Türkiye'nin bankacılık sektöründeki en güçlü şirketlerinden biri olan Akbank, aralıksız olarak markasına yatırım yapıyor.
Talip Yılmaz
tyilmaz@ekonomist.com.tr
Akbank Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü, müşterilerinin hayatlarına değer katmayı amaçladıklarını söylüyor ve "Bankacılıkta olduğu gibi iletişimde de öncü marka olmayı, ilkleri başarmayı amaçlıyoruz" diyor.
Akbank kurulduğu günden bu yana markasına aralıksız yatırım yapıyor.Bir taraftan reklam ve halkla ilişkiler faaliyetlerini sürdürürken diğer taraftan da yoğun bir şekilde topluma değer katmak için eğitim, girişimcilik, kültür ve sanat ile gönüllülük projelerini sürdürüyor .
Tüketici ile arasındaki duygusal bağı ve yol arkadaşlığını güçlendirmek ana hedefiyle hareket ettiklerini söyleyen Akbank Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü, "Teknolojinin bize sunduğu tüm kanallardan faydalanarak marka imajımızı ve müşteri sadakatini ileriye taşıyacak projeler üzerinde çalışıyoruz. Hedefimiz müşterilerimizin hayatına değer katmak.
Bankacılıkta olduğu gibi iletişimde de öncü marka olmayı ve hem ulusal hem uluslararası arenada ilkleri başarmayı amaçlıyoruz” diyor. Murat Göllü, Akbank'ın marka stratejileriyle ilgili şu bilgileri verdi:
Markanızın oluşum ve gelişim sürecinde müşterileriniz ve Akbanklılar'ın rolü nedir?
1948'de Adana'da yöresel bir bankadan uluslararası alanda hizmet kalitesini ispatlamış, öncü ve yenilikçi bir bankaya, 70 yılı aşkın bir yolculukla ulaştık. Akbank markasının bugün geldiği noktadaki başarısının arkasında bankanın köklü tecrübesi, müşterilerimizin bankamıza duyduğu güven, insan odaklı bankacılık yapan Akbanklılar ve müşterilerimize sunduğumuz yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz bulunuyor.
Bankamız, tüm paydaşlarımızın, çalışanlarımızın, müşterilerimizin yani tüm Türkiye'nin güveninin eseri. Akbank, hayattan ilham alan yenilikleriyle, hem hayatın ve modern yaşam alışkanlıklarının tam merkezinde, hem de tüketicisinin kalbinde olan bir banka.
Trendler ve müşteri dinamiklerindeki değişimleri öngörerek, müşterilerimizin finansal ihtiyaçlarına özel yeni ürünler ve kanallar geliştiriyor ve Türk bankacılık sektöründe birçok yeniliği müşterilerimizle buluşturuyoruz.
Akbank olarak geleceğin bankacılığını bugünden müşterilerimize sunmaya çalışıyoruz. Bu da bizi her geçen gün hızlanan hayat ve değişen insan ihtiyaçlarına yönlendiriyor. Artık en değerli şey "zaman" Biz de Akbanklılar olarak 'vakit nakıttır' diyoruz, hayatla yarışıyoruz, müşterilerimize zaman kazandırmak için çalışıyoruz.
İhtiyaçları anlayan, belirleyen, kolaylık sağlayan bakış açımızla hayatın içinden çözüm ve hizmetler sunuyoruz. Bunları yaparken de hayat nasıl gelişiyorsa oradan yola çıkıyor, hayatın içinden referans aldığımız çarpıcı örneklerle yaratıcı çalışmalara imza atmaya büyük önem veriyoruz. Yeni nesil teknolojiler değil yeni nesil insanlar, high tech değil human tech, uzak gelecekten değil günlük hayattan ilham alan bir marka olarak yolumuza devam ediyoruz.
Marka konumlandırmada bankanızın stratejisini öğrenebilir miyiz?
Markamız, gözbebeğimiz. 71 yıldır itinayla güçlü ve tek marka algısını korumak için çalışıyoruz. Stratejik olarak monolitik marka mimarisi yaklaşımını hedefliyoruz ve bu doğrultuda aksiyon alıyoruz.
Banka içi ve dışında yaptığımız tüm iletişim faaliyetlerinde tek ana markamız Akbank ve Akbank'ın bir marka olarak tüm iletişim noktalarında aynı değerleri yansıtan tek bir logosu ve kurumsal kimliği var.
