL, 0-4 dereceli araç maliyetinin ise 75 bin TL olduğu belirtiliyor. Her ilden gelecek franchise talepleri değerlendiriliyor. Ancak Adana, Eskişehir, Mersin, Kayseri gibi illere öncelik veriliyor.