ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
50 milyon tona yakın meyve-sebze üretimi olan Türkiye, dünya sebze üretiminde dördüncü, meyve üretiminde ise sekizinci sırada yer alıyor. Sera varlığı açısından da 30 bin hektar ile Avrupa’da ikinci sırada.
Temelleri 1953 yılında Bekir Çekok tarafından Mersin’de atılan Çekok Gıda, Türkiye’nin bu potansiyelini çok iyi değerlendiren şirketler arasında yer alıyor. Taze meyve-sebze ithalatı, ihracatı ve yurtiçi toptan ticareti alanında faaliyet gösteren şirket, İstanbul Sanayi Odası’nın (ISO) Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşunu sıraladığı ‘İSO 500’ listesinde geçen yıl 208’inci olmuştu.
Bu yıl ise 582 milyon TL’lik cirosuyla 180’inci-liğe yükseldi. Ekonomist Dergisi olarak her yıl hazırladığımız ‘Anadolu 500’ araştırmasında da her yıl üst sıralara yükselen Çekok’un bu yılki ciro hedefi 720 milyon TL. Geçen yılki 20,6 milyon dolarlık ihracat rakamını bu yıl 25 milyon dolara çıkarmayı planladıklarını söyleyen Çekok Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Cevdet Çekok, “Bu yılki ihracatımızda Rusya ile olan durum belirleyici olacak.
Şu anda Hollanda, Almanya, İngiltere başta olmak üzere 24 ülkeye direkt ihracatımız var. Birçok firma kanalıyla da pek çok ülkeye dolaylı ihracatımız bulunuyor. Hedef pazarımız Uzakdoğu” diyor.
KOOPERATİF TEMELLİ
Çekok Gıda’nın öyküsü 1950’lere dayanıyor. Tarımda kooperatifçiliğin öne çıktığı bir dönemde girişimci Bekir Çekok, 10 çiftçi ile Mersin’de narenciye kooperatifi Nar-ko’yu faaliyete geçirdi. Yıllar içinde kooperatife üye olan çiftçi sayısı 250’ye kadar çıktı. Ancak zamanla kooperatifçilik önemini yitirdi. 1980’li yılların başında pek çok çiftçi kooperatiften ayrılıp kendi şirketini kurarak faaliyetlerine devam etti. O dönem Bekir Çekok da Çekok Gı-da’nın temellerini attı.
1988 yılından ikinci kuşağın devreye girmesiyle işin boyutu değişti. Çekok Kardeşler ile birlikte satış ağı geliştirildi, ihracata ve pazarlamaya da ağırlık verildi. Şirketin ihracat serüveninin 1990’lı yıllarda başladığını belirten Cevdet Çekok, “O yıllarda ihracat kooperatifler üzerinden yapılıyordu.
Devlet kooperatiflerden narenciye ve sebzeleri alıp bunları Rusya’ya gönderiyor ve bunun karşılığında da gübre, kömür gibi mallar alıyordu. Bizim gibi firmalar tahsilatı devletten yapıyordu. Rusya pazarının açılmasıyla yeni bir döneme girdik” diyor.
BEŞ TESİSİ VAR
Tüm üretim alanlarında, “İyi Tarım Uygulamaları (İTU)” yönetmeliğine uygun üretim yapan Çekok Gı-da’nın Adapazarı, Niğde, Mersin ve Antalya’da çiftlikleri var. Bu çiftliklerde toplam 11 bin dönümde limondan elmaya, nardan şeftaliye kadar 35 çeşit ürün yetiştiriliyor. Şirketin Mersin, Antalya, İzmir, Niğde ve İstanbul-Tuzla’da beş de fabrikası bulunuyor. Çekok Gıda’da bahçelerinden toplanan ürünlerin yıkanıp temizlendikten sonra paketlendiği, depolandığı ve kendi soğutuculu tırları ile dağıtımının yapıldığı entegre bir yapı söz konusu.