Akbank, çiftçisinden sanatçısına, iş kuran girişimcisinden ev kuran gencine kadar herkesin hayatına dokunan ve hedefleri doğrultusunda ilerlemeleri için çalışan bir yol arkadaşı, Türkiye'nin itici gücü. Ayrıca yapılan araştırmalar gösteriyor ki finans sektörü dünyada itibar adına en riskli sektörler arasında yer alıyor. Bu sebeple tüm paydaşlarımızla kurduğumuz güvene dayalı ilişki itibarımızı da olumlu yönde destekliyor.
Akbank insanların kalbinde, şartlar ne olursa olsun, sırtlarını yaslayabilecekleri güvenilir bir destek olarak konumlanıyor. İtibar skoru yüksek. Temas halinde olduğu iç ve dış tüm paydaşlar nezdinde güvenilir konumunu koruyor.
Bu güvenin ardında işinin uzmanı çalışanları, güçlü sermayesi ve sosyal fayda projeleriyle topluma olan katkısı yatıyor. 71 yıllık bu başarının sırlarından biri Akbank'ın her zaman kendini dönüştürebilme ve yenileyebilme gücü. Uzun yıllardır içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm süreci artık dijital bankacılık kanallarımızdan yeni nesil şube modelimize kadar her noktada kendini en somut şekilde gösteriyor.
Tüm bu dönüşümün ardında da yine gerçek tüketici iç görüleri yatıyor. Yaptığımız her yenilik gerçek bir tüketici ihtiyacını cevaplamak için tasarlanıyor. Bu sayede Akbank markası, yeniliklerin peşinde olan, teknolojiyle ilişkisi güçlü progresif bir kitlenin bankası olarak dönüşürken, özündeki sıcak ve samimi tavrını koruyor. Akbank'ın marka konumlandırması ve onun iletişime yansımasında bu dengeye özellikle dikkat ediyoruz.
Markanız bu yıl hangi ödülleri aldı?
Ulusal ve uluslararası platformlarda aldığımız tüm ödüller; en iyi, en yenilikçi ürün, hizmet ve uygulamaları müşterilerimize ulaştırmak için yaptığımız çalışmalarımızın bir göstergesi. Yakın dönemden bir örnek vermek gerekirse özellikle geçtiğimiz günlerde Euromoney yayın grubu tarafından bankamıza verilen "Dünyanın En İyi Dijital Bankası” ödülü bizleri çok gururlandırdı. Bu önemli ödülü güçlü finansallarımızın yanı sıra, teknoloji yatırımlarımız, yeni nesil bankacılık vizyonumuz ve geleceğin bankacılığı konusunda yaptığımız çalışmalarla aldık.
Euromoney tarafından ilk defa gelişmekte olan bir ülkeye verilen (emerging market) "Dünyanın En İyi Dijital Bankası” ödülü sadece bankamız değil sektörümüz için de önemli bir gelişme. Çalışmalarımızın hem ülkemizin hem de dünyanın en önemli kurumlarınca takdir edilmesi bizi her zaman gururlandırıyor; bankadaki takım ruhunu ve motivasyonu güçlendiriyor. Gerek iş birimleri bazında gerekse iletişim ve marka bazında her yıl onlarca ödüle layık görülüyoruz.
Sektörünüz dışında hangi alanlarda KSS projeleri yürütüyorsunuz? Özellikle yoğunlaştığınız alanlar nedir ve neden bu alanlara yöneliyorsunuz?
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizi, "Kültür-Sanat” "Girişimcilik” , "Eğitim” ve "Gönüllülük” olmak üzere dört ana başlık altında yürütüyoruz.
Geniş kitlelere ulaşmasını hedeflediğimiz projelerimizin sürdürülebilir olmasına önem veriyoruz. Akbank Sanat, Kültür-Sanat alanında gerçekleştirdiğimiz en önemli projemiz.
Akbank Sanat; 2019 yılında kuruluşunun 26. yılını kutluyor ve her yıl 700'ün üzerinde etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Akbank Çocuk Tiyatrosu 46 yılı geride bıraktı. Akbank Caz Festivalı'nin 29'uncusunu gerçekleştireceğiz. 2004 yılında başlattığımız Akbank Kısa Film Festivali ile sinema sanatını ve yeni sinemacıları 15 yıldır desteklemeyi sürdürüyoruz. 14 yıldır Contemporary İstanbul'un ana sponsorluğunu üstleniyoruz. Bunun gibi bir çok çalışmaya imza atıyoruz.
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ
AKBANKLILARIN YÜRÜTTÜĞÜ PROJELER
Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımız kapsamında Akbanklılar'ın yürüttüğü gönüllülük çalışmaları çok kıymetli. İnanıyoruz ki; gönüllülük gündelik yaşamda karşılaşılan zorluklarını aşmak için güçlü bir araç, bizlere sosyal sorunlar karşısında çözümün bir parçası olma fırsatı yaratıyor.
Hayata geçirdiğimiz tüm projeler ile faaliyet gösterdiğimiz lokasyonlarda yerel halk ve sivil toplum kuruluşları ile ilişki geliştiriyor, ortak değerlerimizde bir araya geliyoruz. Akbanklı Gönüllüler; Türkiye'nin dört bir yanındaki Akbanklılar, ailelerimiz, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile birlikte topluma katkı projeleri yürütmeyi hedeflediğimiz bir platform.
Toplumsal duyarlılık ve farkındalık yaratma gibi pek çok amaca hizmet eden gönüllülük çalışmalarımız kapsamında her yıl 1000'e yakın Akbanklı ile 50'ye yakın proje gerçekleştiriyoruz.
Banka içinde Akbanklı Gönüllüler'in çalışmaları sosyal dayanışma ve iş birliği kültürünü olumlu etkiliyor. Akbanklı Gönüllüler olarak gelecek dönemde daha fazla gönüllü ile etki alanımızı genişletecek projeler hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
ÜNİVERSİTELİLERİ DAHİL EDİYORUZ
Gönüllülük alanında gerçekleştirdiğimiz projelerimizle Anadolu'nun dört bir yanında yer alan üniversite kampüslerine ulaşıyor, üniversiteli gençleri projelerimize dahil ediyoruz. Bu kapsamda, Şehrin İyi Hali projemizle her yıl tüm Türkiye'den üniversiteli gençleri, sivil toplum kuruluşları iş birliği ile düzenlediğimiz sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olmaya davet ediyoruz.
Projemiz ile 1826 yaş aralığında yer alan üniversiteli (ön lisans, lisans, üst lisans) gençlere sivil toplum kuruluşları ile tanışma ve gönüllülük çalışmalarında görev alma fırsatı sunuyor, projeyi hazırlık, başvuru, gönüllülük etkinlikleri ve konser olmak üzere dört aşamalı olarak yürütüyoruz.
İlk yılında 400 genci davet ettiğimiz projemizde ikinci yıl 500, geçen yıl ise 1000 genci gönüllü olmaya davet ettik. Duyuruların çıktığı ilk günlerde başvurular tamamlandı. Geçtiğimiz yıl başvuran 9 bin genç arasından, ilk başvuran 2.500 gönüllü genç; 10 sivil toplum kuruluşu iş birliğiyle toplam 26 farklı ilde 70'e yakın sosyal sorumluluk projesinde gönüllü olarak yer aldılar.
GİRİŞİMÇİLERE ÖZEL PROJELER
“Yenilikçiliğin öncüsü olarak gördüğümüz cesur girişimcilerin, yarattıkları olanaklarla ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişimine önemli katkıları olacağına inanıyoruz. Bu anlamda, Endeavor Türkiye ortaklığıyla hayata geçirdiğimiz CaseCampus programımız ile gençleri girişimci olma yolunda destekliyoruz. Her dönemde 1000'in üzerinde alınan başvuru arasından 75 katılımcı seçilerek programa dahil ediliyor.
2019 yazı için aynı formatta; ancak daha yoğun gündemli bir program düzenledik ve dokunduğumuz öğrenci sayısını da arttırdık. Ayrıca yine Endeavor Türkiye iş birliğiyle Agerçekleştirdiğimiz StartUpCampus Programı ile de şirketini kurmuş veya erken aşama ürününü pazara sunup ilk satışını gerçekleştirmiş, 35 yaşın altındaki girişimcilere destek oluyoruz.
Eğitimi çok önemsiyor, özellikle finans yönetiminin en üst kalitede uygulanabilmesi için konunun uzmanlarıyla kapsamlı eğitim programları tasarlıyoruz. Bu çerçevede Akbank'ın kurucu sponsorluğunda Sabancı Üniversitesi ile iş birliğine giderek 2016 yılında finansta mükemmelliği hedefleyen Center of Excellence in Finance'i (CEF) hayata geçirdik.