ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Enerji bugün, ekonomik büyümeden rekabet gücüne, finansal piyasalardan güvenlik politikasına kadar yeni dünya düzeni ile doğrudan bağlantılı. Üretimine, taşınmasına, tüketilmesine, atıklarının temizlenmesine, verimliliğinin artırılmasına trilyonlarca dolar akıtılan bu sektör, devletlerarası çatışmaları da körüklüyor.
Hayatımızın atardamarı olan enerjideki son gelişmeler üzerine enerji politiği uzmanı Mehmet Öğütçü ile görüştük. Londra merkezli Global Resources Corporation'ın başkanlığının yanı sıra Bosphorus Energy Club’un İcra Kurulu Başkanı da olan Öğütçü ile petrol fiyatlarının seyrinden Rusya’ya alternatif doğalgaz kaynaklarına kadar pek çok konuyu konuştuk...
Yeni enerji yönetimi, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için nasıl bir yol izlemeli sizce?
Enerji, Türkiye’nin ‘yumuşak karnı.’ Neden? Çünkü yüzde 98 doğalgaz, yüzde 93 petrol, buna yakın oranlarda da kömürde, dışa bağımlıyız. ‘Yenilenebilir enerji’ diyoruz o da ithal, ‘yatırım’ diyoruz onu da dışarıdan bekliyoruz. Yani nereye dönseniz dışa bağımlılık var. Böyle olunca da esen rüzgarlara açık oluyoruz.
Tek bir ülkeyi model olarak almak doğru değil. Değişik modellerden uygun olanlar alınabilir. Mesela Japonya’nın son 10 yıldır çok başarı sağladıkları enerji verimliliği alanında izlediği yola bakılabilir. Türkiye’de de benzer bir yol benimsense en az yüzde 30-40’lık bir tasarruf sağlanır.
Rusya ile yaşadığımız sorunların, enerji ticaretimizin seyrine ilişkin öngörüleriniz neler?
Rusya’nın doğalgazda Almanya’dan sonra en büyük müşterisiyiz. Aramızdaki sözleşmeler gereği Gazprom gazı kesemez. Biri 2021, diğeri 2025’te bitecek olan iki sözleşmemiz var. Eğer keserse bunun cezai müeyyidesi var. Ayrıca diğer müşterilerini de ürkütür. Çünkü Rusya, sadece AB’ye değil, Asya’ya da açılmaya çalışıyor.
Alternatif yaratmak için neler yapılmalı?
Öncelikle doğalgazın ekonomideki ağırlığını azaltmak gerek. Daha fazla yenilenebilir enerji, daha fazla kömür, daha fazla enerji verimliliği sayesinde elektrik sektöründe doğalgazın payı yüzde 44’ten 30’a çekilebilir. Ikin-
cisi olarak çeşitlilik artırılabilir. Rusya’nın payı yüzde 20-25’lere düşünülebilirse, aradaki fark başka ülkelerden karşılanabilir.
Türkiye’nin doğalgaz ithalatı içinde Rusya’nın payı yüzde 55. Bu da 27 milyar metreküpe denk geliyor. Peki bu rakam başka hangi ülkelerden karşılanabilir?
Azeri gazına öncelik verilmeli bence. Çünkü Azerbaycan zaten 2019’dan itibaren Şah Deniz 2’den 16 milyar metreküp gönderecek. 6 milyar metreküpü bize gelecek, 10 milyar metreküpü Avrupa’ya gidecek.
Avrupa’ya gidecek olan da bazı anlaşmalarla Türkiye’de bıraktırılabilir. Nahcivan, Abşeron ve Umit olmak üzere üç büyük sahaları var. Oralardan yeni gaz da gelebilir.Türkmenistan, dünyada rezerv konusunda en büyük dördüncü sırada ama yakın zamanda Türkmen gazının Türkiye’ye gelmesi mümkün görünmüyor. Ruslar, en büyük piyasa-laranı tehdit etmesine izin vermez.
Rus gazına ikinci alternatif ne olabilir?
Kesinlikle Kürt gazı. Kürdistan Bölgesi’nde Bina Bawi ve Miran sahalarına yatırım yapılırsa, Türkiye üç yılda buradan 10 milyar metreküp gaz getirebilir. 350 kilometrelik sınıra birhat yapılır ve arada hiç transit olmadan dümdüz sahadan Türkiye’ye gelir gaz.
Bunun için yaklaşık 5 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor. Bu yatırımı, Türkiye’nin ve Türk şirketlerinin yapması lazım. Bilindiği gibi en pahalı gaz sırasıyla Iran, Rus ve Azeri gazı.Kürt gazı ise çok daha ucuza gelecek. Şahdeniz 2’den sonra en hızlı gerçekleştirilmesi gereken proje bu olur. Ama en az 3-3,5 yılı bulur. Öte yandan önemli bir gelişme de şu ki, önümüzdeki 2-3 ay çok kritik Irak Kürdistan’ı için. Bunu fırsata çevirebiliriz?
Neden?
Çünkü Irak’tan para almıyorlar ve her ay minimum 900 milyon ile 1 milyar dolara yakın bir gelire ihtiyaçları var. Petrol fiyatları düştüğü için kazançları yarı yarıya azaldı. Şu anda çok zorlanıyorlar ödemeler için. Türkiye’nin, ‘Kürdistan’ın ekonomisini ayağa kaldırmak için katkı sağlamalı mı sağlamamalı mı?’ sorusuna stratejik bir şekilde karar vermesi gerekiyor acilen. Sağlarsa bunun karşılığında ne almalı? Petrol, doğalgaz sahaları çok cazip.
Katar ile yapılan LNG anlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye için fizibıl bir anlaşma mı?
Katar ile imzalanan LNG anlaşması niyet beyanı gibi. Katar, Asya Pasifik’teki pazarlarını kaybetti, yeni pazar arıyor. Onlar için bu anlaşma çok iyi bir şey. Türkiye’nin LNG’yi iyi fiyata alması lazım. Peki bu LNG’yi nereye indireceğiz? Türkiye’de biri Aliağa’da diğeri Marmara Ereğlisi’nde olmak üzere iki tane LNG terminali var ancak bunlar yetersiz. Türkiye’nin depolama imkanı yok. Ürdün, Litvanya, Pakistan, Avusturalya, Hindistan gibi birçok ülke artık yüzen depolama tesisi yapıyor. Bunun maliyeti çok düşük. Yatırım yapmak zorunda da değilsiniz, depolayabiliyorsunuz.
İran’ın uluslararası enerji piyasasında önü açıldı. Bu ülke ile enerji ticaretimizde bir değişim bekliyor musunuz?
Iran ile enerji ilişkimizin çok fazla değişeceğini zannetmiyorum. Iran’da siyasi ilişkilerin her an gerginliğe dönüşmesi var. Iran, yüksek değerli pazarlara, AB’ye, Akdeniz’e açılmak istiyor. O nedenle Türkiye önemli bir ülke. Ilişkiler inişli çıkışlı olabilir. Türkiye üzerinden gaz göndereceğini düşünmüyorum çünkü gazı çok pahalı.