Cevdet Çekok, üretim faaliyetlerini kendilerine bağlı 300’e yakın çiftçi ile yürüttüklerini dile getiriyor. Çekok, faaliyetleriyle ilgili olarak şunları anlatıyor: “Türkiye’de nüfus ve iç tüketim her yıl artıyor. Biz de daha çok iç pazar ağırlıklı çalışıyoruz. Türkiye’nin 10 büyük ilinde bulunan yaş sebze ve meyve hallerinde kendi satış noktalarımız var.
Öte yandan 1999 yılında Bulgaristan’da da şirket kurmuştuk. Bulgaristan’ın AB’ye gireceğini öngörüyorduk. 2007’den beri oradaki şirketimiz kanalıyla birçok ülkeye ürün gönderebiliyoruz. Bundan sonraki yurtdışı yatırımımızı Afrika’da planlıyoruz.”
‘GOLD KİVİ’ ÜRETİYOR
Tarımda son yıllarda ‘royalty’ denilen ürün patenti gibi bir ürün çeşidini sahiplenme durumu var. Tarım sektörü bugün bütün dünyada royalty bedelleri üzerine dönüyor. Buna göre üniversitelerde bilimsel çalışmalarla bulunan tarımsal bir ürün çeşidinin üretim hakkı satın alınıyor. Daha sonra bu çeşit dünyadaki belli üreticilere belli ölçeklerde ürettiriliyor. Ya bitki ya da tonaj olarak bedel ödeniyor.
Cevdet Çekok, kendilerinin de bu tür bir üretime soyunduklarından bahsediyor. Şirket, bu amaçla dünyanın en büyük kivi üreticisi olan Yeni Zelandalı bir şirketle ortak üretim yapıyor. Adapazarı’ndaki 3 bin 800 dönümlük çiftliğin içerisindeki 100 dönümlük bir parselde, niş bir ürün olan ‘gold kivi’ üretiliyor. Cevdet Çekok, “Farklı ürünlerde de benzer çalışmalarımız, deneme üretimlerimiz var” diye konuşuyor.
Çekok Gıda ayrıca Avrupa’da ilk beşte yer alan büyüklükte bir kivi bahçesi de kurdu. Adapazarı’nda bin 500 dönümde kivi yetiştiren şirket, yılda 6-7 bin tonluk üretim yapacak. 2018 yılında kivi ihracatına da başlanacak.
MAKİNELİ HASAT DÖNEMİ
Tarımla uğraşan kesimin çoğunlukla büyük şehirlere göç etmesi nedeniyle çiftliklerinde çalışacak eleman bulmakta zorluk çektiklerini dile getiren Cevdet Çekok, şöyle devam ediyor: “Bu gidişle önümüzdeki beş yılda meyve toplatacak eleman bulamayacağız. Bunu öngördüğümüz için teknoloji yatırımları yapıyoruz. Adapazarı’ndaki bahçemizde, makineli tarıma uygun şekilde dikim yaptık. 2013’ten beri bu teknolojiye 25 milyon TL’lik yatırım yaptık.”
"RUSYA'DA DAHA FAZLA KAYIP OLABİLİR"
Rusya ile yaşanan sorunlar nedeniyle Türk meyve-sebze ihracatçıları bir süredir bu pazara ürün gönderemiyordu. İki ülke arasında ilişkilerin düzelmeye başlaması ihracatçıları umutlandırdı. Ancak Rusya tarafı kapıların yılbaşından sonra açılacağını belirtiyor.
İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Cevdet Çekok, Rusya pazarının yılbaşında açılmasının sektörü zora sokacağının altını çiziyor. Çekok, "Kasım ayında uçak krizi olduğunda, Rusya, 1 Ocak'tan sonra kapılarını kapatacağını söyledi.
Bu nedenle ocak ayına kadar sektör nefes aldı ve siparişlerini gönderdi. Sezonun üçte ikisi tamamlanmıştı zaten. Bu nedenle kayıp çok olmadı. O açıdan bakıldığında pazar bir ay içinde açılmazsa bu yıl daha fazla kayıp olacak” diye konuşuyor